Yeni Microsoft Office Word Belgesi

110
Frida Kahlo’nun Diego Rivera’ya Yazdığı Aşk Mektupları ETİKETLER: AŞK DIEGO RIVERA FRIDA KAHLO MEKTUP Bir dağın içini ancak başka bir dağ bilebilir. Duygu ve Çağla 22 Nisan 2013 5

Transcript of Yeni Microsoft Office Word Belgesi

Frida Kahlo’nun Diego Rivera’ya Yazdığı AşkMektupları

ETİKETLER: AŞK DIEGO RIVERA FRIDA KAHLO MEKTUP

Bir dağın içini ancak başka bir dağ bilebilir.Duygu ve Çağla22 Nisan 20135

 Diego. Gerçek, öyle büyük ki, ne konuşmak ne uyumak ne dinlemek ne sevmek istiyorum.  Kendimi tuzağa düşmüş hissetmek, hiç kan korkusu olmadan, zamanın ve büyünün dışında, senin kendi korkunun ve büyük ıstırabının içinde, ve kalbinin atışında. Tüm bu deliliği senden isteseydim, biliyorum

sessizliğinde sadece karmaşa olurdu. Bu saçmalıkta senden şiddet istiyorum ve sen, sen bana incelik veriyorsun, ışığını ve sıcaklığını. Seni resmetmekisterim, ama bu şaşkınlığım içerisinde, hiç renk yok çünkü çok renk var, büyük aşkımın somut hali. F. 

  Diego: Hiçbir şey ellerinle kıyaslanamaz, hiçbir şey gözlerinin altın-yeşili gibi değil. Vücudum günlerdir seninle dolu. Sen gecenin aynasısın. Şiddetli bir şimşek çakışı. Toprağın nemi. Koltuk altlarının oyuğu benim sığınağım. Parmaklarım kanına değiyor. Tüm sevincim çiçek-çeşmenden fışkıran hayatı hissetmek ve sana ait tüm sinir yollarımı bununla doldurmak. 

  

  Okzokrom – Kromofor.  Diego.Rengi giyen kadın.Rengi gören adam.1922 yılından beri. 

Hep ve daima.  Şimdi 1944’te. Yaşanan tüm saatlerden sonra. Vektörler asıl yönlerinde devam ediyor. Hiçbir şey onları durdurmuyor. Canlı histen başka bir bilgileri yok. Tek istedikleri bir yerde buluşana kadar devam etmek. Yavaşça. Büyük bir huzursuzlukla, ama “altın parçanın” her şeye kılavuzluk ettiğine dair güvenle. Hücresel bir diziliş var. Hareket var. Işık var. Tümmerkezler aynı. Budalalık diye bir şey yok. Her zaman olduğumuz ve olacağımız gibiyiz. Aptal kadere bel bağlamıyorum.

 

  

 Diego’m: Gecenin aynası. Gözlerin tenimde yeşil kılıçlar. Ellerimizin arasında dalgalar. Tamamın seslerle dolu bir boşlukta – gölgede ve ışıkta. Sana rengi yakalayan OKZOKROM dediler. Bana KROMOFOR – renk veren. Sen

https://www.google.com.tr/search?biw=1232&bih=683&tbm=isch&q=frida+kahlo+tablolar%C4%B1&revid=1067127638sayıhttps://www.google.com.tr/search?biw=1232&bih=683&tbm=isch&q=frida+oyuncular%C4%B1&revid=1067127638ların tüm kombinasyonlarısın. Hayat. Dileğim çizgileri şekilleri tonları hareketi anlamak. Sen gerçekleştiriyorsun ve ben alıyorum. Sözün boşlukta seyahat edip benim yıldızlarım olan hücrelerime ulaşıyor, sonra senin hücrelerine gidiyor ki onlar da benim ışığım. 

 Okzokrom – Kromofor Yıllardır vücutlarımızda hapis kalan susuzluktu bu. Rüyalarımızın dudaklarından ayrı söyleyemediğimiz zincirli sözcükler. Her şey vücudunun düzlüğünün yeşil mucizeleri etrafında dizilmişti. Bedeninin üzerindeki dokunuşumu, derelerin fısıltılarını çiçeklerin kirpikleri  karşıladı. Dudaklarının suyunda her çeşit meyve vardı, narın kanı, saf ananas ve mammee elmasının ufukları. Seni göğsüme bastırdım ve vücudunun mucizesi parmak uçlarımdan bütün bedenime işledi.  Meşe özünün kokusu, cevizin hatırası, kül ağacının yeşil nefesi. Ufuk ve tarlalar, onları öpücüklerle takip ettim. Sözlerin kayıtsızlığı kapalı gözlerimizin bakışlarını anlatmak için bir lisana dönüşecek. Sen elle tutulamaz biçimde buradasın, odamın biçimine sıkıştırdığım bütün evren, sensin. Yokluğun saatlerin vuruşunu ve odamın ışığını titretiyor, aynadan nefesini duyuyorum. Senden ellerime doğru bütün vücudunu okşuyorum, bir an seninleyim, bir an kendimle. Damarlarımdaki  kan, kalbimden seninkine uzanan hava kanallarından akan mucize. Vücudumun düzlüğünün yemyeşil mucizesi seninkinde doğanın tamamına dönüşüyor.  Yuvarlak tepeleri parmak uçlarımla okşamak için hepsinin arasından uçuyorum, ellerim gölgeli yarıklara dalıyor, nazik dalların kucaklamasına bırakıyorum kendimi, yemyeşil ve serin. Bütün dünyanın cinsiyetine giriyorum, sıcaklığı beni yakıyor ve vücudum yapraklarının tazeliğine dolanıyor. Yaprakların buğusu yepyeni bir

sevgilinin teri gibi. Aşk, şefkat ya da ilgi değil bu, hayatın ta kendisi, benim hayatım, senin ellerinde, göğüslerinde ve ayında gördüğüm, bulduğum şey. Ağzımda senin dudaklarından kalan badem tadı var.  Dünyalarımız hiç dışarı çıkmadı. Bir dağın içini ancak başka bir dağ bilebilir. Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.

Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.

Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.

Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.

Devamını okuBunu E-postayla GönderBlogThis!Twitter'da PaylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te PaylaşÜzüntülerimi boğmak için içiyRüyaları Asla Resmetmedim. Canlandırdıklarım Benim Gerçeklerimdi.  Frida KahloÜzüntülerimiboğmak için içiyordum...Ama artık o lanet üzüntüler yüzme öğrendiler!

Üzüntülerimi boğmak için içiyordum...Ama artık o lanet üzüntüler yüzme öğrendiler!   Frida Kahlo

ordum...Ama artık o lanet üzüntüRüyaları Asla Resmetmedim. Canlandırdıklarım Benim Gerçeklerimdi.  Frida Kahlo

ler yüzme öğrendiler!

Üzüntülerimi boğmak için içiyordum...Ama artık o lanet üzüntüler yüzme öğrendiler!Varlığın bir anlığına havada uçuşuyor, sanki bütün varlığımı sabırsız bir sabahı bekleyişe mahkum eder gibi, o an farkediyorum ki seninleyim. O anda,bütün duyumların içinde, ellerim portakalların içine dalıyor ve vücudum sanki senin kollarına sarılıymış gibi hissediyorum. 

 Diego’m için. Dünyalara sessizce hayat verenim, en önemlisi yanılsama olmaması. Gün doğumları, dost kırmızılar, büyük maviler, yaprak dolu eller, gürültücü kuşlar, saçta parmaklar, güvercin yuvaları, insanın mücadelesine dair enderbir kavrayış, saçma şarkının basitliği, kalbimdeki rüzgarın budalalığı =

uyak yapma kızım = antik Meksika’nın tatlı çikolatası, ağızdan gelen kanda kopan fırtına –  kasılma, alamet, kahkaha ve incinin saf dişten iğneleri, Temmuzun yedisinde bir hediye, istiyorum, alıyorum, şarkı söylüyorum, söyledim, bundan böyle bizim büyümüzün şarkısını söyleyeceğim – aşkımızı. 

 Mar

Yorum gönder

İngilizce öğrenmek ister misiniz?/HABER/VİDEO/YAZI/ ARZU TRAMVAYI   Arşiv/ Hakkımızda/ Künye/ Basında Biz

Resimleri sürrealist akımla ilişkilendirilse de keskin ve acı gerçekliği yansıtmaktadır. Fırtınalı bir hayatı olmuş, hastalığı, resim sanatına kattıkları, ilişkileri ve yeteneğiyledikkat çekmiştir.Pablo Picasso’nun "Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz" dediği sanatçının 70 eserinin 50'si ressama hayranlığıyla bilinenMadonna tarafından satın alınmıştır. Oto portreleriyle tanınan Frida'nın hayatı, yönetmenliğini Julie Taymor yaptığı ve Salma Hayek'in sanatçıyı canlandırdığı 2002 tarihli Frida filmiyle beyaz perdedehayat bulmuştur. Kahlo, yaşarken ünlü olmuş, resimlerinin çoğu satmış nadir sanatçılardan biridir.

6 Temmuz 1907’de Coyoacan, Meksika'da, Macar Yahudisi fotoğrafçıWilhelm Kahlo Kızılderili asıllı Matilde Calderon Gonzales’in dört kızından üçüncüsü olarak dünyaya geldi. Kahlo ilerleyen yıllarda doğumgününü 6 Temmuz 1907 değil de Meksika Devrimigerçekleştiği 7 Temmuz 1910 günü olarak ilan edecekti. Çünkü yaşamının modern Meksika'nın doğuşuyla başlamış olmasını istiyordu. Ailesiyle birlikte Coyoacan bölgesinde oturdukları evlerinin dış duvarları kobalt mavisi ile boyalı olduğu için "Mavi Ev" olarak anılıyordu. Frida'nın doğumundan kısa süre sonra, annesi hastalanmış ve kızına süt veremeyecek hale gelmişti. Bu dönemde Frida'yı emzirmesi için Kızılderili bir sütanne bulundu. Bu durumun Kahlo'yu etkilemeyeceğini düşünüyorlardı ancak Frida yıllar sonra yapacağı resimlerden birinde sütannesini, Meksikalı yönünün mitik bir şekilde bedenlenmiş hali olarak gösterecekti. Annesini çok nazik, zeki ama aynı zamanda zalim, hesaplı ve fanatik bir şekilde dindar olarak tanımlayan Kahlo'nun babasıyla ilişkileri her daim iyi olmuştu. Günlüğüne babasıyla ilgili olarak yazdıkları, bay Kahlo'nun şefkat ve çalışkanlığın mükemmel bir simgesi olduğu, Frida'nın tüm sorunlarına anlayışla yaklaştığı yönündeydi. 6 yaşında çocuk felci geçiren Kahlo'nun bu sebepten, bir bacağı diğerine göre daha inceydi. Sinirleri etkileyen çocuk felci nedeniyle hastalar solunum zorluğu nedeniyle hayatını kaybediyordu. Frida ise sağ bacağındaki incelme ile kurtulmuştu. Bu yüzden hep uzun eteklergiyen Kahlo, kendisine "Tahta Bacak Frida" denmesine oldukça içerliyordu.

Kahlo, üç kızkardeşi olmasına rağmen bir erkek çocuk gibi büyümüş, okul yıllarında da daha çok erkek çocuklarla arkadaşlık kurmuştu. Başarılı bir öğrenci olan Kahlo, yıllarca geçirdiği çocuk felcinin etkisinde kaldı ve bu yüzden tıp eğitimi almaya karar verdi. Mexico City'de Ulusal Hazırlık Okulunun Tıp Eğitimi bölümüne kabul edildiğinde okulun tarihinde bir ilk gerçekleşiyordu. Zira daha önce sadece erkek öğrencilerin kabul edildiği ve Meksika'da prestij sembolü olan okulun, hazırlık sınıfına ilk kabul edilen kız öğrencilerden biri olmuştu. Ulusal Hazırlık Okulu'nda Frida'nın vizyonu genişledi, sanat, edebiyat, felsefe gibi alanlarda kendini geliştirme fırsatı buldu. İleride Meksika'nın önemli isimleri olarak anılacak Alejandro Gomez Arias, Jose Gomez Robleda ve Alfonso VillaFrida'nın okul arkadaşlarıydı. Anarşist bir edebiyat grubuna dahil olan Frida'nın tüm hayatı geçireceği trafik kazasıyla değişecekti.17 Eylül 1925 tarihinde, erkek arkadaşı Alejandro Gomez Arias ile birlikte otobüsle okuldan dönen Frida için oldukça sıradan bir gündü. Ancak bindikleri otobüs, bir tramvayla çarpıştı. Çok sayıda yolcunun ölümüyle sonuçlanan kazada Frida çok ağır yaralandı. Yolcuların tutunduğu kalın bir metal çubuk Kahlo'nun karnından vücuduna girmiş ve bel omurlarını zedeleyerek dışarı çıkmıştı. Ayrıca omuz ekleminde çıkık, bazı kaburgalarda ve sağ bacağında kırıklar da oluşmuştu. Yaşama şansı olmadığı düşünülen Frida'ya kaza sonrasında dikkat bile edilmemişti. Kazayla ilgili olarak Frida daha sonra şunları söyleyecekti:

Benim zamanımda otobüsler hiç de güvenilirdeğildi; henüz yeni kullanıma girmişlerdi ve pek rağbet görüyorlardı. Tramvaylar boşalmışlardı. Alejandro Gomez Arias'la

otobüse bindim... Kısa bir zaman sonra otobüs ile Xochimilo hattının treni çarpıştı. Tuhaf bir çarpışmaydı bu; şiddetli değil, ağır ve yavaştı, herkesi sarstı. Beni daha da çok sarstı. Önce başka bir otobüse binmiştik. Ama küçük şemsiyemi unuttuğumu görünce, aramak için indik, beni harabe eden otobüse böylece bindik. Kaza bir kavşakta oldu... İnsanın çarpışmanın farkına vardığı, ağladığı doğru değil. Gözümden bir tek damla yaş akmadı ve demir çubuk, kılıcın boğayı delmesi gibi beni deldi geçti.

Ambulans gelip de Kızıl Haç hastanesine götürüldüğünde, omurgasının, bel bölgesinde üç noktadan kırıldığı, köprücük kemiği ile üçüncü ve dördüncü kaburgalarının da kırık olduğu ortaya çıktı. Frida'nın sağ bacağı on bir yerden kırılmış ve ezilmiş, sol omzu çıkmış, leğen kemiği de üç yerden kırılmıştı. Çelik çubuk karnının sol tarafından girip cinsel organından çıkmıştı ve doktorlar yaşayabileceğinden bile şüpheliydi. Onu parça parça bir araya getirmeleri gerekiyordu. Hastaneden tam bir ay sonra, 17 Ekim 1925'te taburcu edilen Frida'nın aylarca yatalak olabileceği düşünülüyordu. Çok büyük acılar çekmesine rağmen bunuyansıtmayan Frida'nın hayatı korseler, hastaneler ve doktorlar arasında geçiyordu. Omurgasıve sağ bacağında dinmeyen bir acı vardı. 32 kez ameliyat edilen Frida'nın, 1954’te çocuk felci nedeniyle sakat olan sağ bacağı kangren yüzünden kesilecekti. Fotoğrafçı olan babasının işleri ise gün geçtikçe kötüleşiyordu. Frida'nın bakım masraflarını karşılamakta zorluk çeken babası çareyi evin değerli eşyalarını satmakta bulmuştu. Sadece tutkuyla bağlıolduğu piyanosu ve kitapları kalmıştı ve bu dönemde bay Kahlo'nun sara krizleri de sıklaşmıştı.

Tüm gününü yatakta geçiren kızı için kendi elleriyle şık bir karyola yapan bay Kahlo, Frida'yı hayata bağlamak için elinden geleni yapıyordu. Annesi Mathilde ise Frida'nın kendini izleyebilmesi için tavana bir ayna asmıştı. Ancak parçalanmış bedeni ve kendisiyle karşı karşıya kalınca dehşet içinde ilk tepkisini veren Frida, aynadaki kişiyi resmetmeye başladı. Ağrılarıyla başa çıkmak için sürekli olarak resim yapmaya başlayan Frida, ilk portresini ilk aşkı Alejandro'ya armağan etti. Ancak ilişkileri sona ermişti. Ailesinin teşvikiyle resim yapmaya başlayan Frida birçok oto portre resmetti. Artık iyileşmeye başlamıştı, resim onun için büyük bir motivasyon olmuştu.1927 yılı sonunda yürümeye başlayan Kahlo, bu dönemde sanat ve politika çevreleri ile yakın ilişkiler kurmaya başladı.Küba'lı önderJulio Antonio Mella ve fotoğraf sanatçısı Tina Modotti bu isimlerden ikisiydi.Birlikte davetlere gidiyor, sosyalistlerin tartışmalarına katılıyorlardı ve Kahlo, 1929’da Meksika Komünist Partisi'ne üye oldu.

Resim çalışmalarına devam eden Kahlo, eserlerini takip ettiği ve Meksikalı Michalangelo olarak anılan ünlü ressam Diego Rivera'yla da tanışmak istiyordu. Rivera'nın kendi resimleriyle ilgili fikrini merak eden Frida, ünlü ressamı ziyaret ettiğinde ona aşıkoldu ve iki sanatçı, 21 Ağustos 1929’da dünya evine girdi. Bu evlilikle ilgili olarak Fridagünlüğüne şunları yazmıştı:

Diego'ya aşık oldum, ailem bundan hiç hoşlanmadı, çünkü Diego bir komünistti ve bizimkiler onu çok çok çok şişman Breughel'e benzetiyordu. Bunun bir fille

beyaz güvercinin evlenmesini andırdığını söylüyorlardı. Her şeye rağmen 21 Ağustos 1929'da evlendik. Diego'ya; 'Kızımın hastaolduğunu ve yaşamı boyunca sağlık sorunları olacağını unutmayın. Akıllıdır ama güzel değildir. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Her şeye rağmen onunla evlenmek istiyorsanız, rıza gösteriyorum'diyen babam dışında düğüne kimse gelmedi.

Evliliklerinin ilk yılında Frida hamile kalmasına rağmen Rivera'yla yaşadığı sorunlar nedeniyle bebeği aldırdı. 1930 yılında Amerika'ya giden çift, Rivera'nın aldığı duvar resmisiparişleri bitene kadar orada yaşayacaklardı. Ard arda 2 düşük yapan Frida, Rivera'nın başka ilişkileri olduğunu da öğrendi ve çift oldukça fırtınalı geçen evliliklerini 1939 yılında sonlandırdılar. Ancak bir sene sonra, 1940'da yeniden evlenip Frida'nın çocukluğunun geçtiği Mavi Ev'e yerleştiler. Bu dönemde Kahlo sürrealist resmin öncü isimlerinden dostuAndre Breton’un da desteğiyle New York’ta bir sergi açtı ve resimlerinin yarısının satıldığı bu sergide ünlü aktör Edward G. Robinson, Kahlo'nun dört tablosunu satın aldı. Bu sergiyle uluslararası bir ün kazanan Frida, 1939'da Paris'te bir sergi açtı. Picasso veKandinsky gibi sanatçıların büyük ilgi gösterdiği sergide; Louvre Müzesi, sanatçının Çerçeve adlı tablosunu satın aldı.

Frida'nın evliliği süresince başka erkeklerle ilişkileri oldu. Rus devriminin önde gelen isimlerinden Lev Troçki  ile birlikte olan Frida, Troçki'nin eşinin bu ilişkiyi farketmesi üzerine bu birlikteliği sonlandırmıştı. Troçki’ye düzenlenen suikastın ardından ressamSiqueiros’un arkadaşı olması nedeniyle sorgulanan Frida, Meksika’dan ayrılarak San Fransisco’da bulunan eski eşi Rivera’nın yanına gitmişti. Frida için yaşadıkları tüm sorunlara rağmen Diego'nun anlamı büyüktü, kocasıyla ilgili olarak şunları yazmıştı:

Başlangıç Diego ... Yapıcı Diego ... Çocuğum Diego..Ressam Diego ... Babam Diego ... Oğlum Diego...Sevgilim Diego ...Kocam Diego... Dostum Diego ... Anam Diego... Ben Diego...Evren Diego

Sağlığı sık sık bozulan Frida, bütün gücüyle resim yapıyor, eserlerinin gördüğü ilgi onu çok heyecanlandırıyordu. Ancak çocuğu olmadığı için üzülen sanatçı evcil hayvan besliyordu. 1941'de "Ben ve Papağanlarım" ve 1953'te "Maymunlarla Otoportre" isimli çalışmalarına imza atan sanatçı, aynı yıl 'La Esmeralda' adlı bir sanat okulunda öğretim üyeliğine başladı. Sağlık durumu kötüleşmesine rağmen ders vermeyi sürdüren Frida, 1950 senesinde daha önce olduğu ameliyatlar nedeniyle dokuz ay hastanede yatmak zorunda kaldı. Frida ülkesi Meksika'daki ilk kişisel sergisini ise 1953 senesinde açtı. Aynı yılın temmuz ayında sağ bacağı kesilen Frida'nın başarılarla ve acılarla dolu yaşamı, akciğer ambolisi nedeniyle 13 Temmuz 1954'te sona erdi. Sanatçının ölmeden önce tamamladığıson eser ise "Yaşasın Hayat" isimli natürmort çalışmaydı.