XVIII. Yüzyıl Eczâü'l-kaziyye Risaleleri ve Darendeli Mehmed Efendi'nin Risâle fi't-tefrika ...

22
M.Ü. Dergisi 38 (2010/1), 25-46 XVID. Eczô.ü'l-kaziyye Risaleleri ve Dareodeli Efendi'nin Risô.le fi't-tefrika beyne mezhebi'l-müteahhirfn ve'l-kudema fi'l-kaziyye Eseri Dr. E§ref ALT Özet Ecziiü'l-kaziyye, XVIII. alimleri önermenin daki risalelerin genel Bu risaleler, önermenin mütekaddimln ve müteahhirln görü§lcrini ele Bu çerçevede bu XVIII. Ecziiii'l-kaziyye risalelerinin bir listesini bu makale, Eczt!ii'l-kaziyye risaleleri örnek Dareodeli Mehmed Efendi'nin Risillc fi't-tefrika beyne ve'l-kudemii fi'l-kaziyye eserinin ve tercümesini içermektedir. Anahtar Kelimeler: Eczt!ii'l-kaziyye, Dareodeli Mchmed Efendi, önerme, felsefesi, dü§üncesi, Lale Devri. Abstract Aczii al-kaziyya (the elements of proposition) is the general name of pamphlets written by Otto- man's s.cholars in the eighteenth century, which include the elements of proposition. These pam- phlets research that what are the views of earlier and la ter logicians on the elements of proposi- tio.n. In this limitation, this work aims to present the list of pamphlets on Acza al-kaziyya written in the eighteenth century. Furthermore, this article includes text and translation of Muhammad al-Darandawi's pamphlet named Risala fi al-tafrika bayna mazhab va al-kudama fi al- kaziyyava al-tasdik to demonstrate a samplc text from pamphlets of Acza al-kaziyya. Key Words: Acza al-kaziyya {the elemcnts of proposition), Muhammad al-Darandawi, proposi- tion, verification, logic, Islamic philosophy, Ottornan thought, The Tulip Era. Giri§ XVIII. yeni bir ilim çevresi te- §ekkül etmeye Avrupa gibi etkenlerle bu ilim çevresinde yeni ortaya 1 Bu ilim çevresinin te§ekkülünde Sultan III. Ahmed 1715 medreselerin yönelik iki hümayunun tercüme heyetlerinin te§ekkül ettirilmesi, Top- Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ve Kültür 1 Dü§Ünce ve Bilim), XXXlll 2007), 548-556, s. 550; Türkiye'de Türkçe'de Felsefe Üzerine KonU§malar (haz. Cüneyt Kaya), s. 201-255, s. 241.

Transcript of XVIII. Yüzyıl Eczâü'l-kaziyye Risaleleri ve Darendeli Mehmed Efendi'nin Risâle fi't-tefrika ...

M.Ü. İliihiyat Fakalıesi Dergisi 38 (2010/1), 25-46

XVID. Yüzyıl Eczô.ü'l-kaziyye Risaleleri ve Dareodeli Mehıned Efendi'nin Risô.le fi't-tefrika

beyne mezhebi'l-müteahhirfn ve'l-kudema fi'l-kaziyye ve't-tasdık İsimli Eseri

Dr. E§ref ALT AŞ'

Özet

Ecziiü'l-kaziyye, XVIII. yüzyılda Osmanlı alimleri tarafından yazılan önermenin unsurları hakkın­daki risalelerin genel adıdır. Bu risaleler, önermenin unsurları hakkında mütekaddimln ve müteahhirln mantıkçıların görü§lcrini ele almaktadır. Bu çerçevede bu çalı§ma, XVIII. yüzyılda yazılmı§ Ecziiii'l-kaziyye risalelerinin bir listesini sunmayı amaçlamaktadır. Ayrıca bu makale, Eczt!ii'l-kaziyye risaleleri arasından, örnek olması amacıyla, Dareodeli Mehmed Efendi'nin Risillc fi't-tefrika beyne mezhebi'l-miiteahlıirin ve'l-kudemii fi'l-kaziyye ve't-ıasdik adlı eserinin nıetnini ve tercümesini içermektedir.

Anahtar Kelimeler: Eczt!ii'l-kaziyye, Dareodeli Mchmed Efendi, önerme, mantık, İslam felsefesi, Osmanlı dü§üncesi, Lale Devri.

Abstract

Aczii al-kaziyya (the elements of proposition) is the general name of pamphlets written by Otto­man's s.cholars in the eighteenth century, which include the elements of proposition. These pam­phlets research that w hat are the views of earlier and la ter logicians on the elements of proposi­tio.n. In this limitation, this work aims to present the list of pamphlets on Acza al-kaziyya written in the eighteenth century. Furthermore, this article includes text and translation of Muhammad al-Darandawi's pamphlet named Risala fi al-tafrika bayna mazhab al-muıaalıhirin va al-kudama fi al­kaziyyava al-tasdik to demonstrate a samplc text from pamphlets of Acza al-kaziyya.

Key Words: Acza al-kaziyya {the elemcnts of proposition), Muhammad al-Darandawi, proposi­tion, verification, logic, Islamic philosophy, Ottornan thought, The Tulip Era.

Giri§

Osmanlı İmparatorluğu'nda XVIII. yüzyılın ba§ında yeni bir ilim çevresi te­§ekkül etmeye ba§lamı§, Avrupa algısının deği§mesi gibi dı§ etkenlerle bu ilim çevresinde yeni arayı§lar ortaya çıkmı§tır. 1 Bu ilim çevresinin te§ekkülünde Sultan III. Ahmed tarafından 1715 ytlında medreselerin ıslahına yönelik iki hatt-ı hümayunun çıkartılması, tercüme heyetlerinin te§ekkül ettirilmesi, Top-

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni. İhsan Fazlıoğlu, "Osrnanlılar" (İlim ve Kültür 1 Dü§Ünce Hayatı ve Bilim), DİA, XXXlll (İstanbul 2007), 548-556, s. 550; Türkiye'de Türkçe'de Felsefe Üzerine KonU§malar (haz. Cüneyt Kaya), İstanbul2009, s. 201-255, s. 241.

26 ~ E§ref Alta§

kapı Sarayı Kütüphanesi dahil olmak üzere çe§itli kütüphanelerin ve matbaanın kurulması gibi iç etkenler de rol oynamı§tır.4 Müteferrika Matbaası'nın kurulması a§amasında, matbaa için verilen fetvacia özellikle alet ilimleriyle ilgili eserlerin hasılınasına dair ifadeler yer almı§,3 Müteferrika'nın ne§rettiği eserler de tarih, coğrafya ve dil bilimlerine ait eserlerden olu§IDU§tur.4 Böylece Osmanlı İmpara­torluğu'nda bu dönemde telif ve tercüme §eklinde birçok eser meydana getiril­mi§, sistemli bir §ekilde yürütülen tercüme faaliyetleri ilim hayatının canlanması­na katkıda bulunmu§tur.

Bu yeni ilim çevresinde tartı§ılan konulardan biri, önermenin unsurları konu­sudur. XVIII. yüzyılda yazılan ve müellifleri tarafından genellikle "Eczaü'l­kaziyye" olarak adlandırılan eserlerde i§lenen bu konu, dönemin Osmanlı alimle­rine dil ve dü§ünce ili§kisini tartı§ma imkanı vermi§tir. Önermenin unsurları üzerine yazılan bu risalelerin arka planını sunmak bakımından Osmanlı bilim ve kültürüne ili§kin bir bölüm nakledelim:

"Müneccimbaşı Ahmed Dede klasik dönemin son, arayış döneminin ilk ismi ola­rak dikkati çeker. Osmanlı ilim zihniyetinde merkezi konumda bulunan kelami doğa felsefesi ile bu felsefenin rakibi durumunda bulunan ve karşı-görüş amacıyla eleştirel nedenlerle dikkate alınan İbn Sinacı doğa felsefesini bir kenara bırakarak Pitagorasçı adedi teolojiye ve kozmolojiye, dolayısıyla doğa felsefesine yönelir. Osmanlı ilim zihniyetinin temel bilgi formu olan önerme ile önermenin dış dün­yayla ilişkisi, özellikle önermedeki nispetin qntolojisini tarhşan Müneccimbaşı böylece mensup olduğu klasik bilgi anlayışının temellerini sorgulamaya başlar. Müneccimbaşı'run bu arayışı XVIII. yüzyıl Osmanlı ilim hayahnın en önemli soru­sunu şekillendirecektir: Önerme, önermenin unsurları, önermenin formu, önerme ile dış-dünya ilişkisi gibi konular bu yüzyıldaki pek çok düşünürün ana sorunu halini alır."5

Avrupa'dan gelen bilginin artı§ı ve bunun getirdiği deği§imler, bilginin ne ol­duğu, bilgi-dı§ dünya ili§kisi ve doğru-kesin bilginin yapısı gibi konulann Osmanlı alimleri tarafından yeniden tartı§ılmasını sağlamı§tır. Böylece ilmi-felsefiliteratür değerlendirmeye tabi tutularak üretilen bilginin aracı konumundaki dil ve man-

Salim Aydüz, "Bilimsel Faaliyetler Açısından Lale Devri", İstanbul Amıağanı 4 Lale Devri, İstanbul 2000, s. 159-193; a. mlf, "Lale Devri'nde Yapılan İlmi Faaliyetler", Diviln İlmi Ar~tır­malar, 1997/1 (İstanbul 1998), sy. 3, s. 143-170. Fetvanın metninde yer alan "Su'al: Basma sanatında maharet iddia eden Zeyd, "Lugat ve mantık ve hikmet ve hey' et ve bunların emsali u!Gm-ı aliyede telif olunan kirapiann huruf ve kelimatının suretlerini birer kalıba nak§ edip evrak üzerine basma ile ... "§eklindeki ifadelerden özellikle dil, mantık, felsefe ve astronomi ile ilgili kitapların basımına öncelik verildiği anla§ıl­maktadır. Mehmet İp§irli, "Lale Devri'nde Yenilikçi Bir Alim: Şeyhulislam Yeni§ehirli Abdullah Efendi", İstanbul Amıağanı4 Lille Devri, s. 249-258, s. 251-252. ~ Co§kun Yılmaz, "Hezarfen Bir Şahsiyet: İbrahim Müteferrika ve Siyaset Felsefesi", İstanbul Amıağanı 4 Lale Devri, s. 259-333, s. 287-288. İhsan Fazlıoğlu, "Osmanlılar", s. 550.

Darencieli Mehmed Efendi'nin Risiile fi'ı-ıefrika İsimli Eseri~ 27

tık yaygınlık kazanmı§, bilgiyi ifade edecek §ekilde terimle§tirilmi§, lafz1:-sembolik dil yeniden ele alınmı§tır. 6 Bu çerçevede XVIII. yüzyıl ilim-kültür faaliyetlerine önemli katkıları olan Üsküdarı:, Darendevl, İsmail Gelenbevl gibi alimler de önermenin unsurları konusunu tartı§mı§lardır. Dareodeli Mehmed Efendi'nin tercümesini ve metin tahkikini sunacağımız Risale fi't-tefrika beyne mezhebi'l­müteahhir!n ve'l-kudema fi'l-kaziyye ve't-tasdfk isimli eseri de bu dönemde yazılmı§­tır. Bu eser, XVIII. yüzyılda yazılan eczaü'l-kaziyye risaleleri hakkında genel bir kanaat veren temsil kabiliyeti yüksek bir eser olması bakımından tercih edilmi§­tir.

1. XVIII. Yüzyılda Osmanlı Alimleri Tarafından Yazılan Ecziiü'l-kaz.iyye Risaleleri

XVIII. yüzyıl öncesinde Eb her! (ö. 663/1265), Devvanl (ö. 908/1502) ve Kemalpa§azade (ö. 940/1534) gibi alimiere Ecziiü'l-kaziyye adıyla nispet edilen risaleler kütüphane kataloglarında kayıtlıdır. Ancak bu eserler, önermenin unsurları ile ilgili konuları içermedikleri ve incelediğimiz yüzyılda yazılmamı§

oldukları için konumuz dı§ıdırlar. 7 XVIII. yüzyılda ise Mehmed Emin el-Üsküdarl (ö. 1149/1 736),8 Muhammed ed-Darendevl (ö. 1152/1 739), Ebu Said el-Hadiml (ö. 1176/1762),9 Davud b. Muhammed el-Hanefi el-Karsi (ö. 1169/1756}, 10

İhsan Fazlıoğlu, "Osmanlılar", s. 550; a.mlf., Türkiye'de Türkçe'de Felsefe Üzerine Konu~malar, s. 241-242; Dilrendevi ve Üsküdari Ayni Tarihi olarak bilinen Ikdii'l-cıımiin fi ıdrihi elıli'z-zamdn'ın tercüme heyetinde bulunmu§lardır. Yine aynı dönemde Yunancadan felsefe tercümeleri yapan Esad Yanyavi de bu komisyondadır. Salim Aydüz, "Bilimsel Faaliyetler Açısından Lale Devri", s. 171-172. Ebherl'ye nispet edilen risalen istinsah tarihinin 1177/1763 olması (Eczil-i Kaziye, Samsun Gazi Ktp., nr. 804) XVIII. yüzyılda konuya duyulan ilginin bir sonucu olsa gerektir. Devvani ve Kemalpa§azade'ye atfedilen Ecziiü'l-kaziyye risaleleri önerme konusunu içermemektedirler. Ni­tekim Kemalpa§azade adına Risale fi eczili'l-kadiyye adıyla kayıtlı risale (Süleymaniye K tp., Bağ­clatlı Vehbi Efendi, nr. 2046) hilaf ve ihtilaf arasındaki farkı inceleyen oldukça kısa bir risaledir. Muhammed Emin ei-Üsküdari (ö. 1149/1736), Aziz Mahmud Hüdayi'nin ahfadındandır (Bursalı, Mehmed Tahir, Osmanlı Miiellifleri, İstanbul 1334-1343, I, 400-402). Lale devrinde te§ekkül ettirilen Ayni Tarihi'nin tercüme heyetinde yer almı§tu (Salim Aydüz, "Bilimsel Faali­yetler Açısından Lale Devri", s. 171-172). Üsküdari'nin Risiile fi beydni'n-nisbeıi'l-hiikmiyye ve ecz{ıi'l-kaziyye adlı risalesi, mecmua içinde, İstanbul'da Esad Efendi Matbaası'nda h. 1298 yılında ve ba§ka mecmualarda müteaddit defalar basılmı§tır. Ebu Said el-Hadimi (ö. 1176!1762), Hadim'de doğmu§ ve buranın ilim merkezi haline gelme­sinde büyük rol oynamı§tır. Talebderi arasında aynı konuda telifleri olan Osmanlı son dönem mantıkçılarından İsmail Gelenbevi, Gözübüyükzade İbrahim Efendi ve Halil b. Ahmed b. Him­metel-Konevi vardır. Hayatı ve eserleri hakkında geni§ bilgi için bk. Mustafa Yayla, "Hadimi", DİA (İstanbul1997), XV, 24-26; Hadimi'nin önermenin unsurları ile ilgili eseri, Risiile fi'l-kaziya ve ecziliha adıyla Süleymaniye Ktp., Yazma Bağı§lar, nr. 4164!23'de; Risdle eczdııl-kaziyye adıyla Süleymaniye Ktp. H. Hüsnü Pa§a, nr. 504/14'te; Risille fi eczdi'l-kaziye adıyla Süleymaniye Ktp. Bağdatlı Vehbi Efendi, nr. 2046'da ve Risale fi'l-kadiyyeıi ve eczdiha adıyla Süleymaniye Ktp. Fa­tih, nr. 5311'de kayıtlıdır.

Muhammed Zeynl Min Kiltipzade (risalesinin telif tarihi: 1174/1760) 11, Yusuf

Bozkırl (XVIII. yüzyılda telif edilen risaletı.in mevcut nüshadaki istinsah tarihi: 1188/1774), 12 Halil b. Ahmed b. Himmet el-Konevi (ö. 1224/1809) 13 gibi alimle­re ait Eczô.ü'l-kaziyye risaleleri mevcuttur. 14 Yine yüzyılın büyük mantıkçısı İsmail Gelenbevl (ö. 1255/1791) de aynı konuyu eserlerinde i§lemi§tirY Bunun dı§ında XVIII. ve XIX. yüzyılda aynı konuda olmak üzere Runuzade Efendi, 16 Kara Kasım, 17 Hüseyin el-Kayser!, 18 Muhammed el-Amid!,19 Gözübüyükzade İbrahim

10 Davud b. Muhammed el-Karsi ei-Hanefi (ö. 1169/1756): Çok yönlü Osmanlı alim ve müderrisi­dir. Arap dili, mantık, kelam, tefsir gibi birçok alanda çok sayıda eseri olan Davud-i Karsi'nin Şerlııı'r-Risale fi' 1-kaziyye ve eczaihii adlı eseri, müellifin Larende (Karaman) 'de bulunduğu 1162 yılının Ramazan bayramında (14-16 Eylül 1749), Ebu Said el-Hadirni'nin er-Risale fi' 1-kaziyye ve eczaihii adlı eserine yazdığı §erhtir. Süleymaniye Ktp., Çelebi Abdullah, nr. 392/26; Tımovalı, nr. 1325; Davud-i Karsi'nin §erhinin sadece konusu kaziye olan "maksad" adlı ikinci bölümü ise Süleymaniye Ktp., Servili, nr. 247'dedir. Davud-i Karsi hakkında geni§ bilgi için bk. Cemi! Ak­pınar, "Davud-i Karsi", DİA (İstanbul 1994), IX, 29-32.

ıı Muhammed ed-Darendevi'nin et-Tefrika beyne mezhebi'l-müteahhirin ve'l-kudema fi'l-kaziyye ve't­tasdfk adlı eserinin §erhi olan Muhammed Zeyni Miri Katipzade'nin bu risalesi, Şerhıı Risale /1 tahkiki eczai'l-kadiyye adıyla Süleymaniye Ktp. İzmir, nr. 403'de bulunmaktadır.

12 Yusuf el-Bozkıri, Risale fi'l-kaziyye, Süleymaniye K tp., Yazma Bağı§lar, nr. 4164/19, vr. 164b. 13 Halil b. Ahmed b. Himmet el-Konevi ei-Hanefi (ö. 1224/1809): Manisa'da ya§amı§ ve orada

vefat etmi§tir. Eserlerinin bir listesi için bk. Bağdatlı, İsmail Pa§a, Hediyyetü'l-arifin ve esmau'l­miiellifin ve asaru'l-mıısannifin, İstanbul 1951-1955, I, 356; Hadimi'nin bu öğrencisi hakkındaki vasiyeti için bk. Süleymaniye K tp, H. Hüsnü Pa§a, nr. 70; Konevi'nin risalesi Risale fi'l-kadiyye ve eczaihii adıyla Süleymaniye Ktp. Çelebi Abdullah, nr. 392/24; Ris{J/e fı hiikmi'l-kaziyye adıyla Sü­leymaniye Ktp., Ahmet Tekelioğlu, nr. 514!15 ve yine Risale fi ecza'il kaziye adıyla Millet kütüp­hanesi, Ali Emiri Arabi'de 4356 vr. 45a-52b arasında mecmuada bulunmaktadır.

14 Aynı yüzyılın alimlerinden Kara Halil Boyahadi adına kayıtlı Eczaü'l-kaziyye ile ilgili eser, Milli Kütüphane, 4558 nurnarada Risdle fi beyani eczai'l-kaziyye adıyla vr. 75a-76a'da bulunmaktadır; müstensih Ali b. Ahmed Tırnevi, istinsah tarihi 1796'dır. Ancak kütüphaneden verilen bilgiye göre bu eser Milli Kütüphane'de yoktur ve Risale fi beyani eczai'l-kadiye adıyla Diyarbakır Ziya Gökalp Yazma Eserler Ktp., 21 HK 987/16'da kayıtlı vr. 141a-145a'da bulunan eserdir. Diyar­bakır kütüphane kaydında yazar adı yok, müstensih Ömer b. Ömer istinsah tarihi ise 1190!1775 olarak verilmektedir. Eğer kayıtlar doğruysa bu iki eser farklı olmalıdır. Kara Halil Boyahadi (ö. 1123/1711), Fenari H~iyesi, Hikmetü'l-'ayn H~iyesi, Teva/1 H~iyesi ve Hidaye H~iyesi gibi bir­çok eseri bulunan alim. Bursalı, Osmanlı Müellifleri, I, 374; Bağdatlı, Hediyyetü'l-arifin, I, 354; Bu alimin oğlu Mehmed Said Efendi (ö. 1168/1755) de Ayni Tarihi'nin tercüme heyetinde görev­lendirilmi§tir. Salim Aydüz, "Bilimsel Faaliyetler Açısından Lale Devri", s. 171-172.

ıs Gelenbevi İsmail, Burhan-ı Gelenbevi, İstanbul 1253 (Burhan ve H~iye Burhan birlikte), s. 19-20; Gelenbevi 'Alii İsagoci, İstanbul 1283, s. 30-32; Abdülkuddüs Bingöl, Gelenbevı'nin Mantık Anlayışı, İstanbul 1993, s. 43-48.

16 Rumizade Efendi'nin eseri Risale fi eczai'l-kaziyye adıyla Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, 5774 numaralı mecmuada vr. !Oab'de bulunmaktadır. Ayrıca Risaletü'l-ecziiyi'l-kaziye adıyla Antalya Elmalı İlçe Halk Kütüphanesi, nr. 2568, vr. 72b-73a'da vardır.

17 Kara Kasım'ın konuyla ilgili risalesi Risdle fi eczdi'l-kaziyye adıyla Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, 5774 numaralı mecmuada vr. 9ab'de ve Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi Efendi, 2046 numaralı mecmuada vr. 318ab'de bulunmaktadır. ·

18 Hüseyin Efendi ei-Kayseri'nin, Bağdatlı Vehbi Efendi, 2046 numaralı mecmuada 318b'de bulunan Risale fi ecz[Ji'l-kadiyye adıyla kayıtlı risalesi, doğrudan önermenin unsurlan ile ilgili ol­mayıp önermenin bir unsuru olan "konu"nun be§ yönünü sayan birkaç satırlık bir risaledir.

Darencieli Mehmed Efendi'nin Risille fi'ı-ıefrika İsimli Eseri ~ 29

Efendi (d. 1747- ö. 1838),2° Mustafa Şevket el-İstanbul! (ö. 1874-1875),21 Yusuf Şehri22 ve Ali Vasfl el-Gümülcinevi23 gibi bilginler "Eczô.ü'l-kaziyye" risaleleri yazmı§lar ya da bu tür risaleleri §erh etmi§lerdir. Yine bu yazarların eserleri dı§ında müellifi tespit edilemeyen "Eczô.ü'l-kaziyye" adı altında birçok risalenin bulunması/4 sözkonusu yüzyılda önermenin unsurları konusunun entelektüel çevrelerdeki yaygınlığını göstermektedir.

Önermenin unsurlarını tartı§an bu risaleler, muhtevaları klasik mantığı esas almak ve İslam mantık geleneği içerisinde yazılmı§ olmakla birlikte yeni bir tür olarak Osmanlı alimlerine özgüdür. Yoğun olarak XVIII. yüzyılda ve bu geleneğin bir devamı olarak XIX. yüzyılın ilk yarısında kaleme alınan bu risalelerin birisi hariç hepsi Arapça'dır.25 Dil-dü§Ünce-varlık arasındaki ili§kiler konusunda belli bir arayı§ın izlerini ta§ıyan bu risalelerin yazımı, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaygınla§an metodoloji ve modern mantık çalı§malarıyla birlikte canlılı­ğını kaybetmi§tir.

19 Muhammed el-Amidi, Risilleıii'l-kaziye, Kütahya Tav§anlı Zeytinoğlu İlçe Halk Kütüphanesi, nr. 465.

20 Gözübüyükzade'nin hayatı hakkında bk. Gözübüyük, İbrahim Nesimi, Gözübüyükzade İbrahim Efendi, DİA (İstanbul1996). XIV, 160-161; Risille [f tahkiki eczili'l-kaziyye 'ale'l-mezhebeyn, adıyla diğer eserlerinin de bulunduğu mecmua içinde, İstanbul'da 1253 ve 1274 yıllarında yayınlanmı§­tır.

21

22

24

Mustafa Şevket el-İstanbul!, Ff tahkiki mez/ıebeyi'l-ınüıekaddimin ve'l-müıeahhirfn fi'ı-ıasdfki ve ıniiteallikihi (Mecmuilıii'l-fevilid içinde), İstanbul 1218/1900, s. 24-29; Mustafa Şevket'in vefatını Bursalı, 1291-1292/1874-1875 olarak vermektedir. Bursalı, Osmanlı Müellijleri, I, 450. Konula ilgili Yusuf Şehri adına Risille fi ıarafeyni'l-kaziyye 'alil kavli'l-miiıekaddimfn ve'l­miiıeahhirin adıyla Millet Kütüphanesi, Ali Emiri Arabi, 4351!19'da vr. 39b-40a'da bir risale vardır. Aynı yerde yine Yusuf Şehri adına kayıtlı Risille fi eczili'l-kaziyye ve ma'nil nisbetiha ve'l­elf&zi'l-leti yıı'abbintne biha adıyla Millet Kütüphanesi, Ali Emiri Arabi, nr. 4351/19, vr. 40b-41a'da konuyla ilgili bir ba§ka risale daha vardır. Hayatı hakkında bilgi edinemediğimiz Ali Vasfi el-Gümülcinevl'nin müellifi ya da müstensihi olduğu risale kütüphane kayıtlarında yoktur. Gümülcinevl'ye atfedilen Risille eczili'l-kaziye adlı eserin varlığını, "Nadir Kitap" tarafından verilen sarılık ilanından öğrenmi§ bulunmaktayız: (URL: http://www.nadirkitap.com/risale-i-eczai-l-kaziyye-el-yazmasi-ali-vasfi-el-gumulcinevi-kitap242561.html, Eri§im: 26.02.2010). Müellifıni tespit edemediğimiz konuyla ilgili eserler §Unlardır: 1) Risille fi eczili'l-kaziyye, Süley­maniye Ktp., Mehmed Nuri Efendi, nr. 197/2; 2) Risille fi eczili'l-kaziyye, Süleymaniye Ktp., Mehmed Nuri Efendi, nr. 197/16; 3) Eczilii'l-Kaziyye Risillesi, Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmut Efendi, nr.5774/l, Bu risalenin yarısı Türkçe, yarısı Arapça'dır. 4) Risille fi beyilni eczili'l-kaziyye, Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 5774/2, Bu risalenin içinde Darendevi'nin Risille fi'ı-ıefrika isimli eseri tamamen iktihas edilmi§tir; 5) Risille fi beyilni eczili'l-kaziyye, Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmut Efendi, nr.5774/5, aynı eser; Süleymaniye Ktp., Yazma Bağı§lar 1292/3; 6) Risille [f beyilni eczili'l-kaziyye, Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmut Efendi,' nr.5774/6; 7) Eczilii'l­kaziyye, Kütahya Tav§anlı Zeytinoğlu İlçe Halk Ktp., nr. 852; 8) Hil§iye 'alil Risilleıi'l-kaziyye, Antalya Tekeli İlçe Halk K tp., nr. 886; 9) Risille fi lıiikmi'l-kaziyye, Antalya Tekeli İlçe Halk Ktp., nr. 514. 10) Risille fi beyilni eczili'l-kadiye, Diyarbakır Ziya Gökalp Yazma Eserler Krp., 21 HK 987/16.

25 Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr.5774/1'de kayıtlı olan Risille fi beyilni eczili'l­kaziyye'nin büyük bölümü Türkçe, son kısmı ise Arapça' dır.

Eczilü'l-kaziyye risalelerinin i§ledikleri konulann genel bir tasnifini §öyle vere­biliriz:

a. Mütekaddimtn ve müteahhirtne göre önermenin unsurlannın yüklemli öner­ınelere ve §artlı önermelere göre sayısı ve bunların neler olduğu.

b. Mütekaddimtn ve müteahhir1n mantıkçıarın nispete yükledikleri anlam, nis­petin gerçekle§mesi ve gerçekle§memesinin anlamı, nispetin sıfat olmasının anlamı, olumlu ve olumsuz yapmanın anlamı.

c. Tasdikin ne olduğu, mürekkep mi basit mi olduğu, sadece hükümden mi yok­sa tasavvurlar ve hükmün toplamından mı olu§tuğu, tasdikin ilmin bir kısmı sayılıp sayılmayacağı.

d. Hükmün ne olduğu, hükmün fiil ya da infial kategorilerinden olmasının an­lamı; idrakin ve mutabakatın anlamı.

Bu konuların dı§ında Hadimfnin nsalesinde bir giri§ olarak kategoriler ve mahiyet konusu oldukça kısa incelenmekte, 26 ba§ka bazı risalelerde ise tasdik hakkındaki farklı görü§lerin listesi verilmektedirP

Bu risalelerdeki birçok görü§, sadece mütekaddimtn, müteahhidn, hukema, kudema, mütekellimin, Arap dilcileri, mantıkçılar gibi gruplara nispetle anlatılır­ken özellikle İbn Sina (ö. 428/1037) ve Fahreddin er-Razı (ö. 606/1210)'ye isimleriyle atıf yapılmakta, özellikle Razı'nin görü§leri doğrudan ona nispet edilerek verilmektedir. Bunlar dı§ında görü§lerine atıf yapılan diğer alimler ve bu alimierin atıf yapılan eserleri §Unlardır:

a. Özellikle §erhlerde kadim Yunan .filozoflan Aristo, Eflatun, Batlamyus ve Calinus; Müslüman filozoflardan Farabt. (ö. 339/950) ve İmam Gazzalt {ö. 505/1 ı ı ı). 28

b. Nasirüddin et-Tfısl {ö. 672/ı274): Şerlıu'l-İ~arat. 29

c. Ali b. Ömer el-Katibt {ö. 675/ı277): Risaletü'~-~emsiyye fi'l-kavil'idi'l­mantıkıyye, bu eserin §erhleri ve ha§iyeleri.30

26 Hadiml, a.g.e., vr. 151a. 27 Risiile f! ecziii'l-kaziyye, Süleymaniye Ktp., Mehmed Nuri Efendi, nr. 197/16, vr. 31a-32a; Risdle fi

beyani eczdi'l-kaziyye, Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmut Efendi, nr.5774/S, vr. 7b-8a. 28 Katipzade, Şerlııı Risdle fi ıahkiki eczdi'l-kadiyye, Süleymaniye Ktp. İzmir, nr. 403, vr. 3,4, 8;

Davüd-i Karsi, Şerhıı'r-Risiile fi'l-kaziyye ve ecziiihd, Süleymaniye Ktp., Servili, nr. 247, vr. 95b; Konevl, Risdle fi'l-kadiyye ve eczdihii, Süleymaniye Ktp. Çelebi Abdullah, nr.,392/24, vr.187a. Bu atıflarla ilgili tartı§malar için a§. bk.

29 Konevi, a.g.e., vr. 190b; Risdle f! eczdi'l-kı.ıziyye, Süleymaniye Ktp., Mehmed Nuri Efendi, nr. 197/2, vr. 146a.

Darencieli Mehmed Efendi'nin Risale fi't-tefrika İsimli Eseri -Ç- 31

d. Siracüdd!n el-Umıev! ( ö. 682/1283): Metilliu'l-envilr. 31

e. Şemseddin el-Isfahan! {ö. 749/1349): Şerhu Metilli'i'l-envilr. 32

f. Kutbüddin et-Tahran! {ö. 766/1364): Şerhu Metilli'i'l-envilr.33

g. Sa'duddin et-Teftazani {ö. 793/1390): Şerh 'ala Risaleti'ş-şemsiyye ve Tehzzbu'l­kelam ve'l-mantık.34

h. Cürcan! {ö. 816/1413): Şerhu'l-MevilkıfS ve eş-Şemsiyye'nin Tahtani tarafın­dan yazılan §erhine ha§iye (Küçek ya da Küçük diye me§hurdur) 36 ve Hilşiye-i Tecrfd,37 Metilli'u'l-envilr üzerine Tahtanı'nin §erhine ha§iye. 38

i. Şemseddin el-Fenar! {ö. 834/143 I): el-Fevaidü'l-fenilriyye/9 İsagoci üzerine Molla Fenarı'nin yazdığı §erh üzerine yapılan ha§iyeler.40

j. Kara Davfid İzmit! {ö. 948/1541): C üreanı'nin Küçek adlı ha§iyesi üzerine ha­§İye.4I

k. M!r Ebu'l-Feth el-Hüseyn! {ö. 950/1543): Devvan!'nin Tehzfb §erhi üzerine ha§iyeY

l. Mehmed Birgiv! {ö. 981/1573)_43

30 Darendev!, et-Tefrika beyne mezhebi'l-müteahhirln ve'l-kudema fi'l-kaziyye ve't-tasdik, Süleymaniye Ktp., Yazma Bağı§lar, nr. 607, vr. 64b; Konevi, a.g.e., vr. 197b.

ıı Konev!, a.g.e., vr. !97b. 32 Hadim!, Risale fi'l-kaziya ve eczdilıa, Süleymaniye Ktp., Yazma Bağı§lar, nr. 4164/23, vr. 15la;

Konevi, a.g.e., vr. 197b; Yusuf Şehri, a.g.e., vr. 40a; Risdle [f eczdi'l-kaziyye Süleymaniye Ktp., Mehmed Nuri Efendi, nr. 197/16, vr. 3Jb; Risale[feczdi'l-kaziyye, Süleymaniye Ktp., Yazma Ba­ğı§lar, nr. 1292/3, vr. 48.

33 Konevi, a.g.e., vr. 190b; Yusuf Şehri, Risdle [f ıarafeyni'l-kaziy)'C 'ala kavli'l-miitekaddimin ve'l-miiteahhirin, Millet Kütüphanesi, Ali Emiri Arabi, 43S l/1 9, vr. 39b.

34 Konevi, a.g.e., vr. 196a. 35 Katipzade, a.g.e., vr. 20. 36 Hadimi, a.g.e., vr. 15 la; Konevi, a.g.e., vr. 1 96b ve tür. yer.; Risdle fi beydni eczdi'l-kaziyye,

Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmut Efendi, nr. 5774/2, vr. 3a. 37 Risdle fi beydni eczdi'l-kaziyye, Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmut Efendi, nr. S774/2, vr. Sb. 35 Had imi, a.g.e., vr. IS la; Kon evi, a.g.e., vr. 19la. 39 Konevi, a.g.e., vr. 196a. 40 Davild-i Karsi, a.g.e., vr. 98a. 41 Davild-i Karsi, a.g.e., vr. 97ab; Risdle [f beyani eczai'l-kaziyye, Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmut

Efendi, nr. 5774/2, vr. 2b-3b. 42 Üsküdari, Risdle fi beydni'n-nisbeıi'l-hükmiyye ve eczdi'l-kaziyye, İstanbul 1298, s. 7; Davild-i Karsi,

a.g.e., vr. 97a. 43 a.g.e., vr. 97b.

32 ~ E§ref Alta§

m. Habtbullah Mirzadin e§-Şirazt (ö. 994/1586): Teftazant'nin Tehzzb'ine ha§iye ve Tahtant'nin Meıilli' §erhi üzerine Cürcanl'nin yazmı§ olduğu ha§iyesine ha­§iye.44

2. Muhammed ed-Darendevi'nin Hayatı ve Eserleri

Muhammed b. Ömer b. Osman ed-Darencievi el-Hanefi, ilk eğitiminden son­ra Mara§'da dönemin ünlü müderrislerinden Saçaklı-zade Muhammed el-Mar'a§i (ö. 1150/1737)'den ders aldı. Sultan III. Ahmed (salt. 1703-1730) döneminde İstanbul'a geldi ve onun özel hazinesini yönetti. İstanbul'da çe§itli medreselerde müderrislik yaptı. Darendevt, 1152/1739 yılında İstanbul'da vefat etti.45

Mantık, tefsir ve astronomi alanlarında eserleri olan Darendevt, Lale Devri ( 1718-1730) 'nde yapılan ilmi faaliyetlere katıldı. Sadrazam Nev§ehirli Darnacl İbrahim Pa§a'nın (ö. 1730) çe§itli eserlerin Türkçeye tercümesi için kurduğu heyetlerden Bedreddin el-'Aynt (ö. 855/1451)'nin 'Ayni Tarihi olarak bilinen 'Ikdü'l-cuman fi ıdrih-i ehli'z-zaman adlı eserinin tercüme heyetinde yer aldı.46

Kendi döneminde tartı§ılan pek çok konuyu ele aldı. Özellikle tefsir, ilm-i münazara, mantık, astronomi aletleri ve ilm-i mikat alanlarında temayüz etti. Darencievi mantıkla ilgili eserlerinde ise özellikle tanım, önerme, imkan ve önern1e ile fizik dünya arasındaki ili§kiler üzerinde yoğunla§tıY

Eserleri

1. et-Tefrika beyne mezlıebi'l-müteahhirzn ve'l-kudemil fi'l-kaziyyeti ve't-tasdtk (a§. bk.).

2. Şerhu'l-Hüseyniyye fi'l-adab (Süleymaniye Ktp., Hasan Hüsnü Pa§a, nr. 1478) ve bu §erh üzerine Hilşiye 'alil şerhi'l-Hüseyniyye (Süleymaniye Ktp., Laleli, nr. 2968).48

3. Risille fi hall-i muşkililti'l-mesilili's-selilse (Süleymaniye K tp., H. Hüsnü Pa§a, nr. 600) .49

+ı Risale ff beyani eczai'l-kııziyye, Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmut Efendi, nr. 5774/2, vr. 3a. 4; Bağdatlı, Hediyyetii'l-arifin, c. Il, s. 324; Fazlıoğlu, İhsan, "Darandawi: Muhammad İbn Umar

İbn Urlıman ai-Darandawi al-Hanafi", The Biographical Encyclopedia of Astronomers, Springer Reference (ed. Thomas Hockey vd.), New York 2007, pp. 177-179, içinde, s. 177.

46 Salim Aydüz, "Bilimsel Faaliyetler Açısından Lale Devri", s. 171-172. 47 İhsan Fazlıoğlu, "Darandawi: Muhammad İbn Umar İbn Uthman ai-Darandawi al-Hanafi",

a.g.e., s. 177. . 48 Darendevi'nin bu eseri, Hüseyin b. Abdullah el-Antakl (ö. 1130117 18)'nin el-Adabıı'l­

Hiiseyniyye (Sahafiye-i Osmaniye Matbaası, İstanbul 1316) adlı münazaranm kurallarını anlatan ilm-i adab dalındaki eserinin §erhi niteliğindedir.

Da rendeli Mehmed Efendi'nin Risiile fi'ı-ıefrika İsimli Eseri ~ 33

4. Ruzniime: Takvim-i Dilimf (Kandilli Rasathanesi, nr. 440). Bu esere Darendevl'nin yine kendisi tarafından yazılan §erh: Şerh-i Ruzname, (Atatürk Üniversitesi, SÖ, nr. 18824) ve eserin kılavuzu niteliğindeki Miftô.h-ı Ruznô.me (Süleymaniye Ktp, Bağdatlı Vehbi, nr. 895).50

5. Risô.le fi'r-rub'i'l-me~hı1r bi'l-mukantarilt (Süleymaniye Ktp., Yusuf Ağa, nr. 7225).51

6. Risô.le fi hall-i m~kilô.ti mebiilıisi't-ta'rif (Süleymaniye Ktp., Hafid Efendi, nr. 449/007) .52

7. Ta'lika 'alô. ta'rlfi'l-imkô.ni'l-'amm fi't-Ta'rifô.t li'l-Cürcô.nf (Süleymaniye K tp. Mehmed Asım Bey, nr. 720) Y

49 Darendevi bu eserinde Katip Çelebi'nin İlhilmii'l-mukaddes mine'l-feyzi'l-akdes (Süleymaniye Ktp., Hamidiye 993/2 nurnarada kayıtlı nüshasından tıpkı basımı ve 'yeni Türkçe metni' Bedi N. Şehsuvaroğlu tarafından Kaıip Çelebi Hayaıı ve Eserleri Hakkında İncelemeler, Ankara 1991, 151-ı 76. sayfalarda yayınlanmı§tır.) adlı eserinde ele aldığı üç meseleyi öğrencilerinin isteği üzerine kendi dönemindeki değerler dizisi içerisinde, dini boyutlarını da dikkate alarak yeniden cevap­lamaya çalı§mı§tır. Bu üç meseleden birincisi Kuzey Kutbu'nda gece ile gündüzün müddeti; ikin­cisi Güne§'in Batı'dan doğu§U ihtimalinin astronomi ilmi açısından açıklanıp açıklanamayacağı; üçüncüsü ise Kılıle'nin yönü ile ilgilidir. Lale Devri'ndeki, Batı Avrupa'dan gelen fikirlerle de beslenen, din ile bilim ili§kisi tartı§maları açısından önem arz eden bu eser, Osmanlı bilim dün­yasında yankı bulmu§tur. Risaledeki ikinci sorun 'Alıdülaziz er-Rahbi (ö. ı 770'den sonra) tara­fından Keifii'l-'ayn 'an inıibilki'l-mınııkaıeyn isimli eserinde incelenmi§tir (Irak Müzesi, nr. 12648); Ahmed b. Hüseyin b. Ahmed el-Giridi (1768'de sağ) ise Darendeli Mehmed Efendi'nin eserini yeniden ele alarak eklemelerle Hall-i Mii~kiliiı-ı Erba'a adıyla Türkçeye tercüme etmi§ ve verilen cevapları geni§leterek Sultan III. Mustafa'ya sunmu§tUr (Süleymaniye Kütüphanesi, A§ir Efendi, nr. 418/4). Fazlıoğlu, "Darandawi: Muhammad İbn Umar İbn Uthman al-Darandawi al­Hanafi", a.g.e., s. 178.

50 Darendevi'nin Ruzniime: Takvim-i Daimi adlı astronomi risalesi, İslam dünyasında ve Batı'da en çok tanınan eseridir. Sürekli kullanılabilir özellikte hazırlanan bu takvim, İstanbul'a göre düzenlenmi§tir. Tabloları güne§ boylamının her bir derecesi için düzenlenen bu eserde tanvakti, gündoğU§U, sabah, ku§luk, öğle, birinci ve ikinci ikindi, ak§am ve yatsı §eklinde tasnif edilen günün bütün uzunlukları verilmi§tir. İhsan Fazlıoğlu, "Darandawi: Muhammad İbn Umar İbn Uthman al-Darandawi al-Hanafi", s. 178- ı 79.

5 ı Darendevi, ilm-i mikat sahasındaki bu çalı§masında el-ruh' el-mukantarat adlı astronomi aletini inceler. Eser, ibadet zamanlarının ayarlanması, Kabe'nin yönünün tayin edilmesi, Ramazan ayı gibi din! açıdan önemli olan ay ve günlerin ba§langıç ve sonlarının belirlenmesi gibi hususların bu aletle nasıl hesaplanacağını teknik bir dille anlatmaktadır. İhsan Fazlıoğlu, "Darandaw!: Muhammad İbn Umar İbn Uthman al-Darandawi al-Hanafi", s. 178.

51 Darendevi, bu risalesinde kelamcıların temyize dayalı tarif anlayı§larını' ve filozofların mahiyeti esas alan tanımı (hadd) ve betimi (resm) ele almaktadır. Razi, Urmevi, İd, Devvan! gibi ketam­cıların görü§lerini nakletrnekte, son bölümde ise Teftazan! ve Cürcanl'nin tanım konusundaki görü§lerini kar§tla§tırmaktadır. Süleymaniye Ktp., Hafid Efendi, nr. 449/007, vr. 48a-52b.

53 Risiile fi imkiini'l-'amm ve'ı-ıeliizilm (Süleymaniye Ktp., Re§id Efendi, nr. 985/40) adıyla da kayıtlı olan bu risale, Cürcanl'nin eı-Ta'rifiiı'ında geçen imkan-ı amm tanımını ele§tiren kısa bir risale­dir. Süleymaniye Ktp., Re§id Efendi, nr. 985/40, vr.l54-155.

8. Meviiddü'l-kaziyye (Süleymaniye Kütüphanesi, Hafid Efendi, 449 vr.21b-22a) .54

Darendevt'nin bu eserleri dı§ında Beyzavt ve Zemah§ert gibi müfessirlerin bazı ayetlerin tefsirlerine ha§iye ve taliklerini içeren çe§itli tefsir çalı§maları da vardır. T efsirle ilgili risaleleriyle birlikte, Arap dili, mantık, kelam, astronomi gibi bazı alanlara dair farklı konulardaki görü§lerini içeren kısa risaleleri, Resiiil-i Darendi adıyla Halil b. Ali b. Eyyub tarafından Darendevl'nin ölümünden yakla§ık 13 yıl sonra, yazımı 1165/1752 yılında biten bir mecmuada toplanmı§tır.55

3. Risdle fi't-tefrika beyne mezhebi'l-müteahhirin ve'l-kudemd fi'l-kaziyye ve't-tasdlk'in Tahlili

Darendevl'nin önermenin unsurları ile ilgili bu risalesi, oldukça kısa olduğu için konularında bir bölümleme yapılmamı§tır. Risale, adını da içeren giri§ten sonra belirli bir konu tertibi içinde yazılmı§tır. Bu konu tertibi, mütekaddim'in ve müteahhirtn mantıkçıların önerme ile ilgili görü§lerini kar§ıla§tırına imkanı verecek §ekildedir. Mesela; önermenin unsurlarının sayısı müteahhitine göre, ardından mütekaddim'in mantıkçılara göre verilmektedir.

Buna göre eser, muhtevasını da gösterir §ekilde sekiz paragraf halinde incele­nebilir:

Birinci paragraf: risalenin adını ve konusunu içeren giri§ paragrafı; ikinci pa­ragraf: mütekaddimtn ve müteahhirtn mantıkçılara göre önermenin unsurlarının sayısı ve bunların neler olduğu; üçüncü paragraf: gerçekle§me ve gerçekle§me­menin neyin sıfatı olduğu konusu; dördüncü paragraf: hükmün fiil ya da infial kategorilerinden hangisine dahil olduğu; be§inci paragraf: tasdikin anlamı ve ilimden bir parça olup olmadığı; altıncı paragraf: mütekaddim'in ve müteahhir!n arasındaki farklılık noktalarının tek tek sayılması; yedinci paragraf ise bu farklılık noktalarının kaynağı üzerinedir. Son paragraf ise konuyla ilgili okuyucuya tavsiye içermektedir.

Darendevl'nin atıfta bulunduğu "müteahhirtn ve kudema"nın hangi dönem­leri ya da hangi mantıkçıları kapsadığı konusunu §öyle belirgirıle§tirebiliriz: Risalenirı §arihi Katipzade'ye göre Darencievi metninde "müteahhirtn ile kast edilen İmam Farab'i, İbn Sina, Kıstas sahibi Gazzalf, İmam er-Razi ve onlara tabi olanlar"dır. "Kudema (hükema)" ile kast edilen ise Aristo, Eflatun, Batlamyus,

54 Darendevi bu kısa risalesinde yüklemli önermede konu ve yüklemin; ayrıca olumlu ve olumsuz durumlarına göre yüklemli önermelerin umum-husus ili§kilerini incelemektedir. Süleymaniye Kütüphanesi, Hafid Efendi, nr. 449, vr. 2lb-22a. '

11 Darendevi'nin görü§lerini derleyen bu mecmua Süleymaniye Ktp., Hafid Efendi, 449 numara­dadır. Darendevi'nin eserlerinin listesi için bk. Bağdatlı, Hediyyeıü'l-arifin, Il, 324-325; Bursalı, Osmanlı Miiellijleri, II, 28.

Darende li Mehmed Efendi'nin Risale fi't-tefrika İsimli Eseri ~ 35

Calinus ve onlara tabi olanlardır. 56 Aynı ifadeleri Davud el-Karsl'nin Hadimi risalesinin §erhinde kullandığım görmekteyiz ki Kiltipzade müteahhir1n ve kudema tabirlerinin kar§ılığını risalelerin telif tarihleri itibariyle buradan almı§ olmalıdırY Ancak bizzat Darendevl'nin metninde müteahhir1n- mantıkçılar olarak atıfta bulunduğu alimierin Razı ve Katibi olduğunu ve tartı§manın Razı sonrası seyrini göz önünde bulundurduğumuzcia diyebiliriz ki müteahhir1nin Farab1, İbn Sina ve Gazzal1 olduğu görü§ü doğru değildir. Buna bağlı olarak mütekaddim1n, kudema veya hukema ile kastedilenler ise Eflatun, Batlamyus ve Calinus değildir. Katipzade, Darendevl'nin risale boyunca mütekaddim1n yerine kullandığı "kudema" tabirinin, Müslüman filozofların dilinde Antik Yunan filozoflarını i§aret ettiğinden hareketle Aristo ve diğer filozofları nitelediğini

dü§ünmü§ olmalıdır. Ancak Tfıs1, Ebher1 ve Tahtanı'nin de i§aret ettikleri üzere58

bu konudaki tartı§manın çıkı§ noktasının Razi'nin İbn Sına'dan farklı bir tasdik görü§ü benimsemesine dayanması, kudema ile kastedilenin Müslüman filozoflar özellikle de İbn Sina olduğunu göstermektedir. Nitekim birçok Eczaü'l-kaziyye risalesinde filozoflar adına tartı§ılan görü§lerde, İbn Sina metinlerine atıf yapıl­maktadır.59 Müteahhir1n adına kaydedilen görü§ler ise Razi'ye ve onun görü§leri­ni tartı§an Id, Urmevi ve Katibi'ye atfedilmektedir.60 Sonuç olarak söz konusu risalelerde ve Darendevl'nin metninde, kudema ve mütekaddim1n ile müslüman filozoflar özelikle de İbn Sina; müteahhir1n ile ise Razi ve sonrası müslüman mantıkçılar kastedilmektedir. Nitekim bazı risalelerin kenarında "Müteahhir1nden murad, İmam Fahrü'l-İslam ve ona tabi olanlar, kudema ise hükemadır." §eklinde talikler bulunmaktadır.61

Eczdü'l-kaziyye risaleleri içerisinde Darendevl'nin risalesi temsil kabiliyeri en yüksek eserlerden biri olmasına rağmen diğer risalelerde olan bazı konuları

içermemektedir. Bunlardan biri Hadimi'nin risalesinde mukaddime olarak i§le­nen kategoriler ve mahiyet konusudur. Diğer risalelerde de ihmal edilen bu konunun önemi dü§Ünce-varlık, varlık-mahiyet arasındaki ili§kilerin tartı§ılma-

56 Katipzade, a.g.e., vr. 3-4, 8. 57 Davud el-Karsi, a.g.e., vr. 95b. 58 et-Tı1si, Nasırüddin, TeUıisü'l-Muhassal, Kahire ts., s. 16; Ebheri, Kitilbii'ş-Şükuk: HQşiye 'ale'l­

Mulahhas, Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2319, vr. 2a; et-Tahtanl, Kutbüddin, Tahriru'l­kavaidi'l-mantıkiyyefi şerhi'r-Risaleti'ş-şemsiyye, İstanbull269, s. 7.

59 İstanbul!, H tahkiki mezhebeyi'l-miiıekaddimin ve'l-müıeahhirin fi'ı-tasdiki ve müıeallikihi, s. 25. 60 Darendevi, a.g.e., Konya Bölge Yazma Eserler Ktp., BY 6171/2, vr. 68a; Konevi, a.g.e., vr.

197b; İslam mantık tarihinde müteahhirin ile Teftazani ve sonrası, müt~kaddimin ile Teftazani öncesi mantıkçılann kastedildiği görÜ§Ü {Mehmet Ali Ayni'nin Türk Mantıkçıları, s. 52'den nak­len Bingöl, a.g.e., s. 13), tasdik konusunda naklettiğimiz tartı§malara ve Darendevi'nin müteahhirin olarak Razi ve Katibi'ye atfına; Konevi'nin ise Id, Urmevi ve Katibi'ye atfına bina­en doğru bir bölümleme değildir.

61 Darendevi, a.g.e., Konya Bölge Yazma Eserler Ktp., BY 6171/2, vr. 68a; Süleymaniye Ktp., Yazma Bağı§lar bölümü, nr. 4164/24, vr.15 !b.

36 ~ E§ref Alta§

sında yatmaktadır. Darendevi'nin nsalesinde ineelenmeyen bir diğer konu ise tasdikle ilgilidir. Bazı risalelerde tasdik konusunda beş farklı görüş ve özellikle "yeni görüş" olarak adlandırılan Şemseddin el-lsfahan1 (ö. 1349)'nin Şerhu Metali'i'Z-envar'daki goruşu nakledilirken,62 Darendev1 tasdikle ilgili mütekaddimin ve müteahhirinin olmak üzere sadece iki görüşten bahsetmekte­dir.

Risalenin muhtevası çerçevesinde konuyu özedemesi bakımından

Darendevl'nin müteahhirin ve mütekaddimine atfettiği görüşleri karşılıklı bir tablo halinde sunmak mümkündür. Darendevl'nin belirlediği farklılık noktala­nndan hareketle ve onun sıralamasına sadık kalarak, müteahhirin ve mütekaddiminin görüşlerini şöyle gösterebiliriz:

Dilrendevi'nin Dilrendevi Metnine Dilrendevi Metnine Belirlediği Farklı- Göre Müteahhitinin Göre Mütekaddiminin

lık Noktalan Görüşleri Görüşleri

1. Önermenin Önermenin unsurlan Önermenin unsurları üç unsurları ve bunla- dört tanedir: tanedir: rm neler olduğu a. Mahkı1mun aleyhin a. Mahkum aleyh

kendisi b. Mahkum bih

b. Malıkurnun bihin Hüküm kendisi c.

c. Olumlu ya da olumsuz olsun yüklemli önerme-de var olan nispet; biri-§ik §artlı önermede bi-ti§me {ittisal) veya bi-ti§meme (laittisal); ayrık §ardı önermede {mu-kaddem ve talinin) bir-birini nefy etmesi ( tenafi) ve birbirini nef-yerınemesi (latenafi)

d. Önermenin bütününde nispetin gerçekle§mesi ve gerçekle§memesi an-lamıyla hüküm

; 62 Ristile fi ecztii'l-kaziyye Süleymaniye Ktp., Mehmed Nuri Efendi, nr. 197/16; Ristile fi ecztii'l­

kaziyye, Süleymaniye Ktp., Yazma Bağı§lar, nr. 1292/3, vr.48; Hadimi, a.g.e., vr. 151a; Konevi, a.g.e., vr. 197b.

Darencieli Mehmed Efendi'nin Risille fi'ı-ıefrika İsimli Eseri ~ 3 7

2. Gerçekle§me Gerçekle§me ve ger- Gerçekle§me ve gerçek-(vuku') ve gerçek- çekle§meme, iki §ey le§meme, mahkfımun le§meme arasındaki nispetin bihin sıfatıdır. (lavuku') 'nin sıfatıdır.

neyin sıfatı olduğu

3. Gerçekle§me ve Gerçekle§me ve ger- Gerçekle§me ve gerçek-gerçekle§ memenin çekleşmeme, gerçek le§meme; yüklemli anlamı varlığa ve vakıaya önermede gerçekleşme-

uygun olmak veya bu nin varlığı ve yokluğu, uygunluğun yokluğu- biti§ik §ardı önermede dur. bitişme veya bitişmeme;

ayrık şartlı önermede birbirini nefy etme veya birbirini nefy etmeme-dir.

4. Hükmün anla- Hüküm, olumlu yapma Hüküm, gerçekleşme mı; fiil ya da infial (tka') ve olumsuz veya gerçekleşmemenin kategorilerinden yapma (intiza') 63 anla- izanla birlikte idraki hangisine dahil mıyla fiil kabilindendir. anlamıyla infial kabilin-olduğu Hüküm, kesin karar ve de ndir.

tercih anlamında Hüküm izana biti§ik izanın kendisidir. 64 idraktir.

63 Kelime olarak gerçekle§tirme anlamındaki ika', mantık terimi olarak nispetin vuku bulmasını ol~mlama anlamıyla idlb kelimesiyle birlikte ve bu kelimenin müradifi olarak kullanılmı§tır. (Mustafa Namık Çankı, Biiyük Felsefe Lilgati, İstanbul 1954, ı, 58; Il, İstanbul 1955, 508). İntiza' ise kelime olarak çekip koparma, kopanp alma anlamındadır. Felsefede tecridin (abstraction) kar§ılığı olarak soyutlama anlamında kullanıldığı gibi tefrikin (dissociation) kar§ılığı olarak ayır­ma anlamında da kullanılmı§tır. Mantıkta ise nispetin vuku bulmasını olumsuzlama anlamında selb (negation) ile birlikte ve bu kelimenin müradifi olarak kullanılır. (Çankı, Büyük Felsefe Lı1gati, ı, 18-19, 614; Il, 508); Nitekim Gelenbevl (ö. 1205/1791) el-Bıırhan'da "O (iz'an) mut­lak olarak kullanıldığında tasdik ve hüküm diye isimlendirilir; gerçekle§meye (vuku') taalluku §artıyla icab ve ika' diye isimlendirilir; gerçekle§memeye (lavuku') taalluku §artıyla sel b ve intiza' diye isimlendirilir." §eklinde ikil'yı icabın; intiza'ı da selbin müradifi olarak kullanmı§tır. Metnin tercüme ve §erhinde de Abdünnafi Efendi bu iki ıstılahı icab ve selbin müradifi olarak tanımla­maktadır. (Abdünnafi İffet Efendi, Fenn-i Mantık: Terceme-i Bıırlıan-ı Gelenbevi, İstanbul 1295, Il, 13.); İbn Sina, Kitilbıı'~-Şifa Yorum Üzerine İbilre (çev. Ömer Türker), İstanbul 2006, s. 39-40'da ika' ve intiza'evetleme ve değilierne §eklinde çevrilmi§tir. Bu m~kalede ise !ka' kelimesi olumlu yapma (affirmation) ile; intiza' kelimesi ise olumsuz yapma (negation) ile kar§ılanmı§tır.

64 "İzan, kalbin azmidir, azim ise iradenin tereddütsüz kesin karandır." Cürcani, et-Ta'rifilı (n§r. İbrahim Ebyari), Daru'd-Divan, yy. ts., s. 30; Darendevi, Risiile fi'l-iz'an adlı risalesinde kesin karar anlamındaki izanı mütekaddimin ve müteahhirine göre tanımlamaktadır. Konuyu kendi ifadeleriyle anlatması bakımından bu kısa risalenin tamamını burada tercüme ediyoruz. "Bil ki izan, olumlu yapma (ika') ve olumsuz yapma (intiza') anlamıyla hükümde bulunun bir kayıttır. Yoksa hükmün kendisi değildir. Mesela; kararsızlık (tereddüt) ve bir tarafın tercihi; ku§ku

5. Tasdikin basit Tasdik üç tasavvur ve Tasdik sadece hüküm-mi mürekkep mi fiil bakımından olan den ibarettir. olduğu hükmün toplamından

(mecmO') mürekkeptir.

6. T asciikin ilim- Tas dik ilmin bir kısmı Tasdik ilmin bir kısmı-den bir kısım olup değildir. Çünkü ilim, dır. Çünkü ilim, tasav-olmadığı sırf tasavvur ve hü- vur ve (tasavvurla

küınle birlikte tasavvur birlikte) tasdik diye ikiye diye ayrılır. ayrılır. 65

4. Risalenin İsmi, Nüshalan ve Tahkik Esaslan

Darendev!'nin bu eseri, kütüphanelerde Risale fi't-tefrika beyne mezhebi'l­müteahhirfn ve'l-kudema fi'l-kaziyye ve't-tasdfk, Risale fi eczail-kaziyye, Risale fi'l­kaziyye ve't-tasdfk ve Risaletü'l-kaziyye adlarıyla kaydedilmi§tir. Bu makalede eserin ismi olarak Risale fi't-tefrika beyne mezhebi'l-müteahhirfn ve'l-kudema fi'l­kaziyye ve't-tasdfk (Önerme ve tasdik konusunda müteahhirtn ve mütekad­dim1nin görü§lerinin arasının ayırt edilmesi hakkında bir risale) tercih edilmi§tir. Çünkü kütüphane kayıtlarının çoğunda da adı bu §ekilde geçen eserin ilk cümle­si ..;:..ı...a:Jı_, ~ı .) .t..J.ilı_, .;:.;>-\.:.Jı '7'-"'.1.. ~ 4.! ;::ıı .) ~ı ıı... §eklindedir. Kütüp­hanelerde farklı isimlerle kaydedilmesinin nedeni diğer risalelerin isimleriyle ilgili olabilir. Zira önermenin unsurlarını i§leyen risaleler, müdlifleri tarafından genel­likle Eczaül-kaziyye olarak isimlendirilmi§tir. Şerhinde ise risale, Katipzade tara­fından er-Risale fi tahkiki eczai'l-kaziyye ve't-tasdfk ve't-tefrika beyne mezhebi'l­müteahhirfn ve'l-kudema §eklinde tavsif edilmektedir, ancak bu ifade risalenin tam

(§ekk) ve vehirnde bulunan ki kayıttırlar, yoksa onların kendisi değildirler. Özetle nispetin idra­ki, eğer izanla birlikte ise hüküm olarak isimlendirilir ki bu, kuderna nezdinde tasdik olarak isirn­lendirilir. Eğer (nispetin idraki), tereddütle birlikte olursa ku§ku (§ekk) diye isirnlendirilir. Eğer (nispetin idraki), bir tarafın yeğlenrnesi (tercih) ile birlikte olursa vehirn diye isirnlendirilir. Ve eğer zikredilen kayıtlardan uzak ise yani hiç bir §eyle kayıtlanrnaını§ ise tahayyül diye isirnlendi­rilir. Sonra eğer idrak, izanla birlikte ise bururnda, kesin karar (cezrn) var ise yakin; eğer tercih var ise zann diye isirnlendirilir. Kuderna mezhebi bu tahkik üzere kuruludur. Bir kısım insanlar ise hükrnün; izan, ku§ku (§ekk) -ki o tereddüttür- ve vehrn -ki o bir tarafı yeğlernektir- olduğu iddiasındadırlar. Müteahhirinin görü§leri bunun üzerine bina edilrni§tir." Süleymaniye Ktp., Mehrned Nuri Efendi, nr.l97, vr.49b; Süleymaniye Kütüphanesi, Hafid Efendi, 449, vr. 21ab.

65 Mütekaddirnin adına ifade edilen bu görü§ ile Farabi'nin "İrndi bilginin (rna'rife) bir kısmı kavram (tasavvur) bir kısmı yargıdır (tasdik)." (Ali Durusoy, Örnek Çeviri Metinler/e Mantığa Gir~, İstanbul 2008, s.64.) §eklindeki ifadeleri ve İbn Sina'nın "'Dü§ünrne' ile burada, insanın zihnindeki hazır bilgilerden, hazır olmayan bilgilere kararlılıkla geçrnek isteme durumunu kaste­diyorum. (Sözü edilen) bu bilgiler, bir kavram veya bir yargı olabilir." (İrareıler ve Tembihler (çev. Ali Durusoy), İstanbul 2005, s. 2) ve "Her rnarifet ve ilim, ya tasavvu.rdur ya da tasdik tir." (Kitilbü'n-Necilt (n§r. Macid Fahri), Beyrut ts., s. 43) §eklindeki ilmi, tasavvur ve tasdike ayıran ifadeleriyle paraleldir.

Darencieli Mehmed Efendi'nin Risille fi'ı-ıefrika İsimli Eseri {>- 39

bir ismini vermek üzere değil, konusunu belirtmek üzere kullanılmı§tır.66

Birçoğu mantık mecmualarının içinde ve yukarıda adı geçen Eczllü'l-kaziyye risaleleri ile birlikte yer alan Darendevi'nin bu eseri farklı kütüphanelerde bu­lunmaktadır. Bu eserin, tespit edip gözden geçirdiğimiz yazma nüshaları §Unlar­dır:

1. Süleymaniye Kütüphanesi, Hafid Efendi, 449 nurnarada Darendevl'ye ait risa­lelerin toplandığı Resilil-i Dllrendf adlı mecmua içinde Halil b. Ali b. Eyyub ta­rafından 1164/17 51 yılında istinsah edilmi§ tir ve ba§lıksız olarak vr. 20ab' de bulunmaktadır.

2. Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'nde, Risllle fi't-tefrika beyne mezhebi'l­miiteahhirfn ve'l-kudemll adıyla BY 2954/7, vr.l29a-130a'da bulunan nüsha, Ahmed b. Muhammed tarafından 10 Safer 1165/29Aralık 1751 tarihinde is­tinsah edilmi§tir.

3. Millet Kütüphanesi, Ali Emiri Arab!, nr. 4351/18'de Risllle [f bahsi't-tefrika beyne mezhebi'l-müteahhirfn ve'l-kudemll adıyla kayıtlı, vr. 39ab'de mecmua içinde bulunmaktadır.

4. Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma Bağı§lar, 607/4 nurnarada Risllle fi't-tefrika beyne mezhebi'l-miiteahhirfıı ve'l-miitekaddimfn fi'l-kaziyye ve't-ıasdfk adıyla ka­yıtlı nüsha, mecmua içinde vr. 64b-65a'da bulunmaktadır.

5. Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma Bağı§lar, 4164/24 nurnarada Darendevl'nin Risllle [f eczlli'l-kaziye adıyla kayıtlı nüsha, mecmua içinde vr. 15lb-152a'da bulunmaktadır. Nüshanın istinsah tarihi, 1188/1774'tür.

6. Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'nde, Risllle fi'l-kaziyye ve't-tasdfk adıyla kayıtlı BY 6171/2, Vf. 68a-68b'de Muhammed b. İbrahim tarafından 1214/1799 yılında istinsah edilmi§ nüsha Hadiını'nin aynı konudaki risalesi ile birlikte mecmua içinde bulunmaktadır.

7. Süleymaniye Kütüphanesi, Erzincan, 148/7 numarada, Risllle fi't-ıefrika beyne mez/ıebi'l-miiıekaddimfn ve'l miiteahhirfn fi'l-kaziyye ve't-tasdik adıyla kayıtlı

nüsha, mecmua içinde, vr. 82b-83b'de bulunmaktadır.

8. Süleymaniye Kütüphanesi, Bağdatlı Vehbi, 2046 nurnarada Darendevi'ye ait Risllle fi eczlli'l-kaziyye adıyla kayıtlı nüsha, mecmua içinde, vr. 317ab'de bu­lunmaktadır.

66 Katipzade, Şerhıı Risdle fi tahkiki eczdi'l-kadiyye, vr. 2.

9. Süleymaniye Kütüphanesi, Mesih Pa§a, 69/3 nurnarada Risiile fi't-tefrika beyne mezhebi'l-mütekaddim"in ve'l-müteahhir"in adıyla kayıtlı vr. 3 Iab'de bulunmakta­dır.

10. Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'nde, Risilletü'l-kaziyye adıyla BY · 6227/7 vr. 42b-43a'da mecmua içinde bulunmaktadır.

11. Süleymaniye Kütüphanesi, Hacı Mahmut Efendi, nr. 5774/2'de Eczilü'l­kaziyye ile ilgili müellifi bilinmeyen bir risalenin içinde varak 3b, 4ab'de alıntı olarak bulunmaktadır.

12. Risalenin §erhi: Darendevl'nin bu esen uzerine Muhammed Zeyn1 Mırı Katipzade tarafından 1760 yılında yazılmı§ Süleymaniye Kütüphanesi, İzmir, 403 nurnarada eserin bazı bölümlerine yazılmı§ bir §erhi de mevcuttur.

Süleymaniye Kütüphanesi, Hafid Efendi, 449 numarada, varak 20a-20b'de bulunan ve Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi, nr. BY 2954/7, varak 129a-130a'da bulunan nüshalar istinsah tarihlerinin belli olması ve Darendevl'nin vefat tarihine çok yakın olmaları itibariyle metin için esas alınmt§lardır. Kelime ve cümle dü§melerinin görülmediği, dikkatli istinsah edildiklerini söyleyebilece­ğimiz bu nüshalar, mevcut nüshalar içinde en sıhhatli olanlarıdır. Risalenin kısa olması nedeniyle ve bütün nüshaların metinlerinin fazla farklılıklar içermemesi bakımından diğer nüshaların göz ardı edilmesi halinde dahi metnin sıhhatinin sağlanabilmesi nedeniyle metinde bu iki nüsha esas alınmt§ttr. Temel alınan nüshalardaki farklılıklar dipnotta gösterilmi§tir. Nüshalardan birinde eksik olan kelime ve ibareler (: -) i§aretinden sonra; fazla olan kelime ve ibareler ise (: +) i§aretinden sonra gösterilmi§tir. Metinde bulunan kelimenin veya ibarenin yerinde diğer nüshada bulunan kelime ve ibareyi göstermek için (:) i§areti kulla­mlmt§, bundan sonra o kelime ve ibarenin yerinde bulunan kelime ve ibareler yazılmı§ttr. Okuyucunun daha iyi anlamasını sağlamak üzere metin paragraflar halinde düzenlenmi§tir. T ahkikte kullamlan nüshaların varak numaraları metin­de kö§eli parantez içinde verilmi§, varakların ön yüzü [i], arka yüzü [ '-:"' J harfleri ile gösterilmi§tir.

Tahkikte kullamlan nüshaların metindekullandığımız sembolleri ise §öyledir:

C Süleymaniye Kütüphanesi, Hafid Efendi, nr. 449, varak: 20a- 20b; müsten­sih: ·Halil b. Ali b. Eyyub; istinsah tarihi: 1164/1751.

. J Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi, nr. BY 2954/7, varak: 129a-130a; müstensih: Ahmed b. Muhammed; istinsah tarihi: 1 O S afer 1165/28 Aralık 17 51.

Darencieli Mehmed Efendi'nin Risale fi't-tefrika İsimli Eseri ~ 41

Sonuç

Osmanlı İmparatorluğu'nda Lale Devri'nin ilmi, kültürel faaliyetleri, ortak bir kaygıdan hareket eden bir Osmanlı alimler grubunun ortaya çıkmasını sağlamı§­tır. Ortak bir dü§ünce zemininden hareketle geleceği in§aya yönelik yeni bir arayı§a giren bu bilginierin olu§turduğu entelektüel dinamik, XVIII. yüzyıl İstan­bul'unu Osmanlı tarihinin kültür bakımından en canlı dönemlerinden biri haline getirmi§tir. Bu çerçevede ba§ta Darendeli Mehmed Efendi olmak üzere, Mehmed Emin el-Üsküdari, Esad Yanyavi, Ebu Said el-Hadimi, DavO.d-i Karsi, Halil b. Ahmed b. Himmet el-Konevi, İsmail Gelenbevl ve daha ba§ka birçok alim, geçmi§ten tevarüs ettikleri bilgi birikimini değerlendirme, sorgulama ve yeniden üretme çabası içinde olmu§lardır. Bu çabanın sonucunun ba§arısı/ba§arısızlığı bir yana, bizzat kendisi Osmanlı alimlerinin kar§ıla§tıkları sorunlara verdikleri cevaplan anlamak bakımından önemlidir.

XVIII. yüzyılda yazılan Eczaü'l-kaziyye risaleleri klasik mantığın giri§ düzeyin­deki bir konusunu içermelerine rağmen, dil-dü§ünce ili§kisini tartı§ma imkanı vermi§tir. Darendevl'nin Risale fi't-tefrilw. beyne mezhebi'l-müteahhir1n ve'l-kudema fi'l-kaziyye ve't-tasdfk adlı eseri, bu tür eserler içerisinde konuyu sistematik bir §ekilde ifade etmesi bakımından temayüz etmektedir. Bununla birlikte dönemin önerme konusundaki tartı§malarına ili§kin tam bir kavrayı§, diğer risalelerin de yayımlanması ile mümkün olacaktır.

4 2 -9- E§ref Alta§

Risale fi't-tefrika beyne mezhebi'l-müteahhirin ve'l-kudema fi'l-kaziyye ve't-tasdik

(Önerme ve Tasdik Konusunda Müteahhirln ve Mütekaddiminin Görüşlerinin Arasının Ayırt Edilmesi Hakkında Bir Risale)

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

[1]. Bu araştırma, önerme ve tasdik konusunda müteahhirin ve mütekad­diminin görüşlerinin arasının ayırt edilmesi hakkındadır. Öyle ki tahkik etmek konusunda muhakkiklerin zihinleri bu araştırmada yorgun düşmüştür.

[2]. Bil ki önermenin unsurları müteahhirine göre dörttür: a) üzerine hükme­dilenin (mahkGmun aleyh) kendisi, b) kendisiyle hükmedilenin (mahkGmun bih) kendisi, c) olumlu ya da olumsuz olsun yüklemli önermede var olan nispet, aynı şekilde bitişik şartlı önermed e biti§me (ittisal); ayrık §art lı önermede birbirini nefy etme (tenafi}, d) (önermenin) bütününde söz konusu nispet üzerine varit olan gerçekleşme ve gerçekle§meme anlamıyla hüküm. Mütekaddimine göre ise (önermenin unsurları} üç tanedir ki bunlar; gerçekle§me (vuku'} ve gerçekleş­memenin (lavuku') kaynağı olan nispetin dı§ındakilerdir. Çünkü onlar, kendi düşüncelerinde, olumlu yapma (!ka'} ve olumsuz yapma (intiza') anlamıyla

hükmün, tasavvurun ilgili olduğu §eye taallukunun mümkün olduğuna dayana­rak nispeti inkar etmektedirler.

[3]. Sonra, gerçekleşme ve gerçekle§meme müteahhirine göre, iki şey arasın­daki nispetin sıfatıdır. Bunun anlamı vakıaya uygunluk ve uygunluğun yokluğu­dur. Mütekaddimine göre ise, (gerçekleşme ve gerçekleşmeme) kendisiyle hük­medilenin (mahkı1mun bih) sıfatıdır. Bunun anlamı yüklemli önermede (gerçek­le§menin) varlığı (sübı1t} ve yokluğu (lasübı1t); bitişik şartlı önermed e biti§me (ittisal) ve bitişmeme (laittisal); ayrı k şartlı önermede birbirini nefyetme ( tenafi) ve birbirini nefyetmemedir (latenafi).

[4]. Müteahhirine göre, olumlu yapma ve olumsuz yapma anlamıyla hüküm, gerçekle§me ve gerçekleşmemenin izanı anlamıyla fiil kabilindendir. Mütekad­dimine göre ise (hüküm), gerçekleş me veya gerçekle§memenin izanla birlikte idraki anlamında ilim kabilindendir. Çünkü onlara (mütekaddimine) göre, hüküm izana bitişik (mukarin) idraktir, yoksa (Müteahhir'inin görüşünde olduğu gibi) kesin karar veya tercih olan izanın kendisi değil.

[5]. Buradan hareketle müteahhirin, tasdiki ilmin bir kısmı olarak kabul et­memektedir. Çünkü onlara göre tasdik, üç tasavvurdan ve fiil kabilinden olan hükümden mürekkeptir. Dahil olandan ve hariç olandan mürekkep olan ise

Darencieli Mehmed Efendi'nin Risille fi't-tefrika İsim li Eseri ~ 43

hariçtir.67 Bu nedenle de ilmi, sırf tasavvur ve hükümle birlikte tasavvur olarak taksim ediyorlar. eş-Şemsiyye'de geçtiği üzere, "üç tasavvurun ve hükmün topla­mı, tasdiktir" 68 diyorlar. Mütekaddimlrı ise tasdiki ilmin bir kısmı sayıyorlar, çünkü onlara göre tasdik, gerçekle§me ve gerçekle§memenin izanla birlikte idraki anlamıyla hükümden ibarettir. İlmi tasavvur ve tasdik diye ayıranlar müte­kaddirnlndir, müteahhirlrı değil. Bu nedenle bir kısmı İmam69'dan nakledilse de burada zikredilen beyanlar Katib170'ye dayanmaktadır. Bundan sonra, sen eğer eş­Şemsiyye'nin ha§iyelerine71 yönelirsen gerçek olanı bilirsin. Dolayısıyla dü§ün ve insaf ile hareket et.

[6]. Artık sen kesin olarak biliyorsun ki burada iki fırka arasındaki farklılık birkaç konudadır: Önermenin unsurları konusunda, gerçekle§me ve gerçekle§­memenin anlamı konusunda, onun (gerçekle§me ve gerçekle§memenin) nispetin mi yoksa mahkGmun bihin mi sıfatı olduğu konusunda, olumlu yapma ve olum­suz yapmanın anlamı konusunda, onun (hükmün) fiil kabilinden mi yoksa ilim kabilinden mi olduğu konusunda, tasdikin mürekkep mi yoksa basit mi olduğu konusunda, onun (tasdikin) ilmin bir kısmı olup olmadığı konusunda.

[7]. Sonra önermenin unsurları hakkındaki farklılığın kaynağı, gerçekle§me ve gerçekle§memenin kaynağı olan nispetin kabul edilmesi ve inkar edilmesidir. Müteahhir!n onun (nispetin) varlığına, "ku§ku (§ekk) suretinde, nispet hüküm olmaksızın tasavvur edilir" §eklinde delil getirdiler. Çünkü nispet tasavvur edi!-

67 Bu kapalı ifadenin genişletilmiş tercümesi şöyle olabilir: (İlme) dahil olan (üç tasavvurdan) ve (ilimden) hariç olandan (hükümden) mürekkep olan (tasdik), (ilimden) hariçtir.

66 Katibi, Risaleıii'~-~emsiyye, s. 2. 69 Fahi-eddin er-Razi (ö. 606/12 10) müfessir, müteahhirin kelam ve felsefe alimi. 1150 yılında

Rey'de doğdu. Eşari kelamı ve İbn Sina felsefesini öğrendi, kelam ve felsefeyi mezcetti. 1210 yılında Herat'ta vefat etti. Çok sayıda telifi olan Razi'nin en bilinen eserleri: el-Erba'in fi ıısüliddin, el-Mebahisü'l-me~rikıyye [ı 'ilmi'l-ililhiyyaı ve'ı-ıabiiyyaı, el-Meıalibii'l-'aliye mine'l-'ilmi'l­ilfıhi, el-Mulahhas fi'l-manıık ve'l-hikme, Mııhassalu efkô.ri'l-miiıekaddimln ve'l-miiıeahhirln, Ni/ıdyeıii'l-'ukıtl fl dirdyeıi'l-ıısı!l, Şerhıı 'Uyıtni'l-hikme, Şerlıu'l-i~araı ve'ı-ıenblhaı, Tefsir-i keblr. Geniş bilgi için bk. YusufŞevki Yavuz, "Fahreddin er-Razi", DİA, XII, 89-95.

70 Ali b. Ömerel-Katibi (ö. 675/1277) mantık, felsefe ve kelama dair eserleri olan alimdir. 1204 yılında Kazvin'de doğdu. Katiplik ve müderrislik yapması hasebiyle Debiran diye ünlendi. Nasırüddin et-TGsi'nin öğrencisi ve Meraga rasathanesinin kuruluşunda çalışma arkadaşı oldu. En tanınmış öğrencilerinden biri, Kutbüddin eş-Şirazi'dir. 1277 yılında vefat etti. e~-Şemsiyye dışında Hikmeıii'l-'ayn, Cilmi'ıı'd-dekilik fl keii'l-hakilik, el-Mııfassal fl ~erhi'l-Mııhassal, el­Miinassas fl ~erhi'l-Miilahhas. Geniş bilgi için bk. Yusuf Şevki Yavuz, "Katibi", DİA, XXV, 41-42.

71 Osmanlı medreselerinde yaygın olarak okutulan e~-Şemsiyye şerhlerinil) en bilinen haşiyeleri şunlardır: 1) Sa'duddin et-Teftazani (ö. 793/1390)'nin Tahtani'nin q-Şemsiyye şerhinin haşiyesi. 2) Tahtani'nin Şerlııı'ş-Şemsiyye adlı eseri üzerine Cürcani (ö. 816/1413)'nin yazdığı H~iye 'ala Şerhi'ş-Şemsiyye -ki Küçek olarak da bilinir- adlı haşiyesi. 3) İmaduddin el-Ffirisi (ö. 899/1494)'nin Gürdini'nin Kiiçek adlı haşiyesi üzerine yazılmış Kara Haşiye'si. 4) Kara Davud el­Kocevi (ö. 948!1541)'nin Cürcani'nin Kiiçek adlı haşiyesi üzerine haşiyesi. Kayacık Ahmet, "Osmanlı Medreselerinde Mantık Eğitimi Üzerine", İsldmiyaı, 11/4 (Ankara 1999), s. 111-121, s. 117.

44 ~ E§ref Alta§

medikçe ku§ku meydana gelmez. Ku§kunun ortadan kalkması anında ise üç idrake, olumlu yapma ve olumsuz yapma anlamıyla hüküm de eklenir. Nispete müteallik idrak ortadan kalkıp onun yerine bu hüküm meydana geliyor değildir. Çünkü hüküm, tasavvurun bağlı olduğu §eyle ilgili değildir. Buna (mütekaddim1n · adına) §öyle cevap verildi ki ku§ku suretinde izan olmaksızın idrakin, gerçekle§- , me veya gerçekle§meme ile ilgili olması caizdir. Ku§kunun ortadan kalkması anında ise idrak, izanla birliktedir. Çünkü izanl idrakin, izanl olmayan idrakin ilgili olduğu §eye taallukuna hiçbir engel yoktur.

[8]. Bu ikisinden hangisinin doğruya daha yakın olduğu konusunda dü§ün ve akıl yürüt.

Darencieli Mehmed Efendi'nin Risale fi'ı-ıefrika isimli Eseri .ç. 45

~...ı....:dl.., ~ı ~ .. ı.....wı.., ı:_r._r>-t::...ll ~.l.. ~ ~.;:ı ı ~ JJL..._;

l.S.J,.\j )..U ı c) L..!&. ı:r.l ~ ır. .4>..-J

\ \0'\' ~ ı.)~l

r-="'"")l~)l.uılr.

~ .. ı.....wı.., ı:_r._r>-h.ıı ~.i.~ ~_;:ll~ vr~lll.:, [i-1n:J \i-r: ·d [1]

. - ~- -ıı .. ;;_. ıı ı -~i .w i<-~ - ...ı....:dl ~~ ~ ı.l ~ i'T' - u- - . U:! .J -

if' ~ı ~ı.., ~.J ~ i ~ı ~ ·~) ı:_r._r>-h.ıı ..J.:.ç. ~ı .. ı?.i c:>i ~t.; [2]

,~\ . ·L::Jı ..:.lll..iS d..L,a.::...JI . JL.a.i':Jı 4.JL... i ~ ~ı . u· •ll ı.l ı.l .J ı.l .J . .J . . .Y' - ı.l .)7"

Lo if' d.::.\; .. ı.....wı J.:..ç..J· JSJI ~ ~~ ~ ~ ~.r.. ı_ŞJJı u.J~\.li.J c:;Jı ~ ~ı.J J.tN .)!~~:~:.:~ı~ c:>..,fo ~~ ,c:;..,~ı.., c;Jı ~.J.Y' ı.r ~ı ~ı ı..u:.

.~..J.:.ç. _;_ra:;Jı ~ ~ ~ e_rj:Jı.., t_~)'l ~ ~~

~ı}J vr ~lb.ll .~.., ~ ~ ~ ~ ı:_r._r>-h.ıı ..J.:.ç. U..,~uı.., U )1 ıJ1 ~ [3]

Jl..a.i:Jı.., ~ı~ uy; ~ı.., u_ı-;Jı .~..,~i~~ .. Lo..W\J.:..ç. ı...i.., •4.-..U:..J

.~1 ~ ~\.:.j~ı.J ~L::Jı.., d..L,a.::...JI ~ Jl..a.il~ı.J

ı:_r._r>-WI ..J.:.ç. Vt~l ~ ıf e_;:j':ıll.., t_~)'l ~['-:-'-\n: J] ~' ıJG [4]

c;Jı !ll.ı~1 ~ r-LJ' ~ ıf .. ı.....wı J.:..ç..J ,c:;..,~ıvo.., c:;Jı ıJLç.~1 ~

ı_ŞJJI c)ts:-:,)'1 ~ ':J ıJ\.ç.~;\J ıJ)k.ll !ll_;~)'l y ~..J.:.ç. ~ı c)~ ,c)Lç.~)'l t: u.J~UI)

.c)~.....:::-)1 ..,\ i ft-11-""

~ ..r" ~..J.:.ç. ~...ı....:dl c) \,i •r-LJI ıf \.-9 ~...ı....:dl ıJ..,y>t:..JI ~ r-l ~ ıf .J [5]

't.).> [..Jl>..ll.., j>Lı.Jı ıf ~ r.Jı_, ·~1 ~ ıf ı_ŞJJI ~1_, ..:.J!JI ..:.ıl_;_ra:;JI ıf - -

~=J .. ,

._Y.I.h.JI: J "

~I'J +:C "

Ji: c

46 '{>- E§ref Alta§

...:.J.:ll ..:..ıl) _ra.:.!\ ~ ı)} _,lı _J <Vi~ ~ ) _ra.:.ll_.ı ..k;,;) _ra.:.ll .) 1 ~ 1 ı)~ llJ J

.:.roL,_.,; ~..w:dl .:.ı~ ,.\.....Wl ı..i_,". ~1 "~e ...ı LS]'-:"'-'~': ·c)~J...,a.j ~1_,

. .)\s-.))'1 C: U_.ı')\.)lvv_, U}l .!.IIJ.)! ~ ~1 y- ö).:>- ~..~.:.;:.~..\....:di 0}:5 ,~ı·

...::..ıbl_r-)'1 c!J.:.:. Li..s-:J· .:.ı_,y>h.ll '1 ,.\.....Wl y. ~..\....:dı_, J_ra.:.ll J! ~~ ~ .:.r"J '

~ly- ~ lh ..U.: ..::...p,-y 0!J 'i\.. )ll~~ .)JJ 0!J ~\.SJI ~ ~ öJ_,5lJI

. ..JL,a.;)'~ J-ol_.ı Job ·J>..ll Y' ı......; _TÜ ~ı

~ ~J ~1 <-l?,i ~: t.""ly ö..J.;:. ~ ~_;JI .:r.: ~ ..J')\.;.Jl .:.ıi ~ J.Aj [6]

...;i~_, e_r;'lı_, t.~'>'' ~~_,~i~ ii~~ ...;i~_, u_,~uıv·'_, uy.~ı

.J-" ~..,_;i ~J .k:-: ii~ _r" _Y' ~~..\....:d\ ~J A. ~~ ~ .J-" ii V~~~~ .J-"

. '1 ii ~ı

Ar • • ...:..ıJ_rci ..ıj ..:..l.:JI öJy ~ 04 ~.)Y.J ~ .:.ı_,y>WI J...l.::....>l. ~J~U U_,')\.)1_,

.)! ~ ..:..l.:JI t_l.Qj) ..~.:.;:. _, ,..:..L:Jı ~ 'l ~\ J~ r-1 \... .ı..i}:5 ~1 .:.ı_,..ı.; ~1

~4 ~~ .!.lı).)'>'' J_,~ ...;i '1 ·e_r;'lı"'_, t.~'>'' ~ ~~ ...:.J.:Jı ...::..ı\5\).)'>''

_,ı u }ı .:.ı4 .)~_,. J_ra.:.~ı ~ Jk: ~ Jk: '1 ~ı .:.ı}:5 ~ı ~m "o ...ı..ı.; ~_J .!.IIJ.))'\.!.l!JI t_l..Qj) ..~.:.;:._, ,.)\s-.))'1 .:.ı_,..ı.; .!.IIJ.))'I.!.L!J\ öJy ~ ~ Jk: .:.ıi j..f':""! U_,')\.)1

~~ Ai.!.\\).))'1 ~ Jk: ~ .j\s-.))'1 [i-\ i': J] .!.\\).))'\ Jh; .J-" ~\... 'j .)! ,ı)l_ç..))'l C:

. ..;ls-.))'1

·J-I.o:-i 4}:5 _r...li J Job (8]

~..,.,. J_ra:)IJ .b.;;;J_ra:ll .)! ~I.J~ lllJ +: J " Ji: c. Ji: c.

~1: c. " J.-All: c. A•

~=J Al

J ..,.Lll J '·:A~~)'I + : C. •• .:.ı4 ~: J .,

Ji: J At

~J~: J A~

!liJ> )'i + : c. .,