The Alternative Education

20
İçindekiler GİRİŞ..............................................................2 ÖZET...............................................................3 ZORUNLU RESMİ ÖĞRETİM..............................................4 ZORUNLU RESMİ EĞİTİM SİSTEMİNDE ROLLER VE İŞLER.........................5 ALTERNATİF EĞİTİM..................................................6 ALTERNATİF EĞİTİMİN GENEL NİTELİKLERİ..................................7 ALTERNATİF EĞİTİM UYGULAMALARI........................................8 Homeschooling........................................................................................................................ 8 Charter School......................................................................................................................... 8 Montessori............................................................................................................................... 9 Summerhill............................................................................................................................... 9 Sudbury Valley Schools......................................................................................................... 10 Waldorf Schools.................................................................................................................... 10 SONUÇ.............................................................11 ~ 1 ~

Transcript of The Alternative Education

İçindekiler

GİRİŞ..............................................................2

ÖZET...............................................................3

ZORUNLU RESMİ ÖĞRETİM..............................................4

ZORUNLU RESMİ EĞİTİM SİSTEMİNDE ROLLER VE İŞLER.........................5

ALTERNATİF EĞİTİM..................................................6

ALTERNATİF EĞİTİMİN GENEL NİTELİKLERİ..................................7

ALTERNATİF EĞİTİM UYGULAMALARI........................................8

Homeschooling........................................................................................................................ 8

Charter School......................................................................................................................... 8

Montessori............................................................................................................................... 9

Summerhill............................................................................................................................... 9

Sudbury Valley Schools.........................................................................................................10

Waldorf Schools.................................................................................................................... 10

SONUÇ.............................................................11

~ 1 ~

Giriş

Kamuoyuna 4+4+4 olarak yansıyan ve zorunlu eğitimi 12

yıla çıkaran 6287 sayılı kanun ile tüm gözler eğitim sistemine

çevrildi. Kesintili olması, okul öncesi eğitimin eklenmemesi,

dini öğretimin ikinci dört dilimde uygulanması gibi yüzlerce

eleştiriye maruz kalmıştır. Dünya üzerindeki ülkelerin %66

sında 4+4+4 şeklinde olmasa da 12 yıllık zorunlu eğitim

uygulanmaktadır. Bu veri ışığında Türkiye’ nin 12 yıllık

zorunlu eğitim sisteminde yalnız olmadığı görülmektedir.

Gelişmiş ülkelerde zorunlu resmi öğretim sistemine

yapılan eleştirilere bakıldığında, eleştirilerin nitelik

konusunda yoğunlaştığı görülmektedir. Temel eleştiri bu eğitim

sisteminin bireysel ve yerel farklıkları, geçmiş deneyimleri,

mevcut potansiyeli, ihtiyaçları, istekleri, iradeyi hiçe

sayarak herkes için uygun olduğunu varsaydığı tek bir sistem

önermesidir.

Bu noktada alternatif eğitim kavramı ortaya çıkmaktadır.

Dünya üzerinde alternatif eğitim uygulayan eğitim kurumları

günden güne artmakta iken Türkiye’ de bu konu tartışmaya dahi

açılmamıştır.

~ 2 ~

Özet

Bugün için çoğu kesimin kanıksadığı zorunlu resmi öğretim

uygulaması yeni bir olgu olmasına rağmen fikir olarak çok

eskidir. Zorunlu eğitimin ilk ve en meşhur savunucusu Yunan

filozofu Eflatun’ dur. Eflatun, tasarladığı ideal devlette,

normal vatandaşların 20 yaşına kadar, sivil ve asker kamu

görevlilerinin de 35 yaşına kadar zorunlu eğitime tabi olmasını

öngörmüştü. Lakin birey hak ve özgürlüklerini temel alınca,

“Devletin ya da herhangi bir otoritenin bireylere eğitimi

zorunlu kılması acaba özgürlüğe yapılmış bir müdahale olmayacak

mıdır?” tartışması da hep ileri sürülür.

Zorunlu eğitim meselesinde temel sorun, henüz reşit

olmayan çocukların kendi kendine karar verememesidir. Öyleyse

onlar adına kim karar verecektir? Aile mi, toplum ya da devlet

mi? Aslında bu sorunun cevabı Roma hukukundan günümüz hukukuna

kadar hemen hemen bütün hukuk sistemlerinde çocukların vasisi

olarak ebeveynlerin kabul edilmesidir.

~ 3 ~

Zorunlu resmi öğretim bugün neredeyse evrensel kabul

görmüş durumdadır. Dünyadaki ülkelerin büyük çoğunluğu, uzun

süreli zorunlu eğitimi tercih ediyor. Eğitim süresi ülkelere

göre farklılık gösteriyor. 197 ülkenin 60'ında zorunlu eğitim

süresi 8 yıl ve daha az süreler içerirken, 130'unda 12 yıla

kadar zorunlu eğitim uygulanıyor.

Zorunlu öğretimin uygulanmasının gerektiğini düşünen

eğitimciler okullarının iyi vatandaş yaratacağı, toplumu

birleştireceği, suç ve yoksulluğu azaltacağını savundu. Bu

görüşün benimsenmesiyle birlikte zorunlu eğitim devlet eliyle

verilmeye başlandı.

Daha sonraları Rousseau’nun başı çektiği birçok eğitimteorisyeni ve felsefecisi zorunlu resmi öğretimin;

Bireysel ve yerel farklıkları, geçmiş deneyimleri, mevcutpotansiyeli, ihtiyaçları, istekleri, iradeyi hiçesaydığını.

Herkes için uygun olduğunu varsaydığı tek bir sistemönerdiğini.

Önerdiği bu sistemi belirli bir yaşa kadar zorlauyguladığını.

Bu yolla eğitimi güçlü bir baskı aracı halinedönüştürdüğünü

ileri sürerek zorunlu resmi öğretimin yerine alternatif eğitimmetotlarının uygulanmasının birey için daha yararlı olacağınıdile getirmişlerdir.

Bu düşüncelerin zamanla uygulamaya geçmesi ile farklı

alternatif eğitim hareketleri ortaya çıkmıştır.

~ 4 ~

Zorunlu Resmi Öğretim

1819 yılında başlayan davranışçı ekole dayanan zorunlu

resmi öğretim, önemli olan bilgiyi, değerleri ve davranışları

otoritesiyle öğrencinin iyiliği adına belirleyen ve bunun

öğrenilmesini zorunlu kılan bir sistem sunmaktadır. Mevcut

eğitim sisteminin 190 yıllık bir tarihi olmasına rağmen bu

sistemin değiştirilemez olduğu ve bu sisteme mahkûm olunduğu

düşünülmektedir. Eğitim sistemi sanayi için işgücü, ulus devlet

için vatandaş yetiştirme amacı gütmektedir. Çocuklar istenen

ekonomik sistemin oluşturulmasının ve ulusun yaratılmasının

aktif öğeleri olarak görülmektedir. Eğitim sisteminin

eleştirildiği noktalardan birisi de bireysel ve yerel

farklıkları, geçmiş deneyimleri, mevcut potansiyeli,

ihtiyaçları, istekleri, iradeyi hiçe sayarak herkes için uygun

olduğunu varsaydığı tek bir sistem önermesi, bunu belirli bir

yaşa kadar zorla uygulaması ve bu yolla eğitimi güçlü bir baskı

aracı haline dönüştürmesidir. Bir diğer nokta zorunlu kitle

eğitimi olmasıdır. Bu eğitim türü yıkıma gitmekte olan Prusya

(1713-1867 yılları arasında kendisine Prusya Krallığı adını

veren Alman devleti anlamında kullanılır.) ve onu kurtarma

yolunda çaba harcayan düşünür Fitche’den kaynaklanır. Alman

orduları sürekli savaş kaybetmeye başlayınca Fitche “Alman

Ulusuna Hitaben” adlı kitabını yazar. Prusya toplumundan yola

çıkarak, ulusun, her bireyinin daha kolay talimat almasını

~ 5 ~

sağlayacak yeni ve zorunlu bir eğitimle biçimlenmesi

gerektiğini savunur.

Mevcut modern anlamıyla zorunlu eğitim, Prusya’da 1819

yılında çok açık biçimde şu beş amacı gerçekleştirmek için

oluşturulmuştur:

1- Orduya itaatkâr askerler yetiştirmek,

2- Maden ocaklarında çalıştırılmak üzere itaatkâr işçileryetiştirmek,

3- Hükümetlere azamî düzeyde tabi olacak sivilhizmetliler yetiştirmek,

4- Endüstriyel yapıların emrinde çalışacak memurlaryetiştirmek,

5- Kritik konu ve sorunlarda birbirine yakın düşünenvatandaşlar yetiştirmek.

Uygulamaya konulan zorunlu eğitimle Prusya gerçekten

kurtuldu, Almanya ortaya çıktı. Öyle ki Sedan Zaferinden dönen

Alman ordusunu karşılayan Bismark orduya seslenişinde “bu

zaferi Alman ilkokul öğretmenlerine borçluyuz. Onlar millî

duyguları gelişkin askerler yetiştirmeseydi bu zafer

kazanılamazdı” demiştir.

Zorunlu kitle eğitimine karşı olan kişilerden Matt Hern

mevcut eğitim sistemi için “Çocuklar, yaklaşık 190 yıl önce

Prusya'da, ulusu inşa edecek kurbanlar olarak seçildiler ve

okullara kapatıldılar. Prusya'dan tüm dünyaya yayılan "zorunlu

eğitim"in hapishaneleri milyarlarca insanı benzer süreçlerden

~ 6 ~

geçirerek ıslah etti ve etmeye devam ediyor. Bir özgürleşme

eylemi olması gereken eğitim, düşüncelerimizi ders kitaplarına

ve birilerinin direktiflerine, bedenlerimizi sınıfların,

okulların içine, sıraların arkasına hapsederek, sistemin

talimatlarına göre yaşayan ve düşünen insanlar yarattı. Okullar

öylesine benimsendiler, asıl işlevleri öylesine ört bas edildi

ki, tüm aileler çocuklarının bu hapishanelerin gönüllü

tutukluları olmaları için her yolu dener oldular. Ailelerin

isteksiz olduğu durumlarda ise devlet üstüne düşeni yaptı.”

ifadesini kullanmıştır.

Zorunlu Resmi Eğitim Sisteminde Roller ve İşler

Sınıfta etkinlikler genelde tekrarlar ve salt bilgi sunulmasışeklindedir. Etkileşim azdır. İlişkiler güçlü değildir. Öğretmen öğretici, bilgi verici rolündedir. Öğrencileriaraştırmaya, keşfetmeye zorlamaz. Onlara aynı bilgileri tekrartekrar sunarak ezberlemelerini ister. Öğrenciler daima dinleyici rolündedir. Çok fazla söz haklarıyoktur. Salt dinleyici ve araştırmayan, sorgulamayan daimiöğrenci rolündedirler. Sürekli tekrarlar yapar. Merak unsurugiderek yok olur. Dersler bilgilerin sunumu, ezberleme, hatırlama şeklindedir.Yeni bilgiler üretilmez, öğrencinin kendi bilgisini oluşturmasısağlanmaz hazır ve kalıp şeklinde olan sunulur ve alınır. Başarı genel değerlendirme kriterlerine ve belli ölçütleregöre belirlenir. Önemli olan öğrencide ne kadar davranışdeğiştiği, öğrencinin ne kadar ezberlediğidir. Genelde farklı yöntemler kullanılmaz, daha çok tekrar veuygulama yapılır böylece davranış pekişir.

~ 7 ~

~ 8 ~

Alternatif Eğitim

Öğretime geleneksel kamu veya özel okullardaki eğitimden

farklı bir yaklaşımı tanımlamakta kullanılan bir deyimdir.

Geleneksel olmayan eğitimdir. Bu yaklaşım bebeklikten

yetişkinliğe kadar eğitimin tüm düzeylerindeki insanlar için

geçerlidir.

“Alternatif Eğitim” in felsefî ve düşünsel temelleri,

Rousseau’nun görüşlerinden beslenir. Rousseau’nun insan

doğasına ilişkin yaklaşımı alternatif eğitim arayışlarının

felsefî/kuramsal bir çıkış noktası olmuştur. Rousseau, eğitimin

çocuğun fizyolojik ve psikolojik doğasına uygun olarak

düzenlenmesini, çocuğun eğitimin merkezine alınmasını savunur.

Çocuğun hayatının kurallara göre değil, kendi ihtiyaçlarına

göre düzenlenmesini ister. Rousseau’ ya göre; çocuk yaşamın

gerçekleri ve sorunlarıyla temas ederek gelişmelidir. İnsanı,

vatandaş olarak ya da bir meslek adamı olarak değil sadece

kendisi için eğitmek gerekmektedir. Eğitimin amacı akıl

yürütmek ve merak uyandırmak olmalıdır. Rousseau’nun eğitim

felsefesinin temelini oluşturan özgürlüktür. Bu özgürlük dışsal

ve/ya da içselleştirilmiş otoriteden bağımsız, kişinin kendi

inançları ve eylemleri üzerindeki denetimini vurgular. Bu

durumda eğitimin özgür olabilmesi için ön koşul, devlet gibi

bir dışsal otoriteden ya da dayatım sonucu oluşan

içselleştirilmiş bir otoriteden bağımsız olabilmektir.

~ 9 ~

Rousseau’ nun bu görüşleri Godwin, Ferrer, Stirner,

Neill, Holt, Parker, Paulo Freire gibi birçok teorisyenin ve

felsefecinin düşünsel temellerini oluşturmuştur. Bu teoriler

zamanla uygulamaya geçmiş ve Özgür Okullar, Demokratik Okullar,

Açık Okullar, Montessori Okulları, Waldorf Okulları, Ev

Eğitimi, Halk eğitimi gibi eğitim hareketlerini ortaya çıkarmış

ve çoğunda zorunlu eğitime karşı hareketin güçlü temsilcileri

olmuşlardır. Bu hareket tüm dünyada binlerce okulla uygulama

alanı bulurken, Türkiye eğitim tarihi boyunca bu konuya ilişkin

uygulamaya rastlanmamaktadır. (Farklı görüş olarak Prof. Dr.

Muhsin Hesapçıoğlu Köy Enstitülerinin alternatif eğitimin bir

modeli olduğunu savunmaktadır.)

Alternatif eğitim asla disiplin ve davranışla ilgili

olmamıştır: öğrenmek, öğretmek, değerlendirmek ve okul iklimi

için farklı yöntemlerle ilgilidir. Alternatif eğitimin ortak

ilkelerinden birisi "herkes için tek bir doğru yol yoktur"

ilkesidir. “Öğrenmek için tek bir en iyi yol yoktur” ilkesi bu

sürecin savsözü olmuştur. Yani herhangi bir alternatif eğitim

uygulamasının kendini herkes için uygun olan bir kurtuluş

olarak sunması söz konusu değildir. Bu çeşitliliğe rağmen genel

olarak 3 farklı alternatif sınıfından bahsedilebilir.

1. Popüler yenilikler yapılan okullardır. Bu tip

alternatifler mevcut okulları meydan okuyucu ve tatmin edici

hale getirmeye çalışırlar. Organizasyonel ve yönetimsel

yapıları geleneksel değildir. Problemin bireyde olduğu

~ 10 ~

varsayılır. Amerika’da yaygın olan “sözleşmeli okullar” örnek

olarak verilebilir.

2. Öğrencilerin kovulmadan önce mahkûm edildiği “son şans

programları” dır. Uzun ya da kısa dönemli olabilirler.

Davranış değişikliğine odaklanır, yenilik getiren bir okul

iklimi, öğrenme, değerlendirme stratejileri yaratmak için çok

az çaba harcarlar. Problemin bireyde olduğu varsayılır.

3. Rehabilitasyon ya da iyileştirme ihtiyacı olduğu

düşünülen öğrenciler içindir. Başarılı tedaviden sonra

öğrencilerin ana akım eğitimine dönebileceği varsayılır.

Alternatif Eğitimin Genel Nitelikleri

Alternatif okullar ideal öğrenme toplulukları değillerdir.Öğrenciler öğretmenleriyle, öğretmenler ailelerle, aileler okulmüdürleriyle aynı fikirde değillerdir. Alternatif okullar ana akım eğitimden temelde farklı olan

hayat ve öğrenme felsefelerinden beslenirler.

Geleneksel özel ve kamu okullarından farklı olarak bir

modelin tüm toplumlara uygun olduğu zihniyetini paylaşmaz. Her

alternatif kendi eğitim ve öğretim metotlarını ve

yaklaşımlarını yaratır ve sürdürür.

Alternatif okullar genellikle 10-400 öğrenciye sahip küçük

okullardır.

~ 11 ~

Alternatif okullar her öğrenci için eğitim sürecini

değiştirirler.

Alternatif okullar öğrenci ve öğretmen arasındaki ilişkiyi

yöneten geleneksel sosyal normlardan uzaklaşırlar.

Alternatif okullar kişisel olmayan bir tarafsızlıktan çok

bireysel farklılıklara değer verirler.

Öğretmen ve öğrenciler alternatifte gönüllü olarak

bulunmalıdır. Alternatif okul mutlaka öğrencinin bulunmak

istediği bir yer olmalıdır

Gerçek bir alternatif okul tüm öğrencilere açık olmalıdır:

sözde ortalamanın altında, ortalama ya da “zeki”, ilerici,

politik, “alternatif”, sözde azınlık, ya da sadece farklı.

Katılacakları sınırlandırmakla, alternatif eğitimciler ve

vatandaşlar, aslında alternatiflerin bütün öğrencilere yardım

etme potansiyelini sınırlandırır ve geleneksel sistemin

yetersizliklerini sürdürürler

Öğrenciler bir alternatifte olmayı seçebilmenin yanında orada

kalma tercihine de sahip olmalıdır. Alternatif okullar kısa

dönemli rehabilitasyon programlarından farklı olarak süreklilik

sağlayan okullardır.

Alternatif eğitim ve öğrenme biçimleri aynı şeydir. Herkes

farklı öğrenir fikri alternatif görüşün temel katkılarından

birisidir.

~ 12 ~

Alternatif Eğitim Uygulamaları

Homeschooling

Homeschooling (ev okulu) uygulaması ebeveynlerin çocuğu,

geleneksel bir devlet veya özel okul eğitimi yerine evde

eğitmesi pratiği olarak tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle ev

okulu, “ailelerin çocuklarını devlet ya da özel okulların

dışında başka bir şekilde eğitmelerini sağlayan bir olanağı

ifade eder.”

Ev okulu uygulaması, bugün en hızlı yayılan alternatif

okul modelidir. Ev okulu uygulamasında çocuklar sistemli bir

şekilde evde eğitim görürler, okula genellikle gitmezler.

Çocukların birincil öğretmenleri ebeveynlerdir ve çocukların

her türlü sorumluluğu ebeveynlere aittir. Çocukların neyi ne

kadar öğreneceğine onlar karar verirler.

Charter School

Charter school (sözleşmeli okul) hareketi 1992'de

Amerika'da başlamış sözleşme (charter) kavramını ise 1970'lerde

İngiltere'de eğitimci Ray Budde ortaya atmıştır. Ancak Albert

Shanker Amerikan Öğretmenler Federasyonu Başkanı iken kiralık

okullar fikrini geliştirmiştir. 1991 yılında, Minnesota ilk

Charter okulu açtı. 1992 yılında bunu Kaliforniya izledi.

Devlet kaliteli eğitim veremediği bölgelerde özel

yatırımcıları okul açmaya teşvik eder. Yatırımcılar baştan sona

~ 13 ~

bütün detayları içeren bir okul projesi sunarlar. Proje

onaylanıp da okul açılınca yatırımcı, okuldaki öğrenci başına

devletten para alır. Bu paranın miktarı devletin kendi

okullarında öğrenci başına yaptığı masrafın yaklaşık %90'ıdır.

Bu okullar devletin her sene yaptığı genel başarı ölçme

sınavına girmek ve belli bir başarıyı tutturmak zorundadır.

"Charter school" izinleri beş yıllık verilir. Beş yıl sonunda

yeterli performansı gösteremeyen okulların yönetimine devlet el

koyabilir ya da okulları kapatabilir.

Charter School sistemi rekabetçi ve birbiriyle yarışan

okul ortamları yaratarak kamu okul sistemini geliştirmeyi

amaçlamaktadır. Sözleşmeli okul olan bölgelerde, aileler

çocuklarını bölge kamu okullarına ya da sözleşmeli bir okula

gönderme seçeneğine sahipler. Rekabet ortamında nitelikli

eğitim sağlayamayan ve istenilen standartları yakalayamayan

okulların devlet tarafından sözleşmesi feshedilebiliyor.

Montessori

Montessori yöntemi, günümüzde kurumsal olarak alternatif

bir model olmaktan çok ana akım eğitime bir biçimde entegre

olmuş ve eğitimde alternatif yöntem karakteri göstermektedir.

Uygulanabilirlik düzeyi de finansman ile ilişkili duruma

geldiğinden Montessori yöntemi ayrıcalıklı zümrelerin eğitim

yöntemi durumuna gelmiş durumdadır.

Çocukların yetişkinlerden ve birbirlerinden farklı

oldukları bilinmeli ve ona göre davranılmalıdır. Çocuğun sıra

~ 14 ~

dışı bir duyarlılığı ve çevresinde gördüklerini emerek öğrenen

bir akıl yeteneği vardır ki, bu şekilde kapasite ve nitelik

olarak yetişkinlerden ayrılır. Çocuğun gelişimindeki en önemli

dönem ilk altı yıldır. Bu dönemde bilinçsizce gerçekleşen

öğrenme işlemi, yerini giderek bilinçli öğrenmeye bırakır.

Summerhill

Summerhill Okulu 1921 yılında İngiltere’de Leiston

kasabasında A.S Neill tarafından kurulmuştur. A. S. Neill ilk

modern hümanist eğitimci olarak kabul edilir.

Öğrencilerin ve öğretmenlerin eşitliğinin söz konusu

olduğu okul genel kurulunda kurallar ve ilkeler oluşturulur. Bu

meclisin yöneticisi özellikle bir çocuk olur. Öğrenciler okulda

derslere girip girmemekte özgürdürler. Dersler seçmelidir.

Sınav sistemi yoktur. Ancak genel yükseköğretim sınavlarına

hazırlanmak amacıyla lise düzeyinden itibaren özel çalışmalar

yapılmaktadır.

Sudbury Valley Schools

1968 yılında ABD’de bir grup eğitimci ve çocuklarına daha

farklı, demokratik bir eğitim verme arayışlarına giren bir grup

veli, Sudbury Valley School’u kurarak başlatmış bu girişimi.

Tüm insanların doğaları gereği meraklı olduğu ve en etkili,

kalıcı ve köklü öğrenmenin öğrenen kişi tarafından başlatılırsa

mümkün olacağı düşünülüyor. Kendi özgün yeteneklerini

~ 15 ~

geliştirme olanağı verilirse tüm insanların yaratıcı olduğuna

inanılıyor.

Zorunlu bir müfredatı, programlanmış dersler ve

sınıfları, yaş grupları veya kademe ayrımı olmayan, katılımcı

demokrasi çerçevesinde okul çalışanları ve öğrenciler

tarafından yönetilen bir okul. Öğrenme sadece öğrencilerin

ilgileri ve şüpheleri üzerine kurulu.

Waldorf Schools

Waldorf eğitiminin kurucusu Rudolf Steiner (1864-1925),

eğitimin üç önemli unsurunu şöyle sıralıyor: sorumluluk

bilinci, doğruluk ve hayalgücü. Steiner, çocuğu akıl, kalp ve

ruh unsurlarının bütünü olarak ele alıyor ve çocuğu eğitirken

bu unsurları beslemek gerektiğini savunuyor. Waldorf eğitimi,

bu unsurları en tatmin edici şekilde doyurmayı amaçlayan bir

içeriğe sahip müfredatlardan oluşuyor.

Waldorf eğitimindeki merkezi görüş, öğrencilerin kendi

görgüleri ve dünyadaki yerleri için anlayışlarını geliştirmek

ve her insanın dış görünüşünün bağımsız olduğu fikrinin

oluşturulmasıdır. Waldorf eğitiminde, çocuğun tüm yönleriyle

eğitilmesi amaçlanmıştır. Bunlar; akıl, kalp ve yetenek olarak

tamamlanır. Bu şekilde sağlıklı, duygusal bir gelişim

hedeflenir. Eller, hem ilk akademik konularda hem de daha

sonraki sanatsal el işi ve el sanatı çalışmalarında kullanılır.

~ 16 ~

~ 17 ~

Sonuç

Eğitim zorunlu olmamalı, insanların bir tercihi olmalı ve

eğer mutlaka zorunlu olacaksa mümkün olduğunca tercihe imkân

verecek şekilde yapılandırılmalı. Zorunlu eğitim, bizatihi

bireylerin iradesine ve hürriyetine bir müdahaledir. Bu

müdahalenin "hayırlı" gaye için yapılması bunu değiştirmez.

Zorunlu eğitim ne kadar tercihli mekanizmaları barındırsa da

bir standardizasyon ve türdeşleştirme yaratacaktır ve neticede

çeşitliliği azaltacaktır. Zaten zorunlu eğitimin ulus-

devletlerce uygulanması da bundandır. Zorunlu eğitim bizatihi

zorunlu olduğu ve asgari de olsa bir türdeşleştirme içerdiği

için yaratıcılığı teşvik etmez ve eğitimin niteliğini düşürür.

Eğitimin hem devlet hem de sivil toplum tarafından hiçbir

zorlama olmaksızın demokratik çerçevede yapılması, insan hak ve

hürriyetlerine daha uygun olur. Dahası bu, eğitimin niteliğini

de artıracaktır. Nitekim ülkemizdeki sivil toplum

kuruluşlarının okulları daha nitelikli eğitim vermekte ve

imkânı olan ebeveynlerin büyük çoğunluğu da bunları tercih

etmektedir. Eğitimi, hayatımızdaki aktivitelerimizden herhangi

birisi olarak gördüğümüz zaman daha az sorunsuz olacaktır.

Alternatif eğitim konusunda ise Ülkemiz eğitim hukuku ve

mevzuatı alternatif eğitim modellerinden herhangi birini

uygulamaya olanak veren bir esneklikte değildir. Yalnızca

~ 18 ~

Montessori yönteminin okulöncesi eğitimde uygulama fırsatı

bulabildiğini söyleyebiliriz.

Sonuç olarak tüm dünyada genel ana akım eğitim dışına

çıkabilmiş alternatif eğitim girişimleri ve modellerinin

sınırlı da olsa uygulama şansı bulduğu, bir eğitim gerçeğidir.

Özellikle, devletlerin eğitim politikalarına ve “insan”

algılarına ters düşmeyecek modellerin pekçok ülkede yayılma

fırsatı yakaladığını söyleyebiliriz.

~ 19 ~

~ 20 ~