MÖ II. Bin Yıl Tasvir Sanatında Mezopotamya ve Çevresinde Boğa ve Akrobasi Konulu Eserler
Transcript of MÖ II. Bin Yıl Tasvir Sanatında Mezopotamya ve Çevresinde Boğa ve Akrobasi Konulu Eserler
KÜLTÜREL
ARKA PLAN
M.Ö II. BİN TASVİR SANATINDA
MEZOPOTAMYA VE ÇEVRESİNDE
BOĞA VE AKROBASİ KONULU
ESERLER
İÇİNDEKİLER
Boğa Kültünün Günümüz
Dünyasına Etkisi
BOĞA KÜLTÜ: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE
*ANADOLU HALKLARI
*ANADOLU VE MEZOPOTAMYA
İLİŞKİLERİ
M.Ö II. BİN SİYASİ
*BOĞA KÜLTÜ’NÜN
GELİŞİMİ
*BOĞA VE AKROBASİ
TASVİRLERİ :
*MEZOPOTAMYA
*ANADOLU
*GİRİT
*YUNANİSTAN
*MISIR
BOĞA KÜLTÜ
İnsanın düşünce yapısı, varolduğundan itibaren doğaya bağlı olarak sürekli değişmiş ve gelişmiştir.
Doğayı anlama ve hükmetme çabasındaki insanoğlu, açıklayamadığı doğa olayları karşısında içgüdüsel olarak mistik çözümler bulma yoluna gitmiştir.
«İnsanoğlu, ilkönceleri gökten düşen meteorlara ve daha başka fetişlere, daha sonra da güçlü olan ya da kutsal olduklarını sandıkları hayvanlara tapmıştır.» (Akurgal)
Tarımın başlaması;
bereketin, gücün ve
kuvvetin sembolü
olan boğalara tapma
inancını beraberinde
getirmiştir.
Bereket kültünün
sergilendiği tapınak
odalarının duvarları
da bu inanca bağlı
olarak kült
objeleriyle, boğa
başlarıyla, platform
kenarları da boğa
boynuzlarıyla
süslenmiştir.
Boğa tasvir geleneğinin en erken örneklerine Paleolitik Dönem’de mağara duvar resimlerinde rastlanılmaktadır.
Üst Paleolitik avcı kültürlerin hayvan evcilleştirmeye ve yabani tahılları kültüre almaya başladıkları geçiş döneminin mağara resimlerinde en çok tasvir edilen hayvan boğa olmuştur. Lascaux Mağarası
• Büyük Siyah Boğa
Neolitik Dönem’de Anadolu’da en erken boğa tasviri Göbeklitepe’de görülmektedir.
Anadolu Akeramik Neolitik Dönem, M.Ö 8.000 (PPN-B)
Kireçtaşı «T biçimli» dikilitaş üzerinde boğa kabartması
Bu geleneği, Neolitik Dönem’de Çatalhöyük’te de görebiliriz.
Tapınak VII -9’da zarifçe işlenmiş boğa başlarına
Tapınak VII -8’de ise türünün i lk örneği olan boğa başlı bir dikme bulunan iki platform yer alır.
Bunun yanında büyük kırmızı bir boğanın insanlar tarafından kızdırıldığını gösteren bir duvar resmi de dikkat çekicidir.
Kalkolitik Dönem Anadolu yerleşmelerinde Neolitik’te olduğu gibi boğa tasvirlerine rastlanılır.
Kalkolitik dönem sonrası Tunç Çağı’na geçişte Alacahöyük Kral mezarları, bu tür buluntular için eşsiz örnekler verir.
Eliade : «Eski çağlardan beri tanrısal varlıkların işareti boynuzlu bir taçtı. Demek ki Orta Doğu’nun her yerinde olduğu gibi boğanın Neolitik Çağ’dan beri varlığı, doğrulanan dinsel simgeselliği kesintisiz bir biçimde Sümer’e aktarılmıştı.»
Assur Ticaret Kolonileri Çağı’nın önemli yerleşimlerinde boğa biçimli kaplar, kulp uçları, emzikleri, ağız kenarları boğa başı ile süslü kaplar, boğa başı ve boğa boynuzuları i le bezeli kadehler, boğa figürlü mühür ve mühür baskıları, kurşun ve pişmiş topraktan yapılmış boğa figürinleri gibi çok sayıda eserler ele geçmiştir.
Hitit İmparatorluğu’nda «Bibru» denilen hayvan biçimli kaplar, mühür ve mühür baskıları, heykelcikler, kolye uçları, kaya kabartmaları yine boğa konusunu içeren eserler arasındadır.
M.Ö 2.000’e kadar Anadolu’ya yerleşen kavimler arasında Hurri ler, Luviler, Hatti ler ve kendilerini Neşalı olarak adlandıran Hititler vardır.
M.Ö 2.bin yı l ın i l lk çeyreği, Orta Anadolu’da ülkenin şehir devletleri krallarıyla yöneti ldiği, büyük şehirlerin oluştuğu bir dönemdir.
Bu çağın en parlak evresi, Kültepe’de varl ığını en az 100 yı l sürdürmüştür.
Söz konusu parlak evre, Mezopotamya i le olan çok boyutlu bir t icaretin göstergesi olarak bölgede de Assur Ticaret Kolonileri Çağı olarak da adlandırılmaktadır.
Bu dönemde Orta Anadolu; başta Hatti, Kaniş, Puruşhattum, Wahşuşana ve Zalpa gibi krallıkların yönetimindedir.
Kuzey Mezopotamya’daki Assur şehir devleti de Anadolu’ya yayılmış ticari yerleşmeler sayesinde bu krallıklarla dinamik bir ticari ilişki içerisindedir.
M.Ö 19. yüzyılda yerel krallıkların vergi anlaşmazlıkları nedeniyle çıkan çatışma nedeniyle Koloni Çağı’nın ilk evresi şiddetli bir yangınla sona erdi.
M.Ö 18. yüzyılın başlarında Güneydoğu Anadolu’da Hurriler’in politik üstünlük kazanması ve Assur’un hızla güç kaybederek Hammurabi’nin Babil İmparatorluğu’na katılması Anadolu ve Mezopotamya arasındaki çok yönlü bağlantının kopmasına neden oldu.
Anadolu’daki siyasi istikrarsızlık devam ederken Kuşşara’dan gelen bir hanedanın fetihleri, Anadolu’nun siyasi tarihinde yeni bir safya açmıştır.
Etki alanını Neşa’ya kadar genişleten bu topluluğun i lk kralı Pithana’dır.
Oğlu Anitta, Anadolu Beyliklerini bir siyasal bir l ik altında toplamaya çalışarak başkenti Neşa’ya taşıdı ve devletleşme sürecini başlattı.
Anitta, M.Ö 1750 dolaylarında Büyük Kral sanına talip olacak kadar genişletti sınır larını; ancak sonra Krallık , Zalpa kentinden geldikleri tahmin edilen güçlerce yıkıldı.
Bu olaydan yüz yıl
sonra Kuşşara
kökenli olduğunu
iddia ederek
başkentini
Hattuşa’da kuran bir
Kral çıkar karşımıza.
Adını Hattuşili
olarak değiştirir ve
Hitit Krallığı olarak
bilinen devletin
kurucusu olur.
BOĞA VE AKROBASİ / HÜSEYİNDEDE
VAZOSU
HİTİT SANATINDA YENİ BİR SAHNE
«Hüseyindede tapınak yapısının depo odasında bulunan iki vazodan küçük olanı, boynundaki tek tasvir bandı ile önem kazanır.»
Burada Hitit tasvir sanatında ilk kez görülen bir sahne karşımıza çıkar.
Friz yüzeyinde 13 insan ve 1 boğadan oluşan dini tören alayının en ilginç ayrıntısını bir boğa üzerinde ters köprü pozisyonunda duran Hititli figür oluşturur.
BOĞA VE AKROBASİ / HÜSEYİNDEDE
VAZOSU
Derinlik, soldan sağa doğru ilerleyen
figürler ile verilmiştir.
Frizin en sağında ise en önemli sahne
yer alır : «Boğa üzerinde durma»
hareketi.
Bu sahne de bir saz ustasının eşliğinde
gerçekleştirilmektedir.
BOĞA VE AKROBASİ / HÜSEYİNDEDE
VAZOSU
Bir dansçı/akrobat, ilk önce durduğu
yerde zıplar. Sonra boğanın arka
bacağına basıp geriye doğru havada
takla atar.
Son harekette yandan boğanın üzerine
çıkıp ters köprü pozisyonunda
hareketini bitirir.
BOĞA VE AKROBASİ / HÜSEYİNDEDE
VAZOSU
Burada akrobatik hareketi gösteren üç figür
de bir boğa dansçısının akrobatik solo
hareketleridir.
Üç figürün de birbirinden bağımsız ayrı
hareketler yapan tasvirler olduğu da öne
sürülmektedir.
Ancak bir dansçının devamlı hareketi daha
akla yatkındır.
BOĞA VE AKROBASİ / HÜSEYİNDEDE
VAZOSU
Üzerinde hareketler gerçekleşirilen Fırtına
Tanrısı’nın hayvanı boğa, adım atar tarzda
betimlenmiştir. Böylece frizde görsel bir derinlik
sağlanacaktır.
Boğayı tutan figür, elindeki objeyle müzik çalanların
belirli bir ritmde hareket etmesini sağlar.
Böylece boğa dansçısı da hareketlerini belirli bir
ritmde sürdürebilecektir.
BOĞA VE AKROBASİ / HÜSEYİNDEDE
VAZOSU
Üzerinde hareketler gerçekleşirilen Fırtına
Tanrısı’nın hayvanı boğa, adım atar tarzda
betimlenmiştir. Böylece frizde görsel bir derinlik
sağlanacaktır.
Boğayı tutan figür, elindeki objeyle müzik çalanların
belirli bir ritmde hareket etmesini sağlar.
Bu sayede boğa dansçısı da hareketlerini belirli bir
ritmde sürdürebilecektir.
BOĞA VE AKROBASİ / TELL AÇANA -
ALALAKH
Tell Açana kazılarında 2006
yılında bulunan bir
«Amphoroid Krater» üzerinde
«Bull Leaping» sahnesi yer
almaktadır.
Bej rengi bir zemin üzerinde
kırmızı ve tonlarıyla
betimlenen boğa ve akrobat
figürleri rahatlıkla
seçilebilmektedir.
BOĞA VE AKROBASİ / TELL AÇANA -
ALALAKH
Bu sahnede akrobat, boğa i lekarşı karşıya geldikten sonratam olarak boğanın önündenzıplayarak arkaya düşüyorolmalıdır.
Düşme esnasında da zemindebir takla atarak sonpozisyonuna ulaşır.
Bu akrobasinin benzerigünümüzde İspanya’dayapılmaktadır.
Eser, M.Ö 14. yüzyılatarihlendirilmektedir(Acrobats, Bulls and LeapingScenes on an AlalakhAmphoroid Krater, AslıhanYener, 2008).
BOĞA VE AKROBASİ / TELL AÇANA -
ALALAKH
Saray yapısın arşiv odasında
bulunan bir silindir mühürde
boğa üzerinde simetrik bir
şekilde ellerinden destek
alarak ters duruşu
gerçekleştiren iki figür.
Silindir mühür, M.Ö 1700 ’e
tarihlendirilmektedir
(Alalakh level 7).
Abydos
Tapınağı,
İsis
Rölyefi.
BOĞA VE AKROBASİ / KNOSSOS SARAYI
– GİRİT
Knossos Sarayı ’nın Doğu kanadındaki fresko, Ege dünyasının en meşhur
«Boğa Akrobasi» temalı eseridir.
Sir Ar thur Evans kazı larında ortaya çıkar tı lan fresko, M.Ö 15. yüzyı la
tarihlendiri lmektedir. (M.Ö 1500-1450)
Sahnedeki figürlerin tanımlandırı lması problemlidir.
Evans, akrobatların kadın olduğunu düşünmekle birl ikte feminen görünüme
kavuşturulmuş erkek olabileceklerini de bildir ir.
Bununla birl ikte hareket halindeki akrobatın da erkek olabi leceği
söyleniyor ; ancak tüm bu konularda herhangi bir kesinl ik yoktur.
Her iki beyaz f igürün üzerindeki süslemeler ve uzun saçlar dönemin Giri t l i
kadın görüntüsünü andırıyor. Bu nedenle söz konusu figürler daha çok
kadın olarak görülmüştür.
Süslemelerin presti j sağlayıcı unsurlar olduğu da söylenmektedir .
Kadın ve erkek tar t ışmaları bir yana bu akrobatik hareketler neden
yapılmaktadır sorusu da bir hayl i önem taşır.
Eliade : «Koşan bir boğanın üzerinden aşmak mükemmel bir erginlenme
sınavı oluşturur.»
BOĞA VE AKROBASİ / KNOSSOS SARAYI
– GİRİT
Akrobasinin mantığı, hareket halindeki boğanın boynuzları yardımıyla havada takla atarak yine boğanın sırtına ulaşmak ve ardından öne doğru düz taklayla zemine ulaşmaktır.
Doğrusu bu hareket, boğa ile teması içerdiği için gerçek hayatta oldukça tehlikelidir.
BOĞA VE AKROBASİ / KNOSSOS SARAYI
– GİRİT
Bu tür bir akrobasi hareketinde hıza ve boğanın dinamiğine göremutlaka farklı varyasyonlar olacaktır. Yani yeterli bir hızda boğanınüzerinden tamamen aşılabildiği gibi görece daha az bir hızla boğanınsır tına da ulaşılabilir. Bu durumda son bir akrobasi hareketiyle yereulaşmak gerekecektir.
Günümüzde İspanya’da bu akrobasinin oldukça benzeri yapılmaktadır.
BOĞA VE AKROBASİ / KNOSSOS SARAYI
– GİRİT
Knossos’tan fildişi
bir akrobat figürü.
Muhtemelen figüre
bağlı bir de boğa
olmalıydı; ancak
kompozisyon
korunamamıştır.
BOĞA VE AKROBASİ / KNOSSOS SARAYI
– GİRİT
Knossos’tan fildişi bir akrobat figürü.
Muhtemelen figüre bağlı bir de boğa olmalıydı; ancak kompozisyon korunamamıştır.
Eser, M.Ö 1600 –1500 yıllarına tarihlendirilir.
Girit, Yeni Saraylar Çağı.
BOĞA VE AKROBASİ /RETHYMNON - GİRİT
Bronz grup, boğa
ve akrobat.
Kuzeybatı Girit,
Rethymnon’da
bulunan bir
eserdir.
Geç Minos I
BOĞA VE AKROBASİ /PHOURNI –
ARKHANES, GİRİT
Altın mühür,
yüzük.
Boğa ve akrobasi
temasının
mühürlerde
görülen en güzel
örneklerindendir.
Geç Minos, M.Ö
1500
BOĞA VE AKROBASİ /GİRİT ADASI
Girit adasında M.Ö II. bin yıldan
itibaren boğa ve akrobasi konulu
mühürleri görmek mümkündür.
Konu, bir ritüel olmasının yanında
dönemin oldukça popüler bir
temasıdır.
Tiryns Sarayı’ndan
Boğa ve akrobat
konulu fresko, Girit
etkisini göstermesi
açısından oldukça
önemlidir.
BOĞA VE AKROBASİ/TIRYNS -
YUNANİSTAN
Söz konusu fresko, kültürel etkileşimin yanında
Girit’in fethinin bir simgesidir.
Eser, M.Ö 1400’e tarihlendirilmektedir.
BOĞA VE AKROBASİ/ TELL EL DABA,
MISIR (AVARIS)
Kuzey Mısır’da Nil
deltasında yer
alan Tell el daba
(Avaris),
Hyksoslar
döneminin
başkentidir (M.Ö
1700-1600).
BOĞA VE AKROBASİ/ TELL EL DABA,
MISIR (AVARIS)
Avaris kazılarında «F» harfiyle kodlanan sarayda boğa veakrobasi temalı duvar resimleri ortaya çıkartılmıştır (Palace F).
Knossos Sarayı’ndaki duvar resimleri düşünüldüğünde bunlardanhangisinin daha eski olduğu sorusu, kronolojik problemleriberaberinde getirmiştir.
BOĞA VE AKROBASİ/ TELL EL DABA,
MISIR (AVARIS)
Akrobasiyi gerçekleştiren figürlerin süslemeleri ve fizyolojik
özellikleri Girit örneklerine oldukça benzemektedir.
Girit ile olan ticari ve kültürel bir ilişki bu şekilde bir benzerliğin
nedenini açıklayan bir anahtar konumundadır.
BOĞA VE AKROBASİ/ TELL EL DABA,
MISIR (AVARIS)
Girit – Knossos
Sarayı’ndaki duvar
resmi, Geç Minos
I’e tarihlenirken
(M.Ö 1550 -1500)
Hiksoslar Dönemi -
Avaris kentinin 17.
yüzyıla
tarihlendirilmesi
her iki durumun
açıklanması
açısından bir
çıkmazdır.
BOĞA VE AKROBASİ/ TELL EL DABA,
MISIR (AVARIS)
1991 yılında duvar resimlerini keşfeden Manfred Bietak, son yıllarda seramik materyaller üzerinde yapılan değerlendirmelerle birlikte bu durumu bir çözüme kavuşturmuştur.
Tutmosis III (M.Ö 1479-1425) dönemi, son olarak doğru bir tarihlendirme olarak görülür.
SONUÇ / BOĞA VE AKROBASİ
İnsan yaşamında önemli bir dönüm noktası olan yerleşik hayata
geçiş, hızlı bir evrimlenmeyi de beraberinde getirdi. Şüphesiz ki
bu yolda tarımsal faaliyetler ve bazı hayvanların
evcilleştirilmesi büyük bir katkı sağlamıştır. Bu, zihinlerde öyle
bir yankı uyandırdı ki buna bağlı olarak oluşan inançlar
silsilesi ; idoller, tabular ve kutsallık Dünya’nın birçok
bölgesinde hemen hemen aynı temelde gelişti . Kültürel ve
ticari iletişim, tüm bu kavramların farklı coğrafyalarda farklı
hayatların bünyesinde harmanlanmasını sağladı .
Binlerce yıl önceki ritüelleri bugün rutin hayatın içerisinde
bulmamız bizleri hiç şaşırtmamalı . Bazı yerel farklılıklara
rağmen özünde aynı hedef uğruna olan mücadele hiçbir zaman
değişmedi . Aslında bu durum bize sadece zamanın değiştiğini
göstermesi açısından önemli bir olgu.
KAYNAKÇA
H i t i t l e r v e H i t i t Ç a ğ ı n d a A n a d o l u , J . G M a c q u e e n , A r k a d a ş Y A Y I N E V İ , A n k a r a , 2 0 0 1
H i t i t S a n a t ı , A . M u h i b b e D a r g a , A k b a n k K ü l t ü r S a n a t Y a y ı n l a r ı , 1 9 9 2
A r t o f M e s o p o t a m i a , E v a S t r o m m e n g e r , T h a m e s a n d H u d s o n E d i t i o n , L o n d o n , 1 9 6 4
T h e F i r s t I m p r e s s i o n s C y l i n d e r S e a l s i n T h e A n c i e n t N e a r E a s t , D o m i n i q u e C o l l o n , B r i t i s h M u s e u m P u b l i c a t i o n , 1 9 8 7
M e z o p o t a m y a v e E s k i Y a k ı n D o ğ u A t l a s l ı B ü y ü k U y g a r l ı k A n s i k l o p e d i s i , M i c h a e l R o a f , İ s t a n b u l , 1 9 9 6
A N A T O L I C A X X V I I , N e w E v i d e n c e f r o m A n a t o l i a R e g a r d i n g B u l l – L e a p i n g S c e n e s i n T h e A r t o f T h e A e g e a n a n d T h e N e a r E a s t , T u n ç S i p a h i , 2 0 0 1
K ü l t e p e – K a n i s / N e s a , N i m e t Ö z g ü ç , A t a t ü r k , D i l v e T a r i h Y ü k s e k K u r u m u , T ü r k T a r i h K u r u m u Y a y ı n l a r ı , S a y ı 5 0 , 2 0 0 6
T h e P o t t e r y o f T h e A s s y r i a n C o l o n y P e r i o d A c c o r d i n g t o T h e B u i l d i n g L e v e l s o f T h e K a n i s K a r u m , K u t l u E m r e , T ü r k T a r i h K u r u m u B a s ı m e v i , A n k a r a , 1 9 6 4
A r c h i v u m A n a t o l i c u m , A Ü , D T C F E s k i Ç a ğ D i l l e r i v e K ü l t ü r l e r i , S a y ı 5 , H i t i t l e r ’ d e F ı r t ı n a T a n r ı s ı i l e B o ğ a K ü l t ü Ü z e r i n e B a z ı G ö z l e m l e r v e Y o r u m l a r , S a v a ş Ö z k a n S a v a ş , A n k a r a , 2 0 0 2
B E L L E T E N X X V I , E t i T a n r ı T a s v i r l e r i i l e T a n r ı A d l a r ı H . G . G ü t e r b o c k , T ü r k T a r i h K u r u m u B a s ı m e v i , A n k a r a , 1 9 4 3 ( A y r ı b a s ı m )
H i t i t l e r ’ d e N e d e n B i n T a n r ı V a r d ı ? , D o ç . D r . C e m K a r a s u , 1 9 9 6 Y ı l ı A n a d o l u M e d e n i y e t l e r i M ü z e s i K o n f e r a n s l a r ı , A n k a r a , 1 9 9 7
H i t i t M i t o l o j i s i H a k k ı n d a , Y a s e m i n A r ı k a n , T ü r k i y e ’ d e S o s y a l B i l i m l e r i n G e l i ş m e s i v e D T C F S e m p o z y u m u , A n k a r a Ü n i . B a s ı m e v i , A n k a r a , 1 9 9 8
İ l k T u n ç Ç a ğ ı ’ n ı n S o n E v r e s i n d e A n a d o l u ’ n u n S i y a s a l G ö r ü n ü m ü , T u r g u t Y i ğ i t , A Ü , D T C F , T a r i h B ö l ü m ü .
T h e C a m b r i d g e A n c i e n t H i s t o r y , T h e P r e h i s t o r y O f T h e B a l k a n s ; a n d T h e M i d d l e E a s t a n d T h e A e g e a n W o r l d , T e n t t o E i g h t C e n t u r i e s B C . , , J o h n B o a r d m a n , C a m b r i d g e U n i v e r s i t y P r e s s , 2 0 0 8 , U K .
B r o n z e A g e R e p r e s e n t a t i o n s o f A e g e a n B u l l G a m e s I I I , J . G Y o u n g e r , A J A 8 0 . , 1 9 7 6
B u l l s a n d B u l l L e a i n g i n T h e M i n o a n W o r l d , J e r e m y M c I n e r n e y , P e n n M u s e u m E x p e d i t i o n , V o l . 5 3
A c r o b a t s , B u l l s a n d L e a p i n g S c e n e s O n a n A l a l a k h A m p h o r o i d K r a t e r , K . A s l ı h a n Y e n e r .
C o r p u s D e r M i n o i s c h e n U n d M y k e n i s c h e n S i e g e l , B e i e f t 8 , C o r r i d o r s o f P o w e r : A S o c i a l N e t w o r k A n a l y s i s O f T h e M i n o a n « R e p l i c a R i n g s » , J u d i t W e i n g a r t e n
H ü s e y i n d e d e V a z o s u , A k t ü e l A r k e o l o j i D e r g i s i , T a r i h A n a d o l u ’ d a Y a z ı l ı y o r , S a y ı 7 , T e m m u z 2 0 0 8
H i t i t l e r , A r k e o A t l a s D e r g i s i , S a y ı 3 , 2 0 0 4
D i n s e l İ n a n ç l a r v e D ü ş ü n c e l e r T a r i h i – C i l t 1 , M i r c e a E l i a d e , K a b a l c ı Y a y ı n e v i , 2 0 0 0
D ö k ü m ü n B e ş i g i A n a d o l u / A n a t o l i a , C r a d l e o f C a s t i n g s , B i l g i Ö n d e r , İ s t a n b u l , 2 0 0 4
E g y p t i a n I c o n o g r a p h y o n S y r i o - P a l e s t i n i a n C y l i n d e r S e a l s o f t h e M i d d l e B r o n z e A g e , B e a t r i c e T e i s s i e r , U n i v . P r e s s ; G ö t t i n g e n : V a n d e n h o e k u n d R u p r e c h t , 1 9 9 5
E s k i M ı s ı r ’ ı n Ö l ü l e r K i t a b ı ( B r i t i s h M u s e u m ’ d a k i A n i , H u n e f e r , A n h a i P a p i r u s l a r ı n a g ö r e ) , A l b e r t C h a m p d o r , R u h v e M a d d e Y a y ı n l a r ı , İ s t a n b u l 1 9 8 4 ( Ç e v . S u a t T a h s u ğ )