MÖ II. Bin Yıl Tasvir Sanatında Mezopotamya ve Çevresinde Boğa ve Akrobasi Konulu Eserler

65

Transcript of MÖ II. Bin Yıl Tasvir Sanatında Mezopotamya ve Çevresinde Boğa ve Akrobasi Konulu Eserler

KÜLTÜREL

ARKA PLAN

M.Ö II. BİN TASVİR SANATINDA

MEZOPOTAMYA VE ÇEVRESİNDE

BOĞA VE AKROBASİ KONULU

ESERLER

İÇİNDEKİLER

Boğa Kültünün Günümüz

Dünyasına Etkisi

BOĞA KÜLTÜ: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE

*ANADOLU HALKLARI

*ANADOLU VE MEZOPOTAMYA

İLİŞKİLERİ

M.Ö II. BİN SİYASİ

*BOĞA KÜLTÜ’NÜN

GELİŞİMİ

*BOĞA VE AKROBASİ

TASVİRLERİ :

*MEZOPOTAMYA

*ANADOLU

*GİRİT

*YUNANİSTAN

*MISIR

BOĞA KÜLTÜ

KÜLTÜREL

ARKA PLANBOĞA KÜLTÜ

TASVİR SANATINDA BOĞA

İnsanın düşünce yapısı, varolduğundan itibaren doğaya bağlı olarak sürekli değişmiş ve gelişmiştir.

Doğayı anlama ve hükmetme çabasındaki insanoğlu, açıklayamadığı doğa olayları karşısında içgüdüsel olarak mistik çözümler bulma yoluna gitmiştir.

«İnsanoğlu, ilkönceleri gökten düşen meteorlara ve daha başka fetişlere, daha sonra da güçlü olan ya da kutsal olduklarını sandıkları hayvanlara tapmıştır.» (Akurgal)

Tarımın başlaması;

bereketin, gücün ve

kuvvetin sembolü

olan boğalara tapma

inancını beraberinde

getirmiştir.

Bereket kültünün

sergilendiği tapınak

odalarının duvarları

da bu inanca bağlı

olarak kült

objeleriyle, boğa

başlarıyla, platform

kenarları da boğa

boynuzlarıyla

süslenmiştir.

Boğa tasvir geleneğinin en erken örneklerine Paleolitik Dönem’de mağara duvar resimlerinde rastlanılmaktadır.

Üst Paleolitik avcı kültürlerin hayvan evcilleştirmeye ve yabani tahılları kültüre almaya başladıkları geçiş döneminin mağara resimlerinde en çok tasvir edilen hayvan boğa olmuştur. Lascaux Mağarası

• Büyük Siyah Boğa

Neolitik Dönem’de Anadolu’da en erken boğa tasviri Göbeklitepe’de görülmektedir.

Anadolu Akeramik Neolitik Dönem, M.Ö 8.000 (PPN-B)

Kireçtaşı «T biçimli» dikilitaş üzerinde boğa kabartması

Bu geleneği, Neolitik Dönem’de Çatalhöyük’te de görebiliriz.

Tapınak VII -9’da zarifçe işlenmiş boğa başlarına

Tapınak VII -8’de ise türünün i lk örneği olan boğa başlı bir dikme bulunan iki platform yer alır.

Bunun yanında büyük kırmızı bir boğanın insanlar tarafından kızdırıldığını gösteren bir duvar resmi de dikkat çekicidir.

Kalkolitik Dönem Anadolu yerleşmelerinde Neolitik’te olduğu gibi boğa tasvirlerine rastlanılır.

Kalkolitik dönem sonrası Tunç Çağı’na geçişte Alacahöyük Kral mezarları, bu tür buluntular için eşsiz örnekler verir.

Eliade : «Eski çağlardan beri tanrısal varlıkların işareti boynuzlu bir taçtı. Demek ki Orta Doğu’nun her yerinde olduğu gibi boğanın Neolitik Çağ’dan beri varlığı, doğrulanan dinsel simgeselliği kesintisiz bir biçimde Sümer’e aktarılmıştı.»

Assur Ticaret Kolonileri Çağı’nın önemli yerleşimlerinde boğa biçimli kaplar, kulp uçları, emzikleri, ağız kenarları boğa başı ile süslü kaplar, boğa başı ve boğa boynuzuları i le bezeli kadehler, boğa figürlü mühür ve mühür baskıları, kurşun ve pişmiş topraktan yapılmış boğa figürinleri gibi çok sayıda eserler ele geçmiştir.

Hitit İmparatorluğu’nda «Bibru» denilen hayvan biçimli kaplar, mühür ve mühür baskıları, heykelcikler, kolye uçları, kaya kabartmaları yine boğa konusunu içeren eserler arasındadır.

KÜLTÜREL

ARKA PLAN

M.Ö 2.000’e kadar Anadolu’ya yerleşen kavimler arasında Hurri ler, Luviler, Hatti ler ve kendilerini Neşalı olarak adlandıran Hititler vardır.

M.Ö 2.bin yı l ın i l lk çeyreği, Orta Anadolu’da ülkenin şehir devletleri krallarıyla yöneti ldiği, büyük şehirlerin oluştuğu bir dönemdir.

Bu çağın en parlak evresi, Kültepe’de varl ığını en az 100 yı l sürdürmüştür.

Söz konusu parlak evre, Mezopotamya i le olan çok boyutlu bir t icaretin göstergesi olarak bölgede de Assur Ticaret Kolonileri Çağı olarak da adlandırılmaktadır.

Bu dönemde Orta Anadolu; başta Hatti, Kaniş, Puruşhattum, Wahşuşana ve Zalpa gibi krallıkların yönetimindedir.

Kuzey Mezopotamya’daki Assur şehir devleti de Anadolu’ya yayılmış ticari yerleşmeler sayesinde bu krallıklarla dinamik bir ticari ilişki içerisindedir.

M.Ö 19. yüzyılda yerel krallıkların vergi anlaşmazlıkları nedeniyle çıkan çatışma nedeniyle Koloni Çağı’nın ilk evresi şiddetli bir yangınla sona erdi.

M.Ö 18. yüzyılın başlarında Güneydoğu Anadolu’da Hurriler’in politik üstünlük kazanması ve Assur’un hızla güç kaybederek Hammurabi’nin Babil İmparatorluğu’na katılması Anadolu ve Mezopotamya arasındaki çok yönlü bağlantının kopmasına neden oldu.

Anadolu’daki siyasi istikrarsızlık devam ederken Kuşşara’dan gelen bir hanedanın fetihleri, Anadolu’nun siyasi tarihinde yeni bir safya açmıştır.

Etki alanını Neşa’ya kadar genişleten bu topluluğun i lk kralı Pithana’dır.

Oğlu Anitta, Anadolu Beyliklerini bir siyasal bir l ik altında toplamaya çalışarak başkenti Neşa’ya taşıdı ve devletleşme sürecini başlattı.

Anitta, M.Ö 1750 dolaylarında Büyük Kral sanına talip olacak kadar genişletti sınır larını; ancak sonra Krallık , Zalpa kentinden geldikleri tahmin edilen güçlerce yıkıldı.

Bu olaydan yüz yıl

sonra Kuşşara

kökenli olduğunu

iddia ederek

başkentini

Hattuşa’da kuran bir

Kral çıkar karşımıza.

Adını Hattuşili

olarak değiştirir ve

Hitit Krallığı olarak

bilinen devletin

kurucusu olur.

KÜLTÜREL

ARKA PLANBOĞA VE AKROBASİ

BOĞA VE

AKROBASİHÜSEYİNDEDE VAZOSU

BOĞA VE AKROBASİ / HÜSEYİNDEDE

VAZOSU

HİTİT SANATINDA YENİ BİR SAHNE

«Hüseyindede tapınak yapısının depo odasında bulunan iki vazodan küçük olanı, boynundaki tek tasvir bandı ile önem kazanır.»

Burada Hitit tasvir sanatında ilk kez görülen bir sahne karşımıza çıkar.

Friz yüzeyinde 13 insan ve 1 boğadan oluşan dini tören alayının en ilginç ayrıntısını bir boğa üzerinde ters köprü pozisyonunda duran Hititli figür oluşturur.

BOĞA VE AKROBASİ / HÜSEYİNDEDE

VAZOSU

Derinlik, soldan sağa doğru ilerleyen

figürler ile verilmiştir.

Frizin en sağında ise en önemli sahne

yer alır : «Boğa üzerinde durma»

hareketi.

Bu sahne de bir saz ustasının eşliğinde

gerçekleştirilmektedir.

BOĞA VE AKROBASİ / HÜSEYİNDEDE

VAZOSU

Bir dansçı/akrobat, ilk önce durduğu

yerde zıplar. Sonra boğanın arka

bacağına basıp geriye doğru havada

takla atar.

Son harekette yandan boğanın üzerine

çıkıp ters köprü pozisyonunda

hareketini bitirir.

BOĞA VE AKROBASİ / HÜSEYİNDEDE

VAZOSU

Burada akrobatik hareketi gösteren üç figür

de bir boğa dansçısının akrobatik solo

hareketleridir.

Üç figürün de birbirinden bağımsız ayrı

hareketler yapan tasvirler olduğu da öne

sürülmektedir.

Ancak bir dansçının devamlı hareketi daha

akla yatkındır.

BOĞA VE AKROBASİ / HÜSEYİNDEDE

VAZOSU

Üzerinde hareketler gerçekleşirilen Fırtına

Tanrısı’nın hayvanı boğa, adım atar tarzda

betimlenmiştir. Böylece frizde görsel bir derinlik

sağlanacaktır.

Boğayı tutan figür, elindeki objeyle müzik çalanların

belirli bir ritmde hareket etmesini sağlar.

Böylece boğa dansçısı da hareketlerini belirli bir

ritmde sürdürebilecektir.

BOĞA VE AKROBASİ / HÜSEYİNDEDE

VAZOSU

Üzerinde hareketler gerçekleşirilen Fırtına

Tanrısı’nın hayvanı boğa, adım atar tarzda

betimlenmiştir. Böylece frizde görsel bir derinlik

sağlanacaktır.

Boğayı tutan figür, elindeki objeyle müzik çalanların

belirli bir ritmde hareket etmesini sağlar.

Bu sayede boğa dansçısı da hareketlerini belirli bir

ritmde sürdürebilecektir.

BOĞA VE AKROBASİ / HÜSEYİNDEDE

VAZOSU

BOĞA VE

AKROBASİTELL AÇANA - ALALAKH

BOĞA VE AKROBASİ / TELL AÇANA -

ALALAKH

Tell Açana kazılarında 2006

yılında bulunan bir

«Amphoroid Krater» üzerinde

«Bull Leaping» sahnesi yer

almaktadır.

Bej rengi bir zemin üzerinde

kırmızı ve tonlarıyla

betimlenen boğa ve akrobat

figürleri rahatlıkla

seçilebilmektedir.

BOĞA VE AKROBASİ / TELL AÇANA -

ALALAKH

Bu sahnede akrobat, boğa i lekarşı karşıya geldikten sonratam olarak boğanın önündenzıplayarak arkaya düşüyorolmalıdır.

Düşme esnasında da zemindebir takla atarak sonpozisyonuna ulaşır.

Bu akrobasinin benzerigünümüzde İspanya’dayapılmaktadır.

Eser, M.Ö 14. yüzyılatarihlendirilmektedir(Acrobats, Bulls and LeapingScenes on an AlalakhAmphoroid Krater, AslıhanYener, 2008).

BOĞA VE AKROBASİ / TELL AÇANA -

ALALAKH

BOĞA VE AKROBASİ / TELL AÇANA -

ALALAKH

Saray yapısın arşiv odasında

bulunan bir silindir mühürde

boğa üzerinde simetrik bir

şekilde ellerinden destek

alarak ters duruşu

gerçekleştiren iki figür.

Silindir mühür, M.Ö 1700 ’e

tarihlendirilmektedir

(Alalakh level 7).

Abydos

Tapınağı,

İsis

Rölyefi.

BOĞA VE AKROBASİ / TELL AÇANA -

ALALAKH

BOĞA VE

AKROBASİ

KNOSSOS SARAYI -

GİRİT

BOĞA VE AKROBASİ / KNOSSOS SARAYI

– GİRİT

BOĞA VE AKROBASİ / KNOSSOS SARAYI

– GİRİT

Knossos Sarayı ’nın Doğu kanadındaki fresko, Ege dünyasının en meşhur

«Boğa Akrobasi» temalı eseridir.

Sir Ar thur Evans kazı larında ortaya çıkar tı lan fresko, M.Ö 15. yüzyı la

tarihlendiri lmektedir. (M.Ö 1500-1450)

Sahnedeki figürlerin tanımlandırı lması problemlidir.

Evans, akrobatların kadın olduğunu düşünmekle birl ikte feminen görünüme

kavuşturulmuş erkek olabileceklerini de bildir ir.

Bununla birl ikte hareket halindeki akrobatın da erkek olabi leceği

söyleniyor ; ancak tüm bu konularda herhangi bir kesinl ik yoktur.

Her iki beyaz f igürün üzerindeki süslemeler ve uzun saçlar dönemin Giri t l i

kadın görüntüsünü andırıyor. Bu nedenle söz konusu figürler daha çok

kadın olarak görülmüştür.

Süslemelerin presti j sağlayıcı unsurlar olduğu da söylenmektedir .

Kadın ve erkek tar t ışmaları bir yana bu akrobatik hareketler neden

yapılmaktadır sorusu da bir hayl i önem taşır.

Eliade : «Koşan bir boğanın üzerinden aşmak mükemmel bir erginlenme

sınavı oluşturur.»

BOĞA VE AKROBASİ / KNOSSOS SARAYI

– GİRİT

Akrobasinin mantığı, hareket halindeki boğanın boynuzları yardımıyla havada takla atarak yine boğanın sırtına ulaşmak ve ardından öne doğru düz taklayla zemine ulaşmaktır.

Doğrusu bu hareket, boğa ile teması içerdiği için gerçek hayatta oldukça tehlikelidir.

BOĞA VE AKROBASİ / KNOSSOS SARAYI

– GİRİT

Bu tür bir akrobasi hareketinde hıza ve boğanın dinamiğine göremutlaka farklı varyasyonlar olacaktır. Yani yeterli bir hızda boğanınüzerinden tamamen aşılabildiği gibi görece daha az bir hızla boğanınsır tına da ulaşılabilir. Bu durumda son bir akrobasi hareketiyle yereulaşmak gerekecektir.

Günümüzde İspanya’da bu akrobasinin oldukça benzeri yapılmaktadır.

BOĞA VE

AKROBASİ

BOĞA VE AKROBASİ / KNOSSOS SARAYI

– GİRİT

Knossos’tan fildişi

bir akrobat figürü.

Muhtemelen figüre

bağlı bir de boğa

olmalıydı; ancak

kompozisyon

korunamamıştır.

BOĞA VE AKROBASİ / KNOSSOS SARAYI

– GİRİT

Knossos’tan fildişi bir akrobat figürü.

Muhtemelen figüre bağlı bir de boğa olmalıydı; ancak kompozisyon korunamamıştır.

Eser, M.Ö 1600 –1500 yıllarına tarihlendirilir.

Girit, Yeni Saraylar Çağı.

BOĞA VE AKROBASİ /RETHYMNON - GİRİT

Bronz grup, boğa

ve akrobat.

Kuzeybatı Girit,

Rethymnon’da

bulunan bir

eserdir.

Geç Minos I

BOĞA VE AKROBASİ /PHOURNI –

ARKHANES, GİRİT

Altın mühür,

yüzük.

Boğa ve akrobasi

temasının

mühürlerde

görülen en güzel

örneklerindendir.

Geç Minos, M.Ö

1500

BOĞA VE AKROBASİ /ZAKRO – GİRİT

Zakro’dan Boğa ve

akrobasi temalı

mühürler.

Geç Minos I

BOĞA VE AKROBASİ /GİRİT ADASI

Girit adasında M.Ö II. bin yıldan

itibaren boğa ve akrobasi konulu

mühürleri görmek mümkündür.

Konu, bir ritüel olmasının yanında

dönemin oldukça popüler bir

temasıdır.

BOĞA VE AKROBASİ/TIRYNS -

YUNANİSTAN

Tiryns Sarayı’ndan

Boğa ve akrobat

konulu fresko, Girit

etkisini göstermesi

açısından oldukça

önemlidir.

BOĞA VE AKROBASİ/TIRYNS -

YUNANİSTAN

Söz konusu fresko, kültürel etkileşimin yanında

Girit’in fethinin bir simgesidir.

Eser, M.Ö 1400’e tarihlendirilmektedir.

BOĞA VE AKROBASİ/TIRYNS -

YUNANİSTAN

BOĞA VE AKROBASİ

BOĞA VE AKROBASİ/ TELL EL DABA,

MISIR (AVARIS)

Kuzey Mısır’da Nil

deltasında yer

alan Tell el daba

(Avaris),

Hyksoslar

döneminin

başkentidir (M.Ö

1700-1600).

BOĞA VE AKROBASİ/ TELL EL DABA,

MISIR (AVARIS)

Avaris kazılarında «F» harfiyle kodlanan sarayda boğa veakrobasi temalı duvar resimleri ortaya çıkartılmıştır (Palace F).

Knossos Sarayı’ndaki duvar resimleri düşünüldüğünde bunlardanhangisinin daha eski olduğu sorusu, kronolojik problemleriberaberinde getirmiştir.

BOĞA VE AKROBASİ/ TELL EL DABA,

MISIR (AVARIS)

Akrobasiyi gerçekleştiren figürlerin süslemeleri ve fizyolojik

özellikleri Girit örneklerine oldukça benzemektedir.

Girit ile olan ticari ve kültürel bir ilişki bu şekilde bir benzerliğin

nedenini açıklayan bir anahtar konumundadır.

BOĞA VE AKROBASİ/ TELL EL DABA,

MISIR (AVARIS)

Girit – Knossos

Sarayı’ndaki duvar

resmi, Geç Minos

I’e tarihlenirken

(M.Ö 1550 -1500)

Hiksoslar Dönemi -

Avaris kentinin 17.

yüzyıla

tarihlendirilmesi

her iki durumun

açıklanması

açısından bir

çıkmazdır.

BOĞA VE AKROBASİ/ TELL EL DABA,

MISIR (AVARIS)

1991 yılında duvar resimlerini keşfeden Manfred Bietak, son yıllarda seramik materyaller üzerinde yapılan değerlendirmelerle birlikte bu durumu bir çözüme kavuşturmuştur.

Tutmosis III (M.Ö 1479-1425) dönemi, son olarak doğru bir tarihlendirme olarak görülür.

BOĞA VE AKROBASİ/ TELL EL DABA,

MISIR (AVARIS)

GÜNEY

ETİYOPYA

SONUÇ / BOĞA VE AKROBASİ

İnsan yaşamında önemli bir dönüm noktası olan yerleşik hayata

geçiş, hızlı bir evrimlenmeyi de beraberinde getirdi. Şüphesiz ki

bu yolda tarımsal faaliyetler ve bazı hayvanların

evcilleştirilmesi büyük bir katkı sağlamıştır. Bu, zihinlerde öyle

bir yankı uyandırdı ki buna bağlı olarak oluşan inançlar

silsilesi ; idoller, tabular ve kutsallık Dünya’nın birçok

bölgesinde hemen hemen aynı temelde gelişti . Kültürel ve

ticari iletişim, tüm bu kavramların farklı coğrafyalarda farklı

hayatların bünyesinde harmanlanmasını sağladı .

Binlerce yıl önceki ritüelleri bugün rutin hayatın içerisinde

bulmamız bizleri hiç şaşırtmamalı . Bazı yerel farklılıklara

rağmen özünde aynı hedef uğruna olan mücadele hiçbir zaman

değişmedi . Aslında bu durum bize sadece zamanın değiştiğini

göstermesi açısından önemli bir olgu.

KAYNAKÇA

H i t i t l e r v e H i t i t Ç a ğ ı n d a A n a d o l u , J . G M a c q u e e n , A r k a d a ş Y A Y I N E V İ , A n k a r a , 2 0 0 1

H i t i t S a n a t ı , A . M u h i b b e D a r g a , A k b a n k K ü l t ü r S a n a t Y a y ı n l a r ı , 1 9 9 2

A r t o f M e s o p o t a m i a , E v a S t r o m m e n g e r , T h a m e s a n d H u d s o n E d i t i o n , L o n d o n , 1 9 6 4

T h e F i r s t I m p r e s s i o n s C y l i n d e r S e a l s i n T h e A n c i e n t N e a r E a s t , D o m i n i q u e C o l l o n , B r i t i s h M u s e u m P u b l i c a t i o n , 1 9 8 7

M e z o p o t a m y a v e E s k i Y a k ı n D o ğ u A t l a s l ı B ü y ü k U y g a r l ı k A n s i k l o p e d i s i , M i c h a e l R o a f , İ s t a n b u l , 1 9 9 6

A N A T O L I C A X X V I I , N e w E v i d e n c e f r o m A n a t o l i a R e g a r d i n g B u l l – L e a p i n g S c e n e s i n T h e A r t o f T h e A e g e a n a n d T h e N e a r E a s t , T u n ç S i p a h i , 2 0 0 1

K ü l t e p e – K a n i s / N e s a , N i m e t Ö z g ü ç , A t a t ü r k , D i l v e T a r i h Y ü k s e k K u r u m u , T ü r k T a r i h K u r u m u Y a y ı n l a r ı , S a y ı 5 0 , 2 0 0 6

T h e P o t t e r y o f T h e A s s y r i a n C o l o n y P e r i o d A c c o r d i n g t o T h e B u i l d i n g L e v e l s o f T h e K a n i s K a r u m , K u t l u E m r e , T ü r k T a r i h K u r u m u B a s ı m e v i , A n k a r a , 1 9 6 4

A r c h i v u m A n a t o l i c u m , A Ü , D T C F E s k i Ç a ğ D i l l e r i v e K ü l t ü r l e r i , S a y ı 5 , H i t i t l e r ’ d e F ı r t ı n a T a n r ı s ı i l e B o ğ a K ü l t ü Ü z e r i n e B a z ı G ö z l e m l e r v e Y o r u m l a r , S a v a ş Ö z k a n S a v a ş , A n k a r a , 2 0 0 2

B E L L E T E N X X V I , E t i T a n r ı T a s v i r l e r i i l e T a n r ı A d l a r ı H . G . G ü t e r b o c k , T ü r k T a r i h K u r u m u B a s ı m e v i , A n k a r a , 1 9 4 3 ( A y r ı b a s ı m )

H i t i t l e r ’ d e N e d e n B i n T a n r ı V a r d ı ? , D o ç . D r . C e m K a r a s u , 1 9 9 6 Y ı l ı A n a d o l u M e d e n i y e t l e r i M ü z e s i K o n f e r a n s l a r ı , A n k a r a , 1 9 9 7

H i t i t M i t o l o j i s i H a k k ı n d a , Y a s e m i n A r ı k a n , T ü r k i y e ’ d e S o s y a l B i l i m l e r i n G e l i ş m e s i v e D T C F S e m p o z y u m u , A n k a r a Ü n i . B a s ı m e v i , A n k a r a , 1 9 9 8

İ l k T u n ç Ç a ğ ı ’ n ı n S o n E v r e s i n d e A n a d o l u ’ n u n S i y a s a l G ö r ü n ü m ü , T u r g u t Y i ğ i t , A Ü , D T C F , T a r i h B ö l ü m ü .

T h e C a m b r i d g e A n c i e n t H i s t o r y , T h e P r e h i s t o r y O f T h e B a l k a n s ; a n d T h e M i d d l e E a s t a n d T h e A e g e a n W o r l d , T e n t t o E i g h t C e n t u r i e s B C . , , J o h n B o a r d m a n , C a m b r i d g e U n i v e r s i t y P r e s s , 2 0 0 8 , U K .

B r o n z e A g e R e p r e s e n t a t i o n s o f A e g e a n B u l l G a m e s I I I , J . G Y o u n g e r , A J A 8 0 . , 1 9 7 6

B u l l s a n d B u l l L e a i n g i n T h e M i n o a n W o r l d , J e r e m y M c I n e r n e y , P e n n M u s e u m E x p e d i t i o n , V o l . 5 3

A c r o b a t s , B u l l s a n d L e a p i n g S c e n e s O n a n A l a l a k h A m p h o r o i d K r a t e r , K . A s l ı h a n Y e n e r .

C o r p u s D e r M i n o i s c h e n U n d M y k e n i s c h e n S i e g e l , B e i e f t 8 , C o r r i d o r s o f P o w e r : A S o c i a l N e t w o r k A n a l y s i s O f T h e M i n o a n « R e p l i c a R i n g s » , J u d i t W e i n g a r t e n

H ü s e y i n d e d e V a z o s u , A k t ü e l A r k e o l o j i D e r g i s i , T a r i h A n a d o l u ’ d a Y a z ı l ı y o r , S a y ı 7 , T e m m u z 2 0 0 8

H i t i t l e r , A r k e o A t l a s D e r g i s i , S a y ı 3 , 2 0 0 4

D i n s e l İ n a n ç l a r v e D ü ş ü n c e l e r T a r i h i – C i l t 1 , M i r c e a E l i a d e , K a b a l c ı Y a y ı n e v i , 2 0 0 0

D ö k ü m ü n B e ş i g i A n a d o l u / A n a t o l i a , C r a d l e o f C a s t i n g s , B i l g i Ö n d e r , İ s t a n b u l , 2 0 0 4

E g y p t i a n I c o n o g r a p h y o n S y r i o - P a l e s t i n i a n C y l i n d e r S e a l s o f t h e M i d d l e B r o n z e A g e , B e a t r i c e T e i s s i e r , U n i v . P r e s s ; G ö t t i n g e n : V a n d e n h o e k u n d R u p r e c h t , 1 9 9 5

E s k i M ı s ı r ’ ı n Ö l ü l e r K i t a b ı ( B r i t i s h M u s e u m ’ d a k i A n i , H u n e f e r , A n h a i P a p i r u s l a r ı n a g ö r e ) , A l b e r t C h a m p d o r , R u h v e M a d d e Y a y ı n l a r ı , İ s t a n b u l 1 9 8 4 ( Ç e v . S u a t T a h s u ğ )