Küçükpark Zihinsel Harita Değerlendirme Çalışması

11
İÇİNDEKİLER 1.ALGILAMA VE DAVRANIŞSAL COĞRAFYA 2.ÇEVRE ALGISI 3.BİLİŞSEL HARİTALAR 4.1.ALAN ÇALIŞMASI; Küçükpark 4.2.Ankete Katılanların Profili 4.3.Küçükpark’a İlişkin Çağrışımlar ve Öğeler 4.4.Küçükpark’ın Sınırları 4.5.Sonuç 1.ALGILAMA ve DAVRANIŞSAL COĞRAFYA İnsan, yeryüzünde ortaya çıktığından beri gerek faaliyetlerini gerekse mekan üzerinde yaptığı değişiklikleri çevreyi algılama şekli ile buna dayanarak verdiği tepkilere göre gerçekleşmiştir. Psikolojide insanların çevreye tepkilerinin onları nasıl algıladıklarına bağlı olduğunu ileri süren ‘’cognitive behavioralism’’ adlı bir teori vardır. Buna göre, insanlar kararlarını ‘’kendi kafalarındaki resme’’ bağlı kalarak verebilirler. Bununla birlikte, kararlarını gerçekleştirecekleri yer ‘’dış dünya’’dadır. ‘’Bilgi edinmeye bağlı davranışçılık’’ (cognitive behavioralism) denilebilecek teori fenomeloji felsefesini izler; fenomenoloji ise ‘’bilgilerimizin bizim kendi kişisel dünya deneyimlerimizden türediği’’ üzerinde durur. Coğrafyada ‘’ algılama’’ ve ‘’bilgi edinme’’ eşanlamlı olarak kullanılmaktadır. (Tümertekin, Özgüç 1998: 48) Çevreyi nasıl algıladığımız ve düşüncelerimiz ile algılarımızın davranışlarımızı nasıl etkilediğinin incelenmesi davranışsal coğrafyanın konusunu oluşturur. Bir başka ifadeyle de, davranışsal coğrafya olarak bilinen inceleme şekli ‘’insanların çeşitli çevrelere tepkilerinin, geniş ölçüde, onları nasıl algıladığı ve anladığına bağlı olduğu’’nu esas alan yaklaşımdır. Nerede yaşayacağımız, nereden alışveriş edeceğimiz ya da nereleri ziyaret edeceğimiz gibi soruların cevapları bizim yerler hakkındaki, güzel ya da çirkin, iyi ya da kötü, güvenli ya da tehlikeli gibi algılarımıza dayanır. Davranışlarımız, doğal çevrenin kültürel çevre haline dönüştürülme yolları da dahil, bizim düşüncelerimiz, duygularımız, tavırlarımız ve

Transcript of Küçükpark Zihinsel Harita Değerlendirme Çalışması

İÇİNDEKİLER

1.ALGILAMA VE DAVRANIŞSAL COĞRAFYA2.ÇEVRE ALGISI3.BİLİŞSEL HARİTALAR4.1.ALAN ÇALIŞMASI; Küçükpark4.2.Ankete Katılanların Profili4.3.Küçükpark’a İlişkin Çağrışımlar ve Öğeler4.4.Küçükpark’ın Sınırları4.5.Sonuç

1.ALGILAMA ve DAVRANIŞSAL COĞRAFYAİnsan, yeryüzünde ortaya çıktığından beri gerek

faaliyetlerini gerekse mekan üzerinde yaptığı değişiklikleri çevreyi algılama şekli ile buna dayanarak verdiği tepkilere göre gerçekleşmiştir. Psikolojide insanların çevreye tepkilerinin onları nasıl algıladıklarına bağlı olduğunu ileri süren ‘’cognitive behavioralism’’ adlı bir teori vardır. Buna göre, insanlar kararlarını ‘’kendi kafalarındaki resme’’ bağlı kalarak verebilirler. Bununla birlikte, kararlarını gerçekleştirecekleri yer ‘’dış dünya’’dadır. ‘’Bilgi edinmeye bağlı davranışçılık’’ (cognitive behavioralism) denilebilecek teori fenomeloji felsefesini izler; fenomenoloji ise ‘’bilgilerimizin bizim kendi kişisel dünya deneyimlerimizden türediği’’ üzerinde durur. Coğrafyada ‘’ algılama’’ ve ‘’bilgi edinme’’ eşanlamlı olarak kullanılmaktadır. (Tümertekin, Özgüç 1998: 48)

Çevreyi nasıl algıladığımız ve düşüncelerimiz ile algılarımızın davranışlarımızı nasıl etkilediğinin incelenmesi davranışsal coğrafyanın konusunu oluşturur. Bir başka ifadeyle de, davranışsal coğrafya olarak bilinen inceleme şekli ‘’insanlarınçeşitli çevrelere tepkilerinin, geniş ölçüde, onları nasıl algıladığı ve anladığına bağlı olduğu’’nu esas alan yaklaşımdır. Nerede yaşayacağımız, nereden alışveriş edeceğimiz ya da nereleri ziyaret edeceğimiz gibi soruların cevapları bizim yerler hakkındaki, güzel ya da çirkin, iyi ya da kötü, güvenli ya da tehlikeli gibi algılarımıza dayanır. Davranışlarımız, doğal çevrenin kültürel çevre haline dönüştürülme yolları da dahil, bizim düşüncelerimiz, duygularımız, tavırlarımız ve

tercihlerimizi ortaya çıkarır. Bu yüzden de davranışsal coğrafya psikoloji, ekonomi, antropoloji ve başka bilim dallarına insan davranışı hakkında formüle edilmiş çok çeşitli teorilere dayanır (Gollege ve Rushton 1976; Golledge ve Stimson1987, 1996; Golledge 1999; Kitchin ve Blades 2002; Golledge 2008). Son 20-30 yıl içinde coğrafyacılar da zihinsel olaylara gittikçe artan bir ilgi göstermişlerdir. Beşeri coğrafyanın psikolojik perspektif olarak adlandırılabilecek bu yaklaşımla yeni bir ilgi alanı, yeni bir kelime haznesi doğmuştur. Coğrafiyazımlarda da artık ‘’algı’’, ‘’imaj’’, ‘’bilgi yapısı’’, ‘’algılanan mekan’’, ‘’çevresel algı’’, ‘’davranışsal çevre’’, ‘’şema’’ ve ‘’zihin haritaları’’ gibi sözcükler iyice yerleşmişgörünmektedir. (Tümertekin, Özgüç 1998:48)

2.ÇEVRESEL ALGIİnsanın çevre ile ilişkisi herkesin kendi kafasındaki

dünya imajına dayanır. John K.Wright 1946’da Association of American Geographers’da yaptığı açılış konuşmasını şu sözlerle tamamlamıştı:

‘’Bilinmeyen ülkeler –terra incognitae- içinde en çekicisi insanların kafaları ve yüreklerinde yatandır… Tüm dünya, bu nedenle, minyatür terra incognitae -lerden -genel bir imaj içinde birbirine bağlanmamış kişisel-özel dünyaların kısımlarından- meydana gelen bir yamalı bohça gibidir.’’

Ne ‘’bilinmeyen ülke’’ olarak anılan insanların kendi kafalarındaki dünya imajı ve ne de gerçek (dışarıdaki) dünya coğrafyayla tam tamına denk düşer. Aslında, söz konusu imaj, nesnel (objektif) çevre yani coğrafyacıların öteden beri incelemeye çalıştıkları ‘’gerçek dünya’’ kadar önemlidir. Ancak bunun yeterli bir şekilde ele alınmadığı kabul edildiğinden beri, özellikle 1960’larda hızlanarak, birçok coğrafyacı insan-çevre ilişkisini daha iyi anlamak için öznel çevreye, yani ‘’her insanın kendi algıladığıbiçimiyle çevre’’ye daha fazla önem vermeye başlamıştır.

Kişilerin duyguları yoluyla çevreden uyarıcı alarak dünyahakkında bilgi edinme olgusu ‘’çevresel algı’’ dır. İnsanlar her saniyede 18 ayrı görme imajı aldıkları için, bu, basit bir uyarı/cevap işlemi değildir. Çevreden algılanan bilgiler daha sonra geçmişte kazanılmış ve öğrenilmiş, her bilginin kendisiyle ilgili olan duyulardan geçerek süzülürler. Sonuçta da farklı insanlar aynı uyarıcıya farklı yollardan cevap

verirler. Buna ek olarak, her kişi zihninde, daha önceden edindiği bilgilerden ve deneyimlerden, hayal gücünden oluşturduğu bir çevre imajı da taşımaktadır. İçinde yaşanılan, ziyaret edilen yerler, kitaplardan bilinen, sanat eserlerinde görülen, hayal gücüyle ve fanteziyle yaratılan yerler zihindeki doğa ve insan imajlarına her biri ayrı ayrı katkıda bulunurlar.Hatta, ‘’dünyayı pasaportsuz gezebilen gerçekler değil, hayallerdir’’ (Raleigh; Gould 1977). İnsanın davranışlarını gerçekleştirdiği bilgi kaynağının çerçevesini oluşturduğu için de bu zihinsel model çok önemlidir. Bu yüzden de, algılama coğrafyada tuhaf bir şey olarak görülmektedir artık.

Algılama olayı ve bunun sonucunda beliren zihinsel model iki ana yorumdan etkilenir: (1)Kişinin çevreye ilişkin kendi görüşü, ve (2)bu görüş üzerinde kültürün etkisi. Her kişinin kendi iç güdüleri ve duyguları tarafından yaratılan kendine özgü dünya görüşü ve kendi mekan imajı vardır. İnsanın tercihi,değerlendirmeleri, kararları ve sonuçta da davranışı bu imaja dayanır. Coğrafyacılar için kişisel mekandan çok daha önemli olan, kişinin dünya görüşü üzerine kültürün etkisidir. Dolayısıyla, çevrenin kültürler arasında değişik şekillerde algılanma yolları önemli bir inceleme alanı olmaktadır –kişiseldeneyimlerin yarattığı özel ortamlar, özel dünyalar, David Lowenthal’in (1961) deyimiyle ‘’özel coğrafyalar’’da yatmaktadır.

Gerçek dünya kişiye çok sayıda imaj sunar. Kişinin bunlariçinden bir seçim yapması başka sözcüklerle kişinin belirli uyarıcıları seçmesi ve bunları anlamlı kalıplar halinde düzenlemesi kültüre bağlıdır. Kültür, insanın çevresine olan tepki şekline etki eden birinci derecede önemli faktördür –aynıçevreye karşı bile değişik kültürlerin tepkisi farklı olabilmektedir. (Tümertekin, Özgüç 1998:50)

İnsan ile gerçek çevre arasında, insanın davranışını etkileyen imajlardan oluşan bir özel çevre olduğunu belirtmiştik. Ancak, Sonnenfeld (1977) daha ayrıntılı bir çevreayrımına gitmiştir: İnsanın dışında bulunan topyekün çevre yanicoğrafi çevre; bunun içinde insanın faaliyet gösterdiği çevre –fonksiyonel çevre yer alır ve burası, farkında olsun ya da olsun ya da olmasın, dünyanın insan davranışlarına etki eden çeşitli kısımlarını kapsar. İnsanların farkında oldukları asıl çevre ise algılanabilen çevredir. İnsanların algılarına göre

davranışta bulundukları davranışsal çevre ise kişiye göre değişen, çok daha sınırlı bir çevredir. Günümüzde insan, ormanları, yeşil alanları, sulak alanlarıyla çok büyük ölçüde kendi yarattığı yapay ya da insan yapısı çevrede yaşamaktadır artık (‘’çevresel algı’’nın çeşitli ülkelerde gerek coğrafya gerekse başka bilim dallarında literatürdeki durumu da Saarinenve arkadaşları tarafından incelenmiştir: 1980, 1981 ve 1982).

3.BİLİŞSEL HARİTALARBilişsel haritalar ya da bir diğer deyişle psikolojik

haritalar, çevre ya da mekan psikolojisinde kullanılan klasik araçlardandır. İnsanların içinde yaşadıkları mekanla ilişkilerinin anlaşılması ve açıklanması, çevre psikolojisinin önemli bir sorunudur ve bu sorun büyük ölçüde mekanın algısı vetemsili üstünde odaklaşır. (Bilgin 1999:207)

Bilişsel harita kavramı, Tollman’ın öğrenme konusundaki çalışmalarına dayanır; bir labirentte farelerin davranışlarını inceleyen ve öğrenmeyi, çeşitli öğelerin sinir sisteminde örgütlenmesi olarak ifade eden Tollman, bu örgütlenmeyi bilişsel bir haritaya benzetmiştir. Bu kavram daha sonra çevre psikolojisi alanında, insanın yaşadığı çevreye ilişkin içsel imajını, zihinsel/bilişsel kurgusunu veya temsilini ifade eden bir anlamda kullanılmaya başlanmıştır. Bu alanda öncülük yapan Kevin Lynch, bilişsel haritalama tekniği yoluyla, insanların kentleri hakkındaki imajlarını belirlemeyi hedeflemiştir. Bir kentin bilişsel haritası o kentin hem kent sakinleri tarafından‘’anlaşılabilirlik’’ düzeyini yansıtmakta hem de kentin hangi öğelerinde algılandığını ve algılanan öğelerin nasıl örgütlendiğini anlamayı sağlamaktadır. (Bilgin 1999:207)

Bu şekilde tanımlanan bilişsel harita, sadece kentlerin imajıyla sınırlı olmayıp tüm insani mekanları kapsayacak şekilde genişletilebilir; örneğin bir kentin yanı sıra mahalle ya da sokağın, hatta bir ev ya da binanın bilişsel haritasındansöz edilebilir. Dolayısıyla bilişsel harita kavramını, esas itibariyle, bireyin içinde yaşadığı mekanların zihinsel temsiliolarak anlamak gerekir. Burada metodolojik olarak üç halkalı bir zincir söz konusudur. Birinci katta içinde bulunulan/yaşanan fiziksel mekan, ikinci halka bu mekanın algısı, üçüncü halka ise bu algının haritasıdır. (Bilgin 1999:207)

Mekanın fenomenolojisi çerçevesinde yapılan gözlemlere göre insanlar içinde yaşadıkları mekanları hem bir yer, yani bir işaret noktası; hem de bir nicelik, hacim, alan olarak algılamaktadır. Bilişsel haritalamanın ardında yatan temel anlayış, bunlardan özellikle birincisiyle ilgilidir. Bireyin çevre ile ilişkisinde, çevre öğelerini kendisine göre yerleştirmesi, varlıkları kendisine yakınlık ve uzaklık ölçütüne göre konumlaması, kısacası bilinç alanında bir tür temsil, bir harita yapılandırması söz konusudur. İnsan zihni kendiliğinden, bir iç koordinatlar sistemine göre algılanan şeyleri birbiriyle ilişkili olarak konumlamaktadır.

Burada mekan bir noktası diğeriyle eşdeğer nötr bir alan gibi değil, aksine çeşitli noktalar arasında birey için değer veya önem bakımından farklılıklar bulunan bir bütündür; örneğinbazı yerler diğer bazı yerlerden daha çekicidir, daha önemlidir, daha büyük bir doyum kaynağıdır ve daha çok arzulanır. Bu nedenledir ki, aynı bir kentte yaşayan insanlar açısından, söz konusu kent yaşanan haliyle aynı kent değildir. Bu kentte reel olarak var olan her şey, bireyin bilişsel dünyasında varolmayabilir; yine bu kentte çeşitli binaların, yolların, ağların, vs. birbirleriyle mesafesi, fiziksel olmaktan çok, psikolojik mesafelerdir.

4.1.ALAN ÇALIŞMASI; Küçükpark Çevresel algı ve bilişim, sosyoloji, psikoloji, şehir

planlama, mimarlık gibi birçok meslek dalının ilgi alanına giren; insanların çevreye ilişkin bilgi, imge ve izlenimlerini,bunların deneyimlerle nasıl elde edildiğinin ve çevre ile ilgili davranışlarını nasıl etkilendiğinin incelenmesidir(Uzun,Altun, Bal 2009:113). Zihinsel haritalar yoluyla içinde yaşanançevrenin hangi öğelerle nasıl algılandığı, hatırlandığı ve zihinde nasıl temsil edildiğinin şeklinin, ortaya konması, bu tür alan çalışmalarının ana amacıdır.

Yapılan çalışma, İzmir’e üniversite okumak için gelen öğrenciler ile üniversiteyi kazanmadan önce İzmir’de ikamet eden öğrenciler arasında ‘’Küçükpark’’ algısı farkının ortaya konması amacıyla, Nisan-Mayıs 2013 tarihlerinde Bornova’da

yaşayan 60 üniversite öğrencisi üzerinde uygulanmıştır. Anket formu; yaş, cinsiyet, okuduğunuz fakülte, sınıf, doğum yeri, yaşamının büyük bölümünün nerede geçirildiği, İzmir’de yaşanılan süre ve İzmir’de bulunma durumu gibi kişisel bilgilerin bulunduğu bölüm, birinci bölüm olarak yer alır. İkinci bölümde ise ‘’Küçükpark’’a ilişkin akla gelen beş çağrışım ve kişilerin zihinlerindeki ‘’Küçükpark’’ algısının A4kağıt üzerine serbest çizim yöntemiyle aktarılması istenmiştir.

Harita 1: Bu harita, ‘’Küçükpark’’ civarında ikamet edip 21 yıldır burada yaşayan bir katılımcı tarafından çizilmiştir. Haritada görüldüğü gibi uzun zamandır bu çevrede yaşadığı için geniş ve ayrıntılı bilgiye sahiptir.

4.2.Ankete Katılanların ProfiliAnkete katılanların %54’ü(32) kadın, %46’sı(28) erkektir.

Kadınların %40’ı(13) üniversiteyi kazanmadan önce de İzmir’de

ikamet etmekte, %60’ı(19) üniversite okumak için İzmir’e gelmiştir. Erkeklerin %46’sı(13) üniversiteyi kazanmadan önce de İzmir’de ikamet etmekte, %54’ü(15) üniversite okumak için İzmir’e gelmiştir. Katılımcıların büyük bölümü 20-24 yaş aralığındadır, yalnızca 2 katılımcı 15-19 yaş aralığındadır. Ankete katılanların Ege Üniversitesi’ndeki fakülte ve yüksekokullara göre sayısal dağılımı; Edebiyat fakültesi 21 kişi, Fen fakültesi 7 kişi, İİBF 5 kişi, Eğitim fak. 5 kişi, Ziraat fak. 1 kişi, İletişim fak. 12kişi, EMYO 4 kişi, Konservatuar 1 kişi, Mühendislik fak. 1 kişi, Hemşirelik 2 kişive bilinmeyen 1 kişidir.

Süre Sayı %1 yıldan az 2 3,4

1 - 5 yıl arası 31 51,66 - 10 yıl arası 0 011 - 20 yıl arası 2 3,4

21 ve üzeri 25 41,6

4.3.Küçükpark’a İlişkin Çağrışımlar ve ÖğelerKüçükpark’a ilişkin en güçlü çağrışımların ulaşım,

eğlence, yeme-içme ve alışveriş olduğu görülmektedir. Küçükpark’a ilişkin çağrışımların küçük bir bölümü ise olumsuz çağrışımlardan(sarhoş insanlar, kavga, sıkıntı, lekeli bardak, günah bir ortam gibi) oluşmaktadır.

Küçükpark’a ilişkin öğelerin büyük bölümünü eğlence, yeme-içme ve alışveriş ile ilgili öğeler oluşturmaktadır. Öğelerin büyük bölümünün bu kategorilere ait olması, ‘’Küçükpark’’ın genellikle rekreasyonel faaliyetler için kullanıldığının göstergesidir. Öğrenciler, buna göre ‘’Küçükpark’’ta dükkan fonksiyonuna sahip meskenleri kullanmaktadır.

Harita 2: Bu harita, çevre hakkında algısı zayıf olan, üniversiteyi yeni kazanmış bir katılımcıdır. Eğitim seviyesi düşük olduğu için haritası sembolik öğeler içermekte

Harita 3: Bu haritayı çizen katılımcı İzmirli olmasına rağmen ‘’Küçükpark’’ hakkındaki algısı çok zayıftır.

4.4.Küçükpark’ın SınırlarıKüçükpark’ın sınırlarının değerlendirilmesinde

katılımcıların verdiği cevaplar farklılık göstermektedir. Aslına bakacak olursak Bornova ilçe sınırları içerisinde ‘’Küçükpark’’ adında bir bölge/yer/mekan yer almamaktadır. ‘’Küçükpark’’ bölge halkının buraya verdiği gayr-ı resmi isimdir. Bu nedenle belirgin sınırları yoktur. ‘’Küçükpark’’ın sınırları insanların zihinlerinde belirmiştir ve kişilerin algısına göre değişiklik göstermektedir. Katılımcıların verdiğicevaplara göre ‘’Küçükpark’’ın sınırlarını oluşturan öğeler; askeri gazino, askeriye, Ege Üniversitesi Tıp Fak., Yahudi mezarlığı, BP, Büyükpark, Etnografya müzesi, Jandarma, hastane,PTT, Sunsine akademi, Bilgisayar müh., Ege Üniversitesi, Ege Üniverisitesi Kampüsü, Aşık Veysel Rekreasyon Alanı ve Diş Polikliniği’dir. Bu öğeler kullanılarak kabataslak bir ‘’Küçükpark’’ sınırı çizilebilir.

4.5.Sonuç

Yapılan bu araştırmada katılımcılar haritaları çizerken çizeme başlama noktası olarak şehrin ana ulaşım sistemini oluşturan metro raylı sisteminin Bornova Metro durağı olmuştur.Öğrenciler genellikle kullandıkları ulaşım sisteminin birleşim noktası olan Bornova Metro durağını ‘’Küçükpark’a giriş noktasıolarak kullanmaktadır. Öğelerin dağılımına bakacak olursak; genel olarak araştırmaya katılan öğrenciler, yeme-içme, eğlenceve alışveriş noktalarına haritalarında yer vermektedirler. Bu alanlara örnek olarak en çok yazılan ‘’Üniversite-2’’, ‘’Kafeler sokağı’’ ve ‘’Çolo’’ gösterilebilir. En az gösterilennoktalar ise sınır noktası olarak aldığımız ‘’Büyükpark alanı’’ve metronun çevresinde yer alan boş alan (şu anki ‘’Kahve Diyarı’’nın olduğu alan) olmuştur.

Araştırmanın sonucuna baktığımızda ‘’Küçükpark’’ hakkındaİzmir’de ikamet eden öğrenciler, üniversiteye il dışından gelenöğrencilere göre daha az harita öğesi göstermektedirler. Ama buna istisna olarak evi ‘’Küçükpark’’ın içinde olan öğrenciler ve ‘’Küçükpark’’a çok yakın yerlerde oturan öğrenciler daha fazla öğe gösterebilmektedirler.

Üniversiteye yeni başlayan öğrenciler ise üst sınıflarda olan öğrencilere oranla daha az harita öğesi göstermişlerdir. Bu sonuç ise okula yeni başlayan öğrencilerin ‘’Küçükpark’’ algısının üst sınıflara oranla daha zayıf olduğunu ortaya koymuştur.

Araştırmaya katılan katılımcıların haritalarında yer verdikleri çağrışımlar, olumlu veya olumsuz olarak değişim göstermektedir. Katılımcılar ‘’Küçükpark’’ alanında yer alan işletmeler ve işletme sahipleri hakkında çok farklı olumlu veyaolumsuz algıya sahiptirler. Olumsuz çağrışımlara örnek olarak; lekeli bardak, kalabalık, günah, bataklık gibi çağrışımlar örnek gösterilirken olumlu çağrışımlara ise birçok örnek gösterilebilir. Bunlar; eğlence yerleri, alışveriş, yeme-içme, arkadaş vb. gibi çağrışımlardır.

‘’Küçükpark’’, Ege Üniveristesi çevresinde yer almasındandolayı öğrencilerin yeme-içme, eğlence, alışveriş gibi ihtiyaçlarını giderdikleri yer olarak ön plana çıkmaktadır. Buraya İzmir’in yerlisi olan ya da uzun zamandır İzmir’de yaşayıp, üniversite yaşamına da burada devam eden Öğrencilerdendaha çok diğer il, ilçe ve köylerden üniversite öğrencileri kullanmaktadır. İzmirli olupta ya da uzun zamandır İzmir’de

yaşayan öğrencilerin burayı tercih etmemelerinin nedenleri; ailelerine yakın olmaları ve de burası dışında birçok yeri kendisine eğlence merkezi edinmesinden dolayı ‘’Küçükpark’’ bu öğrencilere ikinci planda kalmaktadır. Fakat, diğer öğrenciler için bu durumlarım geçerli olmaması ve üniversite çevresinde butarzda rekreatif alan olmaması ya da diğer rekreatif alanların üniversiteye uzak kalmasından dolayı ‘’Küçükpark’’ dışarıdan gelen öğrenciler için seçim olarak ilk sırada yer almaktadır.

Bu araştırma çalışması da üniversite okumak için İzmir’ gelen ve üniversiteyi kazanmadan önce İzmir’de ikamet eden öğrenciler arasındaki bir karşılaştırmaya dayalı olarak gerçekleştirilen bir araştırma olmuştur.

KAYNAKÇA-Bilgin, N. (1999). Sosyal Psikolojide Yöntem ve Pratik

Çalışmalar, Ege Üniversitesi Basım Evi, İzmir.

-Lynch, K. (1960). The Image of the City, MIT Press, Cambridge.

-Golledge, R.G. (1987). Environmental Cogniton. Stokols, D. & Altman, I. (Ed.). Handbook of Environmental Psychology. John Wiley & Sons.

-Tümertekin, E., Özgüç, N. (1997). Beşeri Coğrafyada İnsan Kültür Mekan, Çantay Kitapevi, İstanbul.