YARIN GÜN DOĞACAK KARANLIKTAN AYDINLIĞA ...

52
EKÝM 2017 Sayý: 586 Fiyat: 9 TL YARIN GÜN DOÐACAK KARANLIKTAN AYDINLIÐA GÝDERKEN BÝYOFOTONLAR ve ASTRAL SEYAHAT

Transcript of YARIN GÜN DOĞACAK KARANLIKTAN AYDINLIĞA ...

EKÝM 2017 Sayý: 586 Fiyat: 9 TL

YARIN GÜN DOÐACAKKARANLIKTAN AYDINLIÐA GÝDERKENBÝYOFOTONLAR ve ASTRAL SEYAHAT

Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

Cilt: 49 Sayý: 586 Ekim 2017

Dergimizin internet sitesini www.sevgidunyasidergisi.com, www.dostluk.org

adreslerinden ziyaret edebilirsiniz

ÝÇÝNDEKÝLER

Onur Baþkaný:Dr. Refet Kayserilioðlu

Sahibi ve Genel Yayýn Müdürü:Ayþegül Kayserilioðlu

Yazý Ýþleri Müdürü:Güngör Özyiðit

Yayýn Kurulu:Güngör ÖzyiðitNelda BayraktarHale Ürkmezgil

Haberleþme ve Okur/Abone Ýliþkileri:

0535 4554223 - 0549 7220248

Yönetim Yeri:Hayri Eðmezoðlu Sk. Ýkizler Ap.

No: 8 D: 32 Erenköy/Ýst.

Baský:Hedef Dijital Baský

Taksim Cad. No: 19/ATaksim/Ýstanbul

Fiyatý: 9 TLYýllýk Abone: 100TLYurt Dýþý: 120 TL

Yarýn Gün Doðacak ............................ 2Dr. Refet Kayserilioðlu

Papalýða Aðýr Darbe ........................... 6Ahmet Kayserilioðlu

Tanrý’ca Bir Eylem ..............................12Güngör Özyiðit

St. Petersburg ve Moskova Gezisi ............................... 19Seyhun Güleçyüz

Biyofotonlar veAstral Seyahat ...................................30Nesrin Dabaðlar

Ruhlar Arasýndaki Farklar ................. 35Çeviren: Nelda Ýnan

Karanlýkan AydýnlýðaGiderken ........................................... 40(Canlý Kryon Celsesi)

Kapak Resmi: “Sessizlik ve Zorluk”,

Megatruh

1

Sevgili DostlarMutluluk ürkek bir güvercin, her an kayboluverecek ay ýþýðý, ele geçirilmesi

zor bir yâr gibi... ve ne kadar ihtiyacýmýz var ona. Bazýlarýmýz onu yaþam amacýolarak da görürler üstelik. Kim bilir, belki de öyledir. Eðer öyleyse dünyanýnçoðunluðu bu yaþam amacýndan uzakta yaþamakta.

Çok þey getirir, verir bize mutluluk; aldýðýmýz nefes, soluduðumuz hava, akýlve beden saðlýðýmýz, sevdiðimiz, ilgilendiðimiz insanlar ve canlýlar, iþimiz,görevlerimiz, günlük yaþamýmýz, onunla güzelleþir, anlamlaþýr, olmasý gerekengerçek yerinde durur. Öyleyse ne yapmalýyýz ona eriþmek için? Önce onu doðruyerde, olmasýný umduðumuz yerde aramaya baþlamalýyýz ve elbet ki, aklýmýzcaher þeyimiz tam ve istediðimiz gibi olduðunda ancak ona eriþebiliriz yanýlgýsýnýbir yana býrakarak yapmalýyýz bunu. “Mutluluk Ay ýþýðý gibidir, büyür veküçülür. Biliyorsunuz ki Ay, Güneþten aldýðýný verir yalnýz.” Ay ýþýðýnýnvarolduðu, gerekli olduðu zaman hiç þüphesiz karanlýðýn hüküm sürdüðüzamandýr. Her taraf günlük güneþlik olsaydý, ona gerek mi olacaktý? Aydýnlýðýhayrýn her yeri doldurduðu, karanlýðý da hayýrdan uzak durulduðu zaman diyedüþünürsek ve buna inanýrsak, Bizi Sevgisinden Vareden’in gönderdiði, bizdenistediði bilgiler doðrultusunda hem o hayýrlý günlerin gelmesini bekler, bununiçin çalýþýr, doðru bulduðunu, aldýðýný baþkalarýna da verir hem de karanlýktabulduðumuz ay ýþýðýna ustalýkla asýlýr, yapýþýrýz. “Yalnýz þunu iyi biliniz ki,mutluluk ürkektir kaçar; kötülükten, dürüst olmayan iþlerden ve yalandan.Mutluluðu sýkýca baðlamanýz için, biz size O’nun gönderdiði saðlam ipigetirdik: Ýyilik, doðruluk, çalýþmak, bilgili olmak ve sevmek. Öyleyse onu bul-duðunuzda sýmsýký baðlayýnýz.”

Ýyide ve hayýrda olmamak, hangi nedenle olursa olsun doðruluktan vedürüstlükten uzak olmak, sürekli yanlýþ yapmakta sakýnca görmemek mutluluðuyakýnýmýza bile uðratmaz. Dünya ile ilgili beklentilerimizin gerçekleþmesiylemutlu olacaðýmýzý düþünüyorsak, dünyadan ne beklememiz gerektiðini, dünyanýnbize neler verebileceðini, bunun deðiþmez ve þaþmaz þartlarýný yeniden gözdengeçirmemizde hayýr olacaktýr. Bilgi ve tecrübeyle geliþmemiþ, sadece istekleri,merak ettikleri peþinde koþan, bunun için çalýþan aklýmýzla yapacaksak bunu,düþünmemizde ayrýca hayýr olacaktýr ki, bu hesapsýz, istekleri çok fazla olan akýlve gönülle hiç dara düþmeden dileklerimiz gerçekleþecek olsa ne halde olabiliriz,nerelere gideriz, kimlerle oluruz... Þimdi Ay’ýn Güneþten alýp bize verdiðine sýkýsarýlarak, hep birlikte bol güneþli, hayrýn ve aydýnlýðýn her yaný sardýðý günlere...

SEVGÝ DÜNYASI

En Derin SevgilerimizleSEVGÝ DÜNYASI

SEVGÝ DÜNYASI2

Yarýn Gün Doðacak

Dr. Refet Kayserilioðlu

Çekilen sýkýntýlar, acýlar ve zorluklar, zorlu bir doðumunsancýlarýdýr. O sancýlarý gözünüzdebüyütmeyiniz. Kýsa zamanda geçecektir ve doðum olacaktýr. Aydýnlýk bir gün doðmak üzeredir.

3SEVGÝ DÜNYASI

in bir ümitle,dokuz ay,karnýndakiçocuðu

büyüten anne, doðumanýný biraz merakla, birazda endiþeyle bekler.Doðum sancýlarýbaþlayýnca da bir karam-sarlýk bir korku içinedüþer. "Ne olacak bu iþinsonu?" diye kuþkuylasorar. Sancýlar arttýkçada, kuþkusu korkuya vebu dertten nasýl olursaolsun biran önce kurtul-mak isteðine dönüþür.Ama ebeler veya doktor-lar onun feryatlarýný fazlaönemsemeden doðumunen güzel þekilde olmasý-na dikkat ederler. Ýyi birdoktor ve ebe ise, biryandan doðumu yap-týrýrken, bir yandan daanneye güven ve moralverecek sözler ederler.Doðum olurken rahimkasýlacaktýr. Rahminkasýlmasý anneye sancýolarak yansýyacaktýr. Budoðal bir iþlemdir, bundakorkulacak bir taraf yok-tur. Sabretmek, endiþeetmemek gerekir. Buarada doðumun akýþýnýbozmadan, hipnotizmaile veya zararsýz biranestezi ile annenin

sancýlarýný duyurmamakyolu varsa o elbettedenenecektir. Amarahim kasýlmalarý, yanidoðum sancýsý yine ola-caktýr, fakat anne bunuduymayacaktýr.

Toplumumuz karanlýkve zor bir dönemdengeçmektedir. Bugünekadar çok yanlýþlaryapýlmýþtýr, yanlýþlarartarak devam etmekte-dir. Ama bir yandan dabir kýsým insanlar yan-lýþlarýn farkýna varmayabaþlamýþtýr. Onlarýnbaþarýlý olmasý hepimizisevindirir. Ülkenindüzelmesinden memnunolmayacak olanlar, yalnýzkendi çýkarlarýný düþü-nenlerle, suyu bulandýr-maktan kendilerine yarargörenler olacaktýr.

Aslýnda ülkemizdebüyük bir tecrübe biriki-mi oldu. Doðru yolugörenler artmaya baþladý.Çekilen acýlar, kaybe-dilen canlar ve akangözyaþlarý çok kötüyýkýntýlar yaptý, her yerdeve her yönde. En önem-lisi insan kardeþlerimiz,vatandaþlarýmýz bölükbölük ayrýldý. Sað el, sol

elin yaptýðýný bozmaya,sað göz sol gözü çýkart-mak için fýrsat kolla-maya, her iki el ve heriki göz birbirini yoketmekte kendine yarargörmeye baþladý. Oysasað el de bizimdi, sol elde bizimdi. Sað göz de,sol göz de bizimdi.Onlarýn herhangibirisinin zarara uðramasýbizim baþýmýzý aðrýtýyor-du, bizim kalbimizisýzlatýyordu. Ayrýlýktayarar görenler bunu bil-gisizliklerinden yapýyor-lar, gafletlerinden yapý-yorlar. Bu bilgisizlik, bugaflet partileri yöneten-lerden partilerin enküçük üyelerine kadaryayýlmaktadýr. Bu bilgi-sizlik ve gaflet, toplumave yöneticilere yol gös-termekle yükümlü olanüniversite profesör-lerinden baþlamakta,öðretmenlere, yöneti-cilere, polise ve öðren-cilere kadar yayýlmak-tadýr. Evet acý bir gerçek-tir ki bugün bazý meslekörgütleri arasýnda gruplarayrýlmýþ, her grup karþýtaraftakine düþmanolmuþtur. Polisin vehâkimin taraflý tutumu nebüyük azaplar doðurur.

B

Ýþte bu bir anarþi, huzur-suzluk, düþmanlýk vegözyaþý ortamý yaratýr.Bu gerçek açýkçagörülmelidir.

AKILHIRSIN YERÝNÝ ALACAKTIR

Düzeni korumaklayükümlü olanlarýn görev-lerini yapabilmelerisaygýnlýklarýnýyitirmedikleri orandamümkündür. Saygýnlýðýyitirmemek ise ancaktarafsýz ve hakça davran-makla olur. Taraf tutmak-la hükümet de, öðretimüyesi de, hâkim dehekim de, polis de,yönetici de saygýnlýðýnýve etkisini yitirir. Bununböyle olduðunu, bugüngörenler ve görmekteolanlar çoktur.Görmeyenlere, göre-meyenlere ve görmekistemeyenlere göstermekgörenlerin görevidir.Çünkü ülke hepimizindir.Huzur hepimiz içingereklidir. Tecrübelerdenhepimiz ders alýrsak,doðruyu benimseyipdoðru yolda gitmekhepimiz için mümkünolur. Böylece halkýmýz

gereken ilerlemeyi veevrimi yapmýþ olur.Yükselmek ve ilerlemektecrübelerden dersaldýkça hýzlý olur.

Bugün ülkemizde birþey daha, çoðu kiþitarafýndan görülüpanlaþýlmaya baþlanmýþtýr.Zorla, zulümle, kafasýnavurularak kimseye, endoðru olan þeyler bilekabul ettirilip benim-setilemez. Zor ve zulümyollarýna baþvuranlar,kolay yoldan gittiklerinisanýrlar. Aslýnda en çýk-maz ve en zor yoluseçmiþ olurlar. Akýllarave gönüllere hitap etmekinsanlarý daha kolaybaþarýya ulaþtýrýr. Eðersiz yolunuzun doðru-luðundan eminseniz,neden zulme sapacak-sýnýz? Yolunuzun doðru-luðunu sabýrla, kýzmadanve acele etmeden göster-mekte devam etmenizgerekmez mi?

Herkesin anlama vekabul etme hýzý aynýdeðildir. Doðrularýgösterecek olanlara sabýr,tahammül, hoþgörü vebüyük sevgi gereklidir.Ýnsanlarý sevenler ve

bunun için onlarýnhayrýný isteyenler, iyiniyetlerine ve bilgilerinesabýrlarýný da bekçietmelidirler. Gördükleridirenç ve karþý çýkýþakýzmalarý, onlarýnsabýrsýzlýklarý ve taham-mülsüzlükleridir. Buradaþu güzel sözü hatýrlamakgerekir: "Günü günortasýnda bitirenler,hayrýn nerede olduðunubilemezler. Olacaklaraerken varmak isteyenler,aslýnda gecikenlerdir."Ancak sonuca, inanaraksabredenler ulaþacaklar-dandýr. Ýþte bugün sabýrlave sevgiyle davranmanýngereði çoðu kiþi tarafýn-dan anlaþýlmaya baþlan-mýþtýr.

Akýl ve gönül, hýrsýn,kinin ve düþmanlýðýnyerini almayabaþlamýþtýr. Biz bununaydýnlýðýný görmeyebaþladýðýmýz için se-vinçliyiz. Çekilen sýkýn-týlar, zorluklar ve acýlarzorlu bir doðumunsancýlarýdýr. O sancýlarýgözünüzde büyüt-meyiniz. Kýsa zamandageçecektir ve doðum ola-caktýr. Aydýnlýk bir gündoðacaktýr. O güzel

SEVGÝ DÜNYASI4

günde hepimiz kardeþçe,insanca, hakça ve birliðeulaþmýþ olarak yaþamayýöðrenmiþ olacaðýz, çok-tan. Çünkü gördük vegörmekteyiz ki, kötülükayniyle geri dönmektedir.Sevgisizlik, sevgisizliði,düþmanlýk düþmanlýðýçekmektedir. Gördük vegörmekteyiz ki kavga,hiç kimseye sürekliolarak istediklerini vehuzuru verememektedir.Bu bilgiyi tam benim-seyip uygulamamýz, oaydýnlýk günlere ulaþ-mamýzý saðlamayacakmýdýr? Bu bilgiyiedindik, bundan sonraçekilecek sýkýntýlar o bil-ginin gönlümüze iyicebenimsetilip uygulanmasýiçin olacaktýr.

VERMEDEN ALINMAZ

Vermeden almayý,okumadan ve öðren-meden bilmeyi, çalýþ-madan kazanmayýisteyenler evrendekibüyük düzenden,Yaradan'ýn deðiþmezkanunlarýndan habersizolanlardýr. Onlar, mutlu-luðun tembellikte veuyuþuklukta, çýkarcýlýkta

ve hep almakta olduðunusanýrlar. Kolayca gelive-ren þeylerin ne tadý olur?Birçok zorluklarýyenerek, sýkýntý çekilerekve emek verilerekkazanýlan þeyler gerçek-ten bizim olanlardýr.Gerçekten bizim olanlar,bize en büyük mutluluðuverirler. Hele bir de,gerçekten bizim olanlar-dan, kardeþ bildiðimizinsanlara verebiliyorsakmutluluðumuz bir katdaha artar. O'nun kur-duðu düzende tembele,aylaklara ve sömürücüyeyer yoktur. O'nun düzeni,çalýþaný, seveni, severekvereni, bilgisini artýraný,hakka saygýlý olanýdestekler. Düzene uyan-lar, uyduklarý orandamutludurlar. Düzene uya-mayanlar, bilgi ve tecrü-belerinin noksanlýðýndanuyamamaktadýrlar. Onlarbüyük bir gafletle yaptýk-larýnýn yanlarýna kârkalacaðýný sanýrlar. Onuniçin kötülüðü seçerler vekötü olurlar. Ulu gülyüzlü, Hz. Muhammedkendisine türlü kötülük-ler yapan birisi için"Cahil" adýný takmýþtý.Çok doðru söylemiþti,kötülük cahilliktendir.

Aramýzdaki cahiller,yaptýklarý kötülüklerlehepimize çok tecrübe vebilgi kazandýrdýlar.Ülkemiz bugün büyükbir atýlýmýn eþiðindedir.Önce kendi içindekianlaþmazlýklarý çöze-cek, sonra komþularýylaolan anlaþmazlýklarýçözecek, daha sonra dagüvenilir ve saygý duyu-lan bir ülke olacaktýr.Her anlaþma bir fedakâr-lýðý, kendinizden bir þey-leri vermeyi gerektirir.Ben hiçbir þey vermedenkarþý taraftan birçok þey-leri, hile ile, korkutarakveya ezerek alabilirimsanýrsanýz, biliniz kihiçbir þey alamazsýnýz.Alsanýz bile huzurlu ola-mazsýnýz ve aldýðýnýzsürekli sizde kalmaz. Birgün fazlasýyla kaybeder-siniz.

Sabýrla, güvenle,karamsarlýða ve kor-kuya düþmeden bek-leyelim. Birbirimizehep cesaret ve ümitverelim. Karamsarlýkbulutlarýný daðýtalým,kendimize inanalým.Güzel günlere, dost-larýmýzý ve kardeþleri-mizi de inandýralým.

5SEVGÝ DÜNYASI

SEVGÝ DÜNYASI6

Gülyüzlülerden Ýbretler: 47

Papalýða Aðýr Darbe

Ahmet Kayserilioðlu, Psikolog

7SEVGÝ DÜNYASI

DÝKENSÝZ GÜL BAHÇESÝ

Piskoposlardan oluþan engizisyonmahkemeleri önüne çýkýp hesaba çekil-mek, malýndan, mülkünden olmak, dahafenasý diri diri odun ateþinde yakýlarakcan vermek kaç babayiðitin göze ala-bileceði bir kahramanlýktý? 13. ve 14.yüzyýl Avrupa'sýnda, müslüman Arapeserlerinin çevirileriyle bilinçlenmiþ azsayýdaki aydýnýn, bin düþünüp birkonuþmasý, kiliseyi ve onun dünyazevklerine, zenginliklerine dalmýþ ruh-banlar sýnýfýný ürkütecek davranýþlardankaçýnmasý gerekiyordu. Fincancýkatýrýný ürkütenlere verilen cezalarherkesi hizaya getirmeye yeterliydi.Kilise, rakibinin dirisini elinden kaçýrýn-ca, ölüsünden bile intikam almaktangeri durmuyordu. Joan Wycliffe'inkemikleri mezarýndan çýkarýlarak boþu-na yakýlmamýþtý. Onun Çek milletiarasýndan çýkan izleyicisi John Huss isediri diri yakýlarak cezasýný bulmuþtu.Papalýðýn 100 yýl süren Fransa macerasýsona ermiþ, tekrar asli vatanýna,Roma'ya dönmüþtü. Üst üste toplananKonsillerle üçlü, ikili Papa'lýklarkaldýrýlmýþ, tekrar tek Papa hakimiyetisaðlamca yerine yerleþtirilmiþti. Kiliseiçin ne güzel bir dünya. Dikensiz bir gülbahçesi sanki. Artýk geleceðe pespembegözlükle bakýlabilir. Papalýk 1440 yýl-larýnda böyle düþünebilirdi. Ama kaderaðlarýný hiç de böyle örmüyordu. Üste-lik Ýtalya'da, Papanýn kendi öz yurdundaolacaklar haþmetli Vatikan saltanatý içinsonun baþlangýcý rolünü oynayacaktý.

RÖNESANS

Eski Yunan'ýn ünlü filozoflarý Sokrat,Platon, Aristo'nun eserlerininArapçadan Latinceye çevrilmesiAvrupayý Ortaçað karanlýðýndan kurtar-maya baþlamýþtý. Avrupanýn seçkinevlâtlarý tam 250 yýldýr Hristiyan dinbilgisinden baþka ve de üstün bir bilgisistemi ve dünya görüþünün varlýðýnýbiliyorlardý. Emekleme dönemini bitir-miþler, þimdi kendi ayaklarý üzerindeyürüyecek güce ulaþmýþlardý. Artýk eskiYunan'ý, Arap'çadan deðil kendi aslikaynaklarýndan inceliyorlardý. Bizans'ýncan çekiþme dönemlerinde ve Ýstan-bul'un Türkler tarafýndan alýnmasýndansonra Ýtalya'ya göç eden çok sayýda bil-gin de Helen uygarlýðýnýn Avrupa'yataþýnmasýnda yeni bir itici güç oluþtur-muþtu. Bu bilgi patlamasý ve öðrenme,düþünme aþkýný olumlu yönde etkileyenbir baþka faktör daha devredeydi.Derebeylik düzeni adým adým geriliyor,Ýtalya'nýn özellikle kýyý kentlerinde,Akdeniz ülkeleriyle yaptýklarý ticarettenzenginleþmiþ ve görgüleri artmýþ yenibir sýnýf doðuyordu: Burjuvazi. Varsýnbaðnaz kilise, “saða baktýn günah, solabaktýn” kabahat diye insaný yaþamsevincinden uzak tutma vaazlarý veredursun. Zenginleþmiþ, yaþamanýn vedüþünmenin zevkini tatmýþ insanlarýnyelkenlerini artýk baþka rüzgârlar doldu-ruyordu. Dünya yaþamýnýn tadýna var-mak, sanatýn her çeþidiyle musiki,resim, heykeltraþlýk, edebiyatlaözgürcesine uðraþmak istiyordu artýk bu

SEVGÝ DÜNYASI8

insanlar. Dinin sýnýrlarýný zorlamadan,laik bir dünya görüþüne adým atmadaninsanlarýn bu arzularýný gerçek-leþtirmeleri mümkün görünmüyordu.Öyleyse þeklen dinin içinde kalarak vaf-tizi, dini âyinleri, evlenme, ölüm tören-lerini eksiksiz yerine getirip, düþüncede,sanatta, bilimde yepyeni bir dünyadüzeninin temellerini atmak Ýtalyandehasýnýn yeni yaþam modeli olmalýydý.Kýsacasý bilimde, sanatta, politikadainsaný, onun deðerlerini, aklýný, erdem-lerini, yaþam sevincini geliþtirmeyi önplana alan idealist bir akým, Ýtalya'daRönesansýn, yeniden doðuþun temelfelsefesi olmuþtu. Bu hümanist birdevrimdi. Kilisenin üst düzey yet-kililerini bile içine aldýðý oluyordu.Geçmiþten o güne tek tek kiþilerinölümü göze alarak açtýklarý gediklerden,þimdi toplumsal bir dinamik doðuyordu.Toprak böylesine yaratýcýlýða elveriþlihale getirilince, en kaliteli tohumlarýnortaya atýlmasý elbet gecikmezdi.Leonardo da Vinci, Mikelanj, Makyavelgibi Ýtalyan dâhileri ve daha sonrakuzey ülkelerine sýçrayan rönesansýnErasmus, Thomas More gibi üstün kiþi-leri böyle bir topraðýn yetiþtirdiðinadide çiçeklerdi. Bu dönemdeGutenberg'in gayretleriyle Avrupayagelen matbaanýn devreye girmesi dekývýlcýmý parlatan bir etken olmuþtu.Daha sonralarý matbaada basýlan ki-taplara kilisenin sansür uygulamalarýnaraðmen okuma ve araþtýrmanýn yaygýn-laþmasý önüne geçilemez hal almýþtý.

DÜNYA BÜYÜYOR

Yerin yuvarlak olmasý aklýn kabuledeceði bir þey miydi? 4. yüzyýlýnHristiyan azizlerinden Augustinus;"Böyle, saçmalýk olur mu, dünya yuvar-laksa, aþaðýdakiler düþmezler mi,baþaþaðý nasýl dururlar?" diye yazýyor-du. Yerin düz olduðunu savunurkenböyle beþ duyumuzla ilgili kanýtlardandaha da etkili bir baþka kanýtý vardý. St.Augustinus'un. Ýsa'nýn meleklerleberaber bulutlarýn üzerinden ikincigeliþinin tüm insanlarca ayný andaseyredileceðini Ýncil söylemiyormuydu? "O halde" diyordu. St.Augustinus, kendinden son dereceemin: "Eðer dünya yuvarlaksa alttaraftakiler bu ikinci geliþi nasýl göre-cekler? Öyleyse dünya düz bir tepsigibidir." O zaman nereden bilsin 1600yýl sonra, CNN gibi bir TV kuruluþu-nun, yuvarlak Dünyada olaylarý aynýanda bütün insanlýða seyrettirebileceði-ni!..

Allahtan Arapça eserlerin çeviri-lerinden dünyanýn yuvarlak olmasý fikri,bir ihtimal olarak Avrupa'ya bulaþmýþtý.Arap etkisi altýndaki Roger Bacon'uncoðrafya kitaplarýndan esinlenen KristofKolomb isimli maceraperest denizci,yuvarlak dünyada sürekli Batýya doðruyol alarak Hindistana varýlabileceðiniýsrarla yinelemekteydi. Türklerin veAraplarýn kontrolü altýndaki Hindistanyolu, konulan aðýr vergiler dolasýylaAvrupalý tüccarlar için cazibesiniyitiriyordu. Bulunacak yeni bir yol

9SEVGÝ DÜNYASI

herkesi memnun ederdi. Kolomb'unÝspanya kralýna ýsrarlý teklifleri iyiydi,hoþtu ama, Salamand Üniversite meclisidünyanýn yuvarlaklýðýnýn Tevrat, Ýncilve Hristiyan azizlerinin eserlerineaykýrý olduðu kararýna vardýðýndanKolomb kabul görmemiþti. O sýralardaÝspanyollarýn, aylarca süren bir kuþatmasonunda, Ýslâmýn Ýspanyadaki sonkalýntýsý Endülüs EmevilerininGranada'daki Elhamra sarayýnagirmeleri ve Ýspanya birliðini saðla-malarý Kristofun ekmeðine yað sürü-yordu. Öte yandan Granada'daHristiyan baðnazlýðýnýn sillesini yiyen200.000 Yahudi din deðiþtirip vaftizolmayý kabul etmediklerinden dünyanýnher tarafýna daðýlmýþ, yerlerinden yurt-larýndan olmuþlardý. Bunlardan 20.000kadarý kitap ehline iyi davranýlmasmýöðütleyen Ýslâm inancýna sahip Osmanlýhakanýnýn lütfuna sýðýnmýþlar, Selânik'egöç edip 500 yýl boyunca hiçbirsoykýrýmýna uðramayacaklarý mutlu birhayata baþlamýþlardý.

Ýspanya Zaferi, dediðim gibiKristof'un iþine yaramýþ, bir sadakaolarak batýya doðru açýlma iznini kopar-mýþtý. Yola çýkarken uçsuz bucaksýzdenizlerde kaybolup gitmesi veyadünyanýn kenarlarýndan aþaðýyadüþmesinden endiþe edenler çoktu. Amabildiðiniz gibi Hindistan sandýðý,Amerika kýtasýný bularak iddiasýnýkanýtladý. Daha sonralarý Macellan'ýniki yýl süren dünya turuyla, Avrupadüþünürlerinin, bu defa da coðrafyakonusunda yanlýþýný bulduklarý kutsal

kitaba inançlarý yeniden sarsýlýyordu.Koyu Hristiyan Ýspanyol vePortekiz'liler peþ peþe yaptýklarý denizseferiyle Güney Amerikayý ve oranýnyerlilerini yerle bir ederek görülmemiþbir kýrým ve talana neden oluyorlardý.Hz. Ýsa'nýn getirdiði "Sevgi Dini'nin"nasýl bir "Nefret Dini" haline getiril-diðinin böyle apaçýk ortaya serilmesi,iyi niyetli aydýn kafalarý dinden daha dasoðutmuþtu.

DÝNDE REFORM

Joan Wycliffe ve John Huss'un attýðýtohumlar bu defa Almanya'da meyvesi-ni veriyordu. Ýtalyanlar tarafýndan hay-van muamelesi gören, üstelik Vatikan'ýnaðýr vergilerinden bunalanlar arasýndayetiþen din bilgini Martin Luther,Papalarýn ve kilisenin dünya nimetle-rine çýkar daleverelerine tamamengömüldüðünü yaþayarak görmüþtü.Kilisenin tüm Avrupayý haraca kesipaldýðý büyük vergilere, edindiði geniþtopraklara, para ile günah baðýþlamaoyunlarýna (endülüjans) 1517 yýlýndaaçýkça tavýr koyan Luther'i, ulusu yalnýzbýrakmadý.

Almanlarda Ýtalyanlar tarafýndanküçük görülmenin tepkisiyle bilenmiþmilliyetçilik akýmý ve Papalýðýn malisömürüsünden kurtulmak isteyenimparotorun desteði Luther'in baþarýsýn-da önemli rol oynadý. Luther edebi birlisanla Ýncil'i Almanca'ya çevirerekyarattýðý reformist akýmýnýn kalýcýolmasýný saðladý. Protestanlýk

SEVGÝ DÜNYASI10

Almanya'da kendisini kabul ettirdiktensonra Ýsveç, Hollanda, Ýngiltere ve kýs-men Fransa'da da reform hareketibaþarýya ulaþtý. Bu ilk baþarýlarý Papalýkhemen sineye çekecek deðildi þüphesiz.Ýtalya ve Ýspanya haricinde tüm Avrupaülkelerinde mezhep savaþlarý ortalýðýkastý kavurdu. Papalýk, askeri bir disip-linle yönetilen, katý kurallara baðlý, yýl-maz ve yýkýlmaz bir mücadele örneðiveren karþý reformcu CizvitlerTeþkilâtýný bir ajan gibi kullanarak hük-münü sürdürmeye çalýþtý. Bununlayetinmedi, Güney Amerika talanýylaçok zenginleþmiþ koyu katolikÝspanya'nýn baðnaz krallarýný bir maþagibi kullanarak Protestan ülkeleresaldýrýlar, savaþlar düzenledi. 100 yýlkadar Avrupayý bir kan banyosundayýkayan bu iç ve dýþ savaþlardan kims-enin fazla bir kazancý olmadý. 1630 laragelindiðinde katolik Roma kilisesininAvrupadaki eski kesin hakimiyetindenkimse söz edemezdi artýk. Protestanlýk,ulusal kilise sistemi esasýný benim-semiþ, milli kiliselerin baþýna dahükümdarlarý geçirmiþti. Din savaþ-larýndan ve hür düþünceye uygulananbaskýlardan býkmýþ usanmýþ Avrupainsaný için, protestanlýðýn milli kiliseleribir kurtuluþ ümidiydi. Evet hoþgörüyine yoktu, her yýl yüzlerce çocuk,kadýn büyücü diye yakýlýp duruluyorduama hür düþüncenin kök salýp büyüme-sine kimsenin engel olamayacaðýkoþullar hazýrlanmýþtý. Özgürdüþüncenin bunca safsata ve kanlý olay-lardan sonra din kurumuna olumlu birtavýr almasýný kimse bekleyemezdi.

Yaþamakta olduðumuz meteryalisthayat görüþünün kilometre taþlarýnýnpek çoklarý o yýllarýn eseriydi.

Aslýnda protestanlýk akýmý gerçek birdin reformu olsaydý, sonraki devirlerdeaydýnlarýn dinden bu derece sýrt dön-meleri önemli ölçüde önlenebilirdi.Evet protestanlýk, Roma katolik kilise-sinin Avrupa çapýndaki baskýsýna setçekmiþti. Ama dinin temel sapmalarýn-dan hiç birine dokunmamýþtý. NeÝncil'in aslýnýn kaybolduðu elimizdekikitaplarýn deðiþikliklere uðramýþ kop-yalarýndan ibaret olduðu gerçeðine, neÝsa'nýn Allah'ýn oðlu olamayacaðý, üçle-menin (Teslis) bir saçmalýk olduðugerçeðine parmak basýlmýþtý.Hristiyanlýða sonradan sokulmuþ, dinîbir kisveye bürünerek dogma halinegetirilmiþ inanç ve merasimlerneredeyse aynen býrakýlmýþtý. Çürümüþve üst yapýda derin çatlaklara nedenolmuþ temellere hiç dokunmadan yukarýkatlarda yapýlan onarýmýn binanýnsaðlamlýðýna bir katkýsýný beklemekelbette gerçekçi olmazdý. Nitekim dinive maneviyatý toptan reddedenmateryalist hayat görüþünün geliþipbüyümesinde bunca kan pahasýna eldeedilmiþ reform hareketinin frenleyici biretki yapamamýþ olmasý dindeki temelesaslara eðilebilme cesaretini göstere-memiþ olmasýndandý. Üzülerek görü-yoruz ki Hristiyan dünyasýnda bugün deayný yanlýþlar sergilenip durmaktadýr.Ümit ederiz ki, çok deðiþik bir hayatgörüþü olan yeni Papa temellerdeki buçatlaklara el atar.

11SEVGÝ DÜNYASI

KISSADAN HÝSSE

Söz buraya gelmiþken günümüzdekiÝslâmi ve Ýslâm karþýtý akýmlar hakkýndabirkaç satýr konuþmaktan kendimialamýyorum. 1400 yýl boyuncaderleyenlerin yazanlarýn emek veripezberleyen yüzbinlerce çilekeþ hafýzýnüstün gayretleriyle aslýna uygun olarakgünümüze ulaþtýrýlmýþ Tanrý kitabýKur'ana sahibiz. Bu diðer hiç bir dindebulunmayan çok üstün bir ayrýcalýkveriyor îslâma. Ancak Kur'an'ýn buüstün özelliðini Hz. Muhammed'in sözve davranýþlarýnýn kaydedildiði "Hadis"ler için söylememiz mümkün deðil.Kur'anla karýþmasýn diye Hz. Muham-med kendi sözlerinin yazýlmasýný etra-fýndakilere yasaklamýþtý. Sonra gelendört halife devrinde de bu yasak titizlik-le uygulandý. Ne var ki dilden dile,nesilden nesile, hadisler, hafýza yanýl-gýlarýnýn erozyonuna uðraya uðrayaaktarýldý durdu. Bu arada deðiþik neden-lerle uydurma hadisler de etrafý doldur-du. Nihayet peygamberden 250 yýlkadar sonra Buhari, Müslim gibi hadisbilginlerinin olanüstü gayretleriyle bun-lar derlenip kitaplaþtýrýldý. Ama aradanpek çok nesil geçmiþti. Uydurma hadis-leri bir kenara býraksak bile, hafýza hata-larý ve geçen uzun yýllarýn tahribatýylagerçek peygamber sözlerinin deðiþik-liðe uðramasýný kim önleyebilirdi?

Hz. Muhammedi'n pek çok yerde,sýkça tekrarladýðý meþhur hadislerindýþýndakilere, akýlcý bir kuþkuyla veihtiyatla yaklaþmak en doðrusu olmaz

mý? Bugün Ýslâma karþý olan "Din Bu""Þeriat ve Kadýn" gibi kitaplarýincelediðimizde genellikle hadisleredayanarak Ýslâmi düþüncenin çürütül-meye çalýþýldýðýný görmekteyiz. Elbetherkes her þeyi düþünebilir, yazabilir.Ýnsanlýðýn bunca yüzyýldýr savaþ vererekelde ettiði özgürce düþünme, söyleme,yazma hakkýný kullanmada herkes tabiiki serbest. Aslýnda sözüm onlara deðil.Sözüm, hadislerin bu tarihi serüveniniortaya koyarak, esas olarak ÝslâmdaKur'anýn temel kabul edilmesini hodrimeydan diyerek savunmayan din bilgin-lerinedir.

Geçmiþte Hristiyanlýkta, esasa dokun-madan onarýma kalkýþýlmasýnýn pek biryarar saðlamadýðýný görmekteyiz. Zatenpek çok yönden haklý olarak hýrpalan-mýþ Ýslâmi dünya görüþünün daha dayýpratýlmasýný istemeyen öncü ruhasahip bilgili kiþilerin, hadisler konusun-da konuþmakta geç kalmamalarýgerekiyor.

Bir çok yanlýþ inançlardan, doðmalar-dan, safsatalardan dinlerin temizlenerekYaradan'ýn gerçek dileði olan insansevgisi ve birlik düþüncesinin ön planaçýkarýlmasý bugün dünyamýz için hayatiönemde. Doðru ile yanlýþ ayrýlýpsüzülmediði için din binasý yýkýlýrken,kurunun yanýnda yaþ da yanmakta;insanlýðýn Yaradan'ýn esas mesajýndanve dileðinden haberdar olma kanallarýsýmsýký kapatýlmaktadýr. Bunun vebalide gerçeði bilip söylemeyenlerdedirþüphesiz.

ir psikolog, seminerinekatýlanlara bir ev ödevi ver-erek þöyle der: "Her biriniz

seyahat bavullarýnýza sokaktan taþdoldurun. Ve bir hafta boyunca nereyegiderseniz, bavullarýnýzý daberaberinizde götürün. Bu size saçmave anlamsýz gelebilir. Ama deneyin. Vesonunda önemli bir gerçeðin farkýna

varacaðýnýzý bilin."Bir hafta sonra psikolog, deneye

katýlanlara izlenimlerini sorduðundahemen hepsi çok yorulduklarýný, kol-larýnýn koptuðunu ve yaptýklarýna biranlam veremediklerini söylerler. Bununüzerine psikolog "Tamam" der,"Bavullarýnýzý boþaltýn, bir kenarakoyun. Bundan böyle yük taþýmaktan

SEVGÝ DÜNYASI12

Tanrý’ca Bir Eylem:Affetme Güngör Özyiðit, Psikolog

B

Af dilemek, suçluca bir söylemAffetmek ise Tanrýca bir eylemHasmýný yenecek güçteyken affetmeyi seçenÝþte gerçek bir insan, nefsini yenen

SEVGÝ DÜNYASI13

kurtulun. Ama biliyor musunuz ki,sizler içinizde dargýnlýk, kýrgýnlýk,kýzgýnlýk, kin ve nefret gibi ne aðýryükleri ömür boyu taþýyýp duruyor-sunuz."

Bu sözler üzerine seminere katýlan-larýn gözleri parlar, yüzleri güler, birgerçeðin farkýna varmanýn sevincigönüllerini doldurur. Çünkü bir þeyiöðrenmek, olduðumuz halden, dahaüstün bir hale yükselmektir. Bu yük-seliþe eþlik eden duygu ise sevinçtir.

Çoðumuz ailemizden baþlayarak,çevremizdeki insanlarla ilgili negatifduygulardan oluþan bir tortu tabakasýtaþýrýz içimizde. Eðer istersek, affedipbaðýþlama yoluyla bu yükten kurtula-biliriz. Ne var ki, affetmek, çok azinsanýn pek ender baþvurduðu birçaredir. Sonuçta boþu boþuna acýçekeriz.

Affetme bize hep söylenen "-meli,-malý" lardan biridir: "Arkadaþýný affet-melisin" "Kardeþini affetmelisin" Amabunu nasýl becereceðimiz öðretilmediðiiçin, affetmeyi bir türlü gerçekleþtire-meyiz.

Biz inatçý insanlar için haklý olmak,kendimizi haklý çýkarmaya çalýþmak,arkadaþlýktan çok daha önemli halegelir. Hep haklý olma iddiasýndan,karþýmýzdakine hak vermeyi bilemeyiz.Böylece barýþ gibi, dostluk gibi hayatýnen önemli deðerlerinden kendimiziyoksun hale getiririz.

AFFETMEK NEDÝR?

Oysa affetmek, hem affedeni hem deaffedileni kârlý çýkaran bir alýþveriþtir.Ve iyi bir haber: Herkes affetmeyiöðrenebilir!

Affetmenin sözlüklerdeki anlamý þu:"Birine karþý öfke ve dargýnlýktanvazgeçmek." Bu bir köleyi özgür kýl-mak gibi, kendimizi kinin tutsaðýolmaktan kurtarmak anlamýna da gelir.

Affetmek, kin beslemeye son ver-mektir. Bize hakaret etmiþ veya zararvermiþ kiþiyi, hep o haliyle düþünüp,ona olan kýzgýnlýðýmýzý içselleþtiripkine dönüþtürmemektir. Bize zararveren kiþiye kýzmayý býrakmaktýr.

Ýçimizdeki kini yenmeli. Hiçdeðilse duygularýmýza egemenolmalýyýz. Kinin bizi yönetmesineizin vermemeliyiz. Kine, kinle karþýlýkvererek, kurbanken, suç ortaðý durumu-na düþmemeli, kötülüðün gölgesiniüzerimize düþürmemeliyiz. Hepiyiliðin yanýnda olmalýyýz ki, busevgidir. Epiktetos'un dediði gibi:"Ey insan; baþkasýnýn kötülüðü sanaille de doðaya aykýrý bir duygu hisset-tirecekse, kin deðil, acýma olsun buduygu." Diðer yandan kötülükcehaletin ürünüdür. Kötülük, iradeninbilgisizce bir seçimidir. Özgürce iþle-nen bir hata karþýsýnda yapýlacak enakýllý seçim, bilgiye ve sevgiye dayalýözgür bir seçimde bulunmaktýr; baþkadeyiþle affetmektir.

SEVGÝ DÜNYASI

Baðýþlamak ve af, hatayý ortadankaldýrmaz. Ama kini ortadankaldýrarak, kinin kendini mazurgösterecek þeyleri bulmasýnýn, kendinihaklý çýkarmasýnýn önüne geçer. Vekötü yüreklilerin de bizim bilgimize,anlayýþýmýza, baðýþlayýcý sevgimizeihtiyacý olduðunu düþündürür.

ANLAMAK AFFETMEKTÝR

Kötüleri, iyi olmayý bilmediklerindenve o yüzden mutsuz olduklarýndandolayý affetmeliyiz. "Yargýlamak" derMalraux "Elbette anlamamaktýr; çünküeðer anlarsak yargýlamayýz." Yanianlarsak kin duymayýz. Baðýþlamanýnistediði tek þey de budur zaten.Tanrý'nýn sonsuz baðýþlayýcýlýðýnýn sýrrýda burada saklýdýr. Çünkü O, her þeyibiliyor ve seviyor.

Spinoza'ya göre de "Alay etmemek,üzülmemek, tiksinmemek ve anlamak,baðýþlamanýn ta kendisidir. Eðer

istenirse her þey affedilebilir, çünkü herþeyin bir nedeni vardýr. Ama bunubilmek yetmez. Af, bu fikri gerçek-leþtirir, hayata geçirir. Bunun, insanýnkalbindeki Tanrý'nýn bakýþ açýsý olduðusöylenebilir. Zaten insan affedipbaðýþladýkça Tanrý'ya daha çok yaklaþ-mada ve O'na benzemektedir. Þöyle ki:"Baðýþlamak, size O'nun sevgisindenkalan en güzel mirastýr. Siz onu fýrsatbuldukça, gönüllerin gölgesine harçediniz." (Bizim Celselerimiz)

ÝNSAN BACA DEÐÝL KÝ TÜTE

Kýzgýnlýðý içselleþtirip kine ve nefretedönüþtürdüðümüzde önce ruhsaðlýðýmýz bozulur. Sonra içimizdekigerginlik ve stres bedene vurur vebirçok hastalýklara sebep olur.

Yýllar önce Güneydoðu Anadolu'dangelen bir aða kýzýyla görüþmüþtüm.Ýlkokul mezunu olmasýna karþýn çok

zeki ve uyanýktý.Kafasý kýzgýn vegönlü kýrgýndý. Aðaolan babasýnýn yaptýðýyanlýþlara ses çýkara-mayýp, uðradýðý hak-sýzlýklar karþýsýndaduyduðu kýzgýnlýðýhep içine atmýþ. Gençkýzlýðýnda, belli yaþageldiðindeevlendirilmiþ. Dikkatbuyurun, evlenmiþdemiyorum,

14

SEVGÝ DÜNYASI15

evlendirilmiþ. Çünkü evlilik kendinindeðil, ailesinin ve öncelikle babasýnýnseçimi olmuþ. Böylece baba baskýsýyerini koca baskýsýna býrakmýþ. Eþininsaçma sapan, maço erkek davranýþlarý-na da katlanmak zorunda kalmýþ. Onaolan kýzgýnlýklarýný da içselleþtirip kinedönüþtürmüþ. Ve bu negatif duygularruh saðlýðýný bozmakla kalmamýþ,bedeni de etkileyerek hasta etmiþ.Baskýlanan enerjiler baþýna, midesine,sýrtýna, baðýrsaklarýna vurarak aðrýlara,sancýlara sebep olmuþ. Ben bunun týpta'psikosomatik' denilen ruhsal nedenlibeden hastalýklarý olduðunu söylemeyekalmadan o "Tabii ki bu rahatsýzlýklarolacaktý Güngör Bey, insan baca deðilki tüte!" deyiverdi. Bu kadar güzel vedoðal bir açýklamayý o güne kadar neduymuþ, ne de okumuþtum. Kendisinebu açýklamasýndan dolayý teþekkürederek, bu cümleyi bir kenara yazdým.Sonra da onunla, içinde biriktirdiði kinduygusundan affedip baðýþlama yoluylanasýl kurtulabileceðini konuþmayakoyulduk.

Týbben de affetmek saðlýk için gerek-li. Affetmek, kin gütmekten veyaintikam peþinde koþmaktan çok dahasaðlýklý bir davranýþ. Affetmeyi öðren-mek, bir yerde, kendi ruh ve bedensaðlýðýmýzý korumak demek. Affetmekayný zamanda özgürleþtiricidir.Affettiðiniz zaman beyninizi kinkelepçelerinden kurtarmýþ olursunuz.

Kin ve intikam her iki tarafa da zararverir. Konfüçyüs der ki: "Ýntikam için

yola çýkarken, iþe iki mezar kazarakbaþla."

Affetmek ruhu canlandýrýr, kendimizidaha iyi hissettirir. Ýçimizdeki öfkemikroplarýný gidermenin tek yoluintikam deðil, affedip baðýþlamaktýr.

ÖNCE DOST, SONRA DÜÞMAN

Bencillik, öfke, kendini haklý görme,gurur ve dargýnlýk affetmeyi engeller.

20. yüzyýlýn baþlarýnda Amerikanendüstrisinin iki devi olan Henry ClayFrick ve Andre Carneige, gençken çokyakýn arkadaþtýrlar. Ancak yaþamlarýnýnson yýllarýna doðru birbirlerine düþmanolurlar. Bir gün Carneige, Frick'e birulak ile mesaj göndererek yüz yüzekonuþmak ve sorunlarýný halletmekistediðini, çünkü ikisinin de artýk yaþ-landýðýný ve zamanlarýnýn azaldýðýnýbildirir. Frick mesajý okur ve kaba birkarþýlýkla ulaðý geri gönderir:"Carneige' ye söyle, onunla cehen-nemde buluþacaðým."

Böylesine kin ve nefretle dolu olan-lar, zaten her an içlerinde cehennemiyaþatýrlar. Sartre boþuna " Cehennem,diðer insanlardýr." dememiþ.

AFFETMENÝN TÜRLERÝ

Biri size karþý bir hata iþliyor. Özürdiliyor ve affedilmeyi istiyor. Ya da sizbir hata iþlediniz, hatanýzý kabul ediyorve baðýþlanmak diliyorsunuz. Bu, affet-

meyi kolaylaþtýrýcý bir yoldur. Biriküçülmesini bilerek özür diliyor, diðeritanrýca bir eylemde bulunarak affet-meyi öðreniyor. Sonuçta iki taraf dakine son verip barýþarak dost oluyorlar.

Kiþi hata iþliyor. Bunun farkýndadeðil. Af da dilemiyor. Bu durum affýzorlaþtýrýr. Ama kiþi, kendi adýna, kinyükünden kurtulmak isterse bunubaþarabilir.

Hata iþlediniz, yanlýþýnýzýn farkýn-dasýnýz fakat gururunuzdan dolayýbaðýþlanma istemeye yanaþmýyorsunuz.Bu durum sizi suçluluk duygusunagötürür. Ancak psikolojik bir yardýmlasorunu çözebilirsiniz.

Bir hata iþlendi, iki taraf da yap-týðýnýn farkýnda ama baðýþlamayayanaþmýyor. Bu durumda aklý baþýnda,sözü dinlenir bir arabulucu gerekir.

Bir hata iþlendi. Ýki taraftan birisorumluluðu kabul edip baðýþlanmakisterken, diðer taraf buna yanaþmýyor.Burada taraflardan birinin ikna edilme-si lâzým.

Þu soruya vereceðimiz cevap, sizinaffetme konusundaki tutumunuzu belir-ler: "Ýçimdeki acýnýn neye dönüþmesiniistiyorum? Kine ve nefrete mi? Affedipbaðýþlama yoluyla sevgiye mi? Hangisidaha doðru, iyi ve yararlý?"

Affetmek, öfke ve dargýnlýktanvazgeçmek, ruhsal bir diyet yapmak

gibidir. Sizin için yararlýdýr. Ama bazýduygularýnýzý dizginlemek, eskialýþkanlýklarýnýzý býrakmak, intikamfantezilerinizden vazgeçmek gerekir.

OLUMLU BÝR ÖRNEK

Birinin köpeði, aralýksýz havla-malarýndan þikâyetçi olan bir hanýmkomþusu tarafýndan zehirlenir. Budurumda köpeði zehirlenen adam,büyük olasýlýkla, köpeði zehirlemiþolan, yalnýz yaþayan haným komþusunane yapmalý? Þikâyet mi etmeli? Birgece taþ atarak camlarýný mý kýrmalý?Ona kýzmak, kinlenmek için geçerlisebepleri vardýr, ama yine dekomþusundan nefret etmenin kendisinezarar vereceðini, kalp riskini artýra-caðýný, tansiyonunu yükselteceðini,baðýþýklýk sistemini zayýflatacaðýnýbilir. Ayrýca komþusundan intikamalmasý, köpeðini geri getirecek dedeðildir.

Köpek sahibi, komþusu suçunu itirafedip baðýþlanmak dilemediði halde,kinin kendisini yönetmesine izin ver-meyerek, affetmeyi dener. Öyleceöfkenin ve kinin zehirli etkilerine karþýkendini korumuþ olur. Ve bir arkadaþý-na "O zavallý, yalnýz bir kadýn, onaacýyorum" der. Affetmek, alýþtýrmayaparak geliþen bir yetenektir.

AFFETME SÜRECÝ

Affetme süreci dört perdelik bir oyungibidir.

SEVGÝ DÜNYASI16

17SEVGÝ DÜNYASI

Perde I: Acý ve kýrgýnlýk

Perde II: Gözden geçirme ve düþün-me. Kendinize "Acýnýn neyedönüþmesini istiyorsun?" diye soruyor-sunuz. Affetmeyi engelleyen kancayýarýyorsunuz. Sizi üzen kiþiye karþýempati yapýyorsunuz.

Perde III: Plan yapmak. Kancayýçýkarmak için kendinizle mücadeleediyorsunuz. Baðýþlamanýn her ikitarafýn yararýna olduðunu düþünü-yorsunuz. Sizin de baðýþlanmayaihtiyacýnýz olduðunu hatýrlýyorsunuz.Yaradan'ýn bizleri sürekli affettiðini vebizim de O'na benzememiz için affet-memiz gerektiðine karar veriyorsunuz.

Perde IV: Olaylarýn dökümünü yapýnve ilerleyin. Öfke ve dargýnlýðý yokediyorsunuz. Kancayý bulup, çýkarýpatarak özgürleþiyorsunuz. Affetmeklekin yükünden kurtulup, tanrýca bireylemde bulunabildiðinize sevinip,bunu kutluyorsunuz.

YÜCELME BASAMAÐI

Bize yapýlan aþaðýlayýcý bir tavrý veyahakareti bir yükselme basamaðý gibikullanýp, affetme fýrsatý olarak dadeðerlendirebiliriz. Öyle ya, hiç kimsebize karþý bir hata iþlemese, affetmeyinasýl öðrenebiliriz?

"Affetmek üzerine" isimli harikakitabýn yazarý Edward M. Hallowal,psikiyatri eðitimini bitirdiðinde

kafasýnda þöyle bir yaþam planý çizer:Günün belli zamanlarýnda hastagörmek, belli zamanlarýnda öðretmen-lik yapmak ve belli zamanlarýnda dakitap yazmak. Ne var ki, hastaneiþleten bir doktor, çok cazip bir maaþlahastanesinde tam gün çalýþmasýný ister.Adam esnaf bir doktordur. Tek amacýpara kazanmaktýr. O nedenle gençpsikiyatrist bu baþtan çýkarýcý öneriyesýcak bakmaz. Bunun üzerine adamaþaðýlayýcý bir tavýrla ona "Çok büyükhata ediyorsun. Sana büyük bir fýrsatsunuyorum, daha iyisini bulabileceðinisanmýyorum. Kim bilir, bana geridöndüðünde belki seni iþe alabilirim"der. Genç psikiyatrist, patron kýlýklýdoktorun bu küstah tavrýna kýzar. Amakýzgýnlýðýný köpürtüp kin haline gelme-sine izin vermez. Onu aþaðýlamaklaaslýnda ona büyük bir iyilik yaptýðýný,sevdiði þeyi gerçekleþtirme motivas-yonunu artýrdýðýný düþünür. Böylecehem o doktoru affederek, o yüceliðiyaþar, hem de istediði yaþam planýnýgerçekleþtirip mutlu olur.

GELÝN TANIÞ OLALIM

Tanýdýðýmýz, iletiþim kurduðumuz,ahbap olduðumuz kiþileri baðýþla-mamýz kolay olur. Tanýþýklýk sevgiye,sevgi ise baðýþlamaya yol açar. Hz.Muhammed'in bu konudaki sözleri"Bizim Celselerimiz" de þöyle dilegetirilir:

"O eski günde, artmaya baþladýklarýzaman, gülyüzlü ona en yakýn olana:

"Baðýþlamayý öðrendin mi?" diye sor-muþtu ya. Ona en yakýn olan da"Þüphesiz öyleyim " demiþti ya. Ýþte ogün gülyüzlü: "Ama þimdi ben, seninçevrendekilerinden gayrý hiç kimseyeel verip, hatýr sorduðunu görmedim"demiþti hani. Gülyüzlünün yanýndaki:"Baðýþlamakla hatýr sormanýn o kadaryakýn ilgisi var mýdýr?" dedi. Gülyüzlüona: "El verip, hatýr sormayýp, gönülalmadan hiç tanýmadýðýn kiþiyi bilesinki baðýþlamana fýrsat olamaz. Senherkese el verip, herkesin hatýrýný sor-malýsýn. Biz böyle yapmalýyýz. Öyleçoðalmalýyýz" dedi. Yunus Emre ise bugerçeði en yalýn biçimde þiire döker:

Gelin tanýþ olalýmÝþi kolay kýlalýmSevelim, sevilelimDünya kimseye kalmaz.

MEYDAN OKUMAYA KARÞI

Affetmek, kötülüðün meydan oku-masýna karþý iyiliðin zaferidir. Enbüyük meydan okuma ve cesaret, düþ-maný bile sevmek, kötülüðü iyilikleyenmek ve düþmaný dost yapabilmektir.Hz. Ýsa'nýn dediði gibi: "Düþmanýnýzýsevin, sizden nefret edenlere iyilikyapýn, sizi lanetleyenleri kutsayýn…"

Tevrat da þöyle der:" Hiç kimseyenefret duymamalý, kimseden intikamalmamalýsýnýz, komþularýnýzý da kendi-niz kadar sevmelisiniz. (Levicitusbölümü). Kur'an da "Kötülüðü iyiliklesav" der ve ekler: "O zaman düþ-manýnýn dost olduðunu görürsün."

Baðýþlamanýn erdemi affetmektir.Bunu baþarabilmek için Tanrý'yainandýktan sonra, O'na giden yoldaO'na benzememiz gerektiðini bilmemizlâzým. Ve O'nun baðýþlayýcýlýðýnýdüþünüp, önümüze çýkan baðýþlama fýr-satlarýný o yönde deðerlendirmeli,kendimizi affetmeye alýþtýrmalýyýz.Bunun için insanlarý evladýmýz gibigörüp sevmeye çalýþmalý, yargýlamakyerine anlamaya aðýrlýk vermeliyiz. Veempati yaparak, karþýmýzdakini kendikoþullarý içinde düþünmeliyiz. Öyleceincinip kýrýlmamayý, küsüp darýlma-mayý öðrenerek benliðimizden kurtul-malýyýz. Baðýþlama yoluyla hemkendimizi yükseltmiþ, hem dekarþýmýzdakinin yüreðini yumuþatarak,ona da kendini düzeltme þansý tanýmýþoluruz.

Baðýþlama, benliðimizi yenmemizeyol açtýðý gibi, geçmiþin olumsuz kinyükünden de kurtulmayý saðlar.Baðýþlama, bir yönüyle, kendinde olanbir þeyi (hakký), iyilik adýna onu tama-men gözden çýkarýrcasýna karþýlýksýzverme eylemidir. Bir baþka yönüyle,suç baðýþlama biçiminde, bir affetmeeylemidir.

Baðýþlamada, borçlularýn borcunusilmek gibi, birinde olan hakkýmýzýistememek veya birine hak ettiðicezayý vermekten vazgeçmek gibi birruh soyluluðu ve cömertliði görülür.Bütün bu yönleriyle, sevgiyle baðýþla-ma ve affetme, yeryüzünde Tanrý'nýn eliolma mutluluðuna ve kutluluðunaermektir.

SEVGÝ DÜNYASI18

SEVGÝ DÜNYASI19

erhangi bir durumda sizdenisteneni role dönüþtürmedenyapmak, söylemek, hepimizin

öðrenmek için burada bulunduðumuz,yaþama sanatýnýn önemli bir dersidir.Baþka insanlarla iliþkilerimizi tarafsýz-

ca gözlemleyecek kadar dikkatliysek,karþýmýzdaki insana baðlý olarak ko-nuþmalarýmýzda, davranýþ ve tutumu-muzda belli belirsiz deðiþimler farkedebiliriz. Bir düþünür: "Gönlünüzbaþka, kafanýz baþka, sözünüz baþka

H

St. Petersburg ve Moskova GezisiSeyhun Güleçyüz

"O sizi aklýnýzla varetti, ki sizin aklýnýz her engelden büyüktür."

SEVGÝ DÜNYASI20

ise kendi kendinizi örtmüþsünüzdemektir" diyor. Bu yüzden kendimizinfarkýna varmamýz çok önemlidir.Baþlangýçta bunu baþkalarýnda gözlem-ler, sonra kendimizde fark ederiz.Mesela; yöneticiyle, garsonla,pazarcýyla ya da komþumuzlakonuþurken kendimiz olmadýðýmýzýidrak ederiz. Sadece karþýmýzdakikiþinin olduðunu zannettiði kiþiyleiletiþim kurduðunu görürüz. Hayattanzevk almamanýn, yetersizlik ve yalnýz-lýk duygusunun, ruhsal yorgunluk vestreslerimizin sebebi budur. Herhangibir eylemi sadece yapýlmasý gerektiðiþekilde yapýp, kendimizi onunla taným-lamazsak her ne olursa olsun güçlü vedoðal oluruz. Bunun için gerekirse acýda çekebiliriz. Acý insaný kopamadýk-larýndan arýndýrýr, kendini tanýmasýnasebep olur. Akýl ve gönül birliði içindedüzgün yaþamasýnýn yolunu açar.

Kendini olduðu gibi gösteren güçlü,yaratýcý, çalýþkan "Büyük Petro" bunaçok iyi bir örnektir.

"Büyük" denmesinin sebeplerindenbir, iki metreyi geçen boyu ve büyükiþler, eserler ortaya çýkarmasýdýr.1672'de doðan ve sadece çiftçilikyapan savaþçý bir topluluðun baþýna 17yaþýnda, Çariçeyi devirip geçmiþtir. Butopluluðu Avrupa'nýn Rönesans vereformlarýyla tanýþtýran Büyük Petroönce kendisi Avrupa'da mühendislik,gemicilik ve ordu yönetimi eðitimlerialmýþ ve sonra da ülkesine bu yenilik-leri getirmiþtir. Uygulanýrken de hepsi-ni birebir takip etmiþ bir dâhidir. Onun

muhteþemliði ve gücü dehâsýndan kay-naklanýyordu.

Tarihte büyük iþler yaparak adýnýyazdýranlarýn hangisi çýlgýn deðildir ki?Atilla, Cengiz Han, Napolyon, Sezar,Ýskender, Einstein, Tesla, Marie Curie,Fatih Sultan Mehmet, Stalin hattâHitler. Büyük Petro'da Rusya'ya, yap-týðý büyük yatýrýmlar ve reformlarla çaðatlatmýþtýr. Kendi hayatýnda sadecevatanýný ve halkýný öne almýþtýr.Moskova halkýný baðnaz bulup yeni birbaþkent kurmak için Finlandiya koyun-da Neva nehrinin Baltýk denizinedöküldüðü yerde bulunan, 42 adacýðýbirbirine köprülerle baðlayarak, kazýk-larla denize kaymasýný engelleyipbataklýkta tutunmasýný saðlamýþ veþimdi ki Saint Petersburg þehrini kur-muþtur. (1709-1722) Þehrin inþasýsýrasýnda iki odalý bir evde (þimdimüze) yaþayarak, iþçileriyle iç içe gecegündüz birlikte çalýþmýþlardýr. Öncebataklýklarý kurutmuþ, yumuþak zeminlitopraðý güçlendirmek için þehre taþlaryýðdýrmýþ ve çoðu Ýtalyan olan mimar-lar, mühendislerle barok bazen de neo-klasik yapýlarýn olduðu bir þehrin, mey-dana getirilmesine sebep olmuþtur.Sonra Rusya'nýn hukuk sisteminidüzenlemiþ, düzenli orduyu ilk defa okurmuþtur. Deniz gücü olmayanRusya'nýn, gemilerini ve deniz donan-masýný saðlamýþtýr. Rus halkýnýAvrupalý gibi yaþamaya yön-lendirmiþtir. Avrupa'nýn Rönesans vereform döneminde yaptýðý yenilikleriinceleyerek uygulamýþ, ülkesininAvrupa'nýn gerisinde kalmasýný

21SEVGÝ DÜNYASI

önlemiþtir. Rus ekonomisini canlandýr-mýþ, ticareti, sanayii baþlatmýþtýr.

Halkýna karþý þefkatli olmasýna rað-men reformlarýnýn uygulanmasýnda hiçkimseye taviz vermemiþtir. NeticedeSt. Petersburg þehri 42 tane adanýn 500birbirinden güzel köprüyle baðlan-masýyla oluþmuþ çok zarif bir þehirolmuþtur. St. Petersburg, I. Petro'nunve onun zekâsýnýn, kendine inan-mýþlýðýnýn ürünü olarak dünyanýn engüzel on þehrinden biridir.

Böyle bir þehri görmek benim önce-likli istediklerimdendi. Bir Aðustosgünü Beyaz Geceleri de kapsayan birdönem olduðu için turla St. Petersburghavaalanýna indim. St. Petersburgcoðrafi pozisyonundan dolayý her seneHaziran ve Temmuz aylarýnda çok azgeceyi yaþar. Sebebi ise kuzey kutbunayakýnlýðýdýr. Güneþ gece 03'de doðar ve24.00'de batar. Bu yüzden bu dönemebeyaz geceler dense de Aðustos ayýndada beyaz geceleri ucundan yakaladýk.

St. Petersburg'u önce otobüsümüzleþöyle bir, iki saat gezdik. Sanki çokbüyük bir resim tualinin içinde geziyorgibiydik. Her an karþýmýza muhteþembir görüntü çýkýyordu. Büyük Petro buþehri oluþturmak için ressamlar, hey-keltraþlar, peyzajcýlar hem de Avrupa'-nýn en ünlülerinden getirtmiþ ve ortayaKuzeyin Venedik'i denilen bu þehir çýk-mýþ. Petro'nun þehri, bir plan üzerindetasvir edilen fikirlerden ve düþünceler-den oluþmuþ. Onun kuruluþunda,insanýn bilinçli yaratýcýlýðýný hayranlýk-

la izledim. Bu þehir, esrarengiz, dra-matik ve ince ruhlu bence, çünkü hiçbirRus þehri onun kadar menkýbe ve efsa-nelerle iliþkilendirilmemiþtir. Mimarlarbu þehirde uzak perspektifleri kurmayaözel önem vermiþlerdir. Ayný perspektifþaheserini bahçelerde de yakaladým. St.Petersburg'un mimari çehresinin tek-liði, estetiði, özgünlüðü her yerdengörülüyor. Özellikle kuþbakýþý seyre-denler doðanýn çerçevelediði sanatsalSt. Petersburg'u resim gibi seyrede-biliyor. Avrupa uygarlýðýnýn kazaným-larýný, bilgilerini, ustalýklarýný benim-seyen bu þehirde ilkokullar, üniversite-ler de þehrin oluþumuyla birlikte açýl-mýþtýr. O dönem St. Petersburg'a biliminsanlarý, sanatçýlar, eðitim görevlileridavet edilmiþ, Avrupalýlarla birlikteyerleþmeleri için güzel imkânlar sunul-muþtur. Gelenler için yeteneklerini sun-duklarý ilk þehir St. Petersburg olmaklabirlikte tüm Rus halkýyla bütünleþerekher yere gitmiþler ve Rusya'yý kendivatanlarý bilmiþlerdir. Avrupalýlarýnsanat eserlerinde etkileri büyükoldu,18. yy sonlarýnda toplumsalyaþamda, Avrupa ve Rusya ulusalgelenekleri kaynaþtý. St. Petersburgkültürü farklý bir oluþumdur Rusyaiçin.

St. Petersburg turumuzda ilk dikkati-mi çeken sokak ve caddelerin ve dekaldýrýmlarýn geniþliði oldu. Yani birkaldýrýmda duruyorken karþýdakikaldýrýmda bulunan kiþiyi seçmenizbiraz zor oluyor. Ýkinci olarak ise metroaðý çok geniþ ve ulaþým çok rahat.Üçüncüsü ise; Dünya'nýn en eski sanat

SEVGÝ DÜNYASI22

müzelerinden olan I. Petro'nun kýþlýksarayýnýn yanýndaki alanda bulunan altýbinadan oluþmuþ Hermitage müzesidir.Dünyanýn en büyük resim koleksiyo-nuna sahip olan bu müzede her eserinönünde beþ dakika durup incelersenizmüzenin tamamýný gezmeniz yedi senesürüyormuþ. Müze ziyareti için, biletleraylar önceden alýnýyor ve içeriye onarkiþilik gruplar, on dakika araylaalýndýðý halde gene de uzun kuyruklaroluþuyor. Hermitage'in sözlük anlamý"dinlenilecek, kuytu yer demekmiþ"ama þimdilerde alakasý yok ismiyle.Müzede'de resimlerin önünde bazenkalabalýklar oluþuyor. Mesela;Leonardo Da Vinci'nin "MadonnaLitta" (çocuk ile Madonna) tablosununtamamýný görebilmek için eserinönünde biraz bekledim ve gerçektenbeklediðime deðdi. Tablodaki küçükÝsa sizi gözüyle her açýdan takip ediyor,sanki içinize iþleyen bakýþýyla bizimleiletiþim kuruyordu. Bu müzenin kuru-luþ sebebi Çariçe II. Katerina, zengin-leþen Rusya'ya çok sanat eseritoplamýþtý. Bu koleksiyonlarýný koru-mak için bir binaya ihtiyaç duyul-duðundan kýþlýk sarayýn yanýna genebarok tarzý olan altý adet bina inþa ettir-di. Müze ve sarayýn önünde dev birmeydan bulunuyor ve ortasýnda kendiaðýrlýðýyla desteksiz duran yekparemermerden oluþmuþ dev bir sütunbulunmaktadýr. "Alexander Kolonu"deniyor. Tepesinde altýn kaplama haçtaþýyan bir melek durmaktadýr.

I. Petro'nun büyük bir emekle inþaettirdiði Neva nehri kýyýsýndaki bu

sarayýn anýtsal bir görüntüsü vardýr.Sarayda 800 metrekarelik taht salonubulunuyor. Tahtý gördüm sade, zarif veçok geniþti ama duvarlarda ne ihtiþam,nefes kesici çünkü bütün duvarlargümüþ iþlemeli kadife ile kaplýydý.Isýtma tesisatý ise tüm duvarlarýnarkasýndan geçen borulardaki sýcakhava ile yapýlýyormuþ. Yerdeki parkelerbüyük emekle iþlenerek 20 ayrý aðacýntahta renkleri kullanýlarak muhteþemmotifler oluþturuyordu.

Caddeye çýkýnca sað tarafta çok zarifbir bina daha gözüme çarptý. Bu da"Donanma Binasý" imiþ. Az ileride isedenizde büyük bir kruvazör duruyordu.Adý Aurora ve 1917'deki EkimDevriminde þehri bombalayarak devri-mi baþlatan kahraman denizcileringemisidir. Þimdilerde müze olarak kul-lanýlýyor. Hemen ileride ferah uluaðaçlarýn gölgelediði, her biri bir eserniteliðindeki saray tarzý binalarýnbulunduðu bir meydanda St. IsaacKatedrali bütün ihtiþamýyla altýn yal-dýzlarýyla parýldýyordu. Bu katedralinkubbesinin yapýmýnda 100 kg. altýnkullanýlmýþtýr. I.Petro ve I. Katerinaburada evlenmiþler ve hâlâ önemlitörenlerde kullanýlmaktadýr. Ýnþaatý kýrkyýl sürmüþ. Dünyanýn dördüncü büyükkatedrali, yüksekliði yerden 101,5 m.Katedralin içinde renkli mermerçeþitliliði ve mozaik eserlerin bolluðu,bir de malahit taþý gibi yarý deðerlitaþlarla yapýlan kaplamalar ve altýnyaldýzlarla birleþince göz kamaþtýrýcýbir görüntü sergilyor. Mozaiklerinayýrýcý özelliði yüksek teknik yetkinlik

23SEVGÝ DÜNYASI

oluþturuyor. Bu yüzden en ilgi çekenkatedraldir St. Petersburg'da.

St. Isaac katedralinin üç yüz basa-makla çýkýlan terasýndan þehri seyret-mek hele de gün batýmý zamaný, inanýl-maz huzur verici bir muhteþemlikteoluyor. St. Petersburg gün batýmýndaaltýn þehir sanki ve pýrýl pýrýl ýþýldýyor,akþam güneþi ile yarýþýr güzellikte…

Yola koyulduk ve gene bir küçüksaray gezdik, Nevsky Caddesine geldikburasý þehrin en etkin ve þýk dükkan-larýnýn bulunduðu bir bölge. Çar I.Petro'nun emriyle buradaki tümbinalar ayný yükseklikte yapýlmýþaynen duruyor veya aynýsý yenidenyapýlmýþ. Þehrin çok zenginlerininyaþadýðý bir caddedir. Kazan Katedraliheybetli ama çok sade Rus sanatlarýnýneseri diyorlar. Bir süre din ve ateizmmüzesi olarak kullanýlmýþ.

Ruslarýn çok sevdiði aslýnda annetarafýndan Hannibal'e dayanan çok asilve kültürlü ailenin oðlu olan, I. ÇarPetro'nunda manevi evladý olanPuþkin'in yolda çok güzel bir evi var,müze olarak kullanýlýyor. Hayatýnýn sonyýllarýný burada geçirmiþ ve genç yaþtabir düello sonucu bu þehirde ölmüþ.

1830'larda Rusya'da "Yeni Rus Tarzý"diye Ortodoks geleneklerininmimarideki yansýmasý olarak tanýnanyeni bir sanat giriþimi doðmuþ. Ben buakýmý burada öðrendim, çünkü yoldakarþýma masaldan fýrlamýþ gibi duranrengârenk altýn ve soðan gibi kubbeleri

olan çok ilginç bir bina kompleksiçýktý. Genelde kýrmýzý rengin hâkimolduðu kiremitten yapýlmýþ bu çokilginç katedral benim görmeliyimdediðim sanat þaheseriydi. Bu sýradýþýkatedralin adý "Ýsa'nýn Diriliþi" dir.1883'de inþasýna baþlanmýþ ve 1907'debitirilmiþtir. Ana kapýsý her zamanbildiðimiz diðer katedrallerdeki gibiortada deðil iki yanda, iki giriþlidir.Genel alaný 1642 metrekare olup yük-sekliði 81 metredir. Ressam, taþçý,mozaik uzmaný, seramikçiler camlarýküçük küçük kesip boyayýp, bazen deküçük renkli seramikler üretip, mozaik-lerle yaptýklarý çok büyük ve konuluresimlerle katedralin içini ve duvar-larýný kaplamýþlardýr. Katedralin içinde-ki bu resimlerdeki gölgelemelerle, eser-lerdeki insanlarýn yüz ifadelerine anlamkatmýþlardýr, ayný yaðlý boya resimlerdeolduðu gibi. Dýþ cephede de geniþölçüde mozaik kullanýlmýþtýr. Kubbeler,özel kuyumcu emayesi denilen, þimdi-lerde yüzük süslerinde kullanýlanemaye ile kaplanmýþtýr. Kullanýlan içve dýþ mozaik eserlerin alaný 6.560 m2dir. Katedralin damý çadýr þeklinde ren-kli kiremitle örtülüdür. Bu tek kolek-siyonun dünyada eþi yoktur. Ben içerigirdiðimde gördüklerimden çok etki-lendim. Sakin, serin ve tütsü kokusuylabirleþen estetiðin ihtiþamý beni boyut-lararasý bir yerlere taþýdý sanki.Anlatýmý zor, yaþanasý bir ortam. Bukilisenin bulunduðu yerde Çar II.Alexander'a suikast yapýlmýþ ve Çar'ýnkanýnýn döküldüðü yere, anýsýnaKatedrali inþa etmiþler. Bir diðer ismide; "Kanda Yeniden Diriliþ Katedrali"

SEVGÝ DÜNYASI24

O gün çok yorulduk akþam oteldehafif bir yemek yiyip dinlendik ve balegösterisine gittik. Tam bir serotoninetkisi yapan gösteri harikaydý. Oteldesabah kahvaltýsý yapmak çok eðlencelioldu. Çünkü 300 kiþilik bir kahvaltýsalonunda on altý ülkenin ayrý ayrýbayraklarýný taþýyan stantlar var. Ostantlarda, o ülkenin kahvaltýlarýbulunuyor, hangi ülke kahvaltýsýnýseçeceðiniz size kalýyor.

Ben hepsini gezdim, bana enuymayaný Çin standýndakiydi. Ne seç-tim merak ediyor musunuz? Rus kah-valtýsýný tercih ettim, otelde ettiðim üçkahvaltýda da. Somon tuzlama(Gravlax) kýzarmýþ ekmek ve tereyaðýyedim, yanýnda sert bir kahve ile…Otelde bulunan Ýranlýlar, Japonlar,Avrupalýlar, Koreliler ve biz Türkler buusulden çok memnun kaldýk.

Otobüsle Ploshchad Pobedy yaniZafer Meydaný'n-dan geçerken,ortada çeþitliduruþlardadizilmiþ bronzinsan heykel-leriyle karþýlaþtýk.Bu heykeller II.Dünya savaþýnda900 gün aç, susuzkýþ soðuðundaAlmanlara direneno zamanki adýylaLeningrad'ýnkahraman halkýnýtemsil ediyormuþ.

Almanlar soðuða dayanamamýþ sonun-da çekildiklerinde yerle bir edilmiþ,elinde hiçbir þeyi olmayan bir Rusyabýrakmýþlar. Hitler o sýralardaBerlin'deki sýcacýk sarayýndaLeningrad'ý alacaðýndan çok emin birþekilde, Leningrad'daki Astoria otelindeyapacaðý zafer kutlamasý programýhazýrlýyormuþ ki, karþýsýnda Rus asker-lerinin Berlin'e girdiðini haber verenkomutaný görünce, soluðu sýðýnaðýndaalmýþ, sonrasý malûm…

Astoria oteli hâlâ o tarihteki ihtiþamýile duruyor. Otel olarak hayatýna devamettiði için, ben de dostlarýmla ýlýk biryaz akþamüstü minik pastamla kahve-mi içip tarihteki yolculuðuma hayalle-rimde devam ettim. Çünkü Astoria Ote-linin iç dekorasyonu, serviste kulanýlanfincanlarý, tabakalarý ile o dönemi bire-bir yansýtýyordu… St. Petersburg'da221 müze, 2000 kütüphane, 45 sanatgalerisi, 80 tiyatro, 62 sinema var.

25SEVGÝ DÜNYASI

Yaþayan halk çok bakýmlý, zarif veentelektüel. Büyük Petro'nun doðruyolda ki emeðinin ürünleri hâlâ hayran-lýk uyandýrýyor ve saygýyla korunup,uygulanýyor.

Baltýk kýyýsýndaki Büyük Petro'nunyazlýk sarayýnýn görülmeden gidilme-yeceðini bilirsiniz. Bu sarayýn yapýmýn-da da yeri bulan, parkýn düzenlemesiniyapan ve bahçedeki yüzlerce fýskiyeninyerleþim planlarýný çizen, çok pahalýyamal olan su taþýma tertibatlarýnýn kul-lanýlmasýný saðlayan bizzat kendisiolmuþtur.

Peterhof Sarayý, Versay Sarayýndandaha büyük 1000 hektarlýk bir bahçeyesahiptir. Ýçinde otuz bina, bir o kadarda pavyondan oluþmuþ, dünyanýn heryanýndan gelen çiçek ve aðaçlardanoluþan korularýn, derelerin hattâdenizin, plajýn bulunduðu bir kom-plekstir. Peterhof fýskiyeleri dünyacaünlüdür. Küçük basamaklý þelale vebüyük basamaklý þelale fýskiyelerlemuazzam bir simetrik kompozisyonlabu görüntü bahçeye egemen olmuþtur.Perspektif açýsýndan da ince bir mate-matik þaheseridir, eþi yoktur. Büyükþelalenin ortasýnda "Aslanýn aðzýnýyutan Samson" heykeli vardýr ve altýnkaplamalýdýr. Bu heykel o dönemdePetro'nun Ýsveç Kralý XII. Karl'ý yen-mesine ithafen yapýlmýþtýr.

Peterhof Sarayý bu bahçelerinmerkezinde bulunmaktadýr. Yüksekçebir tepededir bütün manzarayahâkimdir. Burada ki taht odasý yazlýk

saray olduðu için 300 metrekaredir.Barok tarzý bir süslemenin ihtiþamýylaýþýl ýþýldý. Çok ayna, kristal avizelersarayý daha da büyük gösteriyordu. Busarayda müze gibi geziliyor salonlar,yemek masasý ve sofra düzeni çokilginçti.

Dünyanýn sekizinci harikasý kabuledilen ve II. Dünya savaþýnda tamamýsökülüp Almanya'ya götürülen ünlü"Kehribar Oda" yý da görmek de nasipoldu. Bu oda yerden tavana kadar altýnüzerine kehribar kaplý, avizeler, seh-palar da kehribardan yapýlmýþtýr.Kehribar çam türlerinin reçinesininsertleþmesiyle oluþan þeffaf bir doðaltaþtýr. Bu aðaç reçineleri kendilerinisalgýlayan aðaçla birlikte veya tek baþý-na delta veya deniz ortamýna taþýnmak-tadýr. Milyonlarca sene boyunca buortama taþýnmýþ, bazen yüzlerce metrekalýnlýða ulaþmýþ tabakalarýn altýndakalan reçine geçen bu zaman boyuncabasýnç ve sýcaklýk etkenleriyle birliktesertleþerek kehribara dönüþür. Kehribaryataklarýnýn %90'ý Rusyada bulunur.Baltýk ülkelerinde de vardýr. II. PrusyaKralý, I. Petro'ya birlikte kazandýklarýsavaþýn anýsýna hazýrlatýp hediye olarakyollamýþ ve I. Petro'da kýþlýk sarayýnýnbir odasýna monte ettirmiþtir. Ama II.Katerina tüm kehribar odayý söktürüpyazlýk Peterhof sarayýnda hazýrlattýðýbir odaya, özel mimarlara yenidenmonte ettirmiþtir. Almanlarýn çalýp,aþaðý yukarý 10 yýl önce iade ettiðipaha biçilemeyen deðerdeki bu kehri-bar oda gerçekten dünyanýn 8. harikasýsýfatýný hak ediyordu.

SEVGÝ DÜNYASI26

Putin'in St. Petersburglu olmasý buþehrin restorasyonunda ayrýcalýklýdavranýp, çok masraf ettiðini ispatlýyor.Çünkü þehir parlýyor ve çok temiz.Alkol yasaðý getirmiþ yerli halka. Sefil,pejmürde insan hiç yok etrafta. Elvedagüzel þehir dedik ve Moskova'ya doðrusabah yola çýktýk. Aðaçlý veya ekili tar-lalarýn olduðu yolda ilerlerken öðlenbir Rus çiftlik evinin önünde durduk.Yemeði çiftlikte yemek için indik.Kendimi Harp ve Sulh filminin içindeyaþarken buldum. Kýyafetleri o dönemeait insanlar bizi karþýladý içeri girdik.Bulunduðumuz oda tam bir 1900'lerinbaþlarýndaki eþyalarla kaplý, tahtatabaklar ve kaþýklar önümüzde duru-yordu. Toprak testide þarabýmýzý geneçok toprak kokan kupalarda tokuþtur-duk. Bazý grup arkadaþlarýmýz o dönemkýyafetleri giyip oturdular sofraya…Borç çorbasý çok lezizdi. Ay gerçek mibu yaþadýklarýmýz? Çünkü tahta masa-nýn ortasýnda kocaman kuzu çevirmevar ve aþçý sandýðým bir Rus köylüsüelleriyle kuzuyu parçalayýp bizlerintahta tabaklarýna koydu. Bu aradaküçük bir grup Rus balalayka çalýp,Rus halk þarkýlarý söylemeye baþladýlarsonra da üzüm, elma yedik çörekler-le… Ýnanýlmaz bir öðlen yemeði yiyipilerdeki atlara, aðýldaki domuzlarabakýp biraz çiftliði gezip yola koyul-duk. Turun önceden haber verdiði buçiftlik restoraný bizim için kuzu çevir-miþti. Çok akýllýca bir servis…

Yollarda küçük, þirin, temiz ot damlýalanlarda bulunan köy evleri ve çalýþaninsanlar gördük. Ruslar iri ve neþeli

insanlar. Yolculuðumuz 5 saat sürdü.Moskova'da her zamanki gibi bir þehirturu yaptýk tam bir bürokrat þehri;resmi, sade, görkemli geniþ alanlarýnhep ulu aðaçlarla dolu olduðu ferah birþehir. Rus kültürünün bütün özellikle-rine sahip olmakla birlikte batýnýn vedoðunun etkilerini de sezebildiðiniz birþehir. Volga ve Oka nehri kenarýndakurulmuþ olan bu þehir 1917 Ekimdevriminden bir sene sonra FederatifSosyalist Cumhuriyetin, daha ilerde deSSCB'nin baþkentliðini yapmaktadýr.Rusya þu anda da bir federasyondur.Tarihte ilk defa 10. yüzyýlda Slavtopluluklarýnýn ticaret merkezi olarakortaya çýkmýþtýr. 13. yy da MoðolAltýnordu Devletinin 200 yýl yöneti-minde kalmýþtýr. III. Ývan ülkeyi isti-ladan kurtarýp hemen baþlattýðý reno-vasyon çalýþmalarýnda KremlinSarayýna bugünkü ünlü tuðla surlarýekletmiþtir.

Fatih Sultan Mehmet'in 1453'deÝstanbul'u fethetmesiyle15. yy da RumOrtodoks Kilisesi'nden baðýmsýz olarakRus Ortodoks Kilisesi kurulmuþ, çokgüçlenmiþtir. Moskova'nýn nüfusu 12milyondur. Tam olarak 1755'de kurul-muþtur. Dünyanýn 4. büyük, en derindeinþa edilmiþ müze görünümlü metro-suna sahiptir. 1932 yýlýnda yapýlmýþtýr.301.5 km uzunluðunda ve 165 istas-yona sahiptir. Hâlâ yeni istasyonlarilave edilmektedir. Derinliði 86 met-redir. Moskova'nýn en'lerinden biri denüfusuna göre en çok milyarderin ol-duðu þehirdir. Doðru, ben o sekiz þeritlicaddelerin birinde gezerken bu bilgiyi

27SEVGÝ DÜNYASI

teyit eden bir görüntüyle karþýlaþtým.On kapýlý siyah bir Limuzin gördüm…Ayrýca bu caddede bir otomobilgalerisinde, Swarovski taþlarla süslüpýrýltýlar içinde bir otomobil de vit-rindeydi. Bu þehrin zenginlik algýsýbence çok deðiþik.

Neyse gelelim seyahatimizin KýzýlMeydan bölümüne; oraya giderkenarada 40-50 katlý binalar da gördüm,ama çoðunluðu ayný boyda, ayný renktesade ve görkemli. Bakýmlý binalarýn,aðaçlý yollarýn yanýnda dizili olduðutemiz, ferah, þýk araba ve dükkânlarýnbulunduðu bulvarlardan geçtim.Buralarý zenginlerin ve bürokratlarýnyaþadýðý bölgeymiþ. Bu mimarîkomünist mimarisiymiþ. Beni en çoketkileyen burada da yollarýn uluaðaçlarla birlikte devam ettiði ve çokgeniþ olduðuydu.

Bir kaldýrýmda durup karþý kaldýrým-daki kiþiyi seçmek zor oluyor. KýzýlMeydan Rus tarihine yüzyýllardýr tanýk-lýk ediyor ve burada ilk göze çarpan;20 metre yüksekliðinde ki 1115 tari-hinde savunma kalesi olarak yapýlan,kýrmýzý renkte olan Kremlin Sarayýdýr.Önceleri Kremlin Sarayý Rusya'nýnsýfýr noktasý sayýlmýþ ve ülkelere,þehirlere uzaklýk buradan baþlayarakölçülmüþtür. Kremlin Sarayý'nýn çevreuzunluðu 2 km'den fazladýr. Oldukçagörkemlidir. Sarayýn giriþinde ve dörtköþesinde 72 m. yüksekliðindeki kule-ler, onun gücünü vurgulamak içinyapýlmýþtýr. Meydanýn diðer bir tarafýn-da Aziz Basileios Kilisesi vardýr. Bu

kilisenin içi çok gösteriþliydi. KorkunçÝvan'ýn emri ile inþa edilen Büyük ÝvanKatedrali dünyanýn en büyük çanýnasahip olmakla birlikte, hiç çalýnmamýþ.202 ton aðýrlýðýnda olan çan, çýkanyangýnda parçalanmýþ, bir parçasýkatedralin önündedir. Rus sanatýnýnen güzel örneklerinden biri olan AzizVasili Kilisesi renkli siluetiyleMoskova'nýn merkezinde olan KremlinMeydan'a canlýlýk katar. Soðan kubbesiönceleri som altýndanmýþ. Kremlinmeydanýnda Sovyet mimarisinin özel-liklerini taþýyan bina ise LeninMozolesidir. Bu ünlü meydan 73.000metrekaredir ve Unesco Dünya KültürMirasý listesindedir. Kremlin Sarayýþimdilerde senato binasý olarak kul-lanýlýyor, ama binanýn bir kýsmýndaDevlet Tarih Müzesi de bulunur.

Meydanda hâlâ törenler, kutlamalaryapýlmakla birlikte konserler de veri-liyor. Kýzýl Meydan da denilen bu mey-dana Kýzýl denmesinin sebebi, Rusçakýzýl=güzel demektir yani GüzelMeydan anlamýnda kullanýlýyor.Kremlin Meydaný'nýn tam karþýsýnda eneski ve büyük alýþveriþ merkezi olantarihi GUM vardýr. Bu çok zarifbinanýn çatýsý camdan olduðu içiniçerisi çok aydýnlýktýr. GUM'da ki yolüstünde bulunan bir kahvede bir þeyleriçerken Kremlin Sarayýný ve meydanýnýseyrettim. Buralarda neler yaþandýðýnýhayal ettim. Bolþoy balesi Aðustosayýnda tatile çýktýðý için gidemedik amagece Kuðu Gölü Bale'sini BelediyeBale grubundan izlemek de çok iyi birgece geçirmeme sebep oldu.

SEVGÝ DÜNYASI28

En az iki yüz yýldýr Moskova'nýn enünlü alýþveriþ caddesi olan Arbat cad-desindeyim. Burasý trafiðe kapalý,kaldýrým yok her yer yol olarakdüþünülmüþ, taþ döþeli bir cadde.Uluslararasý restoranlar, resim galeri-leri, sokak ressamlarý yollarda,geçerken dilediðinizi yapabilirsiniz.Dükkanlarda, aklýnýza gelecek her þeyvar, Türk mallarý çokça idi.

Epey gezdikten sonra dünyanýn 3.büyük metrosu ve açýk hava müzesiolan Moskova metrosundayýz. Avizeler,aynalar, çok deðerli resimler veheykellerle süslenmiþ metro istasyon-larý var. Her istasyonun farklý bir kon-septi bulunuyor ve metrodan inenbizlere sürpriz yapýyor her seferinde.En ilginç istasyon da boydan boya vemerdivenler boyunca oymalý camlýkütüphanelerin bulunduðu istasyondu.

En az 5000 kitap vardý, çok etki-lendim. Zaten çok kitap okunan birülke. Kafelerin bazýlarýnýn bir bölümükitapçý gibi, hem satýn alýyor hemkahvenizin eþliðinde okuyabiliyor-sunuz. En çok sanat tarihi kitaplarý varkitapçýlarda. Her gün 10.000 kiþi kul-lanýyormuþ, Moskova'yý örümcek aðýgibi saran metroyu. Ama turistler içinçok zor bir taþýma aracý, çünkü her þeykiril alfabesiyle yazýlý ve hangi dildesorarsan sor fark etmiyor Rusça cevapveriyorlar. Kendilerinin metro da þaþýr-mamalarý için eðer saat yönüne doðrugidiyorsanýz, erkek sesi anons ediyorduraklarý. Saat yönünün aksine gidiyor-sanýz, duraklarý haným sesi anons edi-

yor. Bir tek bunu fark ederseniz sadece,yönünüzü bilebiliyorsunuz. Rehberi-miz bize kiril alfabesinden bazý harfle-rin Latin alfabesindeki anlamlarýný öð-retti de bizler biraz daha rahat gezdik,gene de rehberimiz hep yanýmýzdaydý.

Moskova'dan alýnacak en otantikhediye Matruþkadýr. Yani iç içe geçmiþtahta el yapýmý bebeklere Matruþkadeniyor. Bu bebeklerde iç içe geçmerekoru 15 adete kadar çýkýyormuþ. Ýlkne zaman yapýldýðý bilinmiyor ama çoksevimliler. Yaþama sevinci saçýyor herMatruþka. Bir de hediye olarak çok alý-nan Faberge yumurtalarý var ki, çokilginç bir tarihi var. Çünkü onun içinbir zamanlar savaþ çýkmasýna ramakkalmýþ. Filmlere konu olmuþ buhediyelikler. Satýn alýnanlar listesinde2. sýrayý alýyor.

Peter Carl Faberge ailesi Petersburg'-da mücevher ustasýdýr ve oðullarýylabirlikte Hermitage Müzesi objelerini detamir ediyorlarmýþ. Rus Çarý III. Alex-ander'ýn eþi Çariçe Maria bu kuyumcuaileden seçkin kiþilere Paskalyahediyesi vermek için, dýþý altýn ve süslüyumurtalar yapmasýný ister. Çar yapýlanyumurtalarý çok beðenir, çünkü her birifarklý, gerçek deðerli taþlarla süslüeþsiz desenli porselendendir.

Sonraki yýllarda da yapýlýr, toplam 50adettir. Bugün emperyal yumurtalarýn10 tanesi Rus müzelerindedir, diðer-lerinin ne olduðu bilinmemektedir. Buda Faberge yumurtalarýna ilgiyi arttýr-maktadýr.

29SEVGÝ DÜNYASI

Faberge'in torunlarý ise ileri yýllardaFransa ve Amerika'ya yerleþmiþlerdir.Hâlâ dünyanýn en ünlü mücevherleriniüretmektedirler.

Sabah bir iki kiþi yürüyüþe çýktýk.Ýleride bir kuzuyu fark ettik hem deþehrin içinde ama caddenin yanýnda.Heykelleri ve mermer sütunlarýyla bizikarþýlayan çok geniþ giriþiyle sankikollarýný açmýþ bizi kucaklayan GorkiParkýna vardýk. Kapýsýndaki büyükmeydanda ulu bir Maksim Gorkiheykeli vardý. Romanlarda, filmlerdehep okuduðumuz, gördüðümüz ünlüyerdeyiz. Beþ hektar alana yayýlmýþ,asýrlýk aðaçlarýyla havuzlar ve küçükrestoranlarýyla loþ, serin her türlüçiçeðin bulunduðu bir alan. Kafelerdenbirine oturduk. Dikkatle çevremiincelemeye baþladým. Biraz ileride üçtane iri, bakýmlý köpek gördüm.Birlikte oturmuþ sakince etrafýseyrediyorlardý. Sonradan öðrendiðimegöre Moskova Belediyesi park içindekibu kafe ve restoranlara köpekleriemanet edip, bakýmlarýný onlara býrak-mýþ. Onlar ise hem besliyor, hem deonlarý koruyorlar. Ben sevmek istedim,garson kýz Ýngilizce "Sevmeyin lütfenve yiyecek de vermeyin alýþýrlarsa,onlar için zor günler baþlayabilir.Çünkü sevilmekten ve atýþtýrmaktançok hoþlanýyorlar" dedi. Saygý duy-dum ve memnun oldum onlar adýna…

Kahvemi içerken parktaki sahnedeðiþmeye baþladý, yani etrafýmýzdanhýzla ve telaþla geçen bir takým yaþlý veorta yaþlý insanlar sanki 1950'lerin

kýyafetleriyle bir yöne doðru geçmeyebaþladýlar. Biz de peþlerinden takipettik. Sanki uzaktan duyduðumkadarýyla Frank Sinatra söylüyordu.Önümüzde yürüyenler, ritimli yürü-meye baþladýlar, bakýmlý ve kadýnlýerkekli gruplardý. Aralarýnda bastonlu-larda vardý. Ýnanamýyorum ben her-halde bir filmin çekim platosunageldim diye düþünmeye baþladýðým biran, önümde dev bir dans pisti belirdi.Üzerinde bastonsuz çok þýk kruvazeceketli takým elbiseli yaþlý beyler beyazsaçlarý ve etekleri rüzgârda hafif hafifuçuþan, tebessümleri ýþýldayan bayan-larla dans ediyorlardý. Bu insanlar1950'lerin gençleriydi ve her pazarburada o dönemin müzikleriyledanslarýyla zamanda yolculuða çýkýyor-lardý. Ne güzel, belki de ilk heyecan-larýný, ilk aþklarýný yaþýyorlardý.

Günlerden pazardý, bizim de songünümüzdü. Eþyalarýmýzý yerleþtiripotobüsle Novodevichy Mezarlýðýnadoðru yola çýktýk. Dünyanýn bir açýkhava müzesi de bu mezarlýk. Saraygiriþ kapýsý gibi kapýsýndan heykelleriseyrederek yürümeye baþladýk. Saðlýsollu hemen hemen tanýdýðýmýz bütünRus ünlüler buradaydý.

Heykelleri ve anýlarýyla birliktebütün bu gösteriþli sanat eserlerininiçinde bir tanesinde son derece sadeama göze çarpan mezarlýkta NazýmHikmet yatýyordu. Duamýzý ettik þairi-mize, saygýmýz, sevgimiz gönlümüzdeoradan hüzünle ayrýldýk. Ýstanbul'adoðru yola koyulduk…

SEVGÝ DÜNYASI30

nsan… Kendini bedenlealgýlayan, madde boyutunasýkýþýp kalan yaratýk. Kadimbilgilere göre cennetten

yeryüzüne "DÜÞMÜÞ" bir varlýk…Bu düþüþü ve cenneti benliðinden birtürlü silemediðinden, kurtuluþu uðrunahalden hale doðru koþturuyor.

Ýnsan özgürlük yolunda neler dene-memiþ ki tüm tarihi boyunca? Tüm

denemeleri sonucunda yeryüzüne birazdaha gömülmüþ ve her kuþakta maddehapishanesinin parmaklýklarý birazdaha çoðalmýþ. Son nesillerin, 20.yüzyýlýn bilimi ile gömüldüðü; "görü-yorsam, tutuyorsam vardýr, görmüyor-sam yoktur" düþüncesi bunun en iyikanýtýdýr.

Lâkin kuantum bilimi, ýþýk ile ilgilikeþifler, enerjilerin ve rezonanslarýn

Biyofotonlar ve Astral SeyahatNesrin Dabaðlar

Ý

31SEVGÝ DÜNYASI

görüntülenmesi; 21. yüzyýlý farklý birbilinçle baþlatabildi. Þimdi binlerce yýlöncesinden kalan bazý bilgiler, dahaaçýklanabilir duruma geldi. Bu bil-gilerden en önemlisi de, bedensizhareket edebilmek, yani bilinen adýylaastral deneyimlerdir.

Astral deneyimler, bedenin olduðuyerden kýpýrdamadan, bilincin yaptýðýseyahatler diye tanýmlanýr. Aslýndaastralin birçok çeþidi vardýr. Rüyalarda astral olaylardýr. Rüyada birçokdeneyim yaþarken, bedenimiz olduðuyerden ayrýlmaz. Yolculuðu yapannedir öyleyse? Dokunuyorsam vardýrdiyenlere iyi bir soru bence… Rüyadagidebileceðiniz durumlara ya da yerlereuyanýkken neden gidemeyesiniz?

Rüyada Nerelere Gidilebilir?

Tanýmadýðýmýz yerlere, tanýdýðýmýzyerlere, dünyadaki mekânlara, baþkadünyalara, eski günlerimize, gelecekgünlerimize, kendi bilinçaltýmýza ya dabaþkasýnýn bilinçaltýna…

Rüyalarýný hatýrlayanlar çok iyi bilirbu seyahatleri. Ýnsan rüya bu ya deyip,o alanýn içinde her þeyin mümkünolduðunu kabul ederek anlatýr da, "benuyanýkken odanýn tavanýndan çýktým,sokaðý seyrettim, komþunun arabasýnýnüstünde dolaþtým", demeye çekinir.Aklýn hapishanesi, bu olaylarý yargýlarçünkü.

Bu yargýlar, insanýn bedensiz seyaha-tini engelleyen kalýn parmaklýklardýr.

Ýþim gereði, rüya, þifa, durugörü,astral konularýnýn sürekli içindeyim.Doðduðumdan beri yaþadýðým bir sürüolayýn akýlcý ve bilimsel tanýmlarýnýbulabilmek için düþtüðüm yolda,kendimi meslek olarak da bu konularýniçinde buluverdim. Hiç planlamamýþtýmoysa bunu akýl düzeyinde.

Bana en çok sorulan ve istenen konu-lar ise, durugörü ve astral… Her ikiside beden hapishanesinin dýþýndaki ala-na ait. Bana göre astral olgusu; zamankavramýný, ýþýðýn dinamiðini, atomaltýboyutu ve titreþimin geçerli olduðu heralaný içine alýyor. Deðiþik yöntemlerile uzaða þifa gönderdiðinizde, gözleringörmediði bir olay gerçekleþtiriyor-sunuz. Bir bedenin bilincinden çýkanbir takým þeyler astral bir seyahateçýkýyor ve baþka bir bedene ulaþýyor.Bu yolculukta biyofotonlarýn önemliolduðu tespit edildi ve niyetintaþýyýcýlýðýný yaptýklarý kabul ediliyor.

Biyofoton Nedir?

Biyofotonlar, DNA'nýn ýþýmasý ileoluþan parçacýklardýr ve beyin dal-galarýyla yönlenerek hareket edebilirler.Yani bedensel kodlarýnýzýn ýþýmasýnýzihninizden çýkan titreþimlerle bir-leþtirirsiniz. Bu sýrada siz taþýyýcýlýkgörevi yapar ve evrende serbest haldebulunan bir enerjiyi hedeflediðiniz yeregönderirsiniz.

Yaptýðýnýz þey, niyetinizle birleþen birýþýmaya astral seyahat yaptýrmaktanbaþka bir þey deðildir.

SEVGÝ DÜNYASI32

Biyofotonlara böylesi yolculuklaryaptýrabilen niyet, kendi duyularýnýbedeninden ayrý baþka durum-mekân-larda da duyumsayabilir. Astral dene-yim, duyularýn beden hapishanesindençýkabilmesinden baþka bir þey deðildirve niyetinin gücünü arttýrabilen herkestarafýndan deneyimlenebilir.

Hele durugörü dediðimiz þey, astralinta kendisidir. Örneðin, bir duvarýnarkasýnda ne olduðunu görmeyihedefliyorsanýz, yapmanýz gerekenþey, duyularýnýzý duvarlarýn ötesineyönlendirmektir. Bedeniniz duvarýnarkasýnda dururken, siz astral olarakduvarýn ötesine geçerseniz göre-bilirsiniz ancak. Size bunu yaptýrabile-cek olan güç, bilincinizin tüm biyofo-tonlarýnýzýn titreþimine hâkim olabilmegücüdür.

Biyofotonlar, insan DNA'sýnda bulu-nan lazer ýþýðý benzeri bir yapýdadýr.DNA sarmalý, birkaç milyar hertzfrekansýnda sürekli titreþim halindedirve bu frekans düzeyi cep telefonlarýnýnyaydýðý frekans düzeyiyle aynýseviyededir. Sarmal þeklinde olan DNAzinciri, her saniyedebirkaç milyar defauzayýp kýsaraksürekli titreþimyaratýr. Titreþiminher aþamasýndadýþarý salýnan herparçacýða 1 biyo-foton adý verilir.1biyofoton, DNAzincirinde o anda

gerçekleþen tüm bilgileri hafýzasýnaalýr. Tek bir biyofoton, 4 megabyte'dandaha fazla miktarda bilgiyi taþýmakapasitesine sahiptir. Biyofotonlar busalýným sýrasýnda, sürekli bilgi alýþveriþiyapar ve bu alýþveriþ, vücuttaki herenzimin ve hücrenin iþleyiþini kontroleder.

Vücuttaki hücreler ve enzimler sürek-li deðiþen ve çevresi ile besinlerdenetkilenen bir yapýdadýr. Yediðimiz herþeyin titreþimi vardýr ve bizimhücrelerimizin titreþimlerini dedeðiþtirirler. Bir takým bilgeliklerdekiinsiye olma hazýrlýklarýnda, farklýbeslenmeler ve oruçlar vardýr. Þifacýlýkiçin yapýlan uyumlamalardan sonraþifacý olma yoluna girenler çok iyibilirler ki, bedenleri bir takým besinlereve maddelere karþý direnç göstermeyebaþlar. Eskiden yedikleri bir sürü þeyiyiyemez olurlar. Bu tepkilerin nedeni,bedenin titreþimlerinin deðiþmesidir.

Hücre titreþimlerinin belirli birfrekans için uyumlanmasý, sýra dýþý budeneyimlere hazýrlýktýr. El alma ya dauyumlanma denilen dokunma yoluyla

33SEVGÝ DÜNYASI

yapýlan insiye etme hali, o bedeni iste-nen titreþimle tanýþtýrma durumundanbaþka bir þey deðildir. Üstat dokunarak,insiye olacak öðrenciye bu titreþiminkodunu býrakýr. Hücreler tanýþtýðý bukodu, sýrasýyla diðer hücrelere ve yenidoðan hücrelere taþýrlar. Bu süreçte,öfke, hýrs gibi negatif duygular, içkigibi alýþkanlýklar yasaktýr. Çünkübedenin titreþim kodlarýný deðiþtirir budurumlar. Tüm vücut bu astral taþýma-nýn gerektirdiði frekansýn titreþiminegeçtiðinde artýk öðrenci hazýrdýr.

Astral Seyahat Ruh ve Beden

Astral yolculuðu yapabilmek içinmutlaka insiye olmak ve uyumlanmamý gereklidir?

Astrallik için özel bir insiyelik elbettezorunlu deðildir ama süreci kýsaltýr vekolaylaþtýrýr. Kendi kendine astral ola-bilmek için belirli bir süre kararlý çalýþ-ma yapmak gerekir. Bu çalýþma sýrasýn-da bedenden çýkabilmeyi kabul etmek,inanmak ve düþünce sessizliðiniyakalamak þarttýr. Tüm astral çalýþ-malarýnda, sessiz, karanlýk, uyaransýz

bir ortam ve içsel sessizlik önerilir. Sarýrenkli ortam ya da sarý rengi imgele-menin de kolaylaþtýrýcý olduðu söylenir.Bu da sarý rengin dalga boyununtaþýyýcý özellikte olmasý nedeniyledir.Zira biyofotonlar çeþitli renk dalga-larýndan oluþuyor. Güneþ enerjisi ilebeslenen canlýlar olduðumuzu daeklersek, sarý rengin biyofotonlarlabaðlantýsý daha bir anlamlanýyor.

Astral yolculuk hakkýnda yanlýþ bili-nen þey ise, bu yolculuðu ruhun yap-týðýnýn sanýlmasýdýr. Ruh bedene dolupboþalan bir þey deðildir. Bu yolculuðuyapan ruh deðil, bilinçtir. Bu yüzdenastral sýrasýnda kaybolmak ya da geridönememek gibi bir durum söz konusudeðildir. Bilinç, bedene sýký sýkýbaðlýdýr ve kaybolmaya deðil, bedenedönmeye meyillidir.

Rüyayý yönetebilme yani lucid ola-bilme yeteneði geliþen insan, çok dahakolayca astral seyahat gerçekleþtire-bilir. Çünkü astral seyahat için sözkonusu olan yeti; bilincin kontroledilmesidir. Astral seyahat konusundaen bilindik tecrübeler þamanlara aittir.

Þamanlar psiþikyetenekleri engeliþmiþ medyum-lardýr. Yaptýklarýçalýþmalarla vekullandýklarý yön-temler nedeniyleþamanlarýn beyin-leri biyofotonlarýalgýlayacakdüzeyde has-

saslaþýr. Meditasyonlar sýrasýnda beyin-den çýkan biyofotonlarýn hýzýnýn 1000kata kadar arttýðý tespit edilmiþtir.Kiþilerin düþünceleri bedenden yayýlanbir manyetik alan yaratýr ve þamanlarbu alaný hissedip okuyabilirler…

Astral deneyimleriniz sýrasýndagenellikle kýzýlderili ya da çekik gözlübir takým varlýklarla karþýlaþmaktesadüf deðildir. Çünkü þamanlarkadim zamanlardan beri süregelen çokyüksek düzeyde tecrübeye sahiptirler.Bu arada eski bir þamanýn benimzamanýmda ne iþi var demeyin sakýn!Zira astral olmak sadece maddedendeðil zamandan da özgürleþmektir.

Madde ve ýþýk birbiriyle baðlantýlýdýrve zaman, ýþýk hýzýyla direk iliþkidedir.Kýsacasý bir astral deneyim sýrasýndabinlerce yýl önce yaþamýþ bir þamanlakarþýlaþabilirsiniz. Genellikle derinuygulamalarda onlar size rehberlik deedebilirler.

Astral olaylar merdiven gibidir. Þifaenerjisi gönderme ile baþlar, sonradurugörü gelir, astral yolculukla devameder. Þifa, ayný boyut- zaman ve mekânçemberinde gerçekleþir. Durugörügenellikle ayný mekânda, farklý zamançemberindedir. Geçmiþi ve geleceðigörebilmek gibi… Çünkü geçmiþ vegelecek, ayný mekânýn farklý zaman-larýdýr. Astral yolculuk ise, hem farklýbir mekân, hem farklý bir zamanýn içinegidebilir. Bu çemberler, aslýnda bütünbir kürenin içten dýþa doðru yayýlankesitli bölümleridir ve üst üste

tabakalar halindedir. Titreþimlerinizinuyum saðlayýp, izin verdiði tabakayakadar çýkabilirsiniz. Tabakalar yukarýyakürenin dýþýna doðru ilerledikçetitreþimler süptilleþir.

Bilinen baþka bir yanlýþ ise, astralolaylarý gerçekleþtirebilme ile, olgun yada bilge olma halinin paralel olduðudüþüncesidir. Dünyasal ya da ruhsal birsürü konuda düþkünlükleri, hatalarý,algýsýzlýklarý olan pek çok insan astralyeteneklere sahip olabilir. Bu yetenek-ler, onlarýn ideal insan olduðununkanýtý deðildir. Þöyle de diyebiliriz, bil-gelik yolunda uðraþ veren insan eðeristerse bu yeteneklere de ulaþýr amaastral yeteneði olan her insan bilgedeðildir. Sýrf bu nedenle onlarý ruhanive yüce kiþiler sanýp, bir takým kan-malarýn içine düþenler epeyce çokturne yazýk ki.

Astral olaylarýn açýklamasý bilimdeartýk mümkündür. Biyofotonlar konusugibi, kuantum, titreþim ve ýþýðýnyasalarýnýn izin verdiði her sýradýþýolayýn aslýnda bir açýklamasý vardýr vebilimseldir. Cevaplar, bizim henüz obilime ulaþýp ulaþmadýðýmýza göredeðiþir.

Her bir hücremizde saniyede 100.000kimyasal iþlem yapýldýðýný ve tümbedenimizde her saniye60.000.000.000.000 x 100.000=6.000.000.000.000.000.000 farklý iþlemgerçekleþtiðini düþündüðümüzdeinsanýn sýrlarýný keþfetmek için dahaçok yolumuz olduðu kesin…

SEVGÝ DÜNYASI34

35SEVGÝ DÜNYASI

Öte Taraftan Konuþmalar

Bedene Girmiþ veBedeninden Çýkmýþ Ruhlarýn Arasýndaki Farklar NelerdirElisa Medhus, MD "Oðlum ve Öte Hayat", Çeviren: Nelda Ýnan

Çoðumuz bedenlerimizin dýþýnda yaþamanýnnasýl bir duygu olduðunu hayal dahi edeme-yiz. Aslýnda çoðumuz kendimizin bedenlerdenoluþtuðuna inanýrýz. Elbet ki, ebedi varlýklarolarak mevcudiyetimizin çoðu, bize acýlarý,hazlarý, mutluluklarý, hastalýklarý ve saðlýðýgetiren bir ruhsal gerçeklik içindedir. O haldetýpký kozasýndan bir kelebek olarak çýkan týrtýlgibi fizik bedenlerimizi geride býrakmak, yanionu deðiþtirmek neye benzemektedir? Süptilbir bedene sahip olan ruhlar bizim yapa-madýðýmýz neleri baþarabilmektedirler?Dünyada olmak mý yoksa öte âlemde olmakmý ruhlara daha fazla özgürlük saðlar? ElisaMedhus'un elim bir kaza neticesinde öte âleme geçmiþ olan oðluyla yap-týðý birebir görüþmeler þüphesiz birçok soruya da cevap bulmayý kolay-laþtýrmaktadýr. Ama esas önemlisi kâinatta yaratýlmýþ olan hiç bir planýnbirbiriyle tam anlamýyla tezat teþkil edecek biçimde iþlev göstermemesigerçeðini bir kez daha vurgulamaktadýr. Her þeyin hayrýmýza, belli birplan dâhilinde, hedefe yönelik biçimde yaratýlmýþ olduðunun kanýtlarýnýErik'in bize anlattýklarýnda bir kez daha görüyor ve teyid ediyoruz. Bu ay konumuza kaldýðýmýz yerden devam ediyoruz.

Elisa Medhus

SEVGÝ DÜNYASI36

Ben: Öyleyse Erik, spirtüel plandakiruhlar bizim burada yapamadýðýmýzneleri yapabiliyorsunuz? Evet,düþüncelerinizle gerçekliði çok dahahýzlý yaratabildiðiniz kesin ama birbedene sahip olmamanýn baþka hangifarklarý mevcut?

Erik: Üç büyük fark var.Birincisi: Burada kafamýza taktýðýmýzhiç bir sorunumuz yok.Ýkincisi: Ýstediðimiz her þeyi, iste-diðimiz anda, demin senin desöylediðin gibi anýnda yaratabiliriz.Üçüncüsü: varlýðýmýzýn en üstkademesinde eyleme geçeriz. Çünkübizim enerjimizi alt seviyelere indire-bilecek ne bir açlýk, ne bir susuzlukçekeriz. Ne üþür, ne terleriz.

Ben: Aman Allahým, buna raðmenniye Dünyaya gelmek isteriz ki?

Erik: Burada olmak çok hoþ. AmaDünyada olmak da güzel. Çünkü bazenkontrolünün olamadýðý durumlarý yaþa-mak da farklý bir deneyim. Ýþte bundandolayý ruhlar geri dönmek isterler.Sadece aydýnlanma kademeleri üstündeçalýþmak için deðil, fakat ayný zamandadiðer insanlarýn hayatlarýna katkýdabulunmak için de. Ve bu onlara heye-can verir. Kontrol duygunu elden býrak-mak ve daha büyük bir planýn parçasýolmak. Sonunda Dünyaya ineriz amatek yaptýðýmýz þey þikâyet etmek,sýzlanmak ve isyan etmek olur. Komikolan da budur.

Ben: Peki yine de dünya planýnýspirtüel plana tercih eden ruhlar varmýdýr?

Erik: Evet ve bunun tam tersi de.Þimdiye kadar: "Buraya bu songeliþim" veya "Bunu bir daha yap-mayacaðým" diyen kaç insan gördün?Bunlar beni hep güldürür çünküzamanýn çoðunda bir bedene girmekiçin can atacak ilk kiþiler bunlardýr.

Ben: Evet, sanýrým son yaþadýklarýhayatla ilgili kendilerini mutsuz hisset-miþlerse düzeltmek için geri dönmeyeihtiyaç duymuþ da olabilirler.

Erik: Evet ve sonra bunun sonþanslarý olduðunu bildiklerinden, bunumutlaka yapmak isterler.

Ben: Yani demek istiyorsun ki, bazenöðreneceklerinin tümünü son kez gele-cekleri hayata sýðdýrmak isterler.Böylece bu hayatlarýný hepsinden zorkýlarlar, öyle mi?

Erik: Tam anlamýyla böyle!

Ben: Peki, bir bedene girmiþ vebedeninden çýkmýþ ruhlarla ilgili deminsöylediðin üç hususla ilgili bize birazdaha ayrýntýlý bilgiler verebilir misin?

Erik: Söylediðim gibi, spirtüelplanda sizin de bildiðiniz gibi,arzu ettiðimiz her þeyi anýndayaratabiliriz. Çünkü burada her þeysadece bir düþünce ötemizdedir. Ýste-diðimiz her yere seyahat edebiliriz.Hattâ kâinatýn diðer yerlerine de.Ayrýca geçmiþ yaþamlarýmýzdayaþadýðýmýz her þeyle ilgili eksiksiz birhafýzaya ve farkýndalýða sahibizdir.Yani nerelerde yaþadýðýmýzý, nelersöylediðimizi, neler yaptýðýmýzý, neler

SEVGÝ DÜNYASI37

düþündüðümüzü ve hangi ruhlarlaetkileþimde bulunmuþ olduðumuzubiliriz. Aydýnlanma kadememizeuygun biçimde bir hafýzaya sahibizdir.Böylece hangi konular üzerineeðilmemiz gerektiðini ve dünyaya nezaman geri döneceðimizi içsel olarakbiliriz.

Ben: Bu denli geniþ bir perspektifesahip olmak ne güzel!

Erik: Evet öyle. Buradaki herkesinbir çeþit yaþam çalýþmasý vardýr. Yaniemekli bir insan olup, balýða çýka-bilirsin, bahçenle ilgilenebilirsin, resimyapabilirsin, hamakta sallanabilirsin.Ve bunlarý yapmadýðýn takdirde senibuna zorlayacak ve cezalandýracakyaþam polisleri de yoktur burada; yayalnýz ya da gruplar halinde yaþabilirizburada. Genellikle de kendi ruhseviyemizde olan ruhlarla veya grup-larla iletiþim halinde oluruz. Burayageldiðimizde bizi karþýlayanlar dabunlar olur.

Ben: Ben oraya geldiðimde benikarþýlayacaðýn için mutlu oldum.

Erik: Evet öyle. Dünya planýnda,kim olduðumuzla, neden orada olduðu-muzla, yeteneklerimizin ne olduðuylailgili spirtüel bir bellek yitimi duyarýz.Ve hattâ bize yardým etmek ve biziyönlendirmek üzere yanýmýzda bulunanruhsal rehberlerimizin varlýðýný bileunuturuz. Ve dünya planýnda, bazý þey-leri buradaki gibi yaratmayý unuturuz.

Ben: Evet! Hatýrlasaydýk, hayatbizim için daha kolay olurdu.

Erik: Dünyada iken mücadelelerdenzaferle çýkmak yerine onlarýn bizigüçsüzleþtirmesine izin veririz hep.Hâlbuki baþýmýza gelen zorluklarý veyaþadýðýmýz travmalarý, bizi dahaileriye taþýmalarý için kullanmalýyýz.Diðer bazý insanlarla neden etkileþimiçinde olduðumuzu bile unuturuz.Kim olduðumuzu gerçek anlamdasorgulamaz ve kendimize ait birfarkýndalýðýmýzýn olmasý gerektiðinibilmeyiz.

Ben: Evet bu kesinlikle böyle Erik.

Erik: Dünya planýnda farkýn-dalýðýmýz geliþmemiþse o yaþamý neiçin yaþadýðýmýzý da bilmeyiz. KezaDünya enkarnasyonumuzun nedenini,yani neyi yapmak, neleri baþarmak içinorada bulunduðumuzu da. Böylece bufarkýndalýðýn ve bilincin yerine egoyerleþir ve gerçekte kim olduðumuzave diðer insanlarýn da kim olduklarýnadair hiç bir düþünceye sahip olmayýz.Ýliþkiler ve iletiþimler egolar arasýndaolmaya baþlar. Hiç bir farkýndalýðýnveya yönün yoksa o zaman kendiniberbat ve depresif hissedersin, çünküneyi hedeflemen gerektiðini bilmiyor-sundur. Her gün senin için birbirininayný olmaya baþlar.

Ben: Çok doðru. Anlattýðýn tarz hayatadeta senin de sonlara doðru yaþadýk-larýný tasvir ediyor.

Erik: Ýþte o zaman kendine þunusoruyorsun: "Burada ne arýyorum?"Çoðu kiþi bunun içinde debelenipdurur. Neyi hedeflemen gerektiðinibilmek gerçekten önemlidir.

SEVGÝ DÜNYASI38

Farkýndalýðýn geliþmemiþse bunu bil-men zordur.

Ben:Anladým. Peki, öldüðümüzdeevrenin baþka hangi bilgisine veya sýr-larýna vakýf oluruz? Baþka þeyler varmý anlatacaðýn bize?

Erik: Neyi seçersek, neyi istersek,neyi ararsak onu buluruz

Ben: Aman Allahým! Ama o bilgininorada olduðuna dair bir olasýlýða daaçýk olmak gerekir, öyle deðil mi?

Erik: Bu hem Dünya hem de ötedünya için doðru. Anne, büyükanne-min inanmama nedeni "korkmasýndan"kaynaklanýyor. Çünkü korkuyor. Ýþtebundan dolayý onu her uyuduðunda,uykusunda, bir yerlere götürüyorum.Pek çok yeri ve kiþiyi ziyarete gittikbiz.

Ben: (Gülüyorum). Aman Allahým!Onun yanýndayken konuþma diline veüslubuna dikkat ediyorsundur umarým.

Erik: Þaka mý yapýyorsun? Bayýlýyorbana ve bazen o da benim gibikonuþuyor. Bir þey daha söyleyeyim:Dünya planýna indiðimizde tüm sorum-luluklarýmýzý unuturuz. Ýþte bundandolayý, Dünyaya doðmak, öte âlemedoðmaktan daha zordur. Buraya doð-duðunda ruh bedeninden sýyrýlýr, yanikurtulur. Kim olduðuna dair bilginvardýr ve fiziksel rahatsýzlýðýndanhemen kurtulursun. Çoðu zaman insan-lar ölürken fiziksel aðrýlar çekerler amaruhlarýný teslim ettiklerinde bu anýndageçer.

Ben: Erik bugün çok þiirsel konu-þuyorsun. Dünyada en fazla neyi özlü-yorsun? Yani genel olarak konuþmangerekirse...

Erik: Herkes farklýdýr ve neyiözlediðim zaman içinde deðiþimeuðradý anne. Fiziksel olarak ailemintüm üyeleriyle etkileþimde olmak diyecevaplayabilirim bu sorunu. Ayrýcabilinmeyeni bilme arzumu da özlüyo-rum. Çünkü daha önce de söylediðimgibi burada öyle bir þey yok.

Ben: Her þeyi bilemiyor olmanýn vekontrol edememenin heyecaný mý?

Erik: Evet. Yiyeceklerin aðzýmdabýraktýðý tadý da özlüyorum.

Ben: Baþka?

Erik: Bir þeye dokunduðunda elinindokunduðun þeyin doðasý gereði bellibir yerde durmasýný. Yani durdurmamekanizmasýný. Sizlerle fiziksel etki-leþimde olmayý neden özlediðimianlayabiliyor musunuz þimdi?

Ben: Evet, evet. Peki Dünya planýndabizlere fiziksel mânâda sarýlman zor,çünkü sarýldýðýnda aslýnda bedenleri-mizin içinden geçiyorsun.

Erik: Evet. Bu, iki farklý boyuttayaþadýðýmýz için oluyor. Esasenözlediklerim bunlar anne.

Ben: Bedenlerimizin içinden geçi-yorsun ve durdurma mekanizmasýolmadýðý için bazen içimizden uçupgittiðin oluyor mu?

SEVGÝ DÜNYASI39

Erik: Tabii ki oluyor. Bu durum bazýinsanlarýn derin nefes almalarýna nedenoluyor. Derin bir iç geçirme gibi. Ya daoksijensiz kalmýþlar gibi.

Ben: Peki. Sen öldüðünden beri bunupek çok kez yaþadým, yaþýyorum. Hiçbir neden yokken iç çekip derinnefesler alýyorum.

Erik: Evet. Bazý insanlar da durdukyere hapþýrýrlar. Bu da ayný neden-dendir.

Ben: Peki böyle yaparken, diðerinsanýn bilinciyle iç içe geçip, onunlabir olabilir misin?

Erik: Evet ama anlýk bir birleþmedirbu. Ýnsan yapýsý buna izin vermez. Enazýndan bir kaç dakikadan fazlaya izinvermez.

Ben:Anlattýklarýndan þunu anlýyorumki, öte âleme geçtiðimizde vakýf olmayýdilediðimiz her þeye sahip olabiliyoruz.Peki, hâl böyle ise, kendi hayatýnýnþimdi'sine, geçmiþine ve geleceðinedair her bilgiye vakýf olabiliyor ve herþeyi görebiliyor musun?

Erik: Vakýf olmak mý?

Ben: Üstüme gelme Erik. Seninanlattýklarýna her seferinde, "Hýmm","Evet", "Tamam" dememek için farklýsözcükler türetmeye çalýþýyorum.

Erik: Sorunun cevabý: Evet!. Ýste-diðim her þeye, her bilgiye vakýf ola-bilirim. Çünkü o bilgiler sonuçta benimparçamý oluþturuyorlar.

Ben: Eðer bir ruh orada daha öncebulunduysa, orada nasýl yaþamasýgerektiðinin bilgisine zaten sahip deðilmidir? Çünkü anlattýklarýndan sen dedâhil olmak üzere, ruhlarýn bir kýsmýadeta bazý yetenekleri orada yenidenöðrenmiþe benziyorlar.

Erik: Ruhlarýn çoðu için yenidenöðrenme süreci vardýr. Spirtüel bellekyitimi. Bazen beden çok hýzlý ölür veaniden baþka bir dünyaya doðarsýn vebilincin hâlâ insan bedenindeymiþ gibiiþlev görmek ister.

Ben: Ah!!

Erik: Ýþte bundan dolayý tedrici biralýþtýrma sürecinin geçmesi gerekir.Sonra uyanmaya baþlar ve kapasiteninfarkýnda olursun. Bunlar sana yavaþçagelir.

Ben: Evet bu çok mantýklý. Amaölünce her þeyi bilen bir ruh haline migeliyoruz? Yani Dünyanýn ya daevrenin tüm büyük sýrlarýný bilebiliyormuyuz? Ya da Dünyanýn bilinmeyentarihini, medeniyetlerin büyük gizem-lerini? Piramidleri nasýl inþa ettikleriniv.s? Ya da Kennedy'i gerçekte kiminvurduðunu?

Erik: Eðer amacýn buysa hepsinincevabýný öðrenebilirsin burada.

Ben: Yani demek istiyorsun ki,bilmek istediðin her þeyin üstündekiörtüyü kaldýrabilirsin. Öte âlemegeçtiðinde bunlarýn cevabýný otomatikolarak bilmezsin ama bulabilirsin.

Gelecek ay konumuza devam edeceðiz.

SEVGÝ DÜNYASI40

elâmlar sevgili varlýklar, benManyetik Hizmetten Kryon.Bu mekâný içeri baþka sesgirmesini engelleyen bir balo-

nun içine almanýzý istiyorum. Buradasizin için enerji var ve bu enerji bazý-larý için "Vay canýna" enerjisi olmak-tadýr. Bu enerji yeni deðildir, anýlarýbarýndýrmaktadýr ve hatýrlamadýr.

Sevgili varlýklar, bundan böyle bu ener-jiyle daha çok karþýlaþacaksýnýz. Zatenbunu bekliyordunuz, yani eskiye aitolmakla beraber mantýklý olan, geç-miþte öðrenmiþ olduðunuz þeyleri veþamanlýk yaparken deneyimlemiþolduðunuz enerjileri hatýrlayacaksýnýz.Geçmiþte þaman olarak yaþarkenöðrenmiþ ve tecrübe etmiþ olduðunuz

S

Karanlýktan Aydýnlýða Giderken

Kryon Celsesi,

Medyum: Lee Carroll, 24.06.2017, Buffalo, New York

Çeviri: Necati Tarýman

SEVGÝ DÜNYASI41

birçok þey var. Aslýnda sizler kadiminsanlarsýnýz ve dolayýsýyla hatýr-lanacak pek çok þey var.

Oluþturulmasý aþamasýnda kadimlerolarak iþbirliði yaptýðýnýz ve belli birdüzeyde gerçekleþmesini gelecekte biz-zat görebileceðinizi bildiðiniz muhtelifkehanetleri hatýrlayacaksýnýz. Ve iþteþimdi buradasýnýz. Ortaya çýkmayabaþlayan hislerle birlikte tüm bunlarduygusal düzeyde anlamlý olmayabaþladý. Bu celsede size karanlýktanaydýnlýða geçerken ne yapacaðýnýzsorusu yöneltiliyor. Sizler yaþlý ruhlarolarak yaratýlýþ hikâyesininbaþlangýcýndan beri gezegendeyaþamýþsanýz, karanlýk ve aydýnlýk bil-gileri kelimenin tam anlamýyla içinizenüfuz etmiþtir. Belli bir düzeyde sizlerardý ardýna gelen uygarlýklardayaþadýnýz. Anýlan uygarlýklarýn birkýsmý henüz sizin tarih kitaplarýnýzdayer almamaktadýr. Ýþte siz bu kadaryaþlýsýnýz.

Gezegende yaþadýðýnýz her sefertekrar düþük bilince geri döndünüz. Busözlerle anlatmak istediðim husus, 1 ile10 arasýndaki bir ölçekte (burada 1sayýsý bilincin baþlangýcýný ve 10 sayýsýen bilge bilinci temsil etmektedir) siz-lerin ancak yaklaþýk olarak üç buçukdüzeyine kadar çýkabilmiþ olduðunuz-dur. Ýþte sizler gezegende varolanuygarlýklarýn hiçbirinde bunun ötesinegeçemediniz. Bazý uygarlýklar belirlidüzeyde aydýnlanmýþ þekilde baþladýama hepsi de kýsa sayýlabilecek bir süre

içinde þimdi görmekte olduðunuz düze-ye geriledi. Sizler binlerce yýl boyuncaeski enerji içinde yaþadýnýz. Þu aþama-da enerji deðiþiyor, bu çerçevede ýþýkkendisini göstermeye baþlýyor vekaranlýk kaybetmekte olduðu için hertarafa deli gibi saldýrýyor ama artýk iþ-levsizliði iyice açýða çýkmaya baþlýyor.

Düþük bilinç (karanlýk) kaybediyorçünkü onu eskiden besleyen özelliklerartýk geçerli deðil. Varlýklarýný otoriterkontrol, dürüstlük yoksunluðu veaçgözlülük temeline dayalý olaraksürdüren tüm sistemler gezegenin hertarafýnda çökmektedir. Gezegenin bazýbölgeleri daha çok etkilenecek ve diðerbölgeler onlarý takip edecektir. Binlerceyýldan beri süren karanlýktan sonraaydýnlýða çýkmak nasýl bir his oluyorve kiþisel olarak ayak uydurabiliyormusunuz? Bu yeniçaðda sizleri karan-lýkta tutmayý sürdürecek hangi huylarýdevam ettireceksiniz?

Sizlerle birkaç özelliði paylaþmakistiyorum. Yaþlý ruhlar, düþünce içinbesin kaynaklarý olacaktýr. Sizler geze-genin ümidi ve ýþýðýsýnýz. Sizler geze-gendeki en tecrübeli ruhlarsýnýz amapek çoðunuz hâlâ karanlýkta debeleni-yor. Bunu nasýl yapacaksýnýz? Dahaönce de birçok kez yaptýðým gibi, eski-den yeniye geçiþ sýrasýnda ortaya çýka-cak olan özelliklerin bir listesiniyapacaðým ama bu uzun bir listeolmayacak. Bu liste karanlýktan aydýn-lýða geçiþ sürecinde bazý adýmlarý vekavrayýþlarý temsil edecektir.

SEVGÝ DÜNYASI42

Ýnanç

Bundan önce size verdiðimiz birçoklistede olduðu gibi, bir numaralý hususþudur: Ýnanýyor musunuz? Bundanönce birçok celsede saðlýktan veAkaþta maden aramaktan, kendinizehitap etmenizden ve içselliðinizle bir-likte çalýþmaktan söz etmiþtik ama enönemli husus her zaman inanýp inan-mamanýz olmuþtu. Bunun aslî ve enönemli husus olmasýnýn nedeni,bilincinizin herhangi bir þeyi doðruve gerçek olarak kabul etmemesidurumunda, bedeninizin geri kalanýbu konuda baþarýlý olamaz. Sizhücrelerinizin patronusunuz, bilinciniziçselliðinizle temas halinde ve siz bun-larýn hepsinde iþin içinde ve devredeolmak zorundasýnýz. Bu iþi içsel-leþtirmelisiniz. Buna inanýyormusunuz? Bir deðiþimin gerçekleþ-mekte olduðuna hakikaten inanýyormusunuz?

Gezegende etrafýnýza dikkatle bakýpolup bitenleri incelerseniz, iþ yaþamýn-da ve siyaset alanýnda aslýnda pek çoktuhaflýk olduðunu görebilirsiniz. Gerçibu olaylar eski enerjide düzenli vesürekli olarak oluyordu ama artýk yenienerjide iyice bocalamaya baþladýlarveya en azýndan uygunsuz görüntü ver-mektedirler. Bu yeni enerjiyi þimdiyedek hiç kimse görmedi, dolayýsýyla hiçdenenmedi ve þimdiye dek hiçbir insangelmekte olan bu özellikleri görmedive deneyimlemedi. Eðer tuzlu sudayaþayan bir balýðý alýp tatlý suya

býrakýrsanýz ve anlýk olarak balýðýnmetabolizmasýnýn deðiþmesi ve tuzlusuya adapte olmasýný saðlayan birmekanizma yoksa, o balýðýn ölmesikaçýnýlmaz olacaktýr. Balýklarýn hepsisuda yaþayan canlýlardýr ama hepsi hertürlü suda yaþayamaz. Sizler karanlýk-tan aydýnlýða doðru gidiyorsunuz vepek çok kez yaþamýþ olmanýza raðmenparadigmalar deðiþmektedir. Bu neden-le uyum saðlamak zorundasýnýz. Birnumaralý husus "inanmanýz" gerek-tiðidir.

Bu iþler gezegende gerçekten deoluyor mu yoksa bir seminer sýrasýndagerçekleþtirilen bir celsede duyduðunuzbir þey mi? Bu sadece temenni midir?Yani pek içselleþtiremediðiniz bir þeymi yoksa bu olayýn bir parçasý mýsýnýz?Eðer olayýn parçasýysanýz,"Görüyorum. Vay canýna, bu gerçektende oluyor. Ben doðru zamanda doðruyerdeyim ve deðiþimin bir parçasýyým.Doðru zamanda yaþýyorum ve zaten bukez bunun için gelmiþtim." demelisiniz.

Bazýlarýnýz aþýrý analitik düþündükleriiçin Dünyaya bu karanlýk/aydýnlýkdeðiþimi için gelmiþ olamayacaklarýný,çünkü herhangi bir þeyi baþarabilmekiçin çok yaþlý, hastalýklý ve kýrýlganolduklarýný, bu kadar farklý bir þeyde veböylesine büyük deðiþim sýrasýndabaþarýlý olamayacaklarýný zannediyorolabilirler. Sevgili varlýklar, kim olur-sanýz olun, ne kadar yaþlý olursanýzolun ve bedeninizde neler olursa olsun,ýþýk yaratma iþi sizin en iyi yaptýðýnýz

SEVGÝ DÜNYASI43

þeydir. Iþýk yaratmak ve þefkat esasolarak bilincin en zarif þekilde çalýþ-masý ile ilgilidir ve hepiniz bunu yapa-bilirsiniz.

Birçok kiþi buradaki görevlerinitamamlamýþ olduklarý için bir dahakisefere gelmeyeceklerini düþünüyorlarama geleceksiniz. Sizlerin partiyi kaçýr-mayacaðýnýzý tekrar tekrar söylemektebir sakýnca görmüyorum. Sevgili var-lýklar, bundan sonra tazelenmiþ olarak,yepyeni bir þekilde bilgelik yaratacakolan akaþik hatýrlama ile geleceksiniz.Bunlar daha sonra olacak þeylerdir amaþimdilik bizim yaþlý ruhlara þiddetleihtiyacýmýz var. Sizler karanlýk ileaydýnlýk arasýndaki savaþý kazanmakiçin buradasýnýz. Zaten bu yüzdenbedeninize þifa verebilmeyi, olumla-malar kullanmak suretiyle kendinizlekonuþmayý ve bu sayede týp açýsýndanimkânsýz olduðu söyleneni gerçek-leþtirebilmeniz halinde çok uzun biryaþamýnýz olacaðýný söyledik.

Burada oturanlardan bazýlarý bunlarýbaþardýlar. Ben kimlerin buradaolduðunu ve önümde kimlerin otur-duðunu biliyorum. Bu dinleyicilerdekieþzamanlýlýklarý ve mucizeleri göre-biliyorum. Sizlerin hayatlarýnýzda olupbitenleri biliyorum. Ruh biliyor. Sizlerbu bilgileri almak için tam olarakgerekli olgunluða sahipsiniz. Buanlatýlanlarýn gerçek olduðuna inanýpiçselleþtirebildiðiniz anda, ýþýða gidenyolculuða baþlamanýzýn önünde hiçbirengel kalmayacaktýr. Bundan sonra sor-

manýz gereken þey þudur. "Eðer bugerçekse, ben neyle ve kimle iþbirliðiiçinde olacaðým? Karanlýktan aydýnlýðadoðru bir deðiþim olduðunu idrakettiðime veya içselleþtirebildiðime görebenim içimde neler deðiþecek?" Buçaðlardan beri varolan kehanetingerçekleþmesidir ve sizler sýradýþý veher türlü deðiþime açýk bir zaman dili-mindesiniz. Bundan sonraki adýmýnýznedir? Ne yapacaksýnýz?

Eski Bilinç Alýþkanlýklarý

Ýnsanlarýn hepsinin eski alýþkanlýklarývar ve bundan dolayý hiç kimseninutanmasý veya kendisini suçlu his-setmesi gerekmiyor. Alýþkanlýklaralýþkanlýklardýr ve sizler yaptýðýnýz þey-leri yaþamý sürdürmek için yaptýnýzama artýk eskiden alýþkýn olduðunuzþeylerin kumaþý deðiþiyor. Bu durumdaverdiðiniz tepkileri, tavrýnýzý vedavranýþ tarzýnýzý tahlil etseniz, nebulurdunuz? Sürekli þikâyet eden birtip misiniz? Böyle olsa bile bunu pekfark etmemiþ olabilirsiniz çünkü çoðuinsan böyledir ve siz de, belki defarkýnda bile olmadan, onlara ayakuydurmuþ olabilirsiniz. Bunun kültürelbir alýþkanlýk olduðunu biliyor muy-dunuz? Söylediðiniz þeylere aslýndapek inanmýyor olabilirsiniz amaalýþkanlýk olduðu için söylersiniz.

Gelecekle ilgili yaklaþýmýnýz olumlumu? Bunu söylüyor olabilirsiniz amadiðerleri bundan kurtuluþ olmadýðýný veiþlerin asla düzelmeyeceðini söyledik-

SEVGÝ DÜNYASI44

lerinde, kafanýzý sallayarak onaylayýpDünyanýn sonunun gelmekte olduðunusöylüyor musunuz? Bu aslýnda kolayyoldur.

Belki de daha proaktifsinizdir. Yoksadiðerlerine açýktan karþý çýkmaksýzýnveya anti-sosyal davranýþ sergilemek-sizin söylenenler hakkýnda düþünüp,diðer insanlarýn kendilerini rahatsýzhissetmelerine veya hatalý gibi düþün-melerine yol açmayacak þekilde, okonuda pek o kadar emin olmadýðýnýzýve aslýnda bazý oldukça olumlu þeylerde duymuþ olduðunuzu söylüyormusunuz? Saðduyu ve denge diploma-sisini çözebildiniz mi? Çoðunluðunsöylediklerinin veya düþündüklerininaksini düþünmekle beraber sorunyaratan veya aykýrý tip olmaksýzýn ileri-ci ve olumlu bir insan olarak kabuledilmenin yolunu buldunuz mu?Burada ciddi bir fark vardýr.

Deðiþim hakkýnda öðrendiklerinizdenve bildiklerinizden sonra her þeye fark-lý gözlerle bakmaya baþlayabilirmisiniz? Daha önce mümkünolmadýðýný düþündüðünüz þeylerinmümkün olabileceðini düþünebilecekmisiniz? Yaþamýnýzda nelerin olamaya-caðýna karar vermektense neler olabile-ceðini düþünmeye baþlayacak mýsýnýz?Burada olan ve kim olduðuna ve bununasla deðiþemeyeceðine kesin karar ver-miþ olan birine hitap ediyorum. Budüþünce tarzý doðru deðildir. Bir zamanönce karanlýktan kaynaklanan vesveseve büyük yalanlar hakkýnda bir celse

yapmýþtým. Ýnsanýn deðiþemeyeceði veinsan tabiatýnýn her zaman ayný olacaðýsöylemi bu büyük yalanlardan birisidir.Geçmiþin kutusundan çýkýp hiç bek-lemediðiniz bir þeyin arayýþý içinde ola-bilir misiniz?

Biri size bunlarýn gerçekler olduðunu,temizlemenin mümkün olmadýðýný vegeçmiþte defalarca olanlarýn bundanböyle de olmaya devam edeceðini,geçmiþte olanlar yüzünden bunlarýngerçek olarak kabul edilmesi gerektiði-ni söylerse, bu iþlerin nasýl olacaðýnýbilmediðinizi ama geçmiþte olduðu-muzdan farklý olduðumuzdan eminolduðunuzu ve geleceðin de bize söyle-nenden farklý olacaðýný söyleyebiliyormusunuz? Bilmediklerinizi bilmiyor-sunuz. Bu yüzden de yalnýz ümit deðil,ayný zamanda her þeyin iyi olacaðýylailgili vaat de var. Siz kimsiniz?Deðiþime inananlardan biri misiniz?Bunu göstermek için eski alýþkanlýklarýnasýl deðiþtireceksiniz? Bu iki numaralýhusustu.

Dramýn ve Görünmeyen Hakikatin Pazarlanmasý

Üç numaralý husus þudur.Toplumunuzda ve her zaman aynýkalmýþ olan kültürünüzde bazý çok eskive eski insan tabiatýný temsil eden eskienerjiler var. Bunlarla ilgili olarak neyapmanýz gerektiði konusunda birkarar vermeniz gerekiyor. Onlarýdeðiþtirmeniz mümkün olmayabilir

SEVGÝ DÜNYASI45

ama onlarla ilgili olarak ne yapmanýzgerektiðine karar vermek için seçimhakkýnýz var.

Eðer bu deðiþime inanýyor ve olumludüþünmeye baþlýyorsanýz, o zaman sizebu konuda yardýmcý olacak bazý þeylersöyleyebilirim. Bu gezegende aslýndabol miktarda aydýnlýk var ama medya-da bundan pek söz edilmediðinisöyleyebilirim. Çok güçlü mercilerdeinsanlýðýn geleceðiyle ilgili yüksekbilinç fikirlerini ve yeni düþünceninbaþlangýçlarýný görmek mümkün.Ekilmiþ ve hiç göze batmadanbüyümekte olan yeni düþünce tohum-larý var. Üstelik bunlar çok anlamlý vezarif ama onlardan hiç söz edilmediðiiçin onlarýn hiç farkýnda deðilsiniz.Medyanýz her þeyden önce eski karan-lýk bilinçle dolu ve pek çoðunuz da budurumun sürdürülmesi için gerekliortamý yaratýyorsunuz.

Bazýlarýnýz iþten eve gelince tele-vizyonu açýp o gün gezegende olupbitmiþ olan tüm felâket haberlerinidinlemenin iyi bir fikir olduðunudüþünüyor. Bazen bu haberleri izlemekistemediðiniz için eðlence programlarý-na geçiyorsunuz. Bu kez de dramlariçinde debelenen, sürekli tartýþan veþikâyet eden aileleri izliyorsunuz. Sizemedyanýzýn bozuk olduðunu ama siz-lerin yine de izlemeye devam ettiðinizisöylüyorum.

Medyanýn iþlevinin bozulduðunuuzun bir süreden beri söylüyorumçünkü hâlâ eski enerji zihniyeti ileyönetiliyor. Medya kanallarýnýn yöneti-cileri ve sahipleri, insanlarýn ne istedik-lerini bildiklerini sanýyorlar ve bol bolve düzenli olarak karanlýðý servis edi-yorlar. Eðer haber haline getirebilecek-leri karanlýk bir þey bulmazlarsa, göz-lerini kýrpmadan uyduruyorlar.

SEVGÝ DÜNYASI46

Bu baþ edilmesi gereken ciddi birsorundur. Bu baðlamda benim önerimþu þekildedir: Doðrularý ve gerçekleribildirdiðini düþündüðünüz veinandýðýnýz medya organlarýný dikkatleseçin. Eðlenceli ve keyif veren prog-ramlarý ve haberleri izlemeyi tercihetmez miydiniz? Belki de harika doðaolaylarýný, kahramanlýk öyküleriniveya bebeklerin hareketlerini izlerse-niz, kendinizi çok daha iyi hisseder-siniz. Üstelik bu programlarý izlerkenpek fazla reklam izlemek zorunda dakalmazsýnýz. Kendi evinizde hangiprogramlarýn izleneceði medya seçi-minde en yeni eðilim ve geliþimdir.Bunlarýn olduðunu görüp kendinize"neden þimdi?" diye sordunuz mu?

Dramlara meraklý medya açýsýndançözüm gayet kolaydýr. Standart anaakým medya yayýnlarýný pek fazla izle-memenizi öneriyorum. Bunun yerinealternatifleri öðrenin ve bu konudaseçici olun. Tabii ki gündemin tümüyledýþýnda kalmak istemezsiniz ama gün-delik dramlarý geliþtirip destekleyen vedaha da kötü hale getiren veya sizeolup biten iyi þeyler hakkýnda hiç iyihaber vermeyen bir programý kabuletmek zorunda deðilsiniz.

Bunlarý söylüyorum çünkü yayýnlarbozuk ve tehlikelidir ve gezegenhakkýnda yanlýþ izlenimlerin yayýlmasý-na katký yapmaktadýrlar. Çoðu eskienerjiye takýlýp kaldýklarý için geze-gende olanlar hakkýnda gerçekçi birbakýþ açýsý geliþtiremiyorlar. Durum en

azýndan bu aþamada bu merkezdedir.Eðitici olduklarý iddia edilen kanallarla,tarihle ilgili programlar yapan kanallarbile hiç tahmin etmeyeceðiniz þekildeönyargýlý davranýyorlar. Çünkü insan-larýn bunu istediklerine inanýyorlar.Üç numaralý husus buydu.

Medya kanallarý insanlarýn gerçektenizlemek istedikleri programlargösterseler ne olurdu? En azýndangelirleri yükselirdi ve bu da tam olarakhepsinin istediði þeydir zaten. Umarýmsöylediklerimi dinliyorlardýr. Ýleride birdeðil, birçok iyi haber kanalý olacaktýrve siz bu kanallarda o gün gezegendeolan tüm kahramanlýk öykülerini vekalpleri yumuþatan hikâyeleri izleye-bileceksiniz. Bu programlarýizlediðinizde, diðer haberlerle denge-lenmiþ olarak dünyada olup biten en iyiþeylerin haberlerini dinleyeceksiniz.Sözü edilen bu dengeyi þu aþamaitibarýyla hiçbir yerde görmenizmümkün deðildir.

Dramlarý Devre Dýþý Býrakmak

Size baþka bir hususu daha söylemekistiyorum. Tabiatý icabý karanlýk dram-lardan, bunalýmlardan, buhranlardan,facialardan ve kötülüklerden beslenir.Ayný durumlar doðal olarak aile içindede sýk sýk ortaya çýkmaktadýr. Bunlarýdinlemek ve izlemek insanlarý korkutur,yorar, rahatsýz eder ve moralleri aþaðýçeker. Bu sizin deðiþtirebileceðiniz birþey deðildir zira karanlýðýn tabiatýbudur.

SEVGÝ DÜNYASI47

Size daha önce hiç dile getirmediðimbir þeyi söylemek istiyorum. Burada ikitürlü durum ve bu tip sorunlarda veri-lebilecek iki türlü cevap vardýr.Bunlardan biri istikrarlý þekilde dram-larýn içinde debelenmektir. Eðer busizin yaþadýðýnýz yerde oluyorsa,dramýn dýþýnda kalmanýzý saðlayacakbir yol bulmak kendinize en büyükiyiliði yapmak anlamýna gelecektir.Dramlardan, bunalýmlardan ve kav-gadan uzaklaþýn. Bunu becerebilirseniz,daha uzun yaþayacaksýnýz, daha fazlagülebileceksiniz, ýþýk ve neþeyaþamýnýzý dolduracaktýr.

Iþýk iþçileri ve yaþlý ruhlar,dramlarýn boyunduruðundan kurtulun.Olaylarýn ve durumlarýn dram, buhranve bunalým düzeyine gelmesine izinvermeyin. Eðer buna engel olamýyor-sanýz, bunu deðiþtirmede bir roloynayamýyorsanýz, o zaman siz uzak-laþýn. Tüm çevrenizi etkileyen zehirlimaddenin yanýnda kalmayý neden ter-cih edesiniz ki? Neden sizi öldürecekmaddeleri midenize indiresiniz ki? Ozaman neden dramlardan uzaklaþ-mayasýnýz ki?

En zor husus hangisidir? Genellikleaileler dramlar içinde cebelleþirler vebu nedenle burada bulunanlarýn vedaha sonra dinleyenlerin çoðu çekirdekaile ile baðlarýný koparmýþlar veyazayýflatmýþlardýr. Sizler aileler için karakoyun konumundasýnýz. Aslýnda isesizler ak koyunsunuz ve kara olanailenin cebelleþmekte olduðu dram-

lardýr. Bu yüzden de ailelerin birarayageldiði bayramlar sizin için zor oluyor.Bu zamanlarda aileleri ziyaret birmecburiyettir. Ve bu süreç içindebirkaç gün için o dramlarýn içinde yeralýrsýnýz. Bu sizleri çok rahatsýz eder vegenellikle çatýþmalar çýkar. Böyletoplantýlara gittiðinizde, olaylarýn siziraydan çýkarmasýna izin vermeyin.Dengeli ve potansiyel aile dramlarý içinhazýrlýklý olmaya çalýþýn. Eðer sizi budram süreci içine çekmeye çalýþýrlarsa,dengenizi muhafaza edin ve onlarapozitif olmayý ve bu süreçten etkilen-memeyi öðrendiðinizi gösterin.

Bunun zor olduðunu kabul ediyorumama eðer becerebilirseniz, herkesindikkatini çekersiniz. Çok eski vekarmik açýdan artýk size uymayanþeylerle sizi sinirlendiremeyeceklerinive size zorbalýk yapamayacaklarýnýanlarlar. Ne kadar çok uðraþýrlarsauðraþsýnlar, gülüp geçiverin ve "yemesaldýrmayýn". Bu davranýþýn sizi nasýlgüçlendireceðini ve karanlýk yerlerdebu sayede ne kadar ýþýk yaratabile-ceðinizi tahmin bile edemezsiniz.Onlarla dram oyunu oynamaktanvazgeçin. Üstatlýk aslýnda bununlailgilidir.

Ýç Çocuðun Rolü

Ýçinizdeki çocuðu yenidenyaþamýnýza sokmanýzý istiyorum. Hertürlü endiþeden uzak olduðunuz ve eveçaðrýlýncaya kadar daha ne kadarsokakta oynayabileceðinizi, en büyük

SEVGÝ DÜNYASI48

sorununuz olarak nitelediðiniz zamanýhatýrlýyor musunuz? Hayatýn sorun-larýný salývermekten kaynaklanan oharika duygu hâlâ içinizde duruyor.

Yanlýþ anlamaya mahal vermemekiçin bunun asla sorumsuzluða çaðrýolarak algýlanmamasý gerektiðinibelirtmek istiyorum. Bu çocuðun doðalneþesini içinizde bulup çýkarmak veyaþamýnýza yerleþtirmek suretiyleçocuðun masumiyeti ile birlikte gelenve her þeyi olumlu yöne çevirenarkadaþ canlýsý, nazik ve dengeliortamý yaratma çaðrýsýdýr.

Bu muhtemelen uygulanmasý en zoradýmdýr. Çevrenizde cereyan etmekteolan tüm olumsuzluklara ve tüm þidde-tiyle sürmekte olan karanlýk ile aydýn-lýk arasýndaki savaþa raðmen neþeyi vesevinci asla kaybetmemeniz gerektiðinisöylüyorum.

Bunu becerebilmek için çoðu genel-likle çocukluk döneminize ait olan enneþe ve sevinç dolu hatýralarý; bayramgünleri, noel günleri, doðum gün-leriniz, çok istediðiniz ve beklediðinizbir þeyin olduðu gün, sevinçten veheyecandan yerinizde duramadýðýnýzgünler, vs. hep aklýnýzda tutmanýzýistiyorum. Noelden önceki gün veyayaþ gününüzdeki duygularý yenidenyaratýn. Kendinizi çok iyi hissedecekve yaþam güzel diyeceksiniz.

Bunlar hâlâ içinizdeki çocuðunparçasýdýr. Sevgili varlýklar, geliþmiþ

insan son nefesine kadar bu durumuher gün hayatýnýn bir parçasý halinegetirme fýrsatýna sahiptir. Bu sadeceçocuklara özgü bir durum deðil, aslýndageliþmiþ insanýn özelliðidir. Yeni ileeski arasýndaki fark buradadýr.

Doðal olarak þefkat burada üzerinedüþen rolü oynayacaktýr. Ayný þekildesevgi ve saðduyu da rollerini oynaya-caklardýr. Denge saðduyu ile el eleyürür. Sizler sevmeye çalýþmaya veyaþefkatli olmaya çalýþmak zorundadeðilsiniz. Bu aslýnda sizin birparçanýzdýr.

Bu söylediklerimi idrak edebiliyormusunuz? Deðiþim oluyor mu? Rüzgârnihayet arkadan esiyor ve yelken-lerinizi dolduruyor. Daha öncesöylediðimiz gibi, bu yeni enerjidir.Yeni dünyaya hoþ geldiniz.

Burayý deðiþmiþ olarak terk edin. Bucelseyi dinleyen ve ortalýkta iyileþmeve ýþýk görmeyen insanlarýn bazýlarý,belki de çoðu Kryon'un deli olduðunusöyleyeceklerdir. Çünkü haber bülten-lerinde burada dile getirilenlerin tamtersi söylenmektedir. O zaman nedenizlemeye devam ediyorsunuz? Sizediyorum ki, bugün de Dünyada pek çokgüzel þey olmaktadýr ama bunlarý gör-menizin önüne engeller çýkarýlmaktadýr.Iþýk kazanmaktadýr. Bunu anlamanýzýve inanmanýzý istiyorum.

Ve öyledir. KRYON

DeðerliOkuyucularýmýzSevgi Dünyasý DergimizHaziran 2007 tarihindenbaþlamak üzere yalnýzcaabonelerimize ulaþmaktadýr. Bizlerle olmaya devam etmek istiyorsanýz,Haberleþme Adresi: [email protected] içten sevgilerimizleSevgi Dünyasý

“Lütfen Yeni Yýlda AboneliðiniziYenilemeyiUnutmayýnýz!..”

Adý, Soyadý: .....................................................Adres: .....................................................Posta Kodu: .....................................................Ýlçe: .....................................................Ýl: .....................................................Tel: .....................................................2017 yýlý için tek dergi fiyatý: 9.00 TLAbone ücreti: Yurt içi 100.00 TL

Yurt dýþý 120.00 TLPosta Çeki No: 10214085 (Sevgi Yayýnlarý) Ýþ Bankasý IBAN:TR77 0006 4000 0011 0180 6837 24

Ayþegül Kayserilioðlu hesabý