Postmodernizmin çeşitli alanlardaki yansımaları üzerine bir deneme. Volkan Göçoğlu

13
1 POSTMODERNİZM YANSIMALARININ ÇEŞİTLİ ALANLAR ÜZERİNDEN İNCELENMESİ Volkan Göçoğlu 1 ÖZET Postmodernizm, 20. yüzyılda ortaya çıkarak çok sayıda disiplin üzerinde etkili olmuş bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımın etkileri insanlar tarafından birçok alanda gözlemlenebilmektedir. Bu çalışma söz konusu etkileri kamu yönetimi, hukuk, sanat ve tıp alanlarında incelemektedir. Çalışma sonucunda, bu alanlardaki etkiler doğrultusunda bazı çıkarsamalara yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Postmodernizm, Kamu yönetimi, Hukuk, Sanat, Tıp. The Examination of Postmodernism On Various Disciplines Postmodernism is a approach which appeared in 20. century has significant impacts on manifold disciplines. The impacts of this approach can be examinated by people on various fields. This study analyzes that aforementioned impacts on law, public administration, art and medical. In the conclusion, some inferences according to those impacts are included. Keywords: Postmodernism, Public Administration, Law, Art, Medical. GİRİŞ Postmodernizm, 1960’lı yıllarda ortaya çıkmış bir hareket olarak öncelikle kendini sanat alanında göstermiş, daha sonraları sosyoloji, tarih, teoloji, siyaset, antropoloji, psikoloji, psikiyatri, tıp, dilbilim gibi alanlara yayılmış ve insan düşüncesini ilgilendiren her olguyu tartışma konusu haline getirmiştir (Aydın, 2006). Thomas D. Dochherty (1992: 7den akt: Genbilim, 2007) bu durumu şöyle ifade etmektedir: “Avrupa’da bir hayalet geziniyor: Postmodernizm…Postmodern hayaletin dokunmadığı neredeyse tek bir entelektüel faaliyet alanı yok. Bu hayalet mimariden zoolojiye kadar her kültürel disiplinin üzerinde iz bırakıyor; biyoloji, ormancılık, coğrafya, tarih, hukuk, edebiyat ve tüm sanat dalları, tıp, 1 Hacettepe Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, Doktora Öğrencisi, [email protected]

Transcript of Postmodernizmin çeşitli alanlardaki yansımaları üzerine bir deneme. Volkan Göçoğlu

1

POSTMODERNİZM YANSIMALARININ ÇEŞİTLİ ALANLAR ÜZERİNDEN

İNCELENMESİ

Volkan Göçoğlu1

ÖZET

Postmodernizm, 20. yüzyılda ortaya çıkarak çok sayıda disiplin üzerinde etkili olmuş

bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımın etkileri insanlar tarafından birçok alanda

gözlemlenebilmektedir. Bu çalışma söz konusu etkileri kamu yönetimi, hukuk, sanat ve

tıp alanlarında incelemektedir. Çalışma sonucunda, bu alanlardaki etkiler

doğrultusunda bazı çıkarsamalara yer verilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Postmodernizm, Kamu yönetimi, Hukuk, Sanat, Tıp.

The Examination of Postmodernism On Various Disciplines

Postmodernism is a approach which appeared in 20. century has significant impacts

on manifold disciplines. The impacts of this approach can be examinated by people on

various fields. This study analyzes that aforementioned impacts on law, public

administration, art and medical. In the conclusion, some inferences according to those

impacts are included.

Keywords: Postmodernism, Public Administration, Law, Art, Medical.

GİRİŞ

Postmodernizm, 1960’lı yıllarda ortaya çıkmış bir hareket olarak öncelikle kendini

sanat alanında göstermiş, daha sonraları sosyoloji, tarih, teoloji, siyaset, antropoloji,

psikoloji, psikiyatri, tıp, dilbilim gibi alanlara yayılmış ve insan düşüncesini ilgilendiren

her olguyu tartışma konusu haline getirmiştir (Aydın, 2006). Thomas D. Dochherty

(1992: 7’den akt: Genbilim, 2007) bu durumu şöyle ifade etmektedir:

“Avrupa’da bir hayalet geziniyor: Postmodernizm…Postmodern hayaletin

dokunmadığı neredeyse tek bir entelektüel faaliyet alanı yok. Bu hayalet

mimariden zoolojiye kadar her kültürel disiplinin üzerinde iz bırakıyor;

biyoloji, ormancılık, coğrafya, tarih, hukuk, edebiyat ve tüm sanat dalları, tıp,

1 Hacettepe Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, Doktora Öğrencisi, [email protected]

2

siyaset, felsefe vb.’ye kadar uzanıyor. Ancak bu şekilsiz varlık gene de bir

hayalet ve oldukça korkunç bir hayalet olarak kalıyor…”

Postmodernizmin belirlenmiş bir tanımı, ana hatları, bir sistematiği ya da bir

metodolojisi olmamakla birlikte, ana özelliğinin bu olduğu da söylenebilmektedir.

Modernizmin temel alarak toplum, bilim, sanayi, kentleşme, ekonomi gibi birçok

disiplini, üzerinden geliştirdiği rasyonalizm yaklaşımına karşıt bir duruş sergileyen

postmodernizmin, bu yaklaşımdan başka birçok yaklaşıma daha eleştirel baktığını

söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak bu eleştiri, literatürde karşılıksız kalmış

yaklaşımların eleştirileri ile karıştırılacak bir noktada değildir. Zira postmodernizmin

modernizme getirdiği tüm eleştiriler gelinen tarihte somutlaşarak etkilerini toplum

yaşamına yansıtmıştır. Çalışmada bu etkiler somut bir şekilde örneklendirilerek gözler

önüne serilecektir.

Çalışmanın ilk bölümünde; postmodernizm yaklaşımı, modernizm yaklaşımı üzerinden

ele alınmaktadır. Postmodernizme bakış açılarının da ele alındığı ilk bölümden sonra

postmodernizmin etkilerinin yansıdığı alanlar, ayrı başlıklar halinde anlatılacaktır.

Toplum hayatında gözlemlenebilecek şekilde seçilen bu alanlar; kamu yönetimi,

hukuk, sanat ve sağlık alanlarıdır. Söz konusu alanlar postmodernizm etkileri ve

yansımalarıyla birlikte ele alındıktan sonra sonuç bölümünde bazı çıkarsamalarda

bulunulacaktır.

1. POSTMODERNİZM

Postmodernizm, ilk olarak 1960’lı yıllarda ortaya çıkmıştır. Bu yıllarda, New York’taki

sanatçılar ve eleştirmenler arasında sıklıkla kullanılmaya başlamıştır. Kavramın genel

olarak popülerleşmesini sağlayan ise yaptığı “Postmodern Durum” isimli çalışmayla

Jean-François Lyotard olmuştur (Şişman, 1996). Erdemir ve Koç’un (2010: 27) belirttiği

üzere postmodernizm, modern kelimesi ile ilişkili olarak kullanılmaktadır. Bu yönüyle,

kavramı modernizmin kavramının temelleri üzerinde şekillendirmek daha uygun

olacaktır.

Erdemir’e (2013: 163) göre modernizm; ilk kez 5. yüzyılda resmi dinin Hristiyanlık

olarak kabul edilmesinden sonra, önceki roma ve pagan dini dönemini ayrımsamak için

kullanılmıştır. Bu kullanımdan sonra modernizm kavramı, genel itibarı ile bir önceki ya

3

da eski dönemi belirmek üzere kullanılmaya başlamıştır (Zeka, 1994; Demirhan,

1992’den akt: Erdemir, 2013: 163). Günümüzde modernizm; akıl çağı olarak

adlandırılmakta ve batı dünyasının 16. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar olan dönemini

anlatmaktadır. Modernizm, içerisinde pozitivizm, teknosentrizm, evrensellik ve akılcılık

gibi öğeleri barındırmaktadır (Aslan ve Yılmaz, 2001: 96). Bu yönüyle modernizmin

aydınlanma, rasyonalizm ve pozitivizm olmak üzere üç temel görüş sütunun üzerine

oturduğu söylenebilmektedir (Gürkan, 2013: 133). Günümüzde nesneler, olaylar,

kavramlar ve hatta kuramlar gibi birçok alanda kullanılan “geleneksel ve modern”

ayrımı da bu yaklaşım ile ortaya çıkmış bir ayrımdır.

Cooper ve Burrel’a (1988: 94-102) modernizm; insanın kendini keşfederek artık

kendisnin tanrı ve doğanın bir yansıması olarak görmemeye başlamasını ifade eden

dönemdir. Modernizm iki kanada ayrılmaktadır. Birinci kanat Kant’ın yeniden

aydınlanma programının bir uyarlaması olan eleştirel modernizim, ikinci kanat ise

Saint-Simon ve Comte tarafından ortaya atılan görüşlerin bir araç haline getirilmesiyle

oluşan sistemik modernizmdir. Sistemik modernizm akılcılığı temel alırken, endüstriyel

toplumun özelliklerini önceki dönem toplumlarından ayırmaktadır. Bu görüşe göre

endüstriyel toplumu modernleştiren olay, öğrenme, bilgi birikimi ve sistematik bir dildir.

Eleştirel modernizm ise endüstriyel toplumun sistematikliğini ve sibernetiği reddederek

daha bireysel ve özgürlükçü bir yaklaşımı temsil etmektedir.

Sistematikleşmeye de karşı olan postmodernizm, anlama ve kavramanın temel

esaslarını yok sayan entelektüel bir emperyalizm formu olarak nitelendirilebilir

(Lyotard, 1994). Sallan ve Boybeyi (1994: 313) Postmodernizmi Keller, Habermas (ikili)

ve Lyotard’a göre yorumlarken; bir ikilemi vurgulamaktadırlar. Keller ve Habermas

postmodernizmi 1968 yenilgisinin bir sonucu olarak geriye dönüş, yeni sağcı bir söylem

ve eskiye var olanın eklemlenmesinden oluşan toplumsal bir teori olarak ele

almaktadır. Lyotard ise postmodernizmi kapitalist refah devletinin bir bunalımı

sonucunda meydana gelen bir oluşum olarak tanımlamaktadır. Buna göre;

postmodernizm bir yeni muhafazakarlık ya da yeni liberalizm değildir. Aynı konuya

değinen Güriz (2011: 153); liberalizmin adaleti ve hukuku üstün gören fakat bundan

önemlisi de amaç ve isteklerin önünde gelen bir insan varsayımına temellendirilmiştir.

Postmodernizme göre insan ile ilgili bu görüş tutarsızdır ve gerçeği yansıtmamaktadır.

İnsanların istekleri birbirilerinden farklıdır. Bu yüzden insanların ortak bir kanaati ya da

istedi varmış gibi bir yargıya sahip olması söz konusu değildir.

4

Postmodernistler, modern düşünce ve bu düşüncenin toplum anlayışını mitsel

bulmakta ve eleştirmektedir. Ulus, millet gibi çoğulculuğu yok sayan modern düşünce

temalarını yok saymaktadırlar. Gerçekliğin yorumlanmasını engelleyecek, mutlak

gerçeği arayacak yöntemleri reddederek, gerçeğin sübjektifliğine vurgu yapmışlar ve

hatta bazı olumsuz postmodernistler ise bilimin belirlemeciliğini yok saymışlardır

(Akça, 2005: 2). Huyysen (1986: 197), postmodernizmin ilk ortaya çıktığı zamanlarda

daha çok modernizme bir karşı çıkış şeklinde alevlendiğini ancak daha sonralarda ise

bir deneyselcilik havasında ilerlediğini vurgulamıştır.

Postmodernizm, farklı disiplinlerinden penceresinden değerlendirilerek

yorumlanabilmektedir. Erdemir’in (2013: 171) vurguladığı üzere; dönemsel post

modernizm, postmodern dönemde ortaya çıkan yeni yönetim tekniklerini ve

örgütlenme yapılarını incelemektedir. Felsefi postmodernizm ise genel olarak örgüt ve

yönetim alanında ortaya çıkan farklı görüş ve yaklaşımları bir birleriyle karşılaştırmakta

ve örgüt kuramının farklı konularını tartışmaya açmaktadır. Yazara göre; örgüt ve

yönetime daha yakın olması nedeniyle, örgüt kuramları alanında postmodernizmden

bahsedildiğine genel olarak akla felsefi postmodernizmin gelmesi gerekmektedir. Post

modernizm konusunda yıllara dayanan bir çalışma tecrübesine sahip olan yazar,

yazdığı yüksek lisans tezinde postmodernizme yönelik yaklaşımları beş sınıfta

toplamıştır (Erdemir, 2000: 45). Bu yaklaşımlar şu şekilde özetlenebilir:

Birinci yaklaşım, bilim ve felsefe alanlarında gerçekleştiği savunulan

aydınlanma ideallerini reddedişe dayanmaktadır. Bu idealler; özgürlük, adalet,

eşitlik, adalet, evrim, rasyonalizm, devrim, hümanizm vb. ideallerdir.

İkinci yaklaşım Marksist düşünürlerin görüşlerinden olan yaklaşımdır. Bu

düşünürler posmodernizmi kapitalist ötesi (Drucker, 1994), sanayi ötesi

(Kurtulmuş, 1996), post kapitalist (Belek, 1999) veya geç kapitalist (Jameson,

1994) şekilde adlandırmaktadırlar.

Üçüncü yaklaşım, Theory, Culture & Society dergisi etrafında etrafında

şekillenen ve yaşadığımız hayatın modern kavramlarla açılanamayacağını yeni

bir disiplinin ortaya çıkarılmasını savunan Turner, Robertson, Stauth ve

Featherstone gibi sosyologların yaklaşımlarından oluşmaktadır.

Bir diğer yaklaşım; Giddens ve Beck gibi düşünürlerin belirttikleri

postmodernizmi modernizmin bir uzantısı ve daha da radikalleşmiş bir hali

olarak gören yaklaşımdır.

5

Son yaklaşım ise postmodernizmin modernizme yönelttikleri eleştirileri haklı

bulmakla birlikte, çözümün yine de modernleşme yaklaşımının içinde aranması

gerektiğini vurgulamaktadır (Topçuoğlu ve Aktay, 1996: 13-15).

Çalışmada, post modern yaklaşım daha çok birinci yaklaşımda tanımlandığı üzere ele

alınacaktır. Postmodernizm kavramını çeşitli açılardan ele aldıktan sonra

postmodernizim ve kamu yönetimi ilişkisini kurmak faydalı olacaktır.

2. POSTMODERNİZM VE KAMU YÖNETİMİ

Postmodernizme kamu yönetimi disiplini çerçevesinden bakıldığında, Yıldırım (2009:

388-391) postmodernizm ve kamu yönetimi ilişkisini üç başlıkta incelemektedir.

Başlıklardan ilki “Olguculuğun Reddi ve Post-Bürokrasi”dir. Yazara göre

postmodernistler olguculuk ile uzlaşmazlık içinde olup, olguları kategorize etmektense

onların toplumsal anlamlarına bakmaktadırlar. Gerçeklik nesnel değil toplumsaldır.

Burada, modernizmden ayrı olarak olguların yorumlanmasında “değerler” işin içine

girmektedir. Söz konusu durum rasyonalistlere bir eleştiri yaklaşımı olan post

pozitivistlerin (Smith ve Larimer, 2009: 102) yaklaşımına benzemektedir. Postmodernis

düşünce, Weber’in bürokrasi kuramına, Taylor’un Bilimsel Yönetimi’ne ve Wilson’un

Siyaset-Yönetim’ ayrımına karşı durarak, gelecekte ne yapılması gerektiğini

aramaktadır. İkinci başlık; “Öznellik ve Durumsallık Yaklaşımı”dır. Özenllik ve

durumsallık, farklılığı yansıtmaktadır. Topluma uyarlandığında; toplumdaki

homojenliği, çok kültürlülüğü savunmaktadır. Postmodernistler bu yönleriyle

genelleyici ifade ve tutumlara karşı durmaktadır. Son başlık ise “Belirsizlik ve Sonuç

Odaklılık”tır. Bu başlık altında postmodernizmin çeşitlilik, çok seslilik gibi kavramlara

verdiği önem doğrultusunda, bütün olan yapıları ve kavramları bozma eğiliminde

olduğu vurgulanmaktadır. Parçalanmalar, farklılıklar ve çelişkilerin meydana gelmesi

sosyal hayatu özgürleştiren, geliştiren bir faktör olarak ele alınmaktadır. Yazara göre

son yıllarda canlanan liberal politikalara paralel olarak gündeme gelen özelleştirme,

sözleşmecilik, yerinden yönetim, müşteri tatmini, performans denetimi şeklindeki araç

veya ilkeler, işlevselliğe önem veren postmodern söylemin kamu yönetimindeki

yansımaları şeklinde değerlendirilebilecektir (Yıldırım, 2009: 393).

Postmodernizm, bireylerin farklılıklarını ve farklılaşmayı savunurken liberalizmde

olduğu üzere bireyin standartlaştırmalar yerine özgür bırakılmasını savunmaktadır.

Burada bir başka tartışma konusu ise özgürlük kavramı üzerinde çıkmaktadır.

6

Özgürlük kavramı adeta bir DNA gibi her bireyden bireye değişen bir tanıma sahiptir,

ancak bu tanım sosyal hayatta şekillendirilmektedir. Standardize edilmiş konuşma dili

kelimeleri kişilerin algılarındaki özgürlük kavramını da tarif edebilmelerini sınırlayacak

niteliktedir. Sosyal hayatta çeşitli şekillerde tanımlanan özgürlük kavramı,

postmodernizmde geçersizdir. Çünkü bu kavram genel olarak kabul görmüş değerler

üzerinden tanımlanmaktadır. Postmodernizmin karşı durduğu olguların başında da bu

ortak kabul gören tanımlar gelmektedir. Özgürlük, bireylerin algılarındaki gerçekten çok

Berger ve Luckmann’ın (1967) “Social Construciton of Reality” isimli çalışmalarında

üzerinde durdukları üzere, sosyal hayatta yapılandırılmış gerçekliği tanımlamaktadır.

Örneğin, demokrasi, fırsat eşitliği, kadın erkek eşitliği, sosyal devlet, sivil toplum ve

adalet gibi kavramlar özgürlüğü tanımlamak üzere akla gelen kavramlardır. Bu

kavramların gerçekten insan algısındaki özgürlüğü tanımlamaya yeterli olmadığı

düşünülmektedir. Bu yönüyle özgürlük, söz konusu sosyal yaşamın ve toplumun

oluşturduğu ve yapılandırdığı kavramların ürettiği başka bir kavram olarak ortaya

çıkmaktadır. Fakat ortaya çıkan yeni kavramın gerçekliği yansıttığı

söylenememektedir.

Ele alınan kamu yönetimi özellikleriyle postmodernizim, merkeziyetçiliğe de karşı

durmaktadır. Genelden verilen emirler, standartlaşmış bürokrasi kurulları yerine,

çeşitlilik ve durumsallık temelinde yerel ihtiyaçlar doğrultusunda kararlar alan yerel

yönetime yakın durmaktadır. Bu yönüyle postmodern yaklaşımın kamu yönetimi

boyutunda adem-i merkeziyetçi bir tutum takındığı söylenebilecektir. Bunun yanında

daha önceden değinilen “azınlıkların başkaldırması” durumu yeniden gündeme

gelmektedir. Bireylerin kimlik arayışlarının yanı sıra, adem-i merkeziyetçi bir yapıya

yönlendiren postmodern yaklaşım, azınlıkların hem kimlik arayışları hem yerel yönetim

eğilimleri ile birleşerek özerklik taleplerinin meydana gelmesine de etkide

bulunmaktadır. Dolayısıyla gelinen dönemde ülkelerde çıkan ayrılıkçı hareketler,

postmodernizm anlayışına paralel olarak yorumlanabilecek niteliktedir.

3. POSTMODERNİZM VE HUKUK

Postmodernizm, kültür, sanat, sinema, felsefe, örgüt kuramları gibi birçok alanda

yansımalarını göstermiş bir yaklaşımdır. Hukuk da postmodernizmin yansımalarının

görüldüğü bir disiplindir. Guriz (2011: 152) postmodern yaklaşım ile birlikte hukukta

süjenin önem kazanmasının söz konusu olduğunu vurgulamaktadır. Yazara göre,

hukukun “biz” olarak koyduğu kurallar, yaptığı yargılamalar ve uyguladığı yaptırımlar

7

yerini “ben” kişisini merkez alarak yapılacak yorumlamalara bırakacaktır. Bu

doğrultuda postmodernizmin bir savunusu olan çoğulculuk ve farklılıklara önem verme

(Sallan ve Boybeyi, 1994), azınlıkların kendi hak ve kimliklerini hukuk içinde aramaya

çabalamasını beraberinde getirmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde Mashpee

kabilesi hukuki olarak tanınmak için önceden sahip oldukları toprakları alan özel

şirketlere de suç duyurusunda bulunarak mahkemeye dava açmıştır. Bu dava

postmodern kimlik arayışına örnek teşkil edebilecek bir olaydır (Guriz, 2011: 152).

Türkiye’de bir dönem yaşanan alt kimlik-üst kimlik tartışmalarının hukuki boyutlara

taşınması, kürt kökenli vatandaşların anadilde eğitim, anadilde medya yayını gibi

haklar elde etme çabaları da postmodernizmin yansımaları olarak değerlendirilebilir.

Bu hakları elde etmek istemedeki asıl amaç talepte bulunan kitlenin marjinal faydalarını

yükseltecek bir hak değildir. Amaçlanan kazanım, farklı bir süjenin postmodernizm

içerisindeki kimlik arayışıdır. Güriz’in de (2011: 155-156) belirttiği üzere; içerdiği

yaklaşımlarla postmodernizm her türlü başkaldırıya olanak tanıyan “ne olsa gider”

tarzında tutumları beraberinde getirmektedir.

Modernizmin meydana getirdiği, endüstri toplumu, ilerlemecilik, rasyonellik, pozitivizm

gibi, algıları sosyal bir gerçekliğe bu gerçekleri de standartlaşmaya götüren düşünce

sisteminin postmodernizmde nasıl reddedildiğini somutlaştırmak adına bir örnek

vermek yararlı olacaktır. İnsanlar tat alam duyusuna sahiplerdir. Çeşitli yiyecek ve

içecekleri tadarak onlara “tatlı, acı, ekşi” gibi tanımlamalar getirirler. Ancak bu üç kelime

ile ifade edilen tadın gerçek tanımı kişiden kişiye farklılaşıyor olabilir. Tadın tanımı net

olarak yapılamaz. Üç kelime ile sınırlı bir tanım yapılır ve kişi kendini ifade etmiş olur.

Burada ortak olarak kabul edilmiş olan gerçek üç kelime ile sınırlıdır ve bu kelimeler ile

bir tanım yapılırken, tadılan yiyecek farklı kişilerce aynı kelime ile ifade edilse bile,

kişinin anatomisine göre aslında tam olarak ne hissedildiği ya da tadıldığı

bilinmemektedir. Bu tat, farklı kişilerin hoşuna gitmiştir ve hoşa gideni temsil eden

kelime kullanılmıştır. Pozitivist yaklaşımdan bakılacak olursa, bunun ölçülmesi ya da

ölçümlenerek kişiye göre farklı tanımlar yapılması mümkün olmayacaktır. En yakın

ölçütler ile kişi, bu tadı başka yiyeceklerde aldığı tatlara benzeterek ifade edebilecektir.

Örnekte anlatıldığı üzere, sosyal yapılandırılmış gerçekler genel olarak bir kalıba

indirgenmiş ve belirli bir kalıp üzerinde en fazlaca kabul görmüş düşüncelerin

ürünleridir. Postmodernizmin temelinde alışılagelmiş bu kalıpları sorgulamak ve

eleştirmek vardır. Postmodernizm hukuk konusunda da yukarıdaki somutlaştırma

8

örneğine benzer şekilde bir tutum takınarak genelleşmiş ve bütün ülke vatandaşlarına

nüfuz eden kurallar bütününe karşı tutum takınmaktadır. Postmodernizmin temelinde,

uygulanan bu hukuk kurallarının insan suçu işleyen insan ya da cezayı veren hakim

tarafından yorumlanmasında da algı farklılıklarının önemli rol oynadığı kabul

edilmektedir.

4. POSTMODERNİZM VE SANAT

Postmodernizm sanat alanında yorumlanırken diğer disiplinlere benzer olarak

Lyotard’ın (1994) “Postmodern Durum” isimli eserinden yararlanıldığı

gözlemlenmektedir. Şahin (2012: 95), Lyotard’a atıfta bulunarak;

Postmodernizminmodernin bir parçası olduğunu, değişen tek şeyin oluşum halindeki

modernizm olduğunu belirtirtiğini vurgulamıştır. Yazar, Ard-yenilikçilik ya da ard-

çağdaşçılık olarak nitelediği postmodernizmin 1940 ve 1950’li yıllarda yer yer mimaride

ve şiirde yeniyi ifade etmek için kullanılmasına karşın, 1960’lı ve 1970’li yıllara

gelindiğinde modern dönem sonrasını ya da modern döneme karşıtlığı ifade eder

şekilde kullanılmaya başlandığını vurgulamaktadır (Best ve Kellner, 1998: 24’den akt:

Şahin, 2012: 95). 2000’li yıllarda postmodern tasarımlar olarak nitelendirilen mimari ve

endüstriyel tasarımlarda gözlemlenen asimetri, düzensizlik, uyumsuzluk ve modülerlik

gibi özelliklerin de postmodernizmin temelinde olan, bireysellik, yerellik, düzensizlik,

çeşitlilik gibi kavramlarla ilişkili olduğu düşünülmektedir.

Postmodern sanat, modern sanatın etkisinden kurtulma eğilimdedir. Bu yüzden bu

kurtuluş adına daha kuralsız, agresif ve atik davranabilmektedir. Postmodern sanat,

farklı dönemlerden ve farklı sanatsal dizgelerden alınan bileşenlerin yerinden

yorumlanarak yeni bir düzen içinde ya da karmaşık olarak kullanılması şeklinde

tanımlanabilecek eklektisizme, düşünümselliğe, özgöndergeliğe, aktararak

söylemeye, yapıntı ve rastlantısallığa, anarşiye, parçacılığa, çoğulculuğa ve

benzetmeye gönderme yapmaktadır. Bu yönüyle postmodernist sanat, kuralsızlığın

kural olduğu bir sanat yaklaşımı olarak tanımlanabilecektir (Gökçearslan, t.y.).

Sazyek (2002); postmodernist yaklaşımın roman alanında yansımalarını anlatırken,

bu yaklaşımın elitist tavrı bir kenara bırakarak taşradaki okuyuculara dahi kültürel bir

yaşam hakkı sunduğunu belirtmektedir. Bu tutum, modernizmin evrensel olma telaşını

da yerle bir etmektedir. Yazara göre; postmodernizmin. elitist tavrın yerine sanatı

popülerleştirerek (pop-art) daha fazla kitleye yaymak; kolaj tekniği aracılığıyla eklektik

9

bir özellik kazandırarak yeni öğeler eklemek; öneriler, tezler, çözümler getirme ve

yargılama gibi kendisine toplumsal bir rol biçme yerine misyoner kimlikten uzaklaşıp

salt sunmayı amaçlayan betimleyici bir tutuma sokmak postmodernist sanatın genel

seçenek ve etkileri olarak gösterilebilmektedir. Buradan çıkarılacak başka bir sonuç;

modern sanatta “sanat için sanat” anlayışı daha etkin görünürken, postmodern sanat

anlayışında ise “toplum için sanat” anlayışının izleri görülmektedir.

Can’a (2012: 153) göre; postmodernizmin sanat üzerindeki etkisini yapıbozumcu bir

etki olarak tanımlamak da mümkündür. Postmodernizm felsefede, kavramsal anlamlar

üreten gizli kalmış düzenekleri açığa çıkartırken, sanatta ise estetik tasarımın gizli

kalmış işleyişlerini, estetiğin dışavurumsal hakikat üzerindeki iddialarının mistisizm

perdesini kaldırarak teşhir etmektedir. Postmodernizmin müzik üzerindeki etkisini

Türkiye’den güncel bir pop şarkısı ile örnekleyen yazar, popüler şarkıcı Nil

Karaibrahimgil’in Duma Duma Dum şarkısına da incelemeleri arasında yer vermiştir.

Söz konusu şarkıda yer alan “Buldum birini buldum/ Soydum baş ucuma koydum/O

kimdi bi teselli/Seni umdum duma dum/ Dudaklarımda bi nefesle/ Aldım onu bi

hevesle/Kandıramam kendimi/ Düpedüz başkası işte” sözleri, çocukların oyunlarda

kullandığı bir tekerlemeden esinlenerek düzenlemiştir. Burada postmodernizmin

içerdiği eklektisizmin somut bir örneği gözlemlenmektedir.

Postmodernizmin etkileri birçok alanda görüldüğü üzere, başlangıç noktası olan

sanatın da her dalında etkilerini göstermektedir. Başlık altında değinilen mimari,

roman, müzik ve tasarım üzerindeki postmodernizm izleri bunun açık bir göstergesidir.

5. POSTMODERNİZM VE TIP

Postmodernizmin etkileri sosyal bilimlerde olduğu gibi fen bilimlerinde de kendini

göstermektedir. Birçok alt alana ayrılan tıp biliminde de postmodernizmin etkilerini

görmek mümkündür. Bu etkiler Türkiye’deki tıp alan yazınında yer alacak biçimde

gelişme göstermiştir.

Cirhinlioğlu (2003: 138); insan bedenine yönelik yapılan araştırmaların bir kısmının,

postmodern yaklaşım başlığı altında toplanmaya başladığını belirtmektedir. Yazara

göre; sağlık kavramı postmodernizm anlayışı çerçevesinde anlam değiştirmiştir.

Değişen anlam; artık hastalık kavramından çok tüketim ve sağlık kavramının

gündemde olmasıdır. Daha önceden çok saygın bir meslek olarak görülen tıp

doktorluğu artık sadece insanların sağlıkla ilgili çözüm alternatiflerinden biri haline

10

gelmiştir. Gelişen teknoloji ve yaygınlaşan internet kullanımı ile birlikte insanlar kendi

sağlık sorunları kendileri ya da oluşturdukları gruplar aracılığıyla birbirleriyle

yardımlaşarak çözme eğilimindelerdir. Postmodernizmin yapısında var olan değerler

sistemi de insanların sağlığa bakış açısını değiştirmiştir. Yazarın bu konuda verdiği

yaşlılık örneği post modernizmin insanın sağlık algısı üzerindeki etkilerini açık bir

şekilde göstermektedir. Modern toplum döneminde insanın doğması, büyümesi ve

yaşlanması doğal bir süreç olarak kabul edilip müdahale edilmezken, postmodernizmin

izlerinin görüldüğü bu dönemde; insanlar tıp teknolojisini kullanarak yaşları ilerlese de

bedenlerini genç tutmak istemektedirler. Yaptırılan estetik ameliyatlar, kullanılan

alternatif tıp yöntemleri bu doğrultuda başvurulan çözümlerdir.

Ataç (2010: 176) postmodernizmin tıp etiği üzerindeki etkisini eleştirmektedir. Yazar,

Mesleğin doğasında bulunan ve her hekimin sahip olduğu düşünülen temel değerlerin

mesleki uygulamalara ne kadar yansıdığı, özellikle yirminci yüzyılın son çeyreğinde

sorgulanmaya başladığını vurgulamaktadır. Postmodernizmin sahip olduğu “değerler”

kavramının etkisi ile hekimlerin sahip olduğu değerlerin de mesleklerinde ön plana

geçerek onların tutumlarına yansıdığını belirtmektedir. Yazar, hekimlerin, özellikle

gelinen dönemdeki dini ve ahlaki çeşitliliği göz önüne alındığında; bu değerlerin etik

ikilemler meydana getirdiğini düşünmektedir. Yazarın bu görüşlerinin üzerinde önemle

durulması gerekmektedir. Tıp biliminin, her hekimin kendi değerlerine göre uygulama

yaptığı bir bilim haline geldiği düşünüldüğünde, bu durumun insanların zararlarına

olabileceği göz ardı edilmemelidir. Örneğin; doğum yapmak üzere ola bir kadın

hastaya bakacak tek doktorun erkek olduğunu ve kişisel değerleri gereği kadın

hastanın doğumuna girmeyi reddettiğini düşünülürse, buradaki etik ve değer ikilemi

zihinde daha somut bir şekilde canlandırılabilecektir.

Toplum yaşantısına ve toplum yaşantısını ilgilendiren tüm disiplinlere etkide bulunan

postmodernizmin etkilerinin tıp sektöründe de hissedildiği gözlemlenmektedir. Burada

dikkat edilmesi gereken konu; insan sağlığı ve insan hayatı açısından en önemli

disiplinlerden biri olan tıpta postmodernizmin doğuracağı ya da doğurmakta olduğu etik

problemidir. Bu problemin önlenmesinde postmodernizmin etkilerinin de düşünülerek

dâhil edilebileceği etik kodları üretilmeli ve ihlali için gereken önlemler alınmalıdır.

SONUÇ

11

Postmodernizmin etkileri insan hayatının her alanında hissedilmektedir. Bu çalışmada;

postmodernizmin; kamu yönetimi, hukuk, sanat ve tıp alanındaki etkileri

gözlemlenmiştir. Söz konusu etki, internet teknolojisinin gelişimi ve küreselleşmeye

bağlı olarak, dünyada olduğu kadar Türkiye’de de gerçekleşmiştir.

Çalışmada ele alınan etki alanlarına bakıldığında, postmodernizmin farklılığı sevme,

ekletisizm, rasyonelliğe karşılık, yapıbozumculuk, çoğulculuk ve değerlere önem

verme gibi özelliklerinin ele alınan alanların tümünde geçerli olduğu sonucuna

varılmıştır. Farklılığı sevme, eklektisizm, yapıbozumculuk özellikleri daha çok sanat ve

mimari alanında hissedilerek bu alanlarda üretilen tasarımların yapılarını ve şekillerini

etilemiştir. Rasyonelliğe karşıtlık ve çoğulculuk gibi özellikler özellikle hukuk alanına

yansımış ve genel geçer olarak konulan ve bir ülke vatandaşlarının bütünü için

yapılmış hukuk kurallarına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Yine çoğulculuk ve

rasyonellik karşıtlığı; kamu yönetimi alanında kendini göstermiş, azınlık hakları, azınlık

ayaklanmaları, kamunun genel düzeni, işleyişi, devlete karşı tutum ve devletin

vatandaşlara karşı tutumunda etkiler bırakmıştır. Son olarak tıp alanında post

modernizmin etkileri, insan bedeninin incelenmesi konusunda kendini gösterdikten

sonra, vatandaşların da sağlık ve hastalık kavramına bakış açılarını değiştirmiştir.

İnsanlar genç kalmayı ve bunun için tıbbi ve teknolojik tüm imkânları kullanmayı

istemektedirler. Diğer yandan, postmodernizmin temellerinde olan değerlere önem

verme özelliğinin tüm alanlarda olacağı üzere tıp alanında doğuracağı etik ikilemlerine

değinilmiştir. İnsan sağlığı ve yaşamı açısından en kritik alan olan tıpta, bu tür

ikilemlerin kötü sonuçlara neden olacağı öngörülmüştür. Bu konu ile ilgili

postmodernizmin etkileri özellikle tıp alanında daha iyi analiz edilmeli ve etik

ikilemlerine neden olabilecek durumlar göz önüne alınarak bu ikilemleri önleyecek yeni

etik kodlar üretilmeli ve meydana gelebilecek etik ihlalleri için de gereken tedbirler

alınmalıdır.

KAYNAKÇA

Akça, G. (2005). "Modernden Postmoderne Kültür ve Kimlik", Muğla Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 15: 1-24.

Aslan, S. ve Yılmaz, A. (2001). "Modernizme Bir Başkaldırı Projesi Olarak

Postmodernizm", C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2(2): 93-107.

12

Ataç, A. (2010). "Tıp Etiği Açısından Kastrasyon", 3. Sağlık Kurultayı, 7-8 Mayıs 2010,

Ankara, Ankara Barosu Yayınları.

Aydın, H. (2006). "Eleştirel Aklın Işığında Postmodernizm, Temel Dayanakları ve

Eğitim Felsefesi", Eğitimde Politika Analizleri ve Stratejik Araştırmalar

Dergisi, 1(1).

Berger P. L. and Luckmann, T. (1967). The Social Construction of Reality. Treatise

in the Sociology of Knowledge. Penguin, Harmondsworth Original: Doubleday.

Garden City, N. Y.

Can, İ. (2012). "Sanatta Meta-Anlatıların Bir Yapı Bozumu Olarak Postmodern Müzik",

Muhafazakar Düşünce Dergisi, 33-34: 149-174.

Cirhinlioğlu, Z. (2003). "Post-Modern Çözülüş ve Sağlık", Afyon Kocatepe

Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 5(1): 131-148.

Cooper, R. ve G. Burrell, (1988), “Modernism, Postmodernism and Organizational

Analysis”, Organization Studies, 9(1): 91‐112.

Erdemir, E. (2000). Postmodern Yaklaşımın Yönetim ve Örgüt Yapılarına Etkileri:

"Modernden Postmoderne Dönüşüm Tartışmalarının Yönetim Teorisine

Katkıları". Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Osmangazi Üniversitesi,

Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Erdemir, E. (2013). "Postmodern Örgüt Kuramı", iç. Taşçı, D. ve Erdemir, E. (ed),

Örgüt Kuramı. T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını: 162-191.

Erdemir, E. ve Koç, U. (2010). "Postmodernizm ve Komplekslik: Örgüt Kuramı

Bağlamında Paradigmatik Bir Tartışma", Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

İİBF Dergisi, 5(1): 25-48.

Genbilim. (2007). "Modernizmden Postmodernizm’ e", Erişim Tarihi: 07.01.2015,

http://www.genbilim.com/sosyal-bilimler/sosyoloji/modernizmden-

postmodernizm-e/

Gökçearslan, A. (t.y.). "Postmodernizmin Video Kliplere ve Canlandırma Sanatına

Yansımaları", Erişim Tarihi: 06.01.2015,

http://w3.gazi.edu.tr/~armagangokce/6.pdf

13

Güriz, A. (2011). Feminizm Postmodernizm ve Hukuk. 2. Baskı, Phoenix Yayınları.

Gürkan, H. (2013). "Modernleşme ve Postmodernizm İçerisinde Gilles Deleuze'ün

Tarih Anlayışı Üzerine Bir İnceleme", Turkish Studies, 8(11): 131-148.

Huyysen, A. (1986). After the Modernism, Mass Culture, Post Modernism Great Divide.

Indıana University Press: Indiana.

Lyotard, J. F. (1994). The Postmodern Condition: A Report on Knowledge,

Manchester: Manchester University Press.

Parker, M. (1992). "Post-Modern Organizations or Postmodern Organization Theory?",

Organization Studies, 13(1): 1-17.

Sallan, S. ve Boybeyi, S. (1994). "Postmodernizm-Modernizm İkilemi", Araştırma

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü

Dergisi, 15: 313-323.

Smith, K. B ve Larimer, C. (2009). The Public Policy Theory Primer. Boulder, CO:

Westview Press.

Şahin, H. (2012). "Postmodern Sanat", İdil Dergisi, 1(5): 90-111.

Şişman, M. (1996). "Postmodernizm Tartışmaları ve Örgüt Kuramındaki Yansımaları",

Eğitim Yönetimi, 2(3): 451-464.

Yıldırım, M. (2009). "Modernizm, Post Modernizm ve Kamu Yönetimi", Uluslararası

İnsan Bilimleri Dergisi, 6(2): 380-397.