Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

16
Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası Fuad Ferhavi Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu • Analiz No: 27 • Aralık 2013

Transcript of Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

Fuad Ferhavi

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu • Analiz No: 27 • Aralık 2013

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış PolitikasıKünye

Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış PolitikasıYazar

Fuad Ferhavi, USAK Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi Arap araştır-macılarındandır. Türk-Arap ilişkileri, Ortadoğu, Afrika, sosyal hareketler, tarih ve uluslararası ilişkiler konularına odaklanmaktadır.

USAK Analiz No: 27

USAK Raporları Editörü: Mehmet GÜÇER

Copyright © 2013 USAKTüm Hakları SaklıdırBirinci Baskı

Tasarım

Mehmet Güçer & Önder Çukurluöz

Kurum

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK)USAK Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi

İletişim

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK)International Strategic Research OrganizationAyten Sokak No: 21 Tandoğan / AnkaraTel: (0312) 212 28 86 - 87 Faks: (0312) 212 25 84www.usak.org.tr - www.turkishweekly.netwww.usakanalist.com - [email protected]

Künye

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

2

Özet

ÖzetSon zamanlarda Paris’in bölgesel ve uluslararası alandaki geliş-melere uyum sağlamada ne kadar başarılı olduğuna dair birta-kım sorular ortaya atılmıştır.

Gerek Suriye meselesi, gerekse ABD’nin Asya-Pasifik bölgesine yönelik artan ilgi-sinin yanı sıra Ortadoğu’da meydana ge-len gelişmeler Fransa’yı, bölgede oluşan boşluğu doldurmak için müdahale ara-yışlarına itmiştir. Afrika’nın jeostratejik konumu Çin, Hindistan ve Brezilya gibi yeni güçlerin bölgeye yönelik ilgilerini ar-

tırmıştır. Böylelikle Paris, bazı Afrika ülke-lerindeki geleneksel nüfuzunu korumada zorlanmaya başlamıştır. Kuzey Afrika’nın Arap Baharı’ndan etkilenmesinin yanı sıra Fransa’nın bölgede yaşanan iç krizle-re müdahale inisiyatifini eline alamaması, bölgedeki Fransız nüfuzunun gerilemesi anlamına gelmektedir.

1ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

3

Paris, Libya krizindeolduğu gibi, Suriye krizinde de etkigücüne sahip olduğunu göstermek istemiştir.

Ortadoğu’da Düşük Profilli Amerikan Politikaları ve Fransa’nın Yeni Arayışları1) Lübnan ve Suriye: Fransa’nın Ortadoğu’ya Giriş Kapısı

George W. Bush yönetimi altında Amerika’nın 2003 yılında Irak’a karşı savaş hazırlıklarına, Fransa’nın eski Cumhur-başkanı Jacques Chirac’ın karşı çıkması iki Batılı müttefik arasında güçlü anlaş-mazlıkları ortaya çıkarmıştır. Irak işgalinin yanı sıra, Bush’un izlediği dış politikanın, Fransa’nın çıkarları ile örtüşmemesi de Paris’i endişelendirmiştir. Oğul Bush dö-neminde Avrupa’nın Amerikan dış politi-ka hesaplarından çıkarılmasını öneren te-oriler ortaya atılmıştır. Örneğin, “Cennet ve Güç: Yeni Dünya Düzeninde Amerika ve Avrupa (Of Paradise and Power: America and Europe in the New World Order)” kita-bının yazarı Robert Kagan, bu tür önerile-rin güçlü savunucularından biri olmuştur. Kagan’ın görüşleri, Avrupalılar arasındaki mevcut anlaşmazlıkların Avrupalıları dip-lomatik çözümleri tercih etmeye ve güç kullanımını reddetmeye yönlendirdiği düşüncesine dayanmaktadır. Kagan, Av-rupalıların uluslararası/küresel güvenliğin karşılaştığı risklerle yüzleşme gücünün olmaması nedeniyle Avrupa’nın bu zafi-yetinin Amerikan hegemonyasını tehdit edeceğini ileri sürmektedir.

ABD’nin Irak’ta, güvenliğin sağlan-ması konusunda problem yaşaması ve Irak’taki varlığına meşruiyet kazandırmak istemesi, Avrupalılara yönelik politikası-nı değiştirmesine yol açmıştır. Fransa’nın Irak’ın yeniden imarına katılmak iste-mesi de Irak’a yönelik Amerikan işgali-ne meşruiyet kazandıran, BM Güvenlik

Konseyi’nin 1483 sayılı kararına onay vermesine neden olmuştur.1 Fransa’nın bu tutumu Amerika’nın Saddam Hüse-yin rejimine karşı askeri müdahalesine karşı çıkan Almanya ve Rusya’nın tutum değiştirmesine de bağlı olarak gelişmiştir. Çünkü Fransa Irak işgali karşısında tek başına kalmak istememiştir. George W. Bush’un, 2004 yılında yeniden başkan seçilmesinden sonra Washington ile Paris arasında Ortadoğu’daki meselelerle ilgili koordinasyonun arttığı gözlenmiştir. Bu bağlamda ABD ve Fransa, 2 Eylül 2004 tarihinde, Suriye’nin Lübnan’dan geri çe-kilmesi ve Hizbullah’ın silah bırakmasına çağrıda bulunan 1559 sayılı ortak karar ta-sarısını Güvenlik Konseyi’ne sunmuştur.2 Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın Washington’ın Şam’ın izolasyo-nunu hafifletme konusunda oynadığı rol sonrasında, 14 Şubat 2005’te Lübnan’ın eski Başbakanı Refik el-Hariri’nin suikasta uğraması, Beşşar Esed rejimine karşı Ame-rikan ve Fransız bakış açılarını birbirine daha fazla yaklaştırmıştır.

Şam üzerindeki Fransız baskısı, 2007 yılında Nicolas Sarkozy’nin Élysée Sarayı’na gelmesine kadar sürmüştür. Sar-kozy, Fransa-Suriye ilişkilerini geliştirmek için çalışmıştır. Paris’in Lübnan’daki çeşitli siyasi taraflar ile olan ilişkileri, Suriye’yi Lübnan’da Fransız rolünü aşamaz bir du-ruma getirmiştir. Benzer şekilde Fransa da Suriye’nin Lübnan’daki ehemmiyeti-ni ve rolünü kabul etmiştir. Bu atmosfer, özellikle ABD’nin Arap-İsrail barış süreci konusunda tıkandığı bir dönemde, Fransa için Ortadoğu’da büyük bir rol oynama fır-

1 ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

4

satı yaratmıştır. Bu bağlamda Paris, İsrail-Suriye müzakereleri için arabuluculuk ça-lışmasına başlamıştır. Ancak aynı zamanda Şam, Fransa’nın İsrail ile arasındaki arabu-luculuk konusunda yalnız başına kalarak alternatifsiz olmasını istememiş, böylelikle Türkiye’nin rolü için de kapıyı aralamıştır. Fransız çevreleri ise Türkiye’nin arabulucu olmasından rahatsızlık duymuştur.

2) Fransa ve Körfez Ülkelerinde Konum Edinme Arayışı

Fransa’nın rolünün öne çıkması aynı za-manda, Körfez ülkelerinin sahip olduğu Amerikan’ın Ortadoğu’ya geri dönüş ola-sılığına dair endişeleri de gündeme getir-miştir. Ayrıca Körfez ülkelerindeki pek çok karar alıcılar, Washington ile Tahran arasında Irak konusu ile ilgili bir düzel-me olduğundan da kuşku duymuşlardır. Amerika’nın Körfez ülkelerinin güvenliği-nin sağlanacağına dair söylemleri olmasına rağmen bu ülkeler bölgede oluşabilecek boşluk ihtimaline karşı kendilerine baş-ka seçenekler aramaya başlamışlardır. Bu bağlamda Fransa, Körfez ülkelerinin bu endişelerini kullanarak kendisini, Körfez güvenlik sistemine dâhil olma konusunda en elverişli seçeneklerden biri olarak ileri sürmüştür. Fransa’nın 2009 yılında İran’ın tehditlerine karşı koyma gerekçesiyle, Bir-leşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) askeri bir deniz üssü inşa etme girişimi bu çer-çevede gündeme gelmiştir. Ayrıca Mısır’da “Arap Baharı” hareketleri başladığı zaman Suudi Arabistan, Washington’un Hüsnü Mübarek’in Cumhurbaşkanlığı koltuğu-nu bırakması için yaptığı baskıdan ciddi rahatsızlık duymuştur. Riyad, bölgedeki en büyük müttefiklerinden birine yöne-lik yapılan bu baskıyı, Suudi Arabistan’da da benzer hareketlerin görülmesi halinde kendisini de tehdit edebilecek bir tehlike olarak algılamıştır. Bu bağlamda Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud el-Faysal, Haziran 2011’deParis’e bir ziyaret düzen-lemiş ve ziyareti sırasında Fransa’nın Orta-doğu’daki rolüne vurgu yapmıştır.

“Arap Baharı” gelişmelerinin Suriye’ye sırçamsı ile beraber Fransa, halkın taleple-rini karşılayacak şekilde Beşar Esad rejimi-ne siyasal sistem üzerinde kritik reformlar gerçekleştirilmesi yönünde baskı uygula-maya başlamıştır. Rejim yanlısı protesto-cuların Şam’daki Fransız büyükelçiliğine saldırması sonrasında Paris, Beşar Esad rejimine karşı tavrını sertleştirmiştir. ABD ise Esad rejimine karşı keskin tutumlar sergilememiştir. Ancak Paris, Libya kri-zinde olduğu gibi, Suriye krizinde de etki gücüne sahip olduğunu göstermek iste-miştir. Her ne kadar bu tavır, medyatik ve diplomatik yaygara türünden olsa da, Fransa’nın takındığı tutumun fiili zemin-de gerçek hiçbir etkisi bulunmamaktadır. Ancak Fransa, “Arap Baharı” hareketleri ile şekillenmeye başlayan Ortadoğu denk-leminin temel parametrelerinden biri ola-rak kalmaya çalışmıştır. Bu temele dayalı olarak Paris, Ankara’nın Suriye konusunda atak bir dış politika sergilemesinden rahat-sız olmuştur. Çünkü bu Türk tarafındaki bu etkinliğin, Ortadoğu üzerinde müstak-bel bir nüfuz rekabeti olacağını öngörmüş-tür. Bu aynı zamanda Fransa’yı, “Ermeni soykırımını suç sayan kanun” yoluyla Er-meni kartını Türkiye’ye karşı kullanmaya iten bir faktör olarak da değerlendirilebilir. Suriye krizine yönelik Fransız dış politika-sının siyasi bir boyutunun olmasının yanı sıra ekonomik bir boyutu da mevcuttur. Çünkü Avrupa’nın yaşadığı ekonomik kriz, Fransa’yı Körfez ülkelerinin nakit likiditesine daha bağımlı hale getirmiştir. Bu nedenle Paris, Suriye meselesi ve Afri-ka’daki diğer meseleler konusunda izlediği politikalarda, Körfez ülkeleri ile özellikle de güçlü ekonomik ilişkileri olan Katar ile uyumlu hareket etmeye çalışmıştır. As-lında Fransa’nın Ortadoğu’daki ekonomik varlığını güçlendirme arzusu, hâlihazırdaki Suriye krizi ile beraber başlamış değildir. Aksine bu durum, temel olarak, 2007 yı-lında ortaya çıkmıştır. O zaman Fransa, Nicolas Sarkozy’nin Fas ziyareti sırasında

Paris, Suriye meselesi ve Afrika’dakidiğer meseleler konusunda izlediğipolitikalarda, Körfez ülkeleri ile özelliklede güçlü ekonomik ilişkileri olan Katarile uyumlu hareket etmeye çalışmıştır.

1ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

5

duyurduğu “Akdeniz için Birlik” (Union for the Mediterranean) Projesi’ni ileri sür-müştür. Bu projenin amaçlarından biri de, Amerika’nın 2004 yılında ortaya attığı

“Ortadoğu ve Kuzey Afrika Serbest Tica-ret Bölgesi”nin inşa edilmesine yönelik projesi nedeniyle, Fransa’nın ekonomik zarara uğramasının önüne geçmektir.

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

6

2

Fransa’nın Afrika’da Aratan Amerikan Nüfuzundan Duyduğu Endişe1) Kuzey Afrika’da Fransız-Amerikan Rekabeti

ABD 1998 yılında, Fas, Cezayir ve Tu-nus ile birlikte bölgesel bir ekonomik yapı oluşturmayı amaçlayan “Eizenstat Girişimi”ni ortaya atmıştır. Fransa bu girişimi Mağrip bölgesindeki geleneksel nüfuzuna ile çelişebilecek bir proje olarak değerlendirmiştir. Fransa’yı endişelendi-ren bir diğer husus ise özellikle Amerika Dışişleri Bakanı’nın Ortadoğu işlerinden sorumlu yardımcısı Martin Indyk’in, 13 Mart 1998’de Cezayir’e düzenlediği ziyaret sırasında, oradaki yetkililere “Cezayir’deki Fransız hegemonyasını yıkma” vaadinde bulunmasıdır.

George W. Bush iktidara geldiği zaman, Cezayir-Amerika ilişkileri daha da geliş-miştir. Ekonomik düzlemde, Cezayir’deki Amerikan eski Büyükelçi Robert Ford, ül-kesinin petrol dışındaki sektörlerde yaptığı yatırımları daha da genişletmek için çalışa-cağını vurgulamıştır.3 Yine Cezayir Dışiş-leri eski Bakanı Muhammed Becavi, 2006 yılının Eylül ayı ortalarında Washington’a düzenlediği ziyaret sırasında, “Fransa’nın Cezayir’de Amerika Birleşik Devletleri ile aynı ağırlığa sahip olmadığı” açıklamasın-da bulunmuştur.4

Fas ile Amerika arasında 2004 yılında bir serbest dolaşım anlaşması imzalanmış-tır. Amerikan Kongresi’ne bağlı bir tica-ret delegasyonunun, düzenlediği Mısır, Ürdün ve Tunus gezileri hakkında Ocak 2005’te sunduğu raporda, Fas ile yapılan bu anlaşma, Mağrip ülkelerinin ABD ile olan ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesi

açısından bir giriş kapısı olarak değerlen-dirilmiştir. Amerikan Ticaret Ofisi’nin temsilci yardımcısı Peter Allgeier de, 7 Temmuz 2004’te, Fas ile yapılan bu ser-best dolaşım anlaşması için düzenlenen özel Kongre oturumunda bu hususu vur-gulamıştır.

11 Mart 2004 tarihinde, Amerikan Kongresi’nde, “Başkan Bush’un ticari gündemi” ve Amerikan yönetiminin Or-tadoğu ve Kuzey Afrika için bir serbest ti-caret bölgesi inşa etme projesi konusunda düzenlenen oturumda, Amerikan Ticaret Bakanlığı eski temsilcisi Robert Zoellick, “Serbest dolaşım anlaşması imzalamak üzere Fas ve Bahreyn’in seçilmesinin ama-cı, diğer Arap ülkelerine bir model sun-maktı” açıklamasında bulunmuş ve “İsrail ve Ürdün, tüm bu bölgenin kalbini oluş-turuyor, ancak Fas, Mağrip bölgesinde bu girişimin kalbi ve Bahreyn de Körfez bölgesindeki merkezi olacak.”5 ifadelerini kullanmıştır. Bununla birlikte Amerikan Kongresi’ne bağlı söz konusu ticaret de-legasyonunun raporunda, Tunus, Avrupa ile olan sıkı ekonomik ilişkileri nedeniyle ciddi derecede fanatik ve inatçı olarak de-ğerlendirmiştir.

Libya’nın19 Şubat 2003’te kitle imha silahlarına ilişkin programından vazgeç-mesinden sonra, 2004 yılında Washing-ton ve Trablus arasındaki diplomatik iliş-kiler irtibat ofisleri seviyesinde yeniden başlatılmıştır. 28 Şubat 2006 tarihinde ise Amerikan İhracat ve İthalat Bankası (Eximbank)’ın Libya’daki faaliyetleri üze-rindeki yasak kaldırılmıştır.6 Daha sonra ise kısa adı US-LBA olan “Libya-Ameri-

Fas ile Amerika arasında 2004 yılındaimzalanan serbest dolaşım anlaşması, Mağrip ülkelerinin ABD ileolan ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesiaçısından bir giriş kapısı olarak değerlendirilmiştir.

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

7

2

kan İş Derneği” kurulmuştur. Bu kuruluş, Amerikan enerji şirketlerinin bazı temsil-cilerinden oluşan bir grup tarafından tesis edilmiştir.7 Bu dönem içerisinde Ameri-kan “al-Waha Group” Libya’daki petrol ve doğalgaz sektörüne yatırım için geri dön-müştür.8

George Bush yönetimi, aynı zaman-da, terörizme karşı mücadele çerçevesinde Mağrip ülkeleri ile askeri ve güvenlik iliş-kilerini de geliştirmiştir. Bu da Fransa’nın, merkezi Tunus’ta bulunan Euro-Akdeniz bölgesini merceğe alan bir stratejik araş-tırmalar merkezi kurmada aceleci davran-masına yol açmıştır. Aynı zamanda Paris; eğitim, donatım ve her iki ülkenin askeri ve güvenlik yetkililerinin karşılıklı ziyaret-leri alanlarının yanı sıra, terörizme karşı mücadele, yasadışı göç ve felaket durum-larında müdahale operasyonları geliştirme konularında her sene ortak askeri tatbikat-lar düzenlenmesi amacıyla, Tunus ile olan askeri ilişkilerini güçlendirmeye de özen göstermiştir.9

Tunus’ta “Yasemin Devrimi” adı veri-len olaylar başladığı zaman, Fransa mese-leye müdahale edip göstericilerin bastırıl-ması için Tunus polisine destek vermiştir. Ancak Tunus halkının Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali’yi devirmedeki ka-rarlılığı karşısında şaşırmıştır. Ayrıca ABD de Tunus’taki şiddet olaylarına müdaha-le konusunda tereddütlü davranmıştır. Fransa’nın ülkedeki göstericilere karşı re-jime destek vermesi, Tunus kamuoyunda Fransa’ya yönelik bir öfkenin oluşmasına neden olmuştur. Amerika’da Tunus ile ilişkilerini güçlendirmek için bu durumu kendi yararına çevirmeye çalışmıştır. Bu çerçevede Başkan Obama, 2011 yılının Mayıs ayında Ortadoğu’ya yönelik Ame-rikan dış politikası konulu halka hitap konuşmasında, önceki rejimin diktatoryal uygulamalarını eleştirmiştir. 2012 yılının Şubat ayında ise Amerika Dışişleri Bakanı, Tunus ile ilişkilerin güçlendirilmesi için ülkeye bir ziyaret düzenlemiş ve serbest

dolaşım anlaşmasına imza atılması için müzakerelere başlama çağrısı yapmıştır.10 Bu ziyaretten önce Washington, 2011 yılında Tunus’a yardım programını yeni-den başlatmış ve Amerikan Uluslararası İşbirliği Ajansı, Tunus’taki geçiş sürecini desteklemek üzere 10 milyon dolar tahsis etmiştir. Benzer şekilde Birleşik Devletler Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) bünyesindeki “Geçiş Girişimleri Ofisi” sivil toplum kuruluşlarına teknik ve finan-sal destek vermek üzere çalışmalarına baş-lamıştır.11 Askeri ve güvenlik düzleminde ise Amerikan yönetimi, polis güçlerini ve sınır güvenliğini desteklemenin yanı sıra Tunus’un donanma yeteneklerini güçlen-dirmek ve polisi reforme etmek için bir bütçe ayırmıştır.12

Tunus’taki müttefiki olan Bin Ali re-jiminin yıkılması ile ortaya çıkan risk ve etkiler nedeniyle Fransa Libya’daki devrim patlak verdiği zaman askeri seçeneğe baş-vurulmasını güçlü bir şekilde savunmuş-tur. ABD ise Muammer Kaddafi rejimine karşı askeri bir müdahaleye liderlik yapma konusunda isteksiz davranmıştır. Ancak Libya’ya yönelik askeri müdahalenin baş-laması ile beraber operasyonlara destek vermiştir. Bu nedenle Fransa, Kaddafi sonrası Libya’da kendisini etkili olabilecek başlıca bir aktör olarak öne çıkaracak bir fırsat görmüştür. Fransa’nın bu şekilde dü-şünmesinde Libya’nın kitle imha silahları konusunda Kaddafi rejimi ile İngiltere ve ABD arasında daha önce yapılan müza-kerelerin gizli gerçekleştirilmesinin de bir payı vardır. Bu şekilde Paris, Kuzey Afri-ka’daki nüfuzunu baskı altına almak ama-cıyla kasıtlı olarak dışlandığını hissetmiş-tir. Bu ve benzer değerlendirmelere dayalı olarak Paris, Libya krizinin yönetimi ko-nusunda Türkiye’nin kendisiyle rekabete girmesini hiçbir zaman kabul etmemiştir. Fransa, Ortadoğu’daki meselelere yoğun bir şekilde angaje olmasından bu yana, Ortadoğu’da da Türkiye’yi kendisine rakip olarak görmektedir.

Fransa, Ortadoğu’daki meselelere yoğunbir şekilde angaje olmasından bu yana,Ortadoğu’da da Türkiye’yi kendisine rakipolarak görmektedir.

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

8

2

2) Amerika’nın Sahra-Altı Afrikası’na İlgisi

ABD, 21. yüzyılın başlarında dış yardım-lar sisteminde birtakım değişikliklere git-miştir. Amerikan yönetiminin ilan ettiği bu değişikliklerden biri de 2002 yılının Mart ayında, “Milenyum Meydan Oku-maları Hesabı” (MCA - Millenium Chal-lenge Account) adı altında yeni bir proje başlatması olmuştur.13 Bu proje, Başkan John Kennedy’nin “Barış Gönüllüleri” adını verdiği projesi ile 1960’lı yılların başlarında Amerikan Uluslararası Kalkın-ma Ajansı’nın kurulmasından bu yana, Amerika’nın dış yardımlar politikasında köklü bir değişiklik olarak değerlendiril-mektedir. Nitekim “Milenyum Meydan Okumaları Hesabı” fonundan yapılan yardımlar, diğer Amerikan yardımlarından dört noktada farklılık arz etmektedir. Bu farklılıklardan biri yardımların ekonomik gelişme ve kalkınmayı desteklemekle sı-nırlı olmasıdır. Ayrıca bunlar, ilgili ülkeler için tahsis edilen yardımlardır ve bu ülke-ler, izledikleri kalkınma politikaları ile bağ-lantılı standartlar ve göstergeler temel alı-narak seçilmektedir. Bunun yanı sıra proje yardımlarını alacak olan ülkeler, kendileri-ne yönlendirilen yardımların programının tasarımı, uygulanması ve değerlendirilme-si konularında görüşlerini ortaya koyarak katılımda bulunmaktadır.14 Genel olarak bu Milenyum Meydan Okumaları Hesa-bı fonu yardımlarının duyurulan amaç-ları; ilk olarak adalet ile yönetim, ikincisi halkların geleceğine yatırım ve üçüncüsü de ekonomik özgürlüklerin teşvik edilmesi olarak sıralanmaktadır.15

Fransa bu fonun kurulmasını Afrika’da kendisine yeni bir meydan okuma ola-rak değerlendirmektedir. Çünkü dış yar-dım mekanizmalarının geliştirilmesi, ABD’nin, Fransa’nın Afrika’daki gelenek-sel nüfuzu ile rekabette çok daha kararlı olduğu anlamına gelmektedir. Milenyum Meydan Okumaları Hesabı fonundan ya-rarlanan 25 ülke arasında, fon programı

listesi kapsamında yer alan 14 Afrika ül-kesinin olması dikkat çekmektedir. Ayrıca bu ülkelerin çoğu, -Senegal, Madagaskar, Fildişi Sahilleri, Fas, Mali vb.- Paris ile özel ilişkilere sahip ülkelerdir.16

Bu Amerikan yardımları programına aynı zamanda, Amerikan Kongresi’nin 2000 yılında onayladığı “Afrika Büyüme ve Fırsat Kanunu”nun (AGOA – African Growth and Opportunity Act) çıkarılması da eşlik etmiştir. Bu kanuna göre, Afrika menşeli mallar üzerindeki gümrük kısıtla-malarının aşamalı bir şekilde kaldırılması için çalışılması öngörülmektedir.17 Aynı zamanda Washington bazı Afrika ülkeleri -Nijerya, Kamerun ve Senegal vb.- ile ti-caret ve yatırım görüşmeleri başlatmıştır.18

ABD’nin, Afrika ülkeleri ile olan eko-nomik ilişkilerini geliştirmeye yönelik bu çalışmalarının yanı sıra Washington 2002 yılında “Pan-Sahil Girişimi”ni (PSI – Pan-Sahel Initiative) başlatmıştır. Bu gi-rişim, Moritanya, Mali, Nijer ve Çad gibi Fransa’ya askeri ve güvenlik anlaşmaları ile bağımlı olan ülkeleri kapsamaktadır. Girişimin amacı, Sahil ve Sahra bölgesin-de sınır güvenliğinin ve bölgesel güven-liğin korunmasına yardımcı olmaktır.19 Pan-Sahil Girişimi, 2005 yılında “Trans-Sahra Terörizme Karşı Mücadele Girişimi” (TSCTI – Trans-Saharan Contreterrorisme Initiative)20 çerçevesi içerisinde genişletil-miş ve girişime, Fas, Cezayir, Nijerya ve Senegal de dâhil edilmiştir. Amerikan yö-netimi 2006 yılının başlarında ise, Avru-pa’daki Amerikan merkezi komutanlığın-dan bağımsız olarak, Amerikan kuvvetleri için Afrika merkezi komutanlığı “A.B.D. Afrika Komutanlığı”nın (USAFRICOM – U.S. Africa Command) kuruluşunu ilan etmiştir. Amerikalı yetkililere göre bu ko-mutanlığın kuruluş amacı, terörizme kar-şı mücadelenin yanı sıra enerji ve maden kaynaklarına sahip olan Afrika’nın strate-jik öneminin artmasıyla da alakalıdır.21

ABD’nin dış yardım mekanizmalarını geliştirmesi, Fransa’nın Afrika’daki gelenekselnüfuzu ile rekabette çok daha kararlıolduğu anlamına gelmektedir.

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

9

3

1) Çin’in Afrika’daki Fransız Çıkarlarına Tehdit Oluşturması

Çin, on yılı aşkın bir süreden beri, Afri-ka sahasında kendisini başlıca aktörlerden biri olarak empoze etmeyi başarmıştır. Çin’in ekonomik gelişmesi onu, enerji kaynakları çeşitliliğine yönlendirmiştir. Afrika da bu bağlamda Çin için önemli bir seçenek olmuş ve Sudan, Çad ve benzeri pek çok Afrika ülkesinde petrol sektörüne muazzam yatırımlar yapmıştır. Petrol sek-töründe ortaya çıkabilecek olası sıkıntıları göz önünde bulunduran Pekin, bu tür çal-kantıların ekonomik gelişimi üzerindeki olumsuz etkilerini bertaraf etmek amacıyla stratejik rezervler inşa etmiştir. Yine enerji kaynaklarına doğrudan yönelmek mantığı ile uyumlu olarak Çin, 1997 yılında “Çin-Afrika Forumu”nu, bunun yanı sıra Kuzey Afrika ülkeleri, Sudan ve Cibuti’nin üye olduğu Çin-Arap Forumu’nu kurmuştur.

Çin, aynı zamanda pek çok Afrika ül-kesi için faizsiz kredi vermiş ve diğer ül-kelerin borçlarına da muafiyet getirmiştir. Bu politika, genel olarak Batılı ülkeler, özellikle de Afrika’da büyümeye ilişkin dengesizliklerin çoğundan Çin’i sorumlu tutan Fransa açısından bir rahatsızlık teşkil etmiştir. Bu büyüme ve ekonomi politika-sı, Fransa ile bağlantılı bulunan pek çok Afrikalı liderin ilgisini çekmeyi başarmış-tır. Bu bağlamda Senegal’in önceki devlet başkanı Abdullah Vad, 24 Ocak 2008’de Financial Times Gazetesi ile yaptığı bir rö-portajda “İhtiyaçlarımızın Çin tarafından anlaşılması, kimi zaman Avrupalı yatırım-cıların ve sivil toplum kuruluşlarının ağır

ve bencil anlayışından çok daha iyi” şek-linde açıklamalarda bulunmuş ve sözlerine şöyle devam etmiştir: “Çin’den bir şeyler öğrenen yalnızca Afrika değil, Batılılar da öyle.”

Aslında Afrikalı liderlerin çoğunun Çin ile iş yapmayı tercih etmeleri, sadece Çinlilerin ekonomi mantığının Batılıla-rınkinden farklı olmasından kaynaklan-mıyor. Ayrıca Pekin, Afrika ülkelerinin iç politika meselelerine karışmamaktadır. Bunun aksine Fransa ise, Fransız şirket-lerinin çıkarları için kurulan Françafri-que (Frans-Afrik) Topluluğu ya da Lobisi adı verilen kuruluşu aracılığıyla Afrika’da çıkan iç krizlerin çoğunda etkili olmakla suçlanmaktadır. Fakat yine de bu, Çin’in Afrika’da meydana gelen krizler ile ilgilen-mediği anlamına gelmemektedir. Örne-ğin, Sudan veya Mozambik hakkında BM Güvenlik Konseyi’ndeki karar tasarılarına karşı çıkmıştır ve hasımlarına karşı bu ülke hükümetlerini desteklemiştir. Öte yandan Paris’in, Çad’da 2006 yılındaki ayaklanma sebebiyle devrilmek üzere olan müttefiki İdris Debi’yi kurtarmak için askeri kuv-vetlerini göndermesi ile Çin ile dolaylı bir şekilde de olsa askeri olarak karşı karşıya gelmiştir. Çünkü Çin, Sudan yoluyla is-yancılara destek vermekteydi.

Çin, Fransa’nın yalnızca ekonomik çıkarları açısından bir tehlike oluşturma-makta, aynı zamanda Afrika’daki kritik bölgelerde Pekin’in güvenlik ve aske-ri varlığının giderek artması nedeniyle, Fransa’nın jeostratejik çıkarlarını da tehdit etmektedir. Somali sahilleri açıklarındaki korsanlar kriziyle birlikte Çin, Fransa’nın

Yükselen Çin ve Rusya’nın Afrika’ya Dönüşü Karşısında Fransa

“İhtiyaçlarımızın Çin tarafından anlaşılması, kimi zaman Avrupalı yatırımcıların ve sivil toplum kuruluşlarının ağır ve bencil anlayışından çok daha iyi.”

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

10

3

en büyük askeri üslerinden birinin bulun-duğu Cibuti yakınlarında askeri varlık gös-terir hale gelmiştir. Ayrıca Çin, Fransa’nın Hint Okyanusu’ndaki etkisini güvence altına almak amacıyla askeri varlık bulun-durduğu Madagaskar ile askeri ve güvenlik ilişkilerini geliştirmeye başlamıştır. Batı Afrika’da ise Çin, Liberya’da bulunan Barı-şı Koruma Kuvvetleri içerisinde önemli bir katılım göstermiştir. Ayrıca 2010 yılında Moritanya’ya askeri yardımda bulunmuş, sonra Mali’deki kriz patlak verdiği zaman Çin, Kuzey bölgesi üzerindeki egemenliği-ni yeniden ele geçirmesi için Mali hükü-metine de askeri yardım yapmıştır.

Çin - Sahra-Altı Afrika Ticaret Hacmi (ABD doları, Milyar)22

2000 2010İhracat (Sahra-Altı Afrika’ya) 3,5 43,6İthalat (Sahra-Altı Afrika’dan) 4,7 55,7

Fransa – Sahra-Altı Afrika Ticaret Hacmi (ABD doları, Milyar)23

2000 2010

İhracat (Sahra-Altı Afrika’ya) 8,2 16,0İthalat (Sahra-Altı Afrika’dan) 6,1 12,1

2) Rusya’nın Afrika’ya Geri

Dönüşü

Arap bölgesinin yaşadığı “Arap Baharı” ola-rak bilinen gelişmeler, Rusya’yı Afrika kı-tasındaki varlığını hızla pekiştirmeye sevk etmiştir. Rusya Devlet Başkanı’nın Afri-ka Özel Temsilcisi Mikhail Margelov’un 27 Ağustos 2012’de, Etiyopya, Liberya, Uganda ve Madagaskar’ı içine alan ziyare-tinin Arap Baharı olayları ile bağlantısı ol-dukça dikkat çekicidir. Bu tarihten önce de 18 Aralık 2011’de, Etiyopya’nın başkenti Adis Ababa’da Rus-Afrika İş Forumu’nun açılışı yapılmıştır. Açılışa, Çad, Mali, Su-dan ve Etiyopya’dan bakanlar ile Afrika

Birliği’nden temsilciler ve Rus şirketleri-nin yetkilileri katılmıştır. Afrika Birliği’ne bağlı Barış ve Güvenlik Konseyi, 2012 yı-lının Ekim ayında toplandığı zaman, Rus-ya da gözlemci olarak katılmış ve Mikhail Margelov, Afrikalı ortaklarının, Rusya ile siyasi ve ekonomik ilişkileri güçlendirme düşüncesi üzerinde görüş birliğine vardık-larını vurgulamıştır.24

Margelov’un, Afrika turu çerçevesinde, Eylül 2012’de Fas’a düzenlediği ziyaret sı-rasında ise Rus-Fas görüşmelerinin, banka-cılık alanında işbirliğine doğru ilerlediğini belirtmiştir. Rus yetkili, “Bilindiği gibi Fas bankaları, uzun süredir Afrika kıtasında çalışmaktadır ve Fransızca konuşan Afrika ülkelerinde ilk sıralardadır. Ayrıca Batılı ülke bankalarını, finansal hizmet piyasala-rı ve çeşitli ekonomik projelerin finansma-nı konusunda yönlendirmede başarılı ol-muştur.”25 şeklinde bir açıklama yapmıştır. Ayrıca bu noktadan hareketle, Fransa’nın Rusların Afrika’ya yeniden ekonomik ilgi göstermelerinden duyduğu endişelerden biri daha görülmektedir.

Rusya’nın Arap Baharı’ndan sonra Af-rika kıtasındaki varlığını pekiştirme arzu-su, yalnızca ekonomik açıdan bağlantılı ol-mamıştır. Aksine silah ticareti de Afrika’ya yönelik Rus dış politikasının amaçlarından biri haline gelmiştir. Rusya’nın Libya’ya yapılan askeri operasyonlara karşı çıkması-nın sebeplerinden biri de Afrika’daki silah pazarını kaybetmekten duyduğu endişe olmuştur. Çünkü Libya’nın askeri tersane-lerinin büyük bir kısmını ihraç eden Rusya idi. Bu durum Cezayir için de geçerlidir. Nitekim Cezayir, hava silahlarını yenileme projesini ilan edip Fransız “Rafale” ve “Mi-rage” savaş uçaklarından satın alma niyeti-ni açıkladığı zaman, Rusya’nın Kuzey Afri-ka konusundaki endişesi daha da artmıştır. Cezayir daha önce de Rus savaş uçaklarını satın almak için yaptığı en büyük anlaşma sırasında temin ettiği “Sukhoi” tipi savaş uçaklarını, teknik arızalar çıkardığı gerek-çesiyle iade etmiş ve bu durum Afrika’daki

Rusya’nın Arap Baharı’ndan sonra Afrika kıtasındaki varlığını pekiştirme arzusu, yalnızca ekonomik açıdan bağlantılı olmamıştır. Aksine silah ticareti de Afrika’yayönelik Rus dış politikasının amaçlarından biri haline gelmiştir.

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

11

3

Rus silah pazarı için büyük bir sıkıntıya neden olmuştu. Bunun üzerine Rusya bu sorunu, Cezayir’deki Rus büyükelçisi-nin, anlaşmadan sorumlu Rus yetkililerin mahkemeye sevk edilerek krizin sona er-dirildiği şeklindeki açıklamasıyla aşmaya çalışmıştı. Bu nedenle Rusya Cezayir’deki silah pazarını nihai olarak kaybetmemiş, aksine Eylül 2012‘de Cezayir Rusya’dan 636-M tipi iki adet denizaltı satın almıştır. Genel olarak Rusya, Afrika’daki silah paza-rını kaybetmemeye kararlıdır. 2012 yılının Eylül ayında Güney Afrika’da düzenlenen silah fuarı sırasında, “Rosoboron export” kurumunun başkanı Alexander Mikheyev de bu hususa vurgu yapmış ve “Rusya, Af-rika’daki silah pazarına ciddi ve uzun vadeli olarak dönecektir.” açıklamasında bulun-muştur.26

Rusya’nın kararlılığı, aynı zamanda Af-rika’daki anlaşmazlıklara gösterdiği ilginin artması ile de yakından ilgilidir. Son dö-nemde Rusya, Mali’deki krizde görüldüğü

gibi, bazı Afrika krizleri ile Arap Baharı olayları arasında bağlantı kurmaya başla-mıştır. Nitekim Rusya, Muammer Kadda-fi rejimine karşı askeri seçeneğe başvurul-ması nedeniyle, bu krizin sorumluluğunu Batı’ya yüklemektedir. Aynı zamanda Af-rika ülkelerinin, Suriye krizine yönelik Rus tutumunu desteklemelerini sağlamak için Mali krizini de manipüle etmektedir. Örneğin, Etiyopya ve Uganda bu destek-lerini ilan etmiştir. Ruslar her ne kadar, Mali’deki Fransız askeri operasyonlarına itiraz etmiyor olsalar da, Moskova’nın bazı Rus şirketleri üzerinden Mali’de birtakım ekonomik çıkarları bulunduğunu vurgula-maya da özen göstermektedirler. Bu şirket-ler arasında Rus devi Gazprom’un uzantısı olarak değerlendirilen bazı şirketler de yer almaktadır. Nitekim Mikhail Margelov, “Mali Cumhuriyeti, Afrika’nın hazinesi sayılır ve uluslararası jeopolitik ve ekono-mik çıkarların kesişim noktasıdır.” değer-lendirmesinde bulunmuştur.27

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

12

Sonuç

SonuçSonuç olarak, Fransız dış politikası gerek Ortadoğu’da gerekse Afrika’da zor dönemler geçirmektedir.

Arap Baharı olayları ve Mali‘deki kriz, Fransa’nın dışarıdaki çıkarlarının ve nü-fuzunun karşı karşıya kaldığı meydan okumaları daha fazla hissetmesine yol aç-mıştır. Daha da ötesi Afrika, Asya-Pasifik, Hint Okyanusu ve Orta Asya gibi bölge-lerdeki çatışmaların arka bahçesi haline

gelmiştir. Rusya, Çin ve hatta Hindistan’ı Afrika ile olan ilişkilerini güçlendirmeye ve Afrika kıtasındaki varlıklarını daha da artırmaya sevk eden saik de budur. Bu da Paris ve çıkarları üzerindeki baskıyı iyiden iyiye artırmaktadır.

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

13

Dipnotlar

Dipnotlar“ديالسابليير” 1 أنظركلمةسفيرفرنسافياألمم

فيجلسةاجمللسرقم 1483 عندمناقشةقرارمجلساألمنرقم 2003،محضررقم ماي 22 املؤرخةفي 4761 S/pv.4761 (Bkz. 22 Mayıs 2003 tarihli ve 4761 sayılı Güvenlik Konseyi oturumunda Güvenlik Konseyi>nin 1483 sayılı kararı hakkındaki tartışmalar sırasında, BM nezdindeki Fransız büyükelçisi Jean-Marc De La Sabliére>in konuşması, Tutanak No: S/pv 4761)http://www.un.org/News/Press/docs/2003/sc7765.doc.htm

2 S/pv.5028أنظرمناقشامتجلساألمنحواللقرار في ة ملنعقد 5ا 0 2 8 قم جمللسر ا 1فيجلسة 5 5 9 قم ر

Bkz. 2 Eylül 2004 tarihli)7سبتمبر2004،محضررقمve 5028 sayılı Güvenlik Konseyi oturumunda Güvenlik Konseyi>nin 1559 sayılı kararı hakkındaki tartışmalar, Tutanak No: S/pv 5028.) http://unispal.un.org/unispal.NSF/1ce874ab1832a53e852570bb006dfaf6/c2cdf04f7bcf52a985256f0800516809?OpenDocument

ئر 3 أنظراحلوارمعالسفيراألمريكيروبيرتفوردفيجريدةاخلبراجلزا2006 سبتمبر 13 Bkz. Cezayir’in el-Haber) ية،عدد Gazetesi’nin Amerikan Büyükelçisi Robert Ford ile yaptığı röportaj, Sayı 13 Eylül 2006.)

“محمدجاويأجرمىباحثامتعمسؤولينفياخلارج 4 أنظرمنيراملاوري، أبريل 14 ،9999 يةوالكونغرس”،جريدةالشرقاألوسط،عدد 2006 (Bkz. Munir el-Maveri: ”Muhammed el-Becavi, Amerikan Dışişleri Bakanlığı ve Amerikan Kongresi’ndeki yetkililer ile görüşmeler yapıyor“, eş-Şark el-Evsat Gazetesi, Sayı 9999, 14 Eylül 2006.)

5 President Bush’s trade agenda, Hearing before the committee on ways and means, U.S. house of representatives, The 108th congress, second session, March 11, 2004. http://waysandmeans.house.gov/hearings.asp?formmode=detail&hearing=133

أنظررشيدخشانة، “التطبيعالفاترضبطالدورالليبيفيإفريقيا”،ج 6 ,Bkz. Reşid Haşşane)ريدةاحلياةاللندنية،عدد 18 يونيو 2006«Ilıman normalleşme, Libya>nın Afrika>daki rolünü düzene koydu», Londra merkezli el-Hayat Gazetesi, Sayı 18 Haziran 2006)

“رؤمىتناقضةللعالقاتبينليبياوأمريك 7 أنظرمحمداملنشاوي، ني و اللكتر واشنطنا ير مجلةتقر ، يخيأمبطءشديد” ر تا ر تطو ا2006 يونيو 24 ،64 /http://web.archive.orgة،عدد web/20060823034522/http://www.taqrir.org/showarticle.cfm?id=394) (Bkz. Muhammed el-Minşavi: ”Libya ile Amerika arasındaki ilişkilerin çelişkili vizyonları, tarihsel bir gelişme mi, yoksa şiddetli bir yavaşlık mı?“, Washington merkezli online Taqrir Dergisi, Sayı: 64, 24 Haziran 2006.

“مجموعةالواحةاألمريكيةتعودإلنتاجالنفطالليبي”،جر 8 أنظر 2005 دجنبر 31 -Bkz. «Amerikan al)يدةاحلياةاللندنية، Waha Group Libya petrolünü çıkarmak için geri döndü», Londra merkezli el-Hayat Gazetesi, 31 Aralık 2005)

أنظراحلوارمعوزيرةالدفاعالفرنسيةأليوماريفيجريدةاحلياةاللندني 92006 يونيو 3 Bkz. Londra merkezli el-Hayat)ة،عدد Gazetesi>nin Fransız Savunma Bakanı Michèle Alliot-Marie ile yaptığı röportaj, Sayı 3 Haziran 2006)

10 Alexis Arieff, Political Transition in Tunisia, Congressional Research Service,Report for Congress June 18, 2012, P:15. http://www.fas.org/sgp/crs/row/RS21666.pdf

11 A.g.e. S: 16.12 A.g.e. S:17.ميثاقجديدللتنميةالع 13 “صندوقتحدياأللفية: أنظركولنباول،

املية”،مجلةمواقفاقتصاديةاإللكترونيةالتابعةلوزارةاخلارجية2003 2،مارس ,Colin Powell)األمريكية،اجمللدالثامن،عدد «Millenyum Meydan Okumaları Hesabı: Küresel Kalkınma için Yeni Bir Kompakt», Amerikan Dışişleri Bakanlığı>na bağlı online Ekonomik Perspektifler Dergisi, Cilt VIII, Sayı:2, Mart 2003) http://www.4uth.gov.ua/usa/english/trade/ijee0303/ijee0303.htm

“نحورؤيةجديدةللمستاعداتاالقتصا 14 أنظرستيفراديليت، لعاملي لثقافةا ترجمةمحمدنايت،مجلةا ، ديةللدواللناميتة” 85 2004،ص 122،يناير ,Bkz. Steve Radelet)ةعدد

”Gelişmekte olan ülkelere yapılan yardımlar için yeni bir vizyona doğru“, Muhammed Nayit tercümesi, al-Thaqafah al-Alamiyya Dergisi, Sayı: 122, Ocak 2004, S:85.)

“مبادئاحلكمالرشيد،مجلةمواقفاقتصاديةاإلل 15 بوالدوبرياتسكي، 2،مارس كترونيةالتابعةلوزارةاخلارجيةاألمريكية،اجمللدالثامن،عدد 2003 (Amerikan Dışişleri Bakanlığı>na bağlı online Ekonomik Perspektifler Dergisi, Cilt VIII, Sayı:2, Mart 2003) http://www.4uth.gov.ua/usa/english/trade/ijee0303/dobrians.htm

16 Curt Tarnoff, Millennium Challenge Corporation, Congressional Research Service ,Report for Congress, April 12, 2012,P:35-37.http://www.fas.org/sgp/crs/row/RL32427.pdf

17 Vivian C. Jones and Brock R. Williams, ”U.S. Trade and Investment Relations with sub-Saharan Africa and the African Growth and Opportunity Act“, Congressional Research Service(CRS),U.S.A, Report for Congress, November 14, 2012, P:13. http://www.fas.org/sgp/crs/row/RL31772.pdf

18 A.g.e., S:33.19 André Bourgeot, ”Sahara de tous les enjeux“, Revue

Hérodote“, n° 142,, 3e trimestre 2011, P:47.http://pdf.usaid.gov/pdf_docs/PCAAB627.pdf

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Analiz No: 27, Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası

14

Dipnotlar

20 Mary Jo Choate, ”Trans-Sahara Counterterrorism Initiative: Balance Of Power?“, U.S. Army War College report, 30 MAR 2007, P:5. http://pdf.usaid.gov/pdf_docs/PCAAB627.pdf

21 Andrew Feickert, ”The Unified Command Plan and Combatant Commands: Background and Issues for Congress“, Congressional Research Service (CRS), U.S.A, Report for Congress, January 3, 2013, P:29. http://www.fas.org/sgp/crs/natsec/R42077.pdf

22 BM Comtrade, ”R. Kareli. 2012. ”China’s Trade with Sub Saharan Africa: Challenges and Opportunities for Growth-inducing Structural Change“ https://ida.mtholyoke.edu/xmlui/bitstream/handle/10166/3184/Rusudan%20Kare l i%20Thes i s%20Fina l%20Copy%20with%20Dawn%20edits%20.pdf?sequence=4 (7 Aralık, 2013)“ ‘te atıfta bulunulduğu gibi.

23 Dünya Bankası. ”P. Melly and V. Darracq. 2013. ”A New Way to Engage? French Policy in Africa from Sarkozy to Hollande“ http://www.

chathamhouse.org/sites/default/files/public/Research/Africa/0513pp_franceafrica.pdf (7 Aralık, 2013)“ ‘te atıfta bulunulduğu gibi.

دولشرقأفريقياتؤيدتعزيزالعالقامتعروسي 24 مارغيلوف: Margelov: Doğu Afrika ülkeleri, Rusya ile) اilişkilerin güçlendirilmesini destekliyor) http://arabic.rt.com/news/598115/

املغربيبدياهتمامابالتعاومنعمصارفروسيةكبيرة” 25 «مارغيلوف: (Margelov: Fas, büyük Rus bankaları ile işbirliğine ilgi gösteriyor) http://bit.ly/J1nAI5

روسياستعودبجديةولفترةطويلةإليسوقالسال” 26 مسؤولروسي: Rus yetkili: ”Rusya, Afrika’daki silah) «حفيأفريقياpazarına ciddi ve uzun vadeli olarak dönecektir“) http://arabic.rt.com/news/594931/

املبعوثالشخصيللرئيس 27 “ميخائيلمارغيلوف” أنظراحلوارمع .Bkz) الروسيإلفريقياحوالألزمةفيجهوريةماليعلياملوقعRusya Devlet Başkanı’nın Afrika Özel Temsilcisi Mikhail Margelov ile Mali Cumhuriyeti’ndeki kriz konusunda yapılan röportaj: http://arabic.rt.com/news/605120/)

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK)Mebusevleri Mahallesi, Ayten Sokak, No: 21 06570, Tandoğan, AnkaraTel: 0090 312 212 28 86Fax: 0090 312 212 25 84www.usak.org.tr www.turkishweekly.net www.usakanalist.com