Kekova Bölgesi Sualtı Araştırmaları –Aperlai

22
ULUSLARARASI GENÇ BİLİMCİLER BULUŞMASI I: ANADOLU AKDENİZİ SEMPOZYUMU 04-07 KASIM 2009 ANTALYA INTERNATIONAL YOUNG SCHOLARS CONFERENCE I: MEDITERRANEAN ANATOLIA 04-07 NOVEMBER 2009 SEMPOZYUM SYMPOSIUM BİLDİRİLERİ PROCEEDINGS Editörler / Editors Kayhan DÖRTLÜK Dr. Tarkan KAHYA Remziye BOYRAZ SEYHAN Tuba ERTEKİN AYRIBASIM/OFFPRINT Suna – İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü Suna & İnan Kıraç Research Institute on Mediterranean Civilizations

Transcript of Kekova Bölgesi Sualtı Araştırmaları –Aperlai

ULUSLARARASIGENÇ BİLİMCİLER BULUŞMASI I:

ANADOLU AKDENİZİ SEMPOZYUMU04-07 KASIM 2009

ANTALYA

INTERNATIONALYOUNG SCHOLARS CONFERENCE I:MEDITERRANEAN ANATOLIA04-07 NOVEMBER 2009

SEMPOZYUM SYMPOSIUM BİLDİRİLERİ PROCEEDINGS

Editörler / Editors

Kayhan DÖRTLÜKDr. Tarkan KAHYA

Remziye BOYRAZ SEYHANTuba ERTEKİN

AYRIBASIM/OFFPRINT

Suna – İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma EnstitüsüSuna & İnan Kıraç Research Institute on Mediterranean Civilizations

Kongre, Sempozyum, Seminer Dizisi: 3 / Congress, Symposium, Seminar Series: 3

ULUSLARARASI GENÇ BİLİMCİLER BULUŞMASI I: Anadolu Akdenizi Sempozyumu

Sempozyum Bildirileri

INTERNATIONAL YOUNG SCHOLARS CONFERENCE I:Mediterranean Anatolia

Symposium Proceedings

Editörler / EditorsKayhan DÖRTLÜKDr. Tarkan KAHYA

Remziye BOYRAZ SEYHANTuba ERTEKİN

ISBN 978-605-4018-15-4

© Suna – ‹nan K›raç Akdeniz Medeniyetleri Araşt›rma Enstitüsü, 2012

Bu kitapta yayınlanan bildirilerin yayım hakkı saklıdır. AKMED ve yazarlarının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz, basılamaz, yayınlanamaz.

Bildiri metinleriyle ilgili her türlü sorumluluk yazarlarına aittir.

All rights reserved. No part of this book may be used or reproduced in any manner without written permission from the AKMED and the authors. All responsibility rising from the content

of the papers published here rests upon their authors.

Yaz›ma Adresi / Mailing Address

Barbaros Mah. Kocatepe Sok. No. 25Kaleiçi 07100 ANTALYA – TÜRKİYE

Tel: 0 (242) 243 42 74 • Fax: 0 (242) 243 80 [email protected]

www.akmed.org.tr

Baskı / Printed by

MAS Matbaacılık A.Ş.Hamidiye Mah. Soğuksu Cad. No. 3 Kağıthane - İstanbul / Türkiye

Tel: +90 (212) 294 10 00 Fax: +90 (212) 294 90 [email protected]

Sertifika/Certificate No: 12055

Yap›m / Production

Zero Prodüksiyon Ltd.

SUNA – İNAN KIRAÇ AKDENİZ MEDENİYETLERİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜSUNA & İNAN KIRAÇ RESEARCH INSTITUTE ON MEDITERRANEAN CIVILIZATIONS

İçindekiler / Contents

AKDOĞU-ARCA Ebru 1 Güney Küçük Asya’nın Sınır Yazıtları

ASLAN Erdoğan 9 Kekova Bölgesi Sualtı Araştırmaları “Aperlai Limanı”

BECKS Ralf 23 Prehistoric Research in Lycia Present State and Perspectives

BELGİN-HENRY Ayşe 31 “Genç” Aziz Simeon Hac Merkezi ve Manastırı’nın Mimarisi: Yeni Bulgular, Yeni Sorular

BOYRAZ-SEYHAN Remziye 43 Likya ve Pisidya Bölgesinde Pelta

BULBA Mustafa 57 Antik Çağ’da Kaunos-Lykia İlişkileri

ÇÖRTÜK Ufuk 63 Kaunos Neophron Exedrası

DİNÇ Senem 77 Hellenistik ve Roma Çağları Likyası’nda Sympoliteia’lar

DÖKÜ F. Eray 87 2006 - 2009 Kibyra Kazıları

DÖNMEZ-ÖZTÜRK Filiz 101 Likya’da Roma Vatandaşlık Hakkı Verme Politikasının Başlangıcı ve İ.S. 1. yy.’daki Gelişimi

EFENDİOĞLU Tuba 109 Hellenizm ve Roma Çağları Likyası’nda Yerel Kültler

GEBAUER Jörg 123 Prehellenistic Ceramics of the 2002-2005 Excavations at Limyra. The Banded and Wave-Line Pottery

GÖKALP-ÖZDİL Nuray 131 Antik Dönem Attaleia Yazıtları

GÜMÜŞ Şahin – GÜCEREN İlhan 137 Zindan Mağarası Kutsal Alanı

IŞIKLIKAYA-LAUBSCHER Işıl 151 Perge Mozaikleri: Güney Hamam, Macellum ve Güney Bazilika Portiği Mozaikleri Hakkında Ön Değerlendirmeler

İŞLER Bülent 161 Likya Bölgesi’ndeki Karabel-Asarcık Yerleşimi Yapılarının Plan ve İşlev Özellikleri Üzerine Gözlemler

KAHYA Tarkan 175 Pisidia Arkaik Dönem Pişmiş Toprak Çatı Elemanları Üzerine Bazı Gözlemler

KART Erkan 195 Anadolu’da İsis ve Sarapis Kültünün Kaunos’taki İzleri

KÖKER Hüseyin 205 Yeni Bir Sillyon Bronz Sikkesi

KÖKMEN Hülya 207 Antalya Kesik Minare’de Bulunan Antik Dönem Kapıları

KÜRKÇÜ Mehmet 219 İmparatorluk Dönemi’nde Likya Kentleri Üzerine Bir Sentez

METİN Hüseyin 227 Kibyra’dan Bir Grup Palmet Kulplu Kandil

NAYCI Nida 237 Kilikia Olba Bölgesi Kültürel ve Doğal Peyzaj Dokusunun Korunmasında Arkeolojik Mirasın Rolü ve Bütüncül Değerlendirilmesi

SUNA – İNAN KIRAÇ AKDENİZ MEDENİYETLERİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜSUNA & İNAN KIRAÇ RESEARCH INSTITUTE ON MEDITERRANEAN CIVILIZATIONS

ONUR Fatih 257 Perge’den Anastasius Dönemi’ne Ait Bir Ordu Fermanı: Ön Rapor

ÖNCÜ Ö. Emre 273 Antalya-Olympos Antik Kenti Roma Mimarisi Araştırmalarından Yeni Bulgular

ÖZCAN Ayça 285 Pisidia Bölgesi’nde Roma İmparatorluğu’nun Yapı Propagandası ve Politikası

ÖZDİLEK Banu 301 Rhodiapolis Örneğinde: Tiyatro Sahne Binalarında Anlama-Tanımlama-Değerlendirme Sorunları ve Çözümleri ile Ulaşılan Sonuçlardaki Doğruluk Riskleri Üzerine Kuramsal-Yöntemsel Bir Çalışma

ÖZTAŞKIN Gökçen Kurtuluş 313 Yanartaş (Khimera)’taki Bizans Dönemi Bazilikası

ÖZTAŞKIN Gökçen Kurtuluş 329 Antalya-Olympos Mozaikli YapıÖZTAŞKIN Muradiye

ÖZTÜRK Hüseyin Sami 347 İ.Ö. II. - İ.S. IV. Yüzyıllarda Lykia’nın Kırsal Güvenlik Problemleri

RIVALLAND Anne-Sophie 361 Architecture and power in the Greek city-states of Southern Asia Minor (Pamphylia-Pisidia): methodology and research objectives

SANCAKTAR Hacer 371 Pisidia, Kilikia ve Lykaonia Bölgelerindeki Roma Koloni Kentleri Sikke Tipolojisi

SARIKAYA Sevgi 385 III. Antiokhos’un Karia Seferi ve Sonrasında Asylia Hakkı Tanıdığı Kentler: Seleukos Kralının Küçük Asya Kentleri Üzerinde Uyguladığı Politika

SAYGILI Başak 397 Kalıp Yapımı Kibyra Kaseleri

SERDAR-DİNÇER Pınar 415 Side Müzesi’nde Bulunan Bizans Dönemi Taş Eserleri

ŞERİFOĞLU Tevfik Emre 427 İ.Ö. II. Binyıl ve Erken Demir Çağı’nda Göksu Vadisi ve Çevresi

TARKAN Düzgün 439 Kibyra Sunakları

TIBIKOĞLU H. Onur 453 Doğu Likya’da Artemis Kültü

TURAK Özgür 465 Pamphylia Bölgesi’nde Bulunmuş Roma İmparatorluk Dönemi Girlandlı Lahitleri

TÜNER-ÖNEN Nihal 479 Yazıtlar Işığında Phaselis

TÜRKOĞLU İnci 489 Jews in Antalya (Attaleia/Adalia)

VYNCKE Kim 497 The Classical-Hellenistic Settlement at Düzen Tepe (SW Turkey): “the story of two settlements” or “two sides to a story”?

YILDIRIM Nazlı 509 Lykia Klineleri: Form ve Tipoloji

YILDIZ Volkan 521 Tarsus Cumhuriyet Alanı Kazılarında Bulunan Doğu Sigillataları A Grubu Seramikleri

Sempozyum Şeref Başkanları / Honorary Presidents

Suna Kıraç (AKMED Kurucusu / Founder of AKMED)İnan Kıraç (AKMED Kurucusu / Founder of AKMED)

Sempozyum Bilim Danışma Kurulu / Symposium Academic Advisory Board

Prof. Dr. Haluk AbbasoğluProf. Dr. Güler Çelgin

Prof. Dr. A. Vedat ÇelginProf. Dr. Nevzat ÇevikProf. Dr. İnci Delemen

Prof. Dr. Refik DuruProf. Dr. Serra Durugönül

Prof. Dr. Cengiz IşıkProf. Dr. Scott Redford

Prof. Dr. Mustafa H. SayarProf. Dr. Oğuz Tekin

Doç. Dr. Billur TekkökProf. Dr. Gülsün Umurtak

Prof. Dr. Burhan VarkıvançProf. Dr. Levent Zoroğlu

Sempozyum Düzenleme Kurulu / Symposium Organizing Committee

Kayhan DörtlükDr. Tarkan Kahya

Remziye Boyraz SeyhanTuba Ertekin

Mustafa İncebacak

Hoşgeldiniz!

Suna – İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü siz değerli genç bilim insanları-nı Uluslararası Genç Bilimciler Buluşması I: Anadolu Akdenizi Sempozyumu’nda biraraya getirip böyle bir geleneğe öncülük yapmış olmaktan kıvanç ve mutluluk duymaktadır.

Bu sempozyum ile Anadolu Akdenizi’nde bir diğer ifadeyle antik Lykia, Pamphylia, Pisidia ve Kilikia bölgelerinde yüksek lisans ve doktora projelerini gerçekleştiren yerli - yabancı genç bilim-cilerin sesini Antalya üzerinden bilim dünyasına ulaştırmayı amaçlamaktayız.

Başta Sempozyum Şeref başkanlarımız ve Bilim Danışma Kurulu Üyelerimiz olmak üzere Sempozyumu bildirileriyle onurlandıran genç bilimcilere ve bu buluşmada emeği olanlara ne kadar teşekkür etsek azdır.

Antalya’ya Hoşgeldiniz!

Welcome!

Suna & İnan Kıraç Research Institute on Mediterranean Civilizations is pleased and proud to bring together and host you, the invaluable young scholars, at the International Young Scholars Conference I: Mediterranean Anatolia and to have pioneered such a tradition.

We aim to make the voices of the Turkish and foreign young scholars, who continue their master’s and PhD studies on the Mediterranean Anatolia, that is the geography encompassing ancient Lycia, Pamphylia, Pisidia and Cilicia, heard across the world academia through Antalya.

We would like to thank, above all our Honorary Presidents and all the members of the Academic Advisory Board of this symposium, and the young scholars as well as those who have contributed to this union.

Welcome to Antalya!

Kekova Bölgesi Sualtı Araştırmaları “Aperlai Limanı”

Erdoğan ASLAN*

Antik Likya’nın, Üçağız-Kekova bölgesinde, Sıçak Yarım Adası’nın kuzeybatı yamacında bulunan Asar Koyu’nda, bugünkü ismi Kuyubelen olan Aperlai kenti bulunur. Kent antik kaynaklarda ilk ola-rak Plinius’da, sonrasında ise Stadiasmos, Ptolemaios, Pseudo Skylax ve Hierokles tarafından anıl-maktadır. 19. yy.’da Fellows, Kiepert, Forbes, 1955 de Bean, 1978 de ise Carter Aperlai’den bahsetmek-tedir. Kentte son olarak 1996-2002 yılları arasında yüzey araştırması yapan Hohlfelder, Leadbetter ve Vann tarafından araştırmalar gerçekleştirilmiştir1. Bizans piskoposluk listelerine de girmiş olan kent Aprillae ismi ile karşımıza çıkmaktadır2. Asar Koyu’ndaki Aperlai kent surunun karada bulunan kısmı büyük oranda korunmuştur. Helenistik Dönem kent surunun içinde iki hamam yapısı, dört kilise, kırktan fazla sarnıç, agora yapısı ve işlevi henüz belli olmayan birçok yapı kalıntısının yanı sıra sur içinde ve sur dışında olmak üzere yetmiş civarında lahit bulunan nekropol alanı görülmektedir. Ayrıca sur dışında bir hamam yapısı ve çok sayıda dükkân-işlik bulunmaktadır3.

Kentte bugüne kadar herhangi bir kazı çalışması yapılmadığından kente ait bilgilerimiz yüzeyde bulunan yazıtlarla sınırlı kalmaktadır. Bölgede ele geçen yazıtlara göre ise kent İ.Ö. 4. yy.’ın sonlarında kurulmuş ve İ.S. 7. yy.’ın ortalarına kadar iskân görmüştür4. Deniz kenarında yamaca kurulmuş olan kent İ.S. 141 yılında büyük bir deprem ile tahrip olmuş5 ve kıyı yapıları kısmen ya da tamamen su-altında kalmıştır. Kent gerek Roma gerekse Likyalı zenginlerin yardımlarıyla tekrar yapılandırılmaya çalışılmıştır6. Ancak bazı kaynaklara göre İ.S. 5 Ağustos 240 tarihinde7 ve İ.S. 530’da iki büyük deprem daha gören bölge, bu felaketten sonra sönükleşmeye yüz tutmuştur. Son olarak İ.S. 7. yy.’daki Arap akınları sonucu da tamamen terk edilmiştir8.

* Erdoğan Aslan, S.Ü. Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Kampus-Konya. E-posta: [email protected] H. Hellenkemper – F. Hild, Tabula İmperii Byzantini, TIB 8, Teil 2 (2004) 443 vd.2 G. Bean, Eskiçağda Lykia Bölgesi (1998) 106.3 B. Leadbetter – R. L. Vann – J. Hobbs, “Survey of Aperlae in Lycia: The 2001 Season”, AST 20.2 (2002) 325 vd.4 F. Kolb – B. Kupke, “Geschichte Lykiens im Altertum”, bk.: Lykien, Antike Welt, Sondernummer 1989 und revidierte Buchausgabe

(mit gleicher Paginierung) in Zaberns Bilbände zur Archäologie 2., 1992, 54 (ayrıca kentte yapılan diğer araştırmalar için bk.: H. Hellenkemper – F. Hild, TIB 8, Teil 2 [2004] 443 vd.)

5 E. Guidoboni – A. Comastri – G. Traina, Catalogue of ancient earthquakes in the Mediterranean area up to the 10th century (1994) 408 vd.

6 E. N. Akdoğu Arca, “Likya’lı Bir Euergetes: Opramoas”, Likya İncelemeleri I, 2002, 79 vd.7 Ş. Karagöz, Eskiçağ’da Depremler (2005) 38 vd.8 R. L. Hohlfelder – R. L. Vann, “Uncovering the Secrets of Ancient Aperlae: A Coastal Settiement of Ancient Lycia”, Near Eastern

Archaeology 61.1, 1998, 26 vd.

Uluslararası Genç Bilimciler Buluşması I / International Young Scholars Conference I10

Aperlai’de karada birçok yapı bulunmasına karşın araştırmanın konusunu, araştırmanın izni ve kapsamı gereği salt Aperlai kentinin halen sualtında bulunan yapıları oluşturmaktadır9. Araştırma total station yardımı ile kentin sınırları belirlenerek kent surunun ve sualtındaki yapıların planının çıkarılması ve bölgenin 1/25.000’lik sayısal haritasının üzerine işlenmesi ile başlanmıştır. Daha sonra sualtındaki yapıların detay çizimleri yapılarak lokalizasyon ve işleve yönelik çalışmalar yapılmış, sual-tında yüzeydeki küçük buluntular fotoğraflanarak değerlendirmeye alınmıştır.

Yamaca kurulmuş olan kentin deniz kenarında bulunan güney bölümü, doğu-batı yönünde yak-laşık 250 m., kuzey-güney yönünde ise yaklaşık 60 m. olan toplam 15.000 m2’lik bir alan günümüzde sualtında bulunmaktadır. Sualtında bulunan yapıların bazıları temel seviyesinde bazıları ise yer yer 1 m.’ye varan seviyedeki duvarları ile korunmuş, bazı yapılar ise bütünlüğünü koruyamamış ve yapılara ait bloklar dağınık bir halde bulunmaktadır. Öte yandan karaya yakın kısımlarda bulunan yapılar yamaçtan yuvarlanan yapı malzemeleri ve mevcut yapılara ait üst yapı elemanlarının yoğun dolgu oluşturmasından dolayı tam olarak görülememektedir. Aperlai kentinin güneyinde kalan mendire-ği, liman yapıları, kente ait birçok yapı ve kent surlarının bir bölümü de söz konusu depremler ve Akdeniz Bölgesi’ndeki su seviyesinin yüzyıllar içinde yükselmesi10 sonucu kademeli olarak sualtında kalmış olduğu anlaşılmaktadır (Res. 1).

Aperlai kenti yamaca kurulmuş olması nedeniyle kuzey-güney yönünde bir eğime sahiptir. Kentin en kuzeydeki noktası deniz seviyesinden yaklaşık 70 m. yüksekliktedir ve güney yönünde denize doğ-ru bir eğim söz konusudur. Bu durum kentin sualtında kalmış olan bölümü içinde geçerlidir. Kentin halen karada bulunan bölümünü sınırlayan yaklaşık 700 m. uzunluğundaki sur duvarının devamı ni-teliğinde olan bugün sualtında bulunan rıhtım ve iskele duvarları kentin güney sınırını belirlemekte-dir. Bugünkü kıyı şeridine yakın olan sualtındaki yapılar daha sığ bir derinlikte, kıyı şeridinden uzak-laşıldıkça yapıların bulunduğu alanların tamamı daha derinleşmekte ve kentin güneyindeki en son duvardan sonra ise sert bir düşüşle derinlik 8 m.’ye ulaşmaktadır (Plan 1).

Araştırmamızda Aperlai Kenti’nin sualtında kalan bölümü tanımlanırken sualtındaki yapı ve du-var kalıntılarının yoğunluğuna göre batı yapı grubu ve doğu yapı grubu olmak üzere iki bölüme ay-rılmıştır. Kentin bu bölümünün planına göre genel anlamda doğu-batı yönünde teraslama yapılmış hippodamik bir yapı gözlemlenmekle beraber batı yapı grubu ve doğu yapı grubu arasında kalan bö-lümde, doğu-batı yönünde 20 m. eninde ve kıyı şeridinden güney yönüne doğru 35 m. uzunluğunda neredeyse hiç yapı bulunmayan bir alan bulunmamaktadır. Sualtındaki yapıların tanımlaması batıdan doğuya doğru ele alınmış, ancak planı çıkarılan birçok yapının olasılıkla sonraki kullanımından ya da sualtında kaldıktan sonraki tahribatından kaynaklanan durumundan dolayı, işlevi ve kullanım amaç-ları kazı yapılamadığından tam olarak saptanamamakla beraber salt eldeki verilerle işleve yönelik yorumlama yoluna gidilmiştir. Sualtında tespit edilen kalıntılardan bir bütünlük arz eden yapılar harf-lendirilerek, duvarlar ise numaralandırılarak tanımlama yöntemine gidilmiş ayrıca verilen numara ve harflere ek olarak ileride yapılacak karşılaştırmalar ve tanımlarla karıştırılmaması için kent isminin baş harfi de her yapı ve duvar ismine eklenmiştir.

Kentin sualtında kalan bölümü yapı yoğunluğuna göre batı ve doğu yapı grubu olarak iki bölüm halinde ele alınmıştır. Batı yapı grubunda AA, BA, CA, DA, EA, FA, GA, HA, IA, JA, KA, yapısı adı

9 Aperlai kentinin sualtında kalan liman ve liman yapılarının araştırması Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden alı-nan izin ve Suna - İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü’nün maddi desteği ile 2009 yılı Haziran ayında bakanlık temsilcisi M. Samur gözetiminde, üç arkeolog ve iki harita mühendisinden oluşan bir ekiple gerçekleştirilmiştir.

10 İ. Kayan, “Türkiye’nin Ege ve Akdeniz Kıyılarında Deniz Seviyesi ve Kıyı Çizgisi Değişimleri”, bk.: E. Özhan vd. (ed.), Türkiye Kıyıları 97: Türkiye’nin Kıyı ve Deniz Alanları I. Ulusal Konferansı Bildirileri Kitabı, ODTÜ 24-27 Haziran 1997 (1997) 735 vd.

E. Aslan / Kekova Bölgesi Sualtı Araştırmaları: “Aperlai Limanı” 11

verilen onbir mekân, LA yapısı adı verilen dalgakıran ve 1A, 2A,12A, 13A, 14A nolu duvar olarak adlandırılan beş ana duvar yapısı bulunmaktadır (Plan 2). Numaralandırılan duvarlardan ilki olan 1A nolu duvar yapısı kent surunun devamı niteliğinde olan ve kentin sualtında kalan güneybatı bölü-mündeki kıyı şeridinden başlar ve sualtında kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan yaklaşık 90 m. uzunluğunda ve 3 m. kalınlığında, blok taşlardan oluşturulmuş güçlü bir duvar yapısıdır. Bu duvar deprem ve geç dönem tahribatından önce hem kent surunun su içindeki devamı hem de koya girişi de sağlayan koyun batı tarafındaki dalgaları önleme amacı ile inşa edilmiştir. Sur niteliğindeki bu duvar yaklaşık 2 m. kadar sualtındadır ve yer yer üst üste beş blok yüksekliğinde korunmuştur. Bu duvarın bitiminden güneye doğru dik bir dönüşle kuzey-güney yönünde uzanan LA yapısı olarak adlandırılan 20 m. uzunluğu ve 10 m. genişliği olan dalga kırana geçilir. Dalgakıran yer yer 4 m.’yi bulan ve moloz benzeri poligonal bloklardan inşa edilmiştir (Res. 2). Günümüzde sadece bir bloğu su yüzeyi seviye-sindedir ve diğer bölümleri yaklaşık 4 m. derinliktedir. Dalgakıranın deniz zeminindeki derinliği yak-laşık 10 m.’dir ve yine deprem nedeniyle dalgakıranın üst yapısına ait bloklar çevreye dağılmış durum-da bulunmaktadır. Güney yönüne doğru uzanan dalgakıran yapısının bitim yerinden 2A nolu duvar başlamaktadır ve doğuya doğru yaklaşık 40 m. uzunluğunda 1.5 m. genişliğindedir. Duvar 3 m. derin-liktedir ve blok taşlardan oluşturulmuştur. Bu duvarın bittiği yerden doğuya doğru doğu yapı grubuna kadar yaklaşık 20 m.’lik bir boşluk bulunmaktadır. Bu bölümde dağınık halde irili ufaklı bloklar bulun-maktadır ancak herhangi bir yapı ya da duvar izi bulunmamaktadır. Kentin sualtında kalan diğer ya-pılarından biri olan ve AA yapısı olarak adlandırdığımız yapı, kent surunun güneybatısında 0.30 m. ile 1 m. arasında değişen bir derinlikte 1A nolu duvarın iç kısmında bulunmaktadır. Yapı temel sevi-yesinde korunmuştur ve üç büyük iki küçük olmak üzere toplam beş odadan oluşmaktadır. Yapı 1A nolu duvara paralel uzanmakta ve 22.5x7.5 m. ölçülerindedir. Dikdörtgen bir yapı oluşturacak biçim-de sıralanmış yapının girişi doğu yönündedir ve bazı bölümleri moloz taşlarla bazı bölümleri ise kes-me taş bloklarla oluşturulmuştur. Bu yapının doğusunda 2A nolu duvarın ve dalga kıranın kuzeyinde yer alan bölümde, kentin sualtında kalan batı ve doğu olmak üzere iki yapı grubunun ilki olan batı yapı grubu bulunmaktadır. Bu alanda 2A nolu duvara paralel ve kıyı şeridine en yakın alanda 13A nolu duvar yapısı ve 12A nolu duvar yapısı arasında kalan bölümde doğu-batı yönünde sıralanmış ve hip-podamik bir planda yerleştirilmiş temel seviyesinde tespit edilebilen on adet oda biçiminde yapı bu-lunmaktadır. Bu alan kuzeyden güneye doğru ele alınacak olursa en kuzeyde 2A nolu duvara paralel ve kıyı şeridine en yakın bölgede 13A nolu duvar olarak adlandırdığımız duvar yapısı bulunmaktadır. 13A nolu duvar yapısı 0.40 m. derinlikte doğu batı yönünde 64 m. uzunluğunda 1 m. eninde ve kesme taş bloklardan oluşturulmuştur. Bu duvarın 3.50 m. güneyinde 12A nolu duvar yapısı olarak adlandı-rılan duvar yapısı bulunmaktadır. 12A nolu duvar 13A nolu duvar yapısına paralel olarak 1 m. derin-likte ve 13A nolu duvar gibi 64 m. uzunluğunda 1 m. enindedir. Kıyı şeridinde bulunan ve bir koridor oluşturan her iki duvar yapısı da kıyıya yakın olduğundan kıyı şeridinden gelen akıntı moloz ve dolgu malzemesi altında kalmıştır ve bazı bölümlerinde iki blok sırası bazı bölümlerde tek sıra olarak görü-lebilmektedir. 12A nolu duvarın doğu köşesinden başlayan ve 12A nolu duvara dik bir açı ile bağlanan buradan da güney yönüne 2A nolu duvara doğru uzanan 14A nolu duvar olarak adlandırılan duvar yapısı bulunmaktadır. 14A nolu duvar 12A nolu duvar ile yaptığı köşeden güneye doğru 26 m. uzan-maktadır ve buradan yine dik bir açı ile bu bölümdeki oda yapıları ile birleşmektedir. 14A nolu duvar yapısı kuzeyde 1 m. güneyde ise 2.5 m. derinliğindedir ve 0.90 m. enindedir. 12A nolu duvar yapısının 0.50 m. güneyinde ve bu duvara paralel, birbirine bitişik 14A nolu duvara doğru sıralanmış BA, CA, DA, EA, FA yapıları olarak adlandırdığımız dikdörtgen beş oda bulunmaktadır (Plan 2). Bu yapılar-dan ilki olan BA yapısı (Res. 3), 14A nolu duvardan batı yönünde yaklaşık 42 m. uzakta başlamakta-dır. Yapı içten içe 10x6.5 m. ölçülerindedir ve kuzey güney doğrultuludur. BA yapısı kuzeyde 1 m. güneyde ise 1.6 m. derinlikte bulunmaktadır. Temel seviyesinde korunmuş olan yapının duvarı dışta

Uluslararası Genç Bilimciler Buluşması I / International Young Scholars Conference I12

0.40 m. eninde blok taş, içte 0.20 m. eninde 0.40 m. boyunda pişmiş toprak plakalarla oluşturulmuştur ve duvarın kalınlığı toplan 0.60 m.’dir. BA yapısının zemininde çok miktarda moloz bulunmasına kar-şın yer yer görülebilen zemini 0.30x0.30 m. ölçülerinde pişmiş toprak levhalarla kaplandığı anlaşıl-maktadır. Yapının duvarları temel seviyesinde korunmuş olmasına karşın yapıya ait bir giriş ya da eşik taşı bulunmamaktadır. Yapının dış duvarını oluşturan taş blokların içinde ikinci bir duvar sırası oluş-turacak biçimde kullanılan ve harç ile örülen pişmiş toprak plakaların oluşu ve zeminin yine pişmiş toprak levhalarla harç kullanılarak kaplanmasına ek olarak yapıya zemine yakın bir seviyede girişin bulunmaması bu alanın su geçirmez nitelikte inşa edildiğini düşündürmektedir. BA yapısının doğu-sunda CA yapısı olarak adlandırılan yapı bulunmaktadır (Res. 4). CA yapısı içten içe 10x6.4 m. ölçü-lerindedir ve kuzey güney doğrultuludur. CA yapısı kuzeyde 1 m. güneyde ise 1.6 m. derinlikte bulun-maktadır. Temel seviyesinde korunmuş olan yapının bloklarla oluşturulan duvar kalınlığı 0.5 m. ölçüsündedir. Yapının tek sıra halinde korunmuş dış duvarında yine BA yapısında olduğu gibi bir giriş tespit edilememiştir. Ancak bu yapının zemini üstleri düzleştirilmiş irili ufaklı poligonal taşlarla kap-lanmıştır. Bu zemin kaplaması birbirine oldukça iyi oturtulmuş, açıkta kalan bazı boşluklara ise daha küçük taşlar yerleştirilerek boşluksuz ve düz bir zemin elde dilmeye çalışılmıştır. Yapının sualtında oluşu ve suyun aşındırıcı etkisinden dolayı bu bölümde herhangi bir birleştirici malzeme kullanılıp kullanılmadığı tespit edilememiştir. CA yapısının doğusunda, kuzey ve güney duvarları ile içte kalan bir duvarı ortak olan DA yapısı olarak adlandırılan yapı bulunmaktadır. DA yapısı içten içe 10x7.5 m. ölçülerindedir ve kuzey güney doğrultuludur. Yapı kuzeyde 1 m. güneyde ise 1.6 m. derinlikte bulun-maktadır. Temel seviyesinde korunmuş olan yapının bloklarla oluşturulan duvar kalınlığı 0.5 m. ölçü-sündedir. Yapının içinde yoğun bir moloz dolgusu olmasına karşın yapının orta bölümünde zemin döşemesine ilişkin yaklaşık 0.10 m. çapında nehir taşlarına benzer nitelikte çakıllardan oluşan bir döşeme görülmektedir. Bu döşeme olasılıkla mozaiklerde kullanılan bir teknikle zemini hem düzleş-tirmek hem de stabilizasyonunu sağlamak amacı ile alta döşenen bu çakılın üzerine plaka ya da ben-zeri bir zemin malzemesi döşenmiş olmalıdır. Bu yapının doğusunda kuzey ve batı duvarı DA yapısı ile ortak olan ve EA yapısı adı verilen bir oda yer almaktadır. EA yapısı 8.3x7 m. ölçülerindedir ve yapının sadece duvar temelleri görülebilmektedir. Yapının yoğun moloz altında kalmış olması nede-niyle zemini görülememekte ancak duvarlarının 0.5 m. genişliğinde iki sıra çokgen kireç taşından örüldüğü tespit edilebilmiştir. EA yapısının devamında, bu bölümde görülebilen son yapı diğer yapı-lara oranla nispeten daha iyi durumda olan FA yapısıdır (Res. 5). FA yapısı içten içe 3.5x7.5 m. ölçü-lerindedir. Yapının doğu duvarının bir kısmı tahrip olmasına karşın diğer duvarları yaklaşık 1.3 m. kadar bir yükseklikte korunmuştur. Yapının kuzey duvarı 0.4 m., güney duvarı ise 1.2 m. derinliktedir ve üst kısmı halen su üstündedir. Yapı diğer yapılara göre daha iyi durumda olmasına karşın üst kısmı korunamamıştır. Yapının yaklaşık 1.3 m. yükseklikteki korunmuş duvarının genişliği yaklaşık 0.6 m. dir. Yapının duvar yapısı 1 m. seviyesine kadar içte 0.3x0.3 m. ölçülerinde pişmiş toprak levhalarının harç ile örülmesi ve dışta 0.5x0.3 m. ölçülerinde kesme taş bloklar kullanılarak iki sıra halinde oluştu-rulmuştur. Bu seviden yukarısı ise tamamen kireç taşı bloklardan oluşmaktadır. Yapının iç kısmı sız-dırmaz bir harç ile sıvalıdır. Yapının korunmuş olan bu seviyedeki duvarlarının hiç birinde her hangi bir giriş açıklığı bulunmamaktadır. Yapının zemini dolgu nedeniyle görülememektedir ancak benzer bir duvar yapına sahip ve mekâna giriş açıklığı olmayan BA yapısında olduğu gibi yine pişmiş toprak levhalarla kaplanarak yalıtım sağlandığı söylenebilmektedir. Birbirine bitişik halde doğu-batı doğrul-tusunda inşa edilmiş olan BA, CA, DA, EA, FA yapılarının bulunduğu alana paralel ve bu alanın yak-laşık 3.5 m. güneyinde yine birbirine bitişik halde inşa edilmiş beş oda bulunmaktadır (Plan 2). Bu yapılar batıdan doğuya doğru sırasıyla GA, HA, IA, JA ve KA olarak adlandırdığımız yapılardır. Bu alandaki yapıların uğradığı tahribat diğer yapılara göre daha fazladır ve sadece duvar temelleri belli belirsiz seçilebilmektedir. Bu nedenle görülebilen duvarlar ölçülerek plana geçirilmiş ancak yapıların üst yapısına ve zemin döşemesine ilişkin bir veri elde edilememiştir. Bu alanda ki yan yana inşa edil-miş yapıların kuzey ve güney duvarları ortak olarak inşa edilmiştir. İki sıra halinde irili ufaklı yer yer

E. Aslan / Kekova Bölgesi Sualtı Araştırmaları: “Aperlai Limanı” 13

blok taşlarla örülmüş temel duvarlarının kalınlığı yaklaşık 0.7 m.’dir ve 3 m. derinliktedir. Ancak bu oda yapılarının tamamının güney bölümünde daha küçük dikdörtgen mekanlar bulunmaktadır ve bu mekanların 2A duvar yapısına paralel olan güney duvarları yaklaşık 1.2 m. eninde güçlü bir duvardan oluşmaktadır. Bu alandaki batıdan doğuya doğru sıralanmış mekânlardan en batıda olanı GA yapısı-dır ve yapının batı duvarı bulunamamıştır. Yapının iç kısmından alınan ölçülere göre kuzeydeki duva-rı 14 m., doğu duvarı 7 m. ve güney duvarı ise 10 m.’dir. Yapının içinde güney duvarına yaslanmış 3x2.5 m. ölçülerinde daha küçük bir oda bulunmaktadır. Ayrıca yapının güney duvarının arkasında ancak muhtemelen bu yapıya bağlı bir işlevde ve 9x1.2 m. ölçülerinde bir mekan bulunmaktadır. GA yapısı-nın doğusunda HA yapısı adı verilen oda bulunmaktadır. HA yapısı içten içe 7x7 m. ölçülerindedir ancak yapının güneydoğu bölümünde bulunan 2x2 m.’lik bir boşluk daha bulunmaktadır ve mekân L biçimindedir. Bununla beraber GA yapısında olduğu gibi bu yapının da güneyinde muhtemelen bu yapı ile ilişkili 4x1.2 m. ölçülerinde bir mekan yer almaktadır. Bu yapının doğusunda IA yapısı adı verilen mekân bulunmaktadır ve içten içe ölçüleri 7x3 m.’dir. bu yapının da gerisinde 3x1.2 m. ölçüle-rinde bir mekan bulunmaktadır. IA yapısının doğusunda ise JA yapısı bulunmaktadır. JA yapısı içten içe 11.5x7 m. ölçülerindedir ve bu yapının güneyinde de 11.5x1.2 m. ölçülerinde daha küçük bir me-kan bulunmaktadır. Bu alanda yan yana sıralanmış beş yapının sonuncusu olan KA yapısının doğu duvarını 14A duvarının bir bölümü oluşturmaktadır. KA yapısı ise içten içe 7x3.5 m.’dir. Bu alanda yer alan diğer dört yapıda olduğu gibi aynı doğrultuda bu yapının da güney bölümünde 3.5x1.2 m. ölçü-lerinde bir mekan bulunmaktadır. GA, HA, IA, JA ve KA yapılarının güneyinde bulunan daha küçük boyutlardaki bu mekânların uzunlukları önlerindeki yapı ile aynı, enleri de birbirleri ile aynı olması her ne kadar yapılarla bir organik bağ yokmuş gibi görünse de önlerindeki büyük yapıların bir bölümü olduğu düşünülmektedir (Plan 2).

Bu alanın doğusunda, batı yapı grubu ve doğu yapı grubu arasında kalan bölümde, doğu-batı yö-nünde 20 m. eninde ve kıyı şeridinden güney yönüne doğru 35 m. uzunluğunda neredeyse hiç yapı bulunmayan bir alan bulunmamaktadır. Bu alanda sadece MA yapısı olarak adlandırdığımız kanali-zasyon yapısı ve NA yapısı olarak adlandırdığımız ve sarnıç olduğunu düşündüğümüz yapı bulun-maktadır. MA yapısı kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanmaktadır ve görülebilen toplam uzunlu-ğu 14 m.’dir. Bu yapı moloz taşlarla oluşturulmuş 0.50 m. eninde bir kanalın üzerine kanal boyunca yaklaşık 0.40x1 m. ölçülerinde kapak taşlarının kapatılması ile oluşturulmuş güneye doğru eğimli ve sualtında 2 m. derinlikte bulunan bir kanalizasyon yapısıdır. MA yapısı olarak adlandırdığımız kanalizasyonun doğrultusuna bakıldığında TA yapısı olarak adlandırdığımız kıyı şeridinde ve karada bulunan yapıya doğru uzanmaktadır. TA yapısı 23x12 m. ölçülerinde kuzey-güney doğrultusunda dört odadan oluşmakta ve her iki uçtaki odasının kuzey bölümleri apsislidir ve üst yapısının tonozlu bir çatı örtüsüne sahip olduğu anlaşılmaktadır. Yapının güney duvarı ve üst yapısı tamamen yıkılmış olmasına karşın diğer duvarları tonoz seviyesine kadar korunmuştur. Batı yönünden girişi olan ya-pının odalar arası geçişi sağlayan kapıları bulunmaktadır. Bu yapının işlevi, yapının uğramış olduğu tahribattan ve alt bölümlerinin moloz ve dolgu toprağından dolayı anlaşılamamıştır. Ancak MA yapısı olarak adlandırılan kanalizasyonun doğrultusunun bu yapıya uzanması bu kanalizasyonun bu yapıya ait olduğunu ve bu yapının da her ne kadar hypokaust sistemi görülemese de böylesine bir kanali-zasyona ihtiyaç duyabilecek nitelikte küçük bir hamam yapısı olabileceğini düşündürmektedir. Öte yandan antik kentlerde kanalizasyon sistemi genel olarak caddelerin altında ya da yapıların olmadığı güzergâhlara inşa edildiği bilinmektedir. Bu nedenle bu alanda bulunan kanalizasyon sistemi, bu bö-lümde temel seviyesinde de olsa bir yapı kalıntısının görülememesini açıklar niteliktedir. Bu alanın doğu bölümünde doğu yapı grubuna yakın bir alanda NA yapısı olarak adlandırılan iki sıra halinde moloz taşlarla oluşturulmuş dıştan dışa 3.2 m. içten içe 2.8 m. ölçülerinde ve 2.5 m. derinlikte yuvar-lak bir yapı bulunmaktadır. Duvarı temel seviyesinde bulunan bu yapının bölgede ve kentte bulunan daha iyi korunmuş benzerlerinden sarnıç yapısı olduğu söyle nebilmektedir.

Uluslararası Genç Bilimciler Buluşması I / International Young Scholars Conference I14

Kentin sualtında kalan bölümlerinin yoğunluğuna göre daha önce batı ve doğu olmak üzere iki gruba ayırdığımız bölümden ikincisi olan doğu yapı grubunda ise OA, PA, RA, SA yapısı adı verilen beş mekân ve 3A, 4A, 5A, 6A, 7A, 8A, 9A, 10A, 11A duvarı olarak adlandırılan dokuz duvar yapısı bulunmaktadır (Plan 2). Bu alanın güney batı köşesinde yay biçiminde bir kavisle birleşen ancak bir-birine dik açı yapan 3A ve 4A nolu duvar yapıları bulunmaktadır. 3A nolu duvar kuzey yönünde 4A nolu duvar yapısı ise doğu yönünde uzanır ve her iki duvar yapısı da diğer yapılarla bağlantısı olan duvarlardır. 3A nolu duvar bu alandan kuzey yönünde 25 m. uzunluğunda 1 m. kalınlığındadır ve güney ucunda 3 m. kuzey ucunda ise 2 m. derinliğindedir. Doğu yönüne uzanan 4A nolu duvar yapı-sı ise 8 m. doğu yönüne devam ettikten sonra doksan derecelik açılarla kuzey yönünde 1.5 m. derinli-ğinde 11.5 m. eninde ve 1.5 m. derinliğinde 10 m. eninde kademeli olarak iki girinti yaptıktan sonra buradan 41 m. doğu yönüne devam eder ve toplam uzunluğu 75 m.’dir. Kesme taş bloklarla oluşturu-lan 4A nolu duvar 1.5 m. kalınlığındadır ve duvarın üst kotu 3 m. alt kotu 5 m. derinlikte bulunmak-tadır ancak doğu yönüne devam edildikçe derinlik 1.5 m. ye kadar inmekte ve duvar yüksekliği 0.70 m. ye kadar düşmektedir. Bu duvarın 1.5 m. eninde 11.5 m. uzunluğunda girinti yaptığı bölümün batı ucunun hemen önünde 6 m. derinlikte 0.75 m. eninde 3 m. uzunluğunda iki blok bulunmaktadır (Res. 6). Bu bloklar olasılıkla bu girintinin batı köşesinden düşmüştür ve bu bloklar bu girintideki yerlerine konulduğunda bu ilk girintinin 11.5 m. olan uzunluğu, 10 m. uzunluğunda olan ikinci girintinin uzun-luğu ile eşitlenmektedir. Bu alanda bulunan ve muhtemelen kuzeyindeki 4A duvarından düşen, 0.75 m. eninde 3 m. uzunluğundaki bloklardan birinin güney ucunda 0.20 m. çapında bir delik bulunması, bu bloğun, limana yanaşan gemilerin iplerini bağladığı palamar bloğu olduğuna ve 4A duvarında bu-lunan 1.5 m. eninde 10 m. uzunluğundaki bu iki alanında gemi yanaşma yeri olduğuna işaret etmek-tedir. 4A nolu duvarın 3 m. kuzeyinde ve 4A nolu duvara paralel olarak uzanan 6A nolu duvar bulun-maktadır. 6A nolu duvar yapısı 55 m. uzunluğunda, 1 m. enindedir ancak batı ucunda 10 m.’lik bir bölümü 4A duvarı ile birleşerek 2.5 m. kalınlığa ulaşmaktadır. Ayrıca 6A duvarı doğu ucunda dik bir açı ile 3 m. lik bir duvarla 4A duvarı ile birleşmekte ve duvar sualtında 2 m. derinliktedir. Kesme taş bloklarla oluşturulmuş duvarın yer yer iki blok sırası korunmuştur ve duvarın orta bölümünde duvar-da devşirme malzeme olarak kullanılmış 0.5 m. çapında dört sütun tamburu bulunmaktadır. 4A ve 6A nolu duvarların doğu ucunda kuzey duvarını 6A nolu duvar, güney duvarını ise 4A nolu duvarının oluşturduğu SA yapısı bulunmaktadır. SA yapısı içten içe 3x2 m.’lik dikdörtgen ve 3x7 m.’lik apsisli iki mekândan oluşmaktadır. Yapının doğu bölümünde yer alan apsisin iç çapı 2.2 m. ve duvar kalınlığı 0.6 m. dir. Apsisli mekanın zemini 0.5x0.4 m. ölçülerinde zemin kaplama taşları döşenerek düz bir zemin oluşturulmuştur. Mekânın doğuya bakan apsisi olması ve bir ön girişinin olması yapının bir şapel olarak kullanılmış olabileceğini düşündürmektedir11. Yine 4A duvarı ve 6A nolu duvarların arasında, 4A nolu duvardaki 1.5x10 m. ölçüsündeki ikinci girintinin kuzeyinde RA yapısı olarak adlandırılan bir mekan bulunmaktadır. RA yapısı içten içe 1.5x1.2 m. ölçülerinde kareye yakın bir formda, 3 m. sual-tında ve temel seviyesinde korunmuş durumdadır. Yapının zemini dolgudan dolayı görülememekte-dir ancak moloz taşlarla örülen dış duvarlarının iç kısmının korunmuş bölümlerinden sızdırmaz bir yapıda harç ile sıvalı olduğu anlaşılmaktadır. Yapının kuzey bölümünde yer alan profilli mermer blok bu yapıda devşirme malzeme kullanıldığını göstermektedir. Yapının boyutu, sızdırmaz sıvalı oluşu, derinliği ve gemi yanaşma yeri olarak düşünülen girintinin arkasında olması buranın gemilere su sağ-layan bir sarnıç olabileceğini düşündürmektedir. 6A nolu duvarın batı ucundan dik bir açı ile kuzeye doğru devam eden ve 3A nolu duvara 6.5 m. uzaklıkta paralel olarak uzanan 7A nolu duvar yapısı bulunmaktadır. Kesme taş bloklardan oluşan 7A nolu duvar 1 m. eninde, 10 m. uzunluğunda ve 2 m. derinliktedir. Yine 6A nolu duvara dik bir açı ile birleşen ve kuzey yönünde devam eden 9A nolu

11 R. L. Hohlfelder – R. L. Vann, “A Church Beneath The Sea at Aperlae, Lycia”, Adalya IV, 2000, 207 vd.

E. Aslan / Kekova Bölgesi Sualtı Araştırmaları: “Aperlai Limanı” 15

duvar yapısı bulunmaktadır. 9A nolu duvar 7A nolu duvara paraleldir ve 22.5 m. doğusundadır. Duvar 0.7 m. eninde, 23 m. uzunluğundadır ve güneyde 2 m. derinlikte bulunan 6A nolu duvardan başlaya-rak kuzeyde kıyı çizgisine kadar devam ederek kıyıda toprak altında devam etmektedir. Doğu-batı yönünde uzanan 6A nolu duvara dik açı ile birleşen ve kuzey-güney yönünde uzanan 7A ve 9A nolu duvarlar arasında kalan 22.5 m.’lik alanda, 7A nolu duvarın 3 m. doğusunda, 6A nolu duvarın ise 1.5 m. kuzeyinde PA yapısı bulunmaktadır (Res. 7). PA yapısı dıştan dışa 6.2x8.2 m. ölçülerinde doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen bir yapıdadır. Kesme taş bloklarla oluşturulan yapının içten içe ölçü-sü ise 5x7 m. dir ve duvar kalınlığı 1.2 m.’dir. 1.5 m. derinlikte bulunan yapının zemini yaklaşık 0.1 m. çapında yuvarlak nehir taşları döşendikten sonra üzerine 0.3x0.3 m. ölçülerinde pişmiş toprak levha-larla kaplanmıştır. Yapının dışta iki sıra içte bir sıra korunmuş olan duvarlarının iç kısımları da aynı ölçü ve nitelikteki pişmiş toprak levhalarla kaplanmıştır. Ayrıca yapının kuzey ve güney duvarlarının iç kısmında iki adet kuzey duvarında iki adet ise güney duvarında olmak üzere 0.6x0.5 m. ölçülerinde dört adet plaster bulunmaktadır. Plasterler yapının köşelerine 0.9 m., birbirlerine ise 3.9 m. uzaklıkta-dırlar. PA yapısının kuzeybatı köşesinde ise çapı yaklaşık 0.4 m. olan zemin seviyesinde yuvarlak bir çukur ya da pithos olabilecek nitelikte bir alan bulunmaktadır. Ancak tahribat ve kekamoz dokusun-dan dolayı malzemesi ve derinliği tam anlaşılamamakla birlikte toplama çukuru niteliğinde bir yapı olmalıdır. PA yapısının da zemin döşemesinin çok özenli ve sızdırmaz bir yapıda oluşu ve korunmuş olan 0.8 m. ölçüsündeki iki sıra bloktan oluşan duvarlarında yapıya ait bir giriş bulunmamaktadır. PA yapısının 2.5 m. kuzeyinde ve PA yapısına paralel bir konumda OA yapısı bulunmaktadır. OA yapısı doğu-batı yönünde uzanır ve toplam 11x20 m. ölçülerinde iki odadan oluşmaktadır. Yapının 11 m.’lik batı duvarı aynı zamanda 7A nolu duvarın kuzey ucunu oluşturmaktadır. Diğer duvarlarının kalınlığı 0.8 m. olan OA yapısının doğu duvarı 1.1 m. kalınlığındadır ve yapının kuzeydoğu köşesinden başla-yan ve kuzey-güney yönünde kıyı şeridine kadar 7 m. uzanan 8A nolu duvarında devamı niteliğinde-dir. OA yapısının kuzey bölümü 0.5 m., güney bölümü ise 1 m. derinliktedir. Yapının batı kısmını oluşturan ilk bölümü içten içe 9.5x8 m. ölçülerinde, doğu kısmını oluşturan ikinci bölümü ise 9.5x9 m. ölçülerindedir. Yapının 1.1 m. genişliğindeki doğu duvarının orta bölümünde, uzunlukları 2 m. olan karşılıklı iki çeyrek daire biçimindeki duvarın ortasında yarıçapı 0.6 m. olan bir apsis bulunmak-tadır. Bu apsisli bölümün içinde kalan alanda ise, harç ve düzgün yassı bloklar ile küçük bir havuz oluşturulmuştur. OA yapısı muhtemelen bir kilise yapısı olmakla beraber, duvarlarının kalınlığının ve duvar dokusunun her duvarda aynı olmamasının yanında 3A, 7A ve 8A duvarları ile ortak bölümleri-nin olması, daha önceki dönemde farklı amaçlarla kullanılan duvar ve yapıların daha geç bir dönemde kilise yapısına dönüştürülmüş olabileceğini düşündürmektedir12. 6A nolu duvar ve 9A nolu duvarın kesiştiği köşeden 5 m. kuzeyde başlayıp doğu yönüne doğru 11 m. devam eden 10A nolu duvar yapı-sı bulunmaktadır. 10A nolu duvar sualtında 1.5 m. derinlikte temel seviyesinde bulunmaktadır ve genişliği 0.9 m. dir. 10A nolu duvarın 0.8 m. güneyinden başlayan ve doğuya doğru 5 m. devam ettik-ten sonra köşe yaparak 7 m. kuzeye devam eden 11A nolu duvar yapısı bulunmaktadır. 11A nolu duvar yapısı yine 1.5 m. derinliktedir ve 0.8 m. genişliğindedir. Duvarın görülebilen bölümlerinin herhangi bir yapıyla bağlantısı tespit edilememiştir. Ancak bu duvarın üzerinde ve duvarın kuzey bölümü ve kıyı çizgisi arasında düzensiz biçimde dağılmış birçok mimari blok bulunmaktadır. Bu bloklar arasında 0.4 m. çapında 0.7 m. uzunluğunda sütun tamburu, kırılmış olmalarından dolayı değişik uzunluklarda ve 0.5 m. yüksekliğinde, 0.6 m. eninde faskialı arşitrav blokları bulunmaktadır. Söz konusu mimari bloklardan bu alanda nitelikli bir resmi bina ya da tapınak olabileceği düşünül-mektedir. Son olarak 4A nolu duvar yapısının bittiği yerden 20 m. doğuda 5A nolu duvar yapısı bu-lunmaktadır. 5A nolu duvar yapısı yaklaşık 1.25 m. eninde ve doğu yönünde 35 m. uzunluğundadır.

12 Hohlfelder – Vann, age. 2000, 207 vd.

Uluslararası Genç Bilimciler Buluşması I / International Young Scholars Conference I16

Bu duvar yapısı yine kesme taş bloklarla oluşturulmuş ve tek sıra halinde yaklaşık 1 m. derinlikte bu-lunmaktadır. Duvar tamamen bağımsız bir durumda diğer yapılardan uzak bir durumdadır ve büyük oranda dolgu altında oluşundan işlevi ve bağlantısı tam olarak anlaşılamamaktadır.

Küçük BuluntularKentin sualtında kalan güney bölümünde deprem nedeniyle çöken duvar blokları ve moloz nedeniyle yüzeyde gözlenebilen form ve nitelik verebilecek küçük buluntu bulunmamaktadır. Ancak kentin batı bölümünde bulunan 1A nolu duvar yapısının dışında kalan alanda nispeten daha az moloz ve blok bulunması ve 1A nolu duvarının açıklarının kumluk olması nedeniyle bu alanda form verebilecek az sayıda küçük buluntu gözlenebilmektedir. Tamamı 1A nolu duvarın batısında ve yaklaşık 6 ila 8 m. arasında değişen derinlikte yer alan küçük buluntulardan ilki 0.04 m. çapında 0.02 m. yüksekliğinde üst bölümü kırık durumda Bizans Dönemi’ne ait13 cam kaidedir (Res. 8a). Aynı alanda ki diğer bir buluntu 0.15 m. çapında 0.1 m. yüksekliğinde pişmiş toprak kapaktır. Pişirme kabına ya da bir pithosa ait olabilecek nitelikte 0.02 m. yüksekliğinde disk biçimli plaka ve üzerinde bulunan bir kulptan oluş-maktadır (Res. 8b). Bu alanda bulunan diğer bir buluntu ise Erken Bizans Dönemi14 pişmiş toprak bir kandildir. Kandilin boyu yaklaşık 0.1 m. ölçüsündedir ve büyük oranda sağlam durumdadır. Kandilin 0.03 m. olan dolum ağzının yarısı ve emzik bölümünde bulunan 0.01 m. çapındaki fitil deliğinin bir kısmı kırılmıştır. Kandilin gövde bölümünün altı ile emzik bölümünün altı aynı hizadadır ve kandilde kaide bulunmamaktadır (Res. 8f ).

Dağınık durumda birçok pişmiş toprak kulp ve gövde parçası bulunmasına karşın gövde formu-nun anlaşılabileceği yine büyük oranda kırılmış sadece üç amphora bulunmaktadır. Bunlardan ilki, İ.S. 5-6. yy.’a tarihlenen15 ve büyük bir bölümü kırılmış olan amphoranın gövde yapısı, dikey alçak bir boyundan sağlam kalan karına kadar küresel bir gövde formu vermektedir. Kabın görülebilen karın bölümünün en geniş yeri 0.25 m. çapındadır ve kabın omuz bölümünde dikey bir kulp görülmek-tedir (Res. 8d). Diğer amphora formunun ise sadece karından kaideye kadar olan 0.3 m.’lik bölümü bulunmaktadır. İ.S. 5. yy.’a ait16 amphora, karından kaideye doğru yumurta formundadır ve sivrilen bir kaide ile son bulunmamaktadır. Karın bölümünün ölçülebilen çapı yaklaşık 0.3 m. kadardır (Res. 8e). Form verebilecek nitelikteki son amphoranın ise yine boyun ve kulplarının yanı sıra gövdenin de bir bölümü bulunmamaktadır. İ.S. 5. yy.’a tarihlendirilen amphoranın17 kuma gömülmüş olan gövde bölümünün yaklaşık 0.4 m.’lik bölümü görülebilmekte ve ölçülebilen gövde çapı yaklaşık 0.4 m.’dir. Silindirik biçimli gövdeden yuvarlak bir dip yapısına geçilen amphoranın ayrıca bir kaide dokusu bu-lunmamaktadır ve dip kısmında üst üste çarkta şekillendirilmiş yatay halkalar bulunmaktadır. Büyük oranda kuma gömülü bu amphoranın çevresinde yine bu amphoraya benzer nitelikte birçok amphora parçası bulunmaktadır ve bu alanda ki kumluk bölümün altında bir batık olabileceğini düşündür-mektedir (Res. 8c). Yine 1A nolu duvarın önünde çapları 0.15 m. ile 0.30 m. arasında değişen bir öbek halinde çok sayıda yuvarlak ya da yuvarlağa yakın nehir taşı bulunmaktadır. Bu taşların ise gemilerde kullanıldığı bilinen safra taşları olabileceği düşünülmektedir.

13 A. Salder, Ancient and Byzantine Glass from Sardis (1980) Pl. 12-319.14 O. Broneer, Corinth Results of Excavations conducted by the American School of Classical Studies at Athens, Vol. IV, Part II

Terracotta Lamps (1930) Type XXXVI, Pl. XXIV.15 D. P. S. Peacock – D. F. Williams, Amphore and the Roman Economy an introductory guide (1991) Class 46 Fig. 110.16 Peacock – Williams, age. 1991, Class 44 Fig. 104.17 Peacock – Williams, age. 1991, Class 44 Fig. 104A.

E. Aslan / Kekova Bölgesi Sualtı Araştırmaları: “Aperlai Limanı” 17

Bu alandaki son küçük buluntu ise kente ait yapıların çatı kiremitleridir. Az sayıda bulunan pişmiş toprak çatı kiremitleri Lakonian tip 1A kapama kiremidi ve tip 2 stroter levha parçalarıdır18. Ele geçen en sağlam parçanın ölçüsü ise 0.1x0.3 m.’dir (Res. 8g-h).

Sonuç olarak özellikle sualtındaki yapı grubunun batı bölümünü oluşturan yapıların işlevine yöne-lik olarak kentin batısında bir yığın halinde bulunan Murex Trunculus kabukları bu yapıların Murex Trunculus’tan elde edilen mor boya üretimine ilişkin yapılar olabileceği söylenebilmektedir19. Söz konusu murex kabukları yaklaşık 0.50 m. derinliğinde 1500 m2’lik bir alana dağılmış halde bulun-maktadır. Plinius’un anlatımına göre boya üretimi bu kabuklu hayvanların tuzlu su ile birlikte kurşun kazanlarda kaynatılması ile sağlanıyordu20, bu nedenle bu yapıların üretim atölyeleri değil, canlı mu-rexlerin biriktirildiği depolar ya da ticari değeri olan garum ve şarap gibi diğer üretim mallarının da saklandığı depolar olduğu düşünülebilir. Ayrıca bu kabuklar boya üretiminden sonra ikinci kullanım olarak Roma ve Bizans Dönemi’ne ait yapılarda harca karıştırılmış ve bağlayıcı madde olarak da kul-lanılmıştır.

Doğal koy kullanılarak inşa edilen limanın dalgakıran ve rıhtım yapılarının, Helenistik Dönem kent surunun liman mendireği ile birleşen sualtındaki devamından, limanın Helenistik Dönem’den itibaren kullanılmaya başlandığını gösterir niteliktedir. Sualtında bulunan yapılar kıyı şeridine yaklaşıldıkça Roma Dönemi’ne ait duvar ve yapıların üzerinde Bizans Dönemi’ne ait kilise ve mozaiklerin olması ve tüm bu yapıların da sualtında oluşu bu alanın kademeli olarak ve devşirilerek terk edildiğine işaret etmektedir. Ayrıca sualtında yüzeyde karşılaşılan az sayıdaki küçük buluntularda kentin limanının Roma ve Bizans Dönemi’nde de kullanıldığına işaret etmektedir. Kentin deniz ticareti ve ticaret ağının belirlenmesi, ti-caret mallarının neler olduğunun anlaşılabilmesi ve sualtında bulunan birçok yapının işlevinin anlaşı-labilmesi, ancak ileride bu alanda yapılabilecek bir sualtı kazısında ele geçecek buluntularla mümkün olabilecektir.

18 Çatı kiremitlerinin tipolojisi için bk.: T. Demir, “Antik Çağda Çatı Kiremitleri”, III. Uluslar arası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempoz-yumu bildiriler kitabı, 17-30 Haziran 2003. Eskişehir (2003) 315 vd.; Ö. Özyiğit, “Batı Anadoluda Antik Dönem Çatıları”, TürkTKB X (1986) 303 vd.

19 B. Leadbetter, “Diocletian and the purple mile of Aperlae”, EpigrAnat 36, 2003, 127 vd.20 Plinius, NH V. 125 vd.

Uluslararası Genç Bilimciler Buluşması I / International Young Scholars Conference I18

Pl. 1Aperlai- Genel kent planı

Pl. 2 Aperlai- Sualtındaki yapıların planı

Res. 1 Aperlai- Kıyı şeridi kuzeyden genel görünüm

E. Aslan / Kekova Bölgesi Sualtı Araştırmaları: “Aperlai Limanı” 19

Res. 2 Aperlai- LA yapısı (Dalgakıran), güneyden görünüm

Res. 3 Aperlai- BA yapısı güneyden genel görünüm

Res. 4 Aperlai- CA yapısı zemin döşemesi ve duvar detayı

Uluslararası Genç Bilimciler Buluşması I / International Young Scholars Conference I20

Res. 5 Aperlai- FA yapısının kuzeyden iç bölümü detayı

Res. 6 Aperlai- 4A nolu duvar yapısı önündeki bloklar

Res. 7 Aperlai- PA yapısı, güneyden detay görünüm

E. Aslan / Kekova Bölgesi Sualtı Araştırmaları: “Aperlai Limanı” 21

a

c

e

b

d

f

g

h

Res. 8 Aperlai- Sualtı küçük buluntular