Kariye Müzesi

35
FRESKOLAR Fresk nedir? Fresk, taş ya da tuğla zemine atılan henüz ıslak olan kireç sıvanın üzerine, kireçli su ile madeni toz boyaların karıştırılmasıyla yapılan resim türüdür. Kireçli sıva yeni atıldığı için boyalar ıslak zemine daha rahat yerleşir. Zeminin yaş olması boyanın içirilmesi renk pigmentlerinin sıvaya yapışmasını sağlar ve kalın renkli bir sıva tabakası oluşturur. Bu şekilde resimde sağlam olur. Eskilerde suluboya ile duvarlara resimler yapılırdı. Daha kalıcı ve sağlam olması için freskler yapılmaya başlandı. Fresk yapımı her ne kadar basit görülse de dikkatli yapılması gereken bir sanattır. Duvarın yapısından astarlanmasına kadar birçok aşama dikkat gerektirir.

Transcript of Kariye Müzesi

FRESKOLAR

Fresk nedir?

Fresk, taş ya da tuğla zemine atılan henüz ıslak olan kireç sıvanın üzerine, kireçli su ile madeni toz boyaların karıştırılmasıyla yapılanresim türüdür. Kireçli sıva yeni atıldığı için boyalar ıslak zemine daha rahat yerleşir. Zeminin yaş olması boyanın içirilmesi renk pigmentlerinin sıvaya yapışmasını sağlar ve kalın renkli bir sıva tabakası oluşturur. Bu şekilde resimde sağlam olur.

Eskilerde suluboya ile duvarlara resimler yapılırdı. Daha kalıcı ve sağlam olması için freskler yapılmaya başlandı.

Fresk yapımı her ne kadar basit görülse de dikkatli yapılması gereken bir sanattır. Duvarın yapısından astarlanmasına kadar birçok aşama dikkat gerektirir.

Resim yapılacak duvarın taş ya da tuğla olması fark etmez. Ancak üzerinde alçı olursa resmin renklerinin bozulmasına sebebiyet verebilir. Bu nedenle alçısız bir duvar seçmeliyiz fresk uygulaması için. Yine duvarda rutubet ve güherçile gibi olumsuzlukların olmamasına dikkat edilmelidir. Duvarın sıvasının dere kumu veya sönmüşkireçten olması gerekmektedir.

Fresk uygulamasının astarlama ile başlar. Islatılan duvara auvara pürtüklü kireçten yapılan sıva kalınca bir kat sürülür. Bu sıvanın üzerine füzen ile resim taslağı çizilir. Aynı desenin üzerinden aşıboyası (kırmızı killi bir toprakla renklendirilmiş) ile yeniden çizilir. Bu astar kuruyunca ressam resmi parçalara ayırarak bölüm bölüm boyamaya geçer. Resmin bir bölümünü temel alan ressam çalışacağıkısma ince bir kireç tabakası sürer. Bu tabakanın altında kalan taslaksaydam şekilde görülür. Ressam henüz nemli olan kireç kurumadan freskitekrar çizer ve boyar. Bu şekilde parça parça boyamaya giderek freski tamamlar. Kireçle birleşen boya kalın bir sıva tabakası oluşturur. Ve bu tabaka kuruduğunda resme rötuş yapma imkânı ortadan kalkar.

Freskler çabuk bozulma durumları söz konusudur. Resim henüz zarar görmeden farkına varılırsa freskteki resmin tuvale çıkarılması (tuval freskin üzerine yapıştırılır, tuval çıkarıldığında resimde tuvale geçmiş olur) gibi işlemler ile önlenebilir.

Fresklerin bozulma sebepleri,

Doğa yapısı: Doğal malzemeler yapıları itibari ile zamanla bozulmaktadırlar. Hatta bu bozulma çürümeye kadar gidebilir.

Doğa koşulları: Freskler yapıları itibari ile duvara uygulanan bir sanat oldukları için rutubet vs birçok koşuldan etkilenmektedirler. Bu

kötü hava koşulları freskte kabarma ve dökülmelere dahi sebep olabilir. Yer altında duran freskler için karanlıkta bir bozulma sebebi olabilir.

İnsanlar: Kişiler gerek bilinçli gerek bilinçsiz olarak birçok şekildezarar vermektedirler. Bunlar sanat eserlerini kamu malına zarar vermekiçin darp edenlerin sonucu ile oluşabilmektedir. Ya da insanların fresklerin yapısını nasıl koruyacaklarını bilmemeleri ve yanlış sergileme koşullarını sağlamaları da neden olmaktadır. Eserin taşınması ve hatalı onarılması da insanlar tarafından fresklere zarar vermektedir.

Tarihe baktığımızda en güzel fresk örneklerinin Rönesans döneminde yapıldığı görülmektedir.

M.Ö. 7000 yılında yapıldığı tahmin edilen Cilalıtaş Devri’ne ait olduğu bilinen Anadolu’da Çatalhöyük ve Hacılar’da yapılan kazılarda elde edilen freskler tarihteki en eski fresk örneklerindendir diyebiliriz.

Yine M.Ö. 3000 yılında yapıldığı tahmin edilen freskler: Teleylat-Gasul’de geometrik süslemeli freskler ile Uruk devrine ait olan freskler Mezopotamya/Tel Ukayr’daki Boyalı Tapınak’ta bulunmuştur.

M.Ö. 2000 yılında yapıldığı tahmin edilen fresklere Asur’da Nuzi Sarayı duvarlarında rastlanmaktadır.

Fenike, Sidon, Mısır, Girit, Roma fresk örneklerine sıkça rastlanmaktadır.

14. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar olan dönemde İtalya‘da birçok fresk eseri yapılmıştır. En bilindik isimler: Giotto, Fra Angelico, Piero

Della Francesca, Uccello, Raffaello, Mihelangelo‘dur. (http://www.merakname.com/fresk-nedir/)

Kariye'nin kısa tarihi

* Kariye sözcüğü Eski Yunanca'da "kent dışı kırsal alan anlamına gelen" Hora sözcüğünden geliyor.

Eski tarihi kaynaklarda surların dışında küçük bir kilisenin varlığından söz ediliyor.

* Küçük kilisenin yerine ilk Hora manastırı Justinianus tarafından yaptırılmış.

* Bu günkü yapıyı 1077-1081 yıllarında İmparator I.Aleksios Kommenos'un kayınvalidesi yaptırmış.

* Kilise, 1204-1261 yılları arasında Haçlılar'ın Bizans'ı yağmalaması sonucu harap olmuş.

* II. Andronikos Dönemi'nde 1315-1320 yılları arasında onarılarak, bazı eklemelerle bugünkü hale getirilmiş.

Dünya sanat tarihinin baş yapıtları sayılan mozaik ve fresklerde o dönemden kalma.

* İstanbul'un fethinden sonra kilise olarak varlığını sürdüren yapı 1511 yılında Vezir Hadım Ali Paşa tarafından camiye dönüştürülmüş.

* 1765 yılında yapı önemli bir onarım gördü mozaikler sıva ile kapanmış.

* Nihayet cumhuriyet Türkiye'sinde 1948-1958 yılları arasında yapılan çalışmalarla tüm mozaik ve freskler yeniden ortaya çıkarılarak yapınınbugün müze olarak hizmet vermesi sağlanmış. (http://www.sihirlitur.com/muzeler/kariye/index.html

Kariye Kilisesi, tipik Bizans yapısıdır. Dışarıdan tuğla duvarlarıyla oldukça sade görünmekle birlikte içi en süslü kiliselerden biridir. Güney cephede uzanan dar uzun tek nefli bir sapel olan parekklesion bir bodrum uzerine yapılmıştır. Üstü kısmen kubbe, diğer kısımları tonozla örtülüdür. Tek apsisi vardır. Bütün batı cephesi boyunca uzanan dış narteks bugünkü cepheyi oluşturur. Yapının orta mekanını örten kubbe yüksek kasnaklıdır. Osmanlı döneminde onarım görmüştür ve ahşaptır. Dış cephelerde yuvarlak kemerler, yarım payeler, nişler ve taş tuğla örgü sıraları ile plastik ve hareketli bir görünüm sağlanmıştır. Doğu cephesi dışa taşkın apsislerle bitmektedir. Orta apsis dıştan yarım kemerli bir “payanda” ile desteklenmiştir. Bu payanda, gotik mimarlıkta yaygın olarak kullanılan bir destek ögesidir. Haç tonozların, yük etkisiyle sütun, paye gibi taşıyıcı destekleri iterek yıkılmalarını önleme amaçlıdır. Yarım kemer biçimlidir, dıştan destek sağlar.

Esas ibadet mekanı işlevini gören naos, yapının merkezinde yer alır vepandantifler ile geçilen bir kubbeyle örtülüdür. Naosun doğu uzantısı,sunak masasının yer aldığı bema ya da kutsal mekandır. Bema’nın iki yanında pastoforium yer alır. Şükran ayininin hazırlandığı kuzey şapel“prothesis”, giyinme odası olarak kullanılmış güney şapel “diakonikon”olarak adlandırılır. 14. yy’dan itibaren diakonikon özel şapel işlevi görmüştür.

Kariye’nin mozaikleri ve freskleri “Başkent Üslubu” dediğimiz Bizans Rönesansının en muhteşem eserleridir. Yapıda,Tevrat ve İncil de geçen bütün olaylar bir birlik içinde işlenmiş, adeta duvarlara resimlerle yazılmıştır 17. yüzyılda mozaiklerin üzerleri sıva ile kapatılmıştır. 1945 senesinde Kariye müze haline getirilince, Amerikan Bizans Enstitüsü 1948 yılında mozaik ve freskleri temizlemeye başlamıştır. Daha sonra Dumbarton Oaks da restorasyon çalışmalarında bulunmuştur. Kültür Bakanlığınca da ele alınan restorasyon çalışmaları ile mozaik ve freskler tamamen çıkarılmıştır. Gerek duvarlarda gerekse tavandakimozaik betimlemeler, günümüze çok az hasarla ulaşmıştır. (http://www.degisti.com/index.php/archives/797)

İki katlı kuzey ek bölüm naosa birleşir. Geçiş niteliğindeki alt katı giyinme odası olarak kullanılmış olabilir. Manastır kütüphanesini barındıran ve naosa bir pencere ile açılan üst katı büyük olasılıkla kurucunun çalışma mekanıdır.

Kariye müzesinden bir mozaik

Batıda, mozaiklerle süslü iki geniş narteks yer almaktadır. Özgün planında güneybatı köşesinde bir çan kulesinin yer aldığı dış narteks,kapının bulunduğu revaklı cephesi ile dışa açılır. Nartekslerde mozaikler, mermer kaplamalar ve kabartmalar görünmektedir. Ek şapel konumundaki parekklesion mezar şapeli işlevini görmüştür. Buradaki fresklerin hemen hemen tümü korunmuştur. Parekklesionla naos arasında,tamamlanmamış depo ve muhtemelen keşiş odası olarak kullanılan özel

bölümü bağlayan geçit bulunmaktadır. Özel bölüm naosa bir pencere ile açılmaktadır. (http://www.turistrehberleri.net/kariye-muzesi/)

Kariye mozaik ve freskleri Bizans resim sanatının son dönemine ait (14. yy.) en güzel örneklerdir. Önceki Dönemin yeknesak fonu burada görülmez. Derinlik fikri, figürlerin hareket ve plastik değerlerinin verilişi, figürlerdeki uzama bu üslubun özellikleridir. İtalyan rönesansina paralel ilerleyen Bizans Sanatı’ndaki yeni uyanışın önemliörnekleridir. Dış nartekste İsa’nın hayatı, iç nartekste ise Meryem’inhayatı ile ilgili sahneler yer alır. Bu sahneler, Meryem’in ve İsa’nınhayatındaki olaylara göre kronolojik bir sıra takip ederler. Kronolojik sıraya göre iç nartekste mevcut ilk mozaik, çocuğu olmayan üzgün Joachim’in (Meryem’in babası) dağdaki halini betimler, son mozaik ise Yusuf ve Meryem’in ayrılışını betimler. Kronolojik sıraya göre, dış narteksteki ilk mozaik ise Yusuf’un düşünü betimleyen mozaiktir.Dış narteksten iç nartekse geçilen kapının üzerinde bir “Pantokrator İsa” vardır. (Bu betim birçok ortodoks kilisesinde kullanılan İsa’nin yüceliğini ifade eden, kalıp pozlardan biridir. Sakallı olarak tasvir edilen İsa, sağ eli ile takdis işareti yaparken,sol elinde yeni ahit’i tutmaktadir.) Sol tarafta İsa’nın doğumu, vali Quirinus’un önünde nüfus sayımı, meleğin Yusuf’a görünüp Meryem’i alıpgitmesini öğütlemesi, ekmeğin çoğaltılması, suyun şaraba dönüştürülmesi; sağ tarafta ise haberci krallarin İsa’nın doğumunu haber vermesi, felçlilerin iyileştirilmesi ve çocukların katli gibi sahneler vardır. İç mekandaki mozaikler “Bakire Meryem”in hayatından kesitler sunar ve İsa’nın mucizelerini gösterir. Gerek duvarlarda, gerekse tavandaki mozaik betimlemeler günümüze çok az hasarla ulaşmıştır. Mozaiklerin yanı sıra renkli ve desenli mermer süslemeler de vardır.

İç nartekse geçildiğinde en güzel ve eneski mozaik “deisis”tir.Bu mozayikte İsa’nın sağ ve sol gözleri birbirinden farklı olarak tasvir edilmiştir, Ayasofya’daki deisis mozayiğinde olduğu gibi. Mozayikte, ortada İsa, solunda Meryem, Meryem’in altında İsaakios, Kommenos ve İsa’nin sağında bir rahibe görülür. Bu kadın VIII. Mikhael

Palaiologos’un kızıdır. Moğol Prensi Abaka Han ile evlendirilmiş ve kocasının ölümünün ardından İstanbul’a dönerek rahibe olmuştur. Bu bölümde kubbede İsa ve dilimler içinde İsa’nın ataları gösterilmiştir.Ana nefe giriş kapısı üzerinde ortada İsa, sol tarafta kiliseyi onaranve mozaiklerle süsleyen Theodoros Metokhites kilisenin maketini sunar şekilde gösterilmiştir.

Meryem’in İncil’de yer almayan hayat hikâyesi ise apokriflere dayalı konulardan alınmıştır. İç nartekste Meryem’in doğumu, ilk adımları, Cebrail’in Meryem’e bir çocuğu olacağını haber vermesi, tapınağa örtülecek örtü için yün alınmasi gibi sahneler yer almaktadır. Kilisenin ana nefinde abside bakan duvarda Meryem’in ölümünü betimleyen mozayik, yan duvarlarda ise çocuk İsa’yı taşıyan Meryem ve bir aziz mozaiği yer alır. Parekklesion’un tümü freskolarla süslüdür. Apsiste görülen “Cehenneme İniş”, yani “diriliş” (anastasis) sahnesi çok az hasarla günümüze ulaşmış gerçek bir sanat eseridir. Onun üst kısmında yer alan “son duruşma” sahnesi burada tüm olarak gösterilmiştir. Tavanın tepe kısmında evren bir salyongozu andırırcasına, spiral biçimde tasvir edilmiştir.Parekklesionun sağ ve sol duvarlarında görülen nişlerin mezar olduğu bilinir. Parekklesion kubbesinin ortasında Meryem ve Çocuk İsa, dilimlerinde ise 12 melek tasviri görünmektedir.( http://www.turistrehberleri.net/kariye-muzesi/)

Parekklesion (şapel) duvar ve tavanındaki renkli fresklerle karşılıyormüzenin ziyaretçilerini. Bir bodrum üzerine inşa edilmiş olan şapelin yan taraflarında yer alan sağlı sollu nişlerin mezar olarak kullanıldığı bilinmektedir. Kiliseye asıl ün ve önem kazandıran özelliği Bizans Rönesansını sembolize eden mozaikleri. Diğer kiliselerdeki ton ve sahne monotonluğunun aksine Kariye Kilisesi’ndekimozaik ve fresklerde canlılık, derinlik ve hareketlilik belirgin bir şekilde dikkat çekmektedir. Özellikle şapel bölümünde Tevrat’tan sahnelerin bulunuşu da Kariye’yi diğer kiliselerden ayıran özelliklerdendir. Şapelin tavanında yer alan “Diriliş” ve “Son Duruşma” sahneleri boyutları ile dikkat çekiyor. Hemen karşıda yer

alan altı azizden en soldakinin Noel Baba (Santa Claus) olduğu söylenir. Bu arada hemen belirtmeliyim ki; kilisenin ziyaretçileri arasında Ruslar ve Yunanlılar ilk sıraları alıyorlar.Nitekim bizim ziyaretimiz sırasında da bir grup Rus ve Yunanlı ilgiyle mozaikleri inceliyorlardı.

(http://www.gezinim.com/esraeren/2010/12/09/kariye-muzesi/)

Kariye mozaik ve freskleri Bizans resim sanatının son dönemine ait (14. yy.) en güzel örneklerdir. Dış nartekste İsa'nın hayatı, iç nartekste ise Meryem'in hayatı ile ilgili sahneler yer alır. Bu sahneler, Meryem'in ve İsa'nın hayatındaki olaylara göre kronolojik bir sırayı takip ederler. Kronolojik sıraya göre iç nartekste mevcut ilk mozaik, çocuğu olmayan üzgün Joachim'in (Meryem'in babası) dağdakihalini betimler, son mozaik ise Yusuf ve Meryem'in ayrılışını

betimler. Kronolojik sıraya göre, dış narteksteki ilk mozaik ise Yusuf'un düşünü betimleyen mozaiktir. Dış narteksten iç nartekse geçilen kapının üzerinde bir “Pantokrator İsa” vardır. Sol tarafta İsa'nın doğumu, vali Quirinus'un önünde nüfus sayımı, meleğin Yusuf'a görünüp Meryem'i alıp gitmesini öğütlemesi, ekmeğin çoğaltılması, suyun şaraba dönüştürülmesi; sağ tarafta ise haberci krallarin İsa'nındoğumunu haber vermesi, felçlilerin iyileştirilmesi ve çocukların katli gibi sahneler vardır. İç mekandaki mozaikler “Bakire Meryem”in hayatından kesitler sunar ve İsa’nın mucizelerini gösterir. Gerek duvarlarda, gerekse tavandaki mozaik betimlemeler günümüze çok az hasarla ulaşmıştır.

Meryem'in İncil'de yer almayan hayat hikâyesi ise apokriflere dayalı konulardan alınmıştır. İç nartekste Meryem'in doğumu, ilk adımları, Cebrail'in Meryem'e bir çocuğu olacağını haber vermesi, tapınağa örtülecek örtü için yün alınmasi gibi sahneler yer almaktadır. Kilisenin ana nefinde abside bakan duvarda Meryem'in ölümünü betimleyen mozayik, yan duvarlarda ise çocuk İsa'yı taşıyan Meryem ve bir aziz mozaiği yer alır. Tavanın tepe kısmında evren bir salyongozu andırırcasına, spiral biçimde tasvir edilmiştir.Parekklesionun sağ ve sol duvarlarında görülen nişlerin mezar olduğu bilinir. Parekklesion kubbesinin ortasında Meryem ve Çocuk İsa, dilimlerinde ise 12 melek tasviri görünmektedir.

(http://gungorekinci.blogspot.com/2011/05/kariye-muzesi.html)

Buradaki fresklerin hemen hemen tümü korunmuştur. Parekklesionla naos arasında, tamamlanmamış depo ve muhtemelen keşiş odası olarak kullanılan özel bölümü bağlayan geçit bulunmaktadır. Özel bölüm naosa bir pencere ile açılmaktadır.

Kariye mozaik ve freskleri Bizans resim sanatının son dönemine ait (14. yy.) en güzel örneklerdir. Önceki Dönemin yeknesak fonu burada görülmez. Derinlik fikri, figürlerin hareket ve plastik değerlerinin verilişi, figürlerdeki uzama bu üslubun özellikleridir. İtalyan rönesansina paralel ilerleyen Bizans Sanatı’ndaki yeni uyanışın önemliörnekleridir. Dış nartekste İsa’nın hayatı, iç nartekste ise “Meryem” ‘in hayatı ile ilgili sahneler yer alır. Bu sahneler, Meryem’in ve İsa’nın hayatındaki olaylara göre kronolojik bir sıra takip ederler. Kronolojik sıraya göre iç nartekste mevcut ilk mozaik, çocuğu olmayan üzgün Joachim’in (Meryem’in babası) dağdaki halini betimler, son mozaik ise Yusuf ve Meryem’in ayrılışını betimler. Kronolojik sıraya göre, dış narteksteki ilk mozaik ise Yusuf’un düşünü betimleyen mozaiktir.Dış narteksten iç nartekse geçilen kapının üzerinde bir “Pantokrator İsa” vardır. (Bu betim birçok ortodoks kilisesinde kullanılan İsa’nin yüceliğini ifade eden, kalıp pozlardan biridir. Sakallı olarak tasvir edilen İsa, sağ eli ile takdis işareti yaparken,sol elinde yeni ahit’i tutmaktadir.) Sol tarafta İsa’nın doğumu, vali Quirinus’un önünde nüfus sayımı, meleğin Yusuf’a görünüp Meryem’i alıpgitmesini öğütlemesi, ekmeğin çoğaltılması, suyun şaraba dönüştürülmesi; sağ tarafta ise haberci krallarin İsa’nın doğumunu haber vermesi, felçlilerin iyileştirilmesi ve çocukların katli gibi sahneler vardır. İç mekandaki mozaikler “Bakire Meryem”in hayatından kesitler sunar ve İsa’nın mucizelerini gösterir. Gerek duvarlarda, gerekse tavandaki mozaik betimlemeler günümüze çok az hasarla ulaşmıştır. Mozaiklerin yanı sıra renkli ve desenli mermer süslemeler de vardır.

İç nartekse geçildiğinde en güzel ve eneski mozaik “deisis”tir.Bu mozayikte İsa’nın sağ ve sol gözleri birbirinden farklı olarak tasvir edilmiştir, “Ayasofya” ‘daki deisis mozayiğinde olduğu gibi. Mozayikte, ortada İsa, solunda Meryem, Meryem’in altında İsaakios,

Kommenos ve İsa’nin sağında bir rahibe görülür. Bu kadın VIII. MikhaelPalaiologos’un kızıdır. Moğol Prensi Abaka Han ile evlendirilmiş ve kocasının ölümünün ardından İstanbul’a dönerek rahibe olmuştur. Bu bölümde kubbede İsa ve dilimler içinde İsa’nın ataları gösterilmiştir.Ana nefe giriş kapısı üzerinde ortada İsa, sol tarafta kiliseyi onaranve mozaiklerle süsleyen Theodoros Metokhites kilisenin maketini sunar şekilde gösterilmiştir.

Meryem’in “İncil” ‘de yer almayan hayat hikâyesi ise apokriflere dayalı konulardan alınmıştır. İç nartekste Meryem’in doğumu, ilk adımları, “Cebrail” ‘in Meryem’e bir çocuğu olacağını haber vermesi, tapınağa örtülecek örtü için yün alınmasi gibi sahneler yer almaktadır. Kilisenin ana nefinde abside bakan duvarda Meryem’in ölümünü betimleyen mozayik, yan duvarlarda ise çocuk İsa’yı taşıyan Meryem ve bir aziz mozaiği yer alır. Parekklesion’un tümü freskolarla süslüdür. Apsiste görülen “Cehenneme İniş”, yani “diriliş” (anastasis)sahnesi çok az hasarla günümüze ulaşmış gerçek bir sanat eseridir. Onun üst kısmında yer alan “son duruşma” sahnesi burada tüm olarak gösterilmiştir. Tavanın tepe kısmında evren bir salyongozu andırırcasına, spiral biçimde tasvir edilmiştir.Parekklesionun sağ ve sol duvarlarında görülen nişlerin mezar olduğu bilinir. Parekklesion kubbesinin ortasında Meryem ve Çocuk İsa, dilimlerinde ise 12 melek tasviri görünmektedir. (http://www.mediaturizm.com/turizm-haberleri/inanc-turizmi/kariye-kilise-camii-ve-muzesi-8682.html)

Kariye Müzesi’ndeki freskler ve mozaikler, Bizans klasiklerinden önemli farklılıklar gösteriyor. Müzede gördüğümüz eserler çok daha renkli ve canlı.

http://www.marslogistics.com/logilife/dergi/sayi9/img/kariye4.jpg

Anastasis sahnesi Yapının en önemli ve dikkat çekici yeri olan apsis yarım kubbesine yapılmıştır. Grekçe bir sözcük olan anastasis, ‘diriliş’ demektir

Bizans sanatında ‘Anastasis’, İsa’nın ölümünden sonra, yeraltındaki ölüler diyarına (Hades) giderek, kendindenönce yaşamış olan ve burada tutulan Eski Ahit

peygamberlerini esir tutan Şeytan’ın elinden kurtarması, şeytanın buradaki krallığına son vermesi vedoğru insanları dirilterek göklere çıkartması olayıdır.Bu olay İncil’lerde yer almamaktadır.

Kariye parekklesionunda bu sahne bütün bir apsis yarım kubbesini kaplayacak biçimde betimlenmiştir. İsa, üçgenkompozisyon ortasında ayakta durmakta beyaz ışık saçan üzerinde sarı yıldızlar bulunan mandorlanın içindedir. İsa’nın ayakları altındaki karanlık bölümün içinde kırık kapı kanatları, zincir ve kilit parçaları görülmektedir ayrıca burada el ve ayaklarından zincirlenmiş koyu tenli bir figür yatmaktadır. Karanlıkbölümün iki tarafında birer lahit yer alır. İsa, sağındaki lahitten Adem’i, solundaki lahitten ise Havva’yı ellerinden tutarak kendine doğru çekmektedir. Adem’in arkasında, içlerinde Eski Ahit peygamberlerinden Yahya, Davud ve Süleyman’ın bulunduğubir grup, Havva’nın arkasında ise Habil ve ruhban tunikleri giyinmiş yedi kişi durmaktadır. Adem ile Havva burada bütün insanlığı temsil etmektedir. Betimlenen sahnenin üst kısmında “Anastasis” yazılıdır.

Mikhael Kariye parekklesionunda apsis yarım kubbesindeki anastasis

sahnesi, kubbesel tonozun üst duvarlarını kaplayan son yargısahnesiyle birleşir. Bu iki sahnenin sınırını oluşturan geniş bema kemerinin tam ortasında iki sahneyi birleştiren

başmelek Mikhael’in madalyon içindeki portresi bulunmaktadır. 1.21 m. Çapındaki bu madalyon, parekklasiondaki en büyük madalyon portredir. Mikhael’in sol elinde tuttuğu kürede, “adil yargıç İsa” anlamındaki Khristos Dikaios Krites sözcüklerinin baş harfi olan XDK harfleri görülür. Sağ elinde bir asa tutmaktadır. Buradaki portre son yargı sahnesiyle bağlantılıdır çünkü başmelek Mikhael’in bir görevide yargılanan ruhları cennete iletmesidir.

Diriliş sahneleri Bema kemerinin kuzey tarafında, İsa’nın Nain’li dul

kadının ölen oğlunu diriltmesi sahnesi yer almaktadır. İsa havarileriyle beraber Nain’e gider şehrin yakınında ki bir evden cenaze taşındığını görür, bu cenaze Nain’li dul bir kadının oğlunundur ve kadın oğlunun ardından ağlamaktadır. İsa kadına ağlama der ve tabuta dokunup “genç adam sana söylüyorum, kalk” der. Genç adam kalkar ve konuşmaya başlar.( Luka, Bab7:11-15)

Bu sahnede ayakta duran ve kolunu dul kadının oğluna doğru uzatmış İsa, arkasında havarileri ile betimlenmiştir. Dört adamın taşıdığı tabutun içinde ise dulun oğlu oturur durumda gösterilmiştir. Kompozisyonun üst tarafında “İsa dulun oğlunu diriltiyor” yazısı yer almaktadır.

Bema kemerinin güney tarafında ise, İsa’nın Jairius’un kızını diriltmesini konu alan sahne yer almaktadır. İsa, Jarius’un evinde yatağında ölmüş olarak yatan kızının bileğinden tutarak yeniden hayata dönmesini sağlamıştır. Bu mucizeyle kız uzandığı yatağında doğrularak oturur. Etrafındaki insanlar ise bu mucize karşısında şaşkınlıkla bakmaktadırlar.(Markos,Bap5:22-24,35-43)

İsa’nın arkasında altı havarisi, yatağın arkasında ise üç kadın durmaktadır. Ortada duran yaşlı adam Jarius’dur.

Mahşer Parekklesionun doğu tarafındaki kubbesel tonozda yer alan

yargı sahnesi tüm üst duvarları ve tonoz örtüsünü kaplayan mahşer kompozisyonunun merkezini oluşturmaktadır. Mahşer gününde, bütün insanlar yaşamları süresince yaptıklarından ötürü yargılanacağından ve bu yargının sonucuna göre ya cennette sonsuz ve mutlu bir yaşam sürecek ya da cehennemde acılar içinde kıvranacaklarına ilişkin olarak yazınsal kaynaklar bulunmaktadır. Mahşer ve son yargı günü ile ilgili sahnelerin esas yazınsal kaynağı, Yuhanna’nın Vahiyi’nde bulunmaktadır. Burada, Göklerin bir rulo gibi dürülmesi, yargı için kurulan taht ve ruhların bunun önündeyargılanmaları, denizlerin ve karaların ölülerini vermeleri,ateş gölü, ölümün olmadığı ikinci yaşam anlatılmaktadır.

Deesis sahnesi Bizanslılar tanrılarına doğrudan ulaşmak yerine, tanrıya

daha yakın buldukları ve tanrıya daha kolay ulaşabileceklerine inandıkları kutsal kişilerin aracılığı ile ulaşmayı tercih etmektedirler. Tanrı ile insan arasında aracı olarak görülen bu kutsal kişiler, rahip, piskopos olabileceği gibi özellikle Hıristiyanlığın ilk yüzyıllarındadin uğruna ölen azizler (martyr), eski ahit peygamberleri, baş melekler, melekler ve Tanrı Anası Meryem (Theotokos) olabilmektedir. Öncelikle tanrı anası Meryem, Tanrı’ya en yakın insan olarak düşünülmektedir. Meryem’in şapeller, taşınabilir ikonalar, el yazması minyatürlerde ve özel yapıtlarda yer alması, duaları kabul edilen aracı olarak görüldüğündendir. Kariye parekklasionu en üstün arabulucu olan Meryem’e ithaf edilmiştir. Bizanslılar için Meryem’den sonra gelen ikinci önemli arabulucu İsa’nın gelişini

bildiren ve onu vaftiz eden, aynı zamanda arkadaşı olan vaftizci Yahya’dır. İsa üzerinde, birisi ana, diğeri arkadaşolarak büyük etkiye sahip bu iki kutsal kişi Bizans sanatında “Deesis” olarak bilinen sahnede yan yana gelirler ve mahşer gününde tüm ölümlüler adına İsa’dan şefaat dilerler. Son yargı sahnesi kompozisyonunun orta yerinde yargı tahtında oturan İsa ve iki yanında, hafifçe İsa’ya dönük olarak ve dua eder pozda duran Meryem ve Vaftizci Yahya’dan oluşan Deesis son yargı gününde, Meryem ve Yahya’nın, bütün insanlık adına İsa’dan af dilemesini betimlemektedir. Son yargı sahnesinde, imparator giysileri içinde, Meryem ve Yahya’nın arkasında duran iki figür, baş melekler Mikhael ve Gabriel’dir. Onlarda Deesis sahnesine katılarak insanlık adına İsa’dan af dilemektedirler.

Deesis sözcüğü on dokuzuncu yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. En kutsal kişilerin mahşer gününde insanlar adına tanrıdan af dilemelerini gösteren Deesis sahneleri çok önemlidir.

Son yargı sahnesi

Doğu mekan  kubbesel tonozu bütünüyle kaplayan son yargı freskosunda, kompozisyon daireseldir. Dairenin merkezinde yani tonozun ortasında çok etkileyici bir “gökyüzünün dürülmesi” sahnesi, çevresinde ise daire biçiminde sıralanan “seçilmişlerin koroları” (Peygamberler korosu, havariler korosu, din şehitleri korosu, kutsal kadınlar korosu, azizler korosu, piskoposlar korosu) dizilmiştir. Tonozun ortasında, dürülen gökyüzünün bir melek tarafından taşınan rulosu 86 cm. çapındadır. Göz alıcı beyaz renkte boyanmış, altın yaldızlarla  bezenerek çarpıcı bir görünüm verilmiştir. Gökyüzü rulosu, zamanın sonunda göklerin dürülerek toplanacağını anlatmaktadır. Melek, tomar halinde dürdüğü gökleri, iki eli ile başının üzerinde taşımakta, sarılmakta olan  gökyüzü üzerinde ise  altın yaldızdan yıldızlar,ay ve güneş görülmektedir.Yargılama sahnesinde, ortada tahtında oturan İsa’nın, sağında Meryem, solunda Yahya ayakta durmakta, her iki tarafta oturan

havariler, İsa’nın hemen arkasında ise melekler topluluğu görülmektedir. Bu iki sahnenin etrafında seçilmişlerin korolarının bulunduğu dört bulut yer almaktadır.  İsa’nın tahtının altında sol tarafta, “Gel, ey Babamın sevgili kulu daha dünyanın kuruluşunda senin için hazırlanmış olan  cenneti al”, sağ tarafta “uzaklaş benden ey lanetlenen, şeytan ve onun melekleri için hazırlanmış olan sonsuz ateşe gir” yazılıdır. İsa’nın hemen alt kısmında tahtın hazırlanması sahnesi yer almaktadır. Burada basit bir taht üzerinde kapalı İncil,  iki yanda ise Kerubimler bulunmaktadır. Tahtın önünde diz çökmüş vaziyette Adem ve Havva betimlenmiştir. Tahtın hemen altındaki terazi  ruhları tartmaktadır. Terazinin altındaki küçük bir figürile ellerinde defter tutmakta olan iki melek görülmektedir.

Terazinin diğer yanında İsa’nın ayakları dibinden başlayanateşten bir ırmak  pandantifte  görülen cehennemi yansıtmaktadır.Küçük figürler (şeytan) bazı ruhları cehenneme götürmektedir.Tonozun güney batı pandantifinde, üste karalar, altta denizler betimlenmiştir. Yanlarda melekler, borularını yere ve denize doğru çevirmişlerdir. Karada ölüler mezarlarından çıkmakta, denizde balıklar insan organlarını ağızlarından çıkarmaktadırlar.Bu sahnede çok fazla bozulmalar oluşmuştur.

Kuzey batı pandantifte yer alan “melek ve bir ruh” freskinin, başmelek Mikhael tarafından takdim edilen Metokhites’in ruhu olduğu ileri sürülür. Kanatları açık bir melek, küçük, çıplak birfigürün(ruh) arkasında durarak, bir elini ruhun başının üzerini koymuştur.Doğu taraftaki iki pandantifte “dilenci Lazarus ve  zengin adam” freskosu yer almaktadır. Dilenci  Lazarus’un  ruhunun, öldükten sonra bir melek tarafından  İbrahim’in kucağına verilmesi öyküsü betimlenmiştir. Ağaç tasvirleri içinde oturan yaşlı adam (İbrahimPeygamber) kucağında oturan küçük bir çocuk olarak betimlenmiş fakir lazarus’un ruhu, arkada ise ayakta duran çok sayıda ruhlar

betimlenmiştir.

Güney doğu pandantifte Çıplak bir figür, alevler içinde oturmaktaalt tarafta ağzı açılmış iki kese içinden altınlar saçılmaktadır.Burada dilenci Lazarus ile  bu dünyadaki yaşamında ona kötü davranan zengin adamın  öyküsü anlatılır. Öldükten sonra cehenneme konulan  zengin adam,  acılar içinde kıvranırken,Lazarus  çiçeklerle dolu bir bahçede İbrahim peygamberin kucağında  görülür. Kubbesel tonozun kuzey doğu ve güney doğupandantifinde bulunan bu iki sahnede iyi olanlar ödüllendirilirken, kötüler cezalandırılmaktadır.Doğu mekan, güney duvarı, sol taraftaki sahne dört bölüme ayrılmıştır. Her bölümde farklı renklerle cehennemin  bir azabı belirtilmiştir.  Sol üstte” dişlerin gıcırdaması”, sağ üstte “zifiri karanlık” , sol altta “ uyku bilmeyen kurtlar”, sağ altta“sönmeyen ateş”  sahneleri tasvir edilmiştir.

Eleousa MeryemiBema kemeri güney payede yer alan tasvirde,  tam insan boyundaki Meryem  dikdörtgen bir platformun üzerinde ayakta, kucağında çocuk İsa’ya doğru eğilerek şefkatle yanaklarını birleştirmiş olarak resmedilmiştir. Burada  ana ve oğul duygusallığı verilmiştir. Başlarının yanında Meryem ve İsa’nın  monogramları yer almaktadır.

Batı duvarı, girişin üzerinde ve batı kemerindeki freskodan günümüze çok küçük fragmanlar kalmıştır.

Seçilmişlerin cennete giriş sahnesiDoğu mekan kuzey duvarında  yer alan kompozisyonda, orta kısımda,üzerinde kılıç tutan bir kerubin olan kapı girişi tasvir edilmiştir. Sol tarafta Aziz Petrus elinde anahtar ve arkasındaseçilmişler grubu ile kapıya doğru ilerlemektedir. Kapının sağ tarafında, ağaç ve bitkilerle süslü cennet içinde ,elinde haç

tutan “ iyi hırsızı”  içeriye davet etmektedir. Sol tarafta ise iki melek  arasında Meryem  yer almaktadır.

Ahit sandığının taşınması sahnesiDoğu mekan güney duvarı sağ tarafta,  Ahit sandığının taşınmasıtasvir edilmiştir. Üçgen prizma biçiminde,üzerinde sarı mor ve mermer taklidi şeritler olan Ahit sandığını omuzları üzerinde taşıyan dört rahip tasvir edilmiştir. Sahnenin sol üst tarafında “ve, Süleyman Tanrı’nın evini inşa ettiğinde zaman geldi, ve israil’in  yaşlılarını Sion’da topladı.Onlara, Tanrı ile yapılan ahitin  sandığını Davud’un şehri olan Sion’dan alınıp getirebileceğini  söyledi.Ve rahipler Tanrı ile  yapılan  ahitin sandığını  ve şahadet çadırını (tabernacle) aldılar” yazılıdır. Akasya ağacından içi ve dışı altın kaplama olan Ahit sandığı Tanrının buyrukları doğrultusunda Musa tarafından yapılmış, içinde Musa’ya indirilen üzerinde on emirin yazılı olduğu iki taştablet bulunmaktadır.

&Parekklesion Batı Mekanı Kubbe Ve Pandantifleri

Meryem,Parekklasionun batı bölümünü örten 4.70 cm. Çapındaki kubbeninortasındaki  gökkuşağı bordürlü madalyonda  yer alam Meryem portresi, bütün mekana  egemen biçimdedir.

Meryem Bizanslılar tarafından  hem insan ile tanrı arasındaki en önemli aracı  hem de sevecen bir ana olarak  düşünülür. Batı birimini bütünüyle örten ve gökyüzünü temsil eden büyük kubbenin ortasında  yer alan gökkuşağı bordürlü madalyonun içinde Meryem ve  kucağında çocuk İsa betimlenmiştir. Gökkuşağı bordür ilebelirlenen kubbe, Meryem figürüne  ışık sağlayan 12 pencere ile 12 dilime ayrılmıştır. Bu dilimlerde, tam boydan  12 meleğin freskosu yer alır. Ayakta ve birbirine benzer tasvir edilmiş olanmelekler  sağ ellerinde uzun asa tutmaktadır. Dört melek , (Cebrail, Mikhael, Uriel , Rafael) üzerinde haç ve X işareti bulunan dünyayı temsil eden kristal küre tutarken, diğer melekler

sol elleriyle  giysilerini tutmaktadırlar. Melekler üzerlerine imparatorluk şalı almışlardır. Her melek figürünün üzerinde “Tanrının meleği” yazılıdır.Bir meleğin elinde tuttuğu asanın ucunda ise “Hagios” (aziz) kelimesi üç kez yazılmıştır.  Kubbeyi dilimlere ayıran ve melek figürleri arasında yer alan kalın şeritler, çok zengin  bitkisel motiflerle  bezenmiştir.

Dört ilahi  yazarı (hymnographer) Batı mekanını örten kubbenin dört pandantifinde dört ilahiyazarı (hymnographer)   resmedilmiştir. Bu şairlerin ilahileri, özellikle ölüm ile ilgili ritüelde okunan ilahilerdir.

Kuzeydoğu pandantifinde, cenaze törenleri için ilahiler yazan Şam’lı aziz Ioannes Damaskenos resmedilmiştir.  676-749 yılları arasında yaşamış olan , Arap hristiyan keşiş – rahip,  Kudüs’te kendi kurduğu manastırda ölmüştür. Burada, masanın başında koltuğuna oturmuş olarak betimlenmiş ilahi yazarı aziz, masa üzerinde yükseltilmiş yazı sehpasındaki kağıt tomarlarına yazmaktadır. Kağıt üzerindeki yazılar tam okunamamakla birlikte, burada  kendi yazmış olduğu ilahinin “yaşamın hangi tadı kaldı ki, acıdan pay almamış olsun” mısrasının yazılı olduğu anlaşılmaktadır.  Aziz çıplak ayaklı, üzerinde tunik ve palto, başında türban ile tasvir edilmiştir. Arka planda mimari birimlergörülmektedir. Başının üzerinde “ Hagios Ioannes Damaskenos “ yazılıdır.

Güneydoğu pandantifinde, İlahi yazarı şair rahip, Aziz Kosmas görülmektedir. Kosmas önünde masası alçak bir bankta oturmakta veayakları altında alçak bir tabure görülür. Masanın üzerinde kalemlik, mürekkep kabı ve açma bıçağı yer almaktadır. Azizin portresi iyi korunmuştur. Kucağında açık tuttuğu bir kitap diğer elinde kalem vardır. Arka planda mimari birimler görülmekte, başının üzerinde “ Hagios Kosmas, şair” yazılıdır.

Güneybatı pandantifinde, 9. yüzyıl ilahi yazarı olan Ioseph,Meryeme ithaf edilmiş en önemli Bizans ilahilerinden olan, Akathistos ilahisini içeren ruloyu tutarken tasvir  edilmiştir. Masasının üzerinde kalem, kalem kutusu ve mürekkep kabı

bulunmaktadır. Yine masa üzerinde yükseltilmiş yazı  sehpasında bir kitap, arka planda ise mimari yapılar görülür. Başının üzerinde “Hagios  Ioseph, şair”, elinde tuttuğu  kağıt rulosununüzerinde ise “Dünyanın bağışlayıcısı, ey lekesiz Bakire” yazılıdır.

Kuzeybatı pandantifte, 9. yüzyılda yaşayan şair, ilahi yazarı Aziz Theophanes  Kariye’de  keşişlik yapmış ve  öldüğünde buraya gömülmüştür. 9. yüzyıl ikonaklazma döneminde alnına bir dövme yaptırmış ve bu nedenle kayıtlı insan anlamına gelen Theophanes Graptos adını almıştır.

Burada Aziz , masa başında, derin arkalığı olan bir sandalyeye oturmuş, ayakları platfrom üzerindedir. Masasının üzerinde yazı takımları  durmaktadır, Aziz kucağında ki kitaba yazı yazarken tasvir edilmiştir. Başının üzerinde “ Hagios Theophanes” , önündeaçık duran kitapta “ biz Tanrı’nın kutsal emirlerini çiğnedikten sonra, tekrar toprağa döndük”. yazılıdır. Bu yazı Theophanes ‘in cenaze  törenleri sırasında  okunan ilahisinden alınmıştır. Bu sahnelerde görülen mobilyalar 14.yy. orta çağ karakteristik özelliklerini yansıtmaktadır.

Parekklasionda kubbenin altında ve korniş seviyesinin üzerinde kalan  duvarlardaki freskolarda eski ahit öyküleri yer almaktadır.

Yakub’un merdiveni ve melekle güreşmesiBatı mekanı, kuzey duvarı tymphanonun sol tarafında  Yakub’un merdiveni ve melekle güreşmesi sahnesi yer alır. Burada Yakub’un Haran’a giderken  yolda başının altına bir taş koyarak  uykuya dalması ve rüyasında  gökyüzünden yere bir merdiven uzandığını,bu merdivenden aşağıya inen ve  yukarı çıkan melekleri görmesi öyküsü anlatılmaktadır. Sahnenin sol alt köşesinde , Yakub’un başının üzerinde “Ve Yakub yerdeki taşlardan birini aldı ve onu başının altına koydu, ve uykuya daldı” yazılıdır sağ taraftamerdiven ve güreş sahnesinin arasında, “ ve o yerde rüya gördü..”, yukarıda sağ tarafta,” ve yeryüzünde duran bir merdivengördü, ucu göklere ulaşan, ve tanrının melekleri  o merdivenden inmekte ve  çıkmaktaydılar. Ve Tanrı onun üzerinde durmaktaydı”

yazılıdır. Sağ üst köşede, Meryem, kucağında Çocuk İsa ile yer almaktadır. Merdivenin altında  Yakub bir melek ile güreş yaparken tasvir edilmiştir. Onun tanrının meleğiyle güreş tutmasıHaran’dan  dönüşünde  gerçekleşen bir olaydır. Yakub’un rüyasındagördüğü merdiven ile,Yakubun melekle güreş tutmasının birbirindenayrı  iki olay olmasına rağmen  Bizans resminde  hep bir arada betimlenmiştir.

Musa ve yanan çalı,Batı  mekanı kuzey duvarı  sağ tarafta Musa ve yanan çalı sahnesibulunmaktadır. Tanrının bir çalının içinden  Musa ile konuşmasının ve bu sırada çalının alev alev yanmasını, ama yok olmamasını anlatmaktadır. Sol tarafta sakallı yaşlı bir adam (Musa) ayakta  durmakta, karşısında bir çalı alevler içinde yanmaktadır. Çalının içindeki bir madalyonun içinde Meryem ve çocuk İsa’nın portreleri bulunmaktadır. Çalının üst tarafındabir melek çalının içinden uzanarak Musa’ya seslenmektedir. Arka kısımda tepelerle Sina dağı  tasvir edilmiştir. Alt taraftaMusa, yere oturarak  ayaklarındaki sandaletleri çıkarmaktadır.Sol üst köşede “ Ve şimdi Musa Tanrı’nın dağına, Herob’a geldi, ve Tanrı’nın meleği ona, bir çalının ortasında bir alev içinde göründü” sol alt köşede “..ayakkabılarını ayaklarından çıkart, çünkü durduğun yer kutsal topraktır” ve “ Musa Peygamber” yazılıdır.

Musa’nın yüzünü gizlemesi,Doğu ve batı mekanı arasındaki kemerin kuzey tarafında Musa’nın yüzünü gizlemesi sahnesi yer alır.  Sol tarafta, elinde asa tutansakallı bir ihtiyar  (Musa) ayakta durmuş, karşısında yanan çalının ışığından  korunmak için yüzünü yan tarafa doğru çevirmiştir. Çalının ortasında  madalyon içinde Meryem ve çocuk İsa’nın  portreleri bulunmaktadır. Madalyonun hemen önünde  bir melek figürü uzanmış Musa ile konuşmaktadır. Sahnenin üst tarafında “ve Musa yüzünü gizledi, çükü Tanrı’ya  doğrudan bakmaya  korkuyordu” yazılıdır.

Kutsal eşyaların taşınması,Doğu ve batı mekânı arasındaki kemerin güney tarafında, Kutsal eşyaların taşınması sahnesi yer alır. Yahudilerin kutsal toplanma

çadırından(tabernacle) alınan kutsal kupa (stamnos) ve yedi kolluşamdanın (menorah)  Süleymanın tapınağına taşınmasını anlatmaktadır. Yedi kollu şamdanı iki eli ile yüksekte tutarak taşıyan ve amphoraya benzeyen  bir kabı omuzlarında taşıyan  iki rahip tasvir edilmiştir. Kabın içerisinde bir kağıt tomarı görülmektedir. Şamdanın  “ışığı taşıyor olması”, Meryem’in öncülü, kutsal kupanın da içinde bulunan kutsal “manna”ise İsa’nın  öncülü  olarak düşünülmektedir. Manna ,Yahudilerin çöldesürgün hayatı yaşadıkları dönemde Tanrı tarafından gökten yağdırdığı  besindir.

Süleyman ve İsrail cemaatinin toplanması, Batı mekanı , güney duvarı sol tarafta, Süleyman ve İsrail cemaatinin  toplanması öyküsü anlatılmıştır. Süleymanın kutsal eşyaların yeni tapınağa  yerleştirilmesi için  bütün kavime törenler için  öncülük etmesini anlatmaktadır. Sağ tarafta imparator giyisileri içinde  Süleyman, elinde buhurdanlakalabalığa dönmüş onlara liderlik etmektedir. Sahnenin üzerinde “ve kral ve israiloğulları, ahit sandığının önünde  toplandılar” yazılıdır.

Ahit sandığının  tapınağa yerleştirilmesi,Batı mekanı, güney duvarı sağ tarafta, Ahit sandığının tapınağa yerleştirilmesi öyküsü  anlatılmıştır. Taşınan sandığın tapınaktaen kutsal yere (kudsülakdas)  konulmasını  anlatmaktadır. Sol tarafta iki rahip, taşıdıkları sandığı kutsal yerdeki üzeri örtülü sunak masası üzerine koyuyorlar.

Sunak masasının arkasında  iki kerubim durmaktadır. Sol üst tarafta yapı önünde İsrailli yaşlılar, en üstte iç içe dairelerlegökyüzü betimlenmiştir. Buradan  sunak ve İsraillilere doğru ışıkdemeti uzanmaktadır. Sol üst tarafta ” ve rahipler ahit sandığınıkendi yerine, evin en kutsal köşesine, kutsalların kutsalına getirdiler,kerubimlerin kanatları altına yerleştirdiler.” yazılıdır.

İşaya’nın Kahaneti  ve Başmelek Mikhael’in Asur Ordusunu Kudüs Önünde Yok Etmesi , Batı kemerinin güney tarafında, İşaya’nın Kahaneti  ve Başmelek

Mikhael’in Asur Ordusunu Kudüs Önünde Yok Etmesi öyküsü anlatılmıştır. Kudüs’ü almak üzere kuşatan Asur ordusununbaşarısız olacağının İşaya tarafından bilinmesi ve Tanrının meleğinin Asur ordusunu Kudüs önünde  kılıcıyla yok etmesinianlatmaktadır. Sol tarafta yaşlı bir adam (İşaya Peygamber) ayakta, sol elinde açık bir kağıt rulosunu tutmakta, sağ eli ile ileriyi işaret  etmektedir. İşaret ettiği yerde ,kanatları ve kıyafeti hızla savrulmuş sağ eli ile  yukarıya kaldırdığı kılıcını vurmaya hazırlanıyor, sol elinde kılıcın kınını tutmaktadır. Asur askerleri yerlerde görülür. Arka planda surlarla çevrili bir şehir görülmektedir. Şehrin gösterişli kapısının üzerinde Meryem’in portresi tasvir edilmiştir. İşaya’nın elinde tuttuğu kağıt rulosunda, bazı sözcükler okunabilmektedir .  Bu yazıda tamamlanmış haliyle “ Böylece, dediİsraillilerin Tanrı’sı  mademki siz bana Asur kralı Sennacherib’idurdurmam için dua ettiniz, o bu kentin içine giremeyecektir.” yazılı olmalıdır.

Harun ve oğulları Sunakta,Batı kemerinin kuzey tarafında, Harun ve oğulları Sunakta öyküsü anlatılmaktadır.  Musa’nın kurduğu çadır-tapınağın ilk rahipleri olan Harun ve oğullarının sunularını verdiği sahnede, önde  yaşlıolarak betimlenmiş Harun ve arkasındaki genç olarak betimlenmiş iki oğlu    ellerinde  birer kutu  içinde sunularını tutmaktadırlar. Sağ tarafta mermer bir niş içinde  üzeri örtülü sunak masası yer almaktadır. Arka planda  yapıların bölümleri resmedilmiş, sağ üst köşede, gökyüzünü betimleyen iç içe dairelerden çıkan sivri uçlu  ışınlarHarun ve oğullarına doğru uzanmaktadır. Sahnenin üst tarafındaki yazıdan sadece iki sözcük “sunak” ve “yakılmış sunu” yazısı okunabilmektedir.

Parekklasionun batı bölümünün ikonagrafisi Meryem ağırlıklıdır. Tevrat öyküleri Meryem’in ve dolayısı ile İsa’nın gelişinin gerçekleşmesinin bir ifadesi, öncülü olarak yorumlanmıştır. Bu Tevrat öyküleri Meryem’in bazı yortularında okunan bölümlerdir. İlahiler içinde  önemli bir yeri olan Akathios ilahisi  ölümle ilgilidir. Bu ilahinin içeriği  parekklasionda  eski ahit öyküleri ile karşılaştırılır.

Martyrler  (Şehit Azizler),Parekklasionun korniş altında kalan duvarlarında,  martyrlerin ( şehit azizler - asker azizler) boydan figürleri bulunmaktadır. Martyr’ler, asker azizler  Bizanslıların Tanrıya ulaşmak içinaracı kabul ettikleri kutsal kişilerdir. Asker azizler, özellikleBizans’ın son dönemlerinde kiliselerin ve şapellerin  alt duvarlarına resmedilmişlerdir.

Güneyden  batıya doğru, kuzey doğuya kadar korniş altında kalan duvarlarda martyrler betimlenmiştir. Güney doğu duvardan başlayarak, Kappadokia’lı Aziz Georgios ve yanında Selanikli AzizDemetrios yer alır, bu iki aziz  arasındaki  arkosolyum kemerininiki yanında Aziz Phloros ve Aziz Lauros madalyon içerisinde portre olarak resmedilmişlerdir. Tam  boydan betimlenen azizler hiyerarşik sıralama ile yapılmışlardır. Sıralama Aziz Theron Theodoros, Aziz Stratelat Theodoros, Aziz Merkurios, AzizProkopios zırhlı asker giyimli olarak tasvir edilmişlerdir.  AzizSebas Stratelates, yanında tanınamamış bir aziz,  bir ağaç tepesindeki kuş yuvasında oturmakta olan Selanikli  Aziz David , asker kıyafetleri içinde Aziz Eustatios Plakidas, martyr giyisisiiçinde Edessa’lı Aziz Samonas ve Aziz Gurias, asker kıyafetli ancak adı tam okunamayan Aziz Artemios veya Niketas, madalyon içinde portre olarak yapılmış  olan Aziz Bakkos ve Sergios , asker  kıyafetli aziz, madalyon içinde portre olarak yapılmış aziz ve bir sütun üzerinde resmedilmiş aziz, tasvirleri ise tanımlanamamıştır. Asker kıyafetli azizler zırhlarının altınakısa tunikler giyinmiş, bir kısmı mızrak ve kalkan taşımaktadırlar. Bir kısmı ise kılıçlarını kaldırarak hücum halinde betimlenmiştir.  Batı tarafındaki iki mezar arkosolyumunun ve diakonikonun  giriş kemerleri üzerindeki aziz betimleri madalyon içinde, portre halinde yapılmıştır. Askeri kıyafet giymemiş olan  azizler, martyr giysileri  giymişlerdir.

&Parekklesiondaki Mezar Nişleri (ARKOSOLYUM)Güney doğu arkosolyumun(A)  niş duvar ve kemerin iç kısmında yer alan freskolar,Parekklesiondaki dört mezar arkosolyumun lahitleri (sarkophagos) günümüze kadar ulaşmamıştır. Güneydoğuda yer alan Arkosolyumun niş duvarında, lahit seviyesi üzerinde, yan yana ayakta durmakta olan dört figür cepheden resmedilmiştir. Ortada, saray ve dini kıyafetler içinde iki erkek ve  yanlarda hem saray ve hem de dinikıyafet içindeki  kadın figürleri aynı iki kişiyi temsil etmekte olup, burada gömülü olan  karı kocanın portreleridir. Ancak, bu mezarın sahiplerinin de kimler olduğu belirlenememiştir.Bu niş kemerinin üst kısmında,  portrelerin hemen üzerindeköşeli mandorlanın içinde, ışıklar saçan İsa, yarım boy halinde, ellerini iki yana açarak betimlenmiştir. Sol tarafta  bir serafimgörülmekte, sağ tarafta bozulma olduğundan  buradaki betimleme görülememektedir. Kemerin iç duvarının iki yanında yarım boy halinde birer melek figürü ellerini yukarı doğru açarak dua eder şekilde betimlenmiştir.

Güney-batı  arkosolyumun(B)  niş duvar ve kemerin iç kısmında yer

alan fresko ve mozaikleri, Niş duvarında, lahit seviyesinin üst kısmında, mozaikten yapılmışbetimde büyük ölçüde dökülmeler olduğundan,  Meryem’in omuzları ve  Çocuk İsa’nın takdis işareti yapan  elleri  görülmektedir. Solda, bu mezarda yatan Michael Tornikes’in  ayakta ve saray kıyafetleri içindeki   figürü yapılmıştır. Figürün alt kısmı tahrip olmuş, sadece omuzlarından yukarısı görülmektedir. Üst kısımda “aynı kişi, rahip Makarios”  yazılıdır.  Sağda,  Meryem’edönük, dua eder biçimde ellerini kaldırmış, Tornikes’in karısınınfigürü yer alır. Üst kısmında, “aynı kişi, rahibe Evgenia” yazılıdır. Bu figürün de  ayak kısımları tahrip olmuştur. İki figürde freskodur. Arkosolyum kemerinin  üst kısmında  mozaikten,iç içe daireler içinde haç  motifi yapılmıştır.  Kemer iç duvarının sol tarafında, rahip kıyafeti içinde Tornikes’in mozaikten portresi, sağ tarafında ise karısının mozaikten portresi görülmektedir. Her iki mozaik portrenin de alt kısımlarıtahrip olduğundan, figürlerin belden yukarısı görülmektedir. Mezarın anıtsal mermer çerçevesinde, ortada İsa, iki yanında baş melekler ve kompozisyonun üzerinde uzun kitabe (epitaphios) yer almaktadır. Bu mezarın II. Andronikos’un sarayında ‘Büyük Konstabl’ ünvanını taşıyan Metokhites’in yakın arkadaşı Mikhael Tornikes’e ait olduğu anlaşılır. Orjinali mozaik olan dekorasyon,Bizans devrinde hasar görünce fresko ile tamamlanmıştır. Nişin orta kısmında ki Meryem figürü ve kemer içlerindeki figürler mozaik, nişin yan kısımlarındaki iki figür ise freskodur.

Theodoros Metokhites ait olduğu düşünülen, şapelin kuzey batı duvarındaki büyük arkosolyumun (C)  Mezarın önemini vurgulamak için kemerli mermer çerçeve oluşturulmuştur. Kemerin ortasında İsa, birer yanında ise yüzleriİsa’ya dönük melek figürleri kabartması vardır. Figürlerin mermerde ki  monogramlarından baş melekler Mikhael ve Gabriel oldukları anlaşılmaktadır. Figürlerin yüzleri oldukça tahrip olmuştur. Parekklesionda mezar nişlerinin mermer çerçevesinde, fon mavi, kabartmalı kısımlar ise sarı ile boyalıdır. Bu mermer çerçevede mezarın sahibini belirten herhangi bir kitabe bulunmamaktadır.

Kuzey-doğu duvarında yer alan arkosolyum (D)

Kuzey-doğu duvarında yer alan mezarın çerçevesi yoktur. Kemer içinde bugün hiçbir fresko ya da mozaik süsleme görülmemekte olupkitabe de  bulunmadığından, bu mezarın kimlere ait olduğu bilinememektedir.

(http://www.sanattarihivearkeoloji.com/2012/09/kariye-muzesi-ve-muhtesem-mozaik.html)