(2009). "Hakasya Bulgusu Eski Bir Türk Mezar Taşı: Açurı (Oçurı, Ye 26) ,Yazıtı”,...

11
User, Hatice Şirin (2009). “Hakasya Bulgusu Eski Bir Türk Mezar Taşı: Açurı (Oçurı, Ye 26) Yazıtı”, Türkbilig Türkoloji Araştırmaları Dergisi 17, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Edebiyat FakültesiYayınları, Bahar 2009, 158-174. HAKASYA BULGUSU ESKİ BİR TÜRK MEZAR TAŞI: AÇURI (OÇURI, Ye 26) YAZITI Hatice Şirin User * Özet: Hakas ve Tuva bölgesinde Yenisey ırmağı kıyılarında dağınık olarak bulunan Yenisey yazıtlarının metinleri, eski Türk toplumunun sosyal yaşamına dair eşsiz bilgilerle donatılmış durumdadır. Bu yazıya konu olan ve Yenisey ırmağı havzasında N. A. Kostrov tarafından 1857’de bulunan mezar yazıtı Açurı (Ye 26), daha önce Radloff, Orkun, Malov, Batmanov-Subrakova, Vasilyev, Tekin ve Kormuşin tarafından yayımlanmıştır. Bu makale, yazıt metninin yeniden okuma ve anlamlandırma denemesidir. Anahtar Sözcükler: Runik harfli Türk yazıtları, Yenisey yazıtları, Açurı (Oçurı) Yazıtı (Ye 26) An Old Turkic Tombstone Found in Khakasia: Ačurı (Ochurı; E-26) Inscription Abstract: Texts of the tombstone texts, known as Yenisei (Enisei) inscriptions, found in Khakasia and Tuva regions, near the Yenisei river banks, contain unique information about the social life of the ancient Turkic society. The tombstone Ačurı (E-26), which was found in 1857 by N. A. Kostrov near the Yenisei (Enisei) river basin, was published by Radloff, Orkun, Malov, Batmanov-Subrakova, Vasilyev, Tekin and Kormushin previously. This paper is an attempt for the re-reading and re-interpretation of this tombstone text. Key Words: Runic Turkic inscriptions, Yenisei (Enisei) inscriptions, Ačurı (Očurı) Inscription (E-26) 1. Giriş: Eski Türk çağına ait Runik yazı sistemli bitigler sınıflandırmasında Yenisey bölgesi bulguları olarak tanımlanan anıtların bir çoğu, ölen beylerin kısa yaşamöyküleri olarak tanımlanabilecek mezar taşlarıdır. Yenisey mezar yazıtları stilistik açıdan, Moğolistan bölgesinin II. Türk Kağanlığı ve Ötüken Uygur Kağanlığı tarih kroniklerinden farklanmalarıyla, filolojik bakımdansa dönemin diyalekt malzemesini içermeleriyle dikkat çekmektedir. Yenisey bölgesi Türk yazıtlarının büyük kısmının yıpranmış ve harap halde olması yüzünden, bunların paleografi ve epigrafi temelinde incelenmesi henüz mükemmelen tamamlanmamıştır; ancak Moğolistan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan, Altay ve Avrasya bölgesi yazıtlarına kıyasla Yenisey bölgesi yazıtlarının sayısal açıdan daha yüksek değer arz ettikleri saptanmış durumdadır. Vasilyev tarafından hazırlanan Korpusta 145 olarak belirlenen sayı, 1983’ten sonra Yenisey bölgesinde bulunan yeni yazıtlarla 184’e yükselmiştir (Sertkaya 2008: 14). Yenisey yazıtları, toplu olarak Radloff, Orkun, Malov, Batmanov, Batmanov-Kunaa, Vasilyev, Kormuşin, Amanjolov tarafından yayımlanmış olmakla birlikte, adı geçen bilim adamlarının çalışmalarında herhangi bir yazıtın gerek Runik yazımının, gerek harfçevrimi ve yazıçevriminin, gerekse anlam ve yorumların birbirinden çok farklı olabildiği, bu farklanmaların okuma ve anlamlandırma denemelerine bağlı bir çoğalma gösterdiği dikkatlerden kaçmamaktadır. Yazıtların bulunduğu arazinin sert iklim koşulları ve yüzyıllar boyunca korunmasız kalmaları harflerin aşınmasına neden olduğu için, okunaksız durumda olan bazı yazıtların güvenilir yayımları, ortak söz varlığına sahip ve nispeten az zarar görmüş yazıtlardan yardım alınarak yapılmaktadır. Yenisey mezar taşları eski çağ Türk insanı için ülke (il), ülke ahalisi (bodun) ve ülke idarecisi (kan) kavramları ile akraba (kadaş), eş (kunçuy), çoluk çocuk (ogul, kız), arkadaş (eş, adaş) olgularının taşıdığı yüksek değeri kanıtlayan belgelerdir. Bu yazıtlarda “sahibinin önem ve statüsüne uygun olarak görülen farklar dışında hemen hepsinde bir üslup bütünlüğünün varlığı dikkati çeker.” (Barutcu Özönder 1998: 174). Bu üslup bütünlüğü, yaklaşık % 30-40 oranında korozyon gösteren bir metnin % 85-90’lara ulaşabilecek güvenli onarımını olanaklı kılmayı sağlamaktadır. Yenisey yazıtları, bize mezar sahiplerinin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatları hakkında türlü bilgiler verir. Bu metinler eski çağ Türk insanın ortalama yaşam süresinden adına, unvanına, ailesine, mal varlığına, erlik erdemine, kutlu saydığı coğrafya birimine ve töz hayvanına kadar çok zengin sosyolojik veriler sunmasıyla, Moğolistan bölgesine ait anıt yazıtlardan biçemsel açıdan farklanmaktadır. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Transcript of (2009). "Hakasya Bulgusu Eski Bir Türk Mezar Taşı: Açurı (Oçurı, Ye 26) ,Yazıtı”,...

User, Hatice Şirin (2009). “Hakasya Bulgusu Eski Bir Türk Mezar Taşı: Açurı (Oçurı, Ye 26)

Yazıtı”, Türkbilig Türkoloji Araştırmaları Dergisi 17, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Edebiyat

FakültesiYayınları, Bahar 2009, 158-174.

HAKASYA BULGUSU ESKİ BİR TÜRK MEZAR TAŞI:

AÇURI (OÇURI, Ye 26) YAZITI

Hatice Şirin User*

Özet: Hakas ve Tuva bölgesinde Yenisey ırmağı kıyılarında dağınık olarak bulunan Yenisey

yazıtlarının metinleri, eski Türk toplumunun sosyal yaşamına dair eşsiz bilgilerle donatılmış

durumdadır. Bu yazıya konu olan ve Yenisey ırmağı havzasında N. A. Kostrov tarafından 1857’de

bulunan mezar yazıtı Açurı (Ye 26), daha önce Radloff, Orkun, Malov, Batmanov-Subrakova,

Vasilyev, Tekin ve Kormuşin tarafından yayımlanmıştır. Bu makale, yazıt metninin yeniden okuma

ve anlamlandırma denemesidir.

Anahtar Sözcükler: Runik harfli Türk yazıtları, Yenisey yazıtları, Açurı (Oçurı) Yazıtı (Ye 26)

An Old Turkic Tombstone Found in Khakasia: Ačurı (Ochurı; E-26) Inscription

Abstract: Texts of the tombstone texts, known as Yenisei (Enisei) inscriptions, found in Khakasia and Tuva

regions, near the Yenisei river banks, contain unique information about the social life of the ancient Turkic society. The

tombstone Ačurı (E-26), which was found in 1857 by N. A. Kostrov near the Yenisei (Enisei) river basin, was

published by Radloff, Orkun, Malov, Batmanov-Subrakova, Vasilyev, Tekin and Kormushin previously. This paper is an

attempt for the re-reading and re-interpretation of this tombstone text.

Key Words: Runic Turkic inscriptions, Yenisei (Enisei) inscriptions, Ačurı (Očurı) Inscription (E-26)

1. Giriş: Eski Türk çağına ait Runik yazı sistemli bitigler sınıflandırmasında Yenisey bölgesi

bulguları olarak tanımlanan anıtların bir çoğu, ölen beylerin kısa yaşamöyküleri olarak tanımlanabilecek

mezar taşlarıdır. Yenisey mezar yazıtları stilistik açıdan, Moğolistan bölgesinin II. Türk Kağanlığı ve Ötüken

Uygur Kağanlığı tarih kroniklerinden farklanmalarıyla, filolojik bakımdansa dönemin diyalekt malzemesini

içermeleriyle dikkat çekmektedir. Yenisey bölgesi Türk yazıtlarının büyük kısmının yıpranmış ve harap

halde olması yüzünden, bunların paleografi ve epigrafi temelinde incelenmesi henüz mükemmelen

tamamlanmamıştır; ancak Moğolistan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan, Altay ve Avrasya bölgesi

yazıtlarına kıyasla Yenisey bölgesi yazıtlarının sayısal açıdan daha yüksek değer arz ettikleri saptanmış

durumdadır. Vasilyev tarafından hazırlanan Korpusta 145 olarak belirlenen sayı, 1983’ten sonra Yenisey

bölgesinde bulunan yeni yazıtlarla 184’e yükselmiştir (Sertkaya 2008: 14).

Yenisey yazıtları, toplu olarak Radloff, Orkun, Malov, Batmanov, Batmanov-Kunaa, Vasilyev,

Kormuşin, Amanjolov tarafından yayımlanmış olmakla birlikte, adı geçen bilim adamlarının çalışmalarında

herhangi bir yazıtın gerek Runik yazımının, gerek harfçevrimi ve yazıçevriminin, gerekse anlam ve

yorumların birbirinden çok farklı olabildiği, bu farklanmaların okuma ve anlamlandırma denemelerine bağlı

bir çoğalma gösterdiği dikkatlerden kaçmamaktadır. Yazıtların bulunduğu arazinin sert iklim koşulları ve

yüzyıllar boyunca korunmasız kalmaları harflerin aşınmasına neden olduğu için, okunaksız durumda olan

bazı yazıtların güvenilir yayımları, ortak söz varlığına sahip ve nispeten az zarar görmüş yazıtlardan yardım

alınarak yapılmaktadır.

Yenisey mezar taşları eski çağ Türk insanı için ülke (il), ülke ahalisi (bodun) ve ülke idarecisi (kan)

kavramları ile akraba (kadaş), eş (kunçuy), çoluk çocuk (ogul, kız), arkadaş (eş, adaş) olgularının taşıdığı

yüksek değeri kanıtlayan belgelerdir. Bu yazıtlarda “sahibinin önem ve statüsüne uygun olarak görülen

farklar dışında hemen hepsinde bir üslup bütünlüğünün varlığı dikkati çeker.” (Barutcu Özönder 1998: 174).

Bu üslup bütünlüğü, yaklaşık % 30-40 oranında korozyon gösteren bir metnin % 85-90’lara ulaşabilecek

güvenli onarımını olanaklı kılmayı sağlamaktadır.

Yenisey yazıtları, bize mezar sahiplerinin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatları hakkında türlü

bilgiler verir. Bu metinler eski çağ Türk insanın ortalama yaşam süresinden adına, unvanına, ailesine, mal

varlığına, erlik erdemine, kutlu saydığı coğrafya birimine ve töz hayvanına kadar çok zengin sosyolojik

veriler sunmasıyla, Moğolistan bölgesine ait anıt yazıtlardan biçemsel açıdan farklanmaktadır.

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Bu yazıya konu olan Açurı (Oçurı) yazıtı, bilge ınançu tirig adlı/unvanlı bir ögenin mezar taşıdır.

bilge ınançu tirig, il ögesidir. öge unvanı, Yenisey yazıtlarından Kejeelig Hovu (Ye 45), II. Bay Bulun (Ye

49) ve Ötüken Uygur Kağanlığı yazıtlarından Suci’de geçer: ogl(a)n (a)t(ı)m : çwb1wç : ın(a)l ….qA (a)t(ı)m

: k2ẅmẅl

2 ögä (Kejeelig Hovu 1); (ä)r (a)t(ı)m : qΩt

1ıŒ : ın(a)l ögä : b(ä)n (Bay Bulun 2); kutl(u)g : b(a)ga :

t(a)rk(a)n : ögä : buyrukı : m(ä)n (Suci 3).

Eski Türk çağına ait unvanlar, unvan niteleyicileri ve rütbe bildiren sözlerle ilgili geniş bir kaynak

birikimi oluşmasına rağmen, bu sözlerin karşıladığı görevler, rütbeler ve genel olarak anlamlar, halen

bilinmezliğini korumaktadır. Bununla birlikte eski Türk çağı unvanı ögenin, Türk-İslam döneminde vezire

denk bir görevi olduğu ve “counsellor=danışman” anlamına geldiği ileri sürülmüştür (ED: 101ab; Erdal

1991: 377). Kaşgarlı, sözcüğü cins ad olarak tanımlamakla (“çok akıllı, yaşlı kimse, ulusun büyüğü”) birlikte,

öge tigit “kağan çocuklarının küçüklerine ve orta düzey kimselerin büyüklerine verilen unvan” alt

maddesinde sözcüğün unvanlık kullanımına açıklık getirmektedir (DLT IV: 451). Yazıtta, Açurı (Oçurı)

mezar yazıtı sahibinin tiginliğine dair herhangi bir ipucu olmadığından, bu kişinin genç bir tigin değil, üst

düzey bir il yöneticisi ve yaşlı bir bilge savaşçı olması çok yüksek bir olasılıktır.

Yazıtta il ögesi bilge ınançu tirig unvanlı mezar sahibinin adı da kayıtlıdır: or beg. Or sözcüğü1,

yazılı bir belgede ilk kez geçmektedir; ancak ordu “kağan karargâhı” sözcüğünün kök biçimi olduğu

anlaşılan bu sözcüğün “yüksek” > “yüksek rütbeli bir unvan niteleyicisi” biçiminde bir anlam gelişmesi

yaşadığı izlenebilir. Sözcük orbeg şeklinde birleşik bir ad da olabilir. Yazıtın ilk satırı, il ögesi bilge ınançu

tirig unvanlı ve or beg adlı Türk beyinin yoğ töreninin gerçekleştirildiğini bildiririr. Cümlenin yüklemi

okunamayacak ölçüde yıpranmıştır. Açıkça okunabilen il ög(ä)si ın(a)nçu bilgä tirig öl(ü)gin ibaresindeki

ölüg sözcüğü, “cenaze, ölü beden” anlamıyla Kül Tigin Yazıtı’nda kayıtlıdır: öl(ü)gi : yurtda : yolta : y(a)tu

k(a)lt(a)çı : (ä)rt(i)g(i)z : “Ölü(ler)i(niz) (cesetleriniz), (cenaze) çadır(lar)ında ve yol(llar)da kalacak idi

(gömülmeden kalacaktı).” (KT K 9).

Cümle yüklemini oluşturduğunu varsaydığımız yoglat- eylemi, Türk Runik metinlerinde

belgelenebilen bir ögedir: k(a)tun : yok bolm(ı)ş (ä)rti : (a)nı yogl(a)t(a)yın : t(e)di : (T 31); […] k(a)g(a)n :

in(i)si : (e)l çor : tig(i)n : k(ä)l(i)p : ul(a)yu : tört tig(i)n : k(ä)l(i)p : ışb(a)ra : b(i)lgä : kül i(ç) çor(u)g :

yogl(at)tı : (KÇ 24).

yoglat-, geçişli bir eylem olduğu için birinci cümlede anı (katunug) ögesiyle, ikinci cümlede ışbara

bilge kül iç çorug söz öbeğiyle, yani yükleme durumundaki sözcüklerle nesne-eylem ilişkisindedir. Birinci

örnekteki sözcük zamir olduğu için +nI, ikinci söz öbeğindeki unvan grubu da iyelik eksiz olduğu için +(X)g

ekiyle çekimlenmiştir. Açurı Yazıtı’ndaki unvan grubunu (ınançu bilgä tirig) izleyen ölüg sözcüğünü +n

yükleme durumu ekinin izlemesi, cümle yüklemini yoglatdımız olarak kurmamızın gerekçesidir. Böylelikle

Açurı Yazıtı’nın il ögäsi bilge ınançu tirig ölügin [yoglatdımız] ile, yani mezar sahibi beyin cenazesi

töreninin düzenlendiği bildirimiyle başladığı varsayılabilir.

Yazıtın diğer bir çok Yenisey mezar taşından farklı biçimde, ölen kimsenin ağzından değil, yazıt

bitigcisi veya bitigciye metni yazdıran kişinin ağzından yazılması, belgeyi ilgi çekici kılan bir özelliktir.

Acınma ünlemi äsiz “vah, eyvah, yazık, heyhat”ın, Yenisey yazıtlarında tekil ve çoğul birinci kişi iyelik

ekiyle çekimlenmesinin yanı sıra, Açurı (Oçurı) bu ünlemin ikinci kişi iyelik ekiyle de çekimlendiği -

şimdilik- tek örneği taşımaktadır.

2. Yazıtın Konumu: Yazıt, Minusinsk bölgesi valisi N. A. Kostrov tarafından 1857 yılında Abakan

ve Yenisey ırmaklarının kanalları arasında kalan Koybal bozkırı ortasında Oçurı kentinin 20, Kala kentinin

25, Abakan kentinin 30 km. uzağında bulunmuştur. Şuşa kenti idarecileri tarafından Minusinsk Müzesi’ne

getirilmiştir. Halen bu müzede 32 numarayla kayıt ve koruma altındadır (Radloff 1895: 328; Orkun 1940:

133; Malov 1952: 47; Vasilyev 1983: 24).

2.1. Yazıtın Tanımı: Dikilitaş koyu kahverengi kumlu taştan yapılmıştır. 205x30x30 cm.

ölçülerinde, diktörtgen kesilmiş, kenarları mükemmel yontulmuş, yüzeyi işlenmiştir. Dört dikey yüzeyi

vardır. Üç yüzde 4 satır bulunmaktadır. Yazıt metni toplam 13 satırdır2. Büyük bir bölümü zarar görmüştür.

Satırların başları ve sonları aşınmıştır. Vasilyev, Radloff Atlası kopyasına dayanarak rekonstrüksiyonunu

yapmıştır. Kormuşin, Fin Atlası ve Radloff Atlası’nı karşılaştırarak önceki yayımcılardan hayli farklı bir

1 Bu konuda bkz. Öner 1993.

2 Kormuşin, yazıtta toplam 16 satır görmüşse de, yazıt fotoğrafları ve kopyalarına göre metin 13 satırdan

oluşmaktadır.

metin kurmuştur. Yazıt bustrofedon3 tarzında yazılmıştır (Radloff 1895: 328; Orkun 1940: 133; Malov 1952:

47; Vasilyev 1983: 24).

2. 2. Yazıt Hakkında Yapılan çalışmalar: Fallenberg, yazıtın bir kopyasını çıkararak Radloff’a

göndermiştir. Yazıtın fotoğrafları Inscriptions de l’Iénisséi. Récueillies et publiées par la Société Finlandaise

d’Archeologie, Helfingfors 1889, XIX.s. ve V.V. Raddloff, Atlas drevnostey Mongolii, Atlas der Altertümer

der Mongolei, Dritte Lieferung, St. Petersburg 1896, LXXXIX.s.’de yayımlanmıştır. Yazıtın okunması ve

anlamlandırılması yönünde aşağıdaki çalışmalar yapılmıştır:

I. W. Radloff (1895), Die alttürkischen Inschriften der Mongolei, St.-Petersburg, 328-330.

II. Orkun, H. N. (1940), Eski Türk Yazıtları III. Yenisey Yazıtları, İstanbul: Alaeddin Kıral

Basımevi, 133-137.

III. Malov, S. Ye. (1952), Yeniseyskaya pis’mennost tyurkov, textı i perevodi, Moskva- Leningrad:

Akademiy Nauk SSSR, 47-51.

IV. Batmanov, İ.A.-Subrakova, O.V. (1970), Drevniye pis’mena Hakasii. Vıp I. Abakan, 44-474.

V. Vasilyev, D. D. (1983), Korpus tyurskih runiçeskih pamyatnikov basseyna Yeniseya, Leningrad,

24, 64, 102. VI. Tekin, T. (2000), Orhon Türkçesi Grameri, Ankara: Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi: 9, 233.

VII. Kormuşin, İ. V. (2008), Tyurkskie yeniseyskie epitafii. Grammatika. Tekstologiya, Moskva:

Nauka, 9-205.

VIII. Yazıt, Abai Kazak National Pedagogical University, Institute of Information Technologies

bünyesinde Napil Bazılhan başkanlığında hazırlanan TÜRİK BİTİG Electronic Database Ethno-cultural and

Archeological Data adlı elektronik veri tabanında da yayımlanmıştır:

http://irq.kaznpu.kz/?mod=1&tid=2&oid=112&lang=e (erişim tarihi: 25.02.2009).

3. Yazıtın Harfçevrimi:

Ön I. Il2 ẅg

2s

2I : In

1nçw b

1Il

2g

2A : t

2Ir

2g

2 : ẅl

2g

2In

2….

II. wg1l1I:t

1I : kẅç wr

1I wg

1l1 n

1 : t

1wg

1……………..

III. r2n

2 …………………….………r

2 s

2Iz : t

1ŋz wr

1 b

2g

2 s

2Iz

IV. ….…A : Il2ŋz ẅçẅn

2 : qzg

1n

1w:r

1 z qwy

1 : y

1It

1A : s

2Iz

Sol I. y2t2I : y

2g

2r

2mI : r

2d

2mI : y

1s

2In

1t1A r

2d

2m : ẅl

2t2I

II. ………… y2r

2d

2kI : t

1mql

1g

1 y

1l1qI : b

1wŋs

2……

III. …………q1 b

1qIr

1I : b

1wŋs

2z : r

2t2I : qr

1A s

2çIn

1 t

2g

2

IV. . … t2g

2mIş s

2ẅ : t

2ŋI : y

2It

2I b

2Iŋ : wg

1l1n

1 r

2t2I

Sağ I. … ẅz r2 : y

2ẅzI : b

2g

2l2r

2 : b

2ŋzI : b

2g

2l2k

2 k

1ş…………

II. … mIs2 r

2 : d

1s

2ŋz : Il

2g

2 r

2 : d

2g

2ẅ s

2 ŋz : ẅzŋIn

2 l

2Iŋz : I……

III. s2Iz b

1g

1Ir

1 : kẅzŋIn

2 : wn

1 qr

1A kẅr

2mz Ir

2t2Iŋz : s

2çg

1….

IV. ….. : ẅkIn2md

2ŋz : y

1….. kẅr

2md

2ŋz : bẅkmd

2…………

Arka I. s2Izŋ r

2 t1

wr1l2ŋẅ..

3.1. Yazıtın Yazıçevrimi:

Ön I. il ög(ä)si : ın(a)nçu bilgä : tirig : öl(ü)gin [yogl(a)td(ı)m(ı)z]

II. oglı:tı : küç urı ogl(a)n : tog[dı]………………………..….

III. (ä)r(ä)n ………………r2 (ä)siz : (a)t(ı)ŋ(ı)z or b(ä)g : (ä)siz

IV. ……a : il(i)ŋ(i)z üçün : k(a)zg(a)nur <ö>z kuy : yıta : (ä)siz

Sol I. y(e)ti : y(e)g(i)rmi : (ä)rd(ä)mi : y(a)s(ı)n (a)ta (ä)rd(ä)m : ölti

II. ………….y(e)rd(ä)ki : t(a)mk(a)l(ı)g y(ı)lkı : buŋs[(ı)z (ä)rti]

III. ……………k1 b(a)kırı : buŋs(ı)z : (ä)rti : k(a)ra s(a)çın t(ä)g

IV. . ………[y(a)g(ı)ka] t(ä)gmiş sü : t(ä)ŋi : yiti bıŋ : ogl(a)n (ä)rti

3 Okuma yönü, çift süren öküzün yaptığı gibi yatay ve dönüşümlü olarak sağdan sola ve soldan sağa doğru

ilerleyen eski çağlara ait bir yazı biçimi (< Grek. bous “öküz” + strephein “dönmek”). 4 Bu yayını bize ulaştıran Kazan Devlet Üniversitesi Tatar Tili Kafedrası Başkanı Dr. Elfiye Yusupova’ya ve

kendisiyle iletişim kurarak yayını edinmeme aracı olan Prof. Dr. Mustafa Öner’e teşekkür ederim. 5 Bu eserin yayımını haber veren ve tesadüfen aynı günlerde tarafıma ulaştıran Prof. Dr. Osman Fikri

Sertkaya ve Yrd. Doç. Dr. Erhan Aydın’a teşekkür ederim.

Sağ I. [y]üz (ä)r : yüzi : b(ä)gl(ä)r : b(ä)ŋ(i)zi : b(ä)gl(i)k k(a)ş[ı b(ä)gl(i)k]

II. [(a)lt]mış (ä)r : (a)d(a)ş(ı)ŋ(ı)z : il(i)g (ä)r : (ä)dgü (ä)ş(i)ŋ(i)z : öz(ü)ŋin (e)liŋ(i)z : …I

III. (ä)siz b(a)gır : köz(ü)ŋin : wn1 k(a)ra körm(ä)z irtiŋ(i)z : s(a)ç(ı)g….

IV. ökinm(ä)d(i)ŋ(i)z : y[ıta] körm(ä)d(i)ŋ(i)z : bökm(ä)d[(i)ŋ(i)z]

Arka I. (ä)siz(i)ŋ (ä)r (a)t or (e)l(i)ŋ ẅ…

3.2. Yazıtın Çevirisi

Ön I. il ögesi ınançu bilge tirig(in) cenazesini [törenle gerçekleştirdik)].

II. Oğulları, güçlü erkek evlat(lar olarak) doğdular.

III. Erler……… Heyhat! Adınız Or Beg. Ne yazık!

IV. …. iliniz için ele geçirdiğiniz vadi(ler ve) barınak(lar)! Heyhat ! Ne yazık!

Sol I. Onyedi yiğitliği (kahramanlığı vardı), yayıyla (ok) atarak, kahramanca öldü.

II. Dünyadaki damgalı atları sayısız idi.

III. … Bakır (parası) sayısız idi, kara saç(lar)ı gibi.

IV. (Düşmana) hücum etmiş asker sayısı: Yedi bin evlat (er, asker) idi.

Sağ I. (Yüz) er (asker), yüz(ler)i (çehreleri) beyler, beniz(ler)i beylik, kaş(ları) beylik (beylere yakışır,

beylere özgü biçimde).

II. Altmış er yoldaşınız, elli er dostunuz, kendinizi ülkeniz ……

III. Ne yazık! Vah! Gözün(üz)le ….. görmediniz, saçı…..

IV. Pişmanlık duymadınız! Yazık ! Görmediniz! Doymadınız!

Arka I. Yazık! Erlik adı Or (Beg). Ülken …

4. Notlar

4.1. il ög(ä)si : ın(a)nçu bilgä : tirig (Ön I): Son sözcüğü Radloff ärig, Orkun, Malov, Tekin,

Batmanov-Subrakova ve Kormuşin irig olarak okur (Radloff 1895: 329; Orkun 1940: 133; Malov 1952: 48;

Batmanov 1970: 45; Tekin 2000: 233; Kormuşin 2008: 18).

Kurt Wulff, Yenisey yazıtlarına dair yayımlanmamış çalışmasında Radloff’un düzeltmelerini

“fantezi” olarak değerlendirse de (Erdal 2002: 58), Açurı Yazıtı yayımlarında Radloff kopyalarının önemi

yadsınamaz ölçüdedir. Radloff kopyasına göre, Il2 ẅg

2s

2I : In

1nçw b

1Il

2g

2A : Ir

2g

2 : ẅl

2g

2In

2 = il ög(ä)si :

ın(a)nçu bilgä : irig olarak harfçevrimi ve yazıçevrimi yapılabilen bu satırdaki son sözcük, K. Wulff’un

yayımlanmamış çalışmasına dayanan Erdal tarafından tirig okunmuştur. Erdal, bu tezini tirigin özel ad ögesi

olarak Ye 3, 3; Ye 51, 1; Ye 6, 1; Ye 44, 6’da geçtiğini belirleyerek güçlendirir (2002: 58). Buna karşılık

Bazin, Ye 3 ve Ye 6 zemininde tirigin kişi adı ögesi değil; “diri, canlı” anlamlı cins bir ad olduğunu ileri

sürer; dolayısıyla Wulff’taki düzeltmeye “ölmüş bir kişiye ‘canlı, diri’ demek paradoks olduğu için” karşı

çıkar ve Ye 3 ve Ye 6’daki sözcükleri tiräg (tirä- “yaslanmak, dayanmak” + (X)g) okur (Bazin 1993: 39).

Erdal, Sami dillerinde hayy “yaşamak” kökünden türeyen sözcüklerin özel adlar oluşturabildiklerini,

dolayısıyla Türkçede de bu tür bir ilişkilendirmenin söz konusu olduğunu belirterek Bazin’e karşı çıkar

(2002: 58).

Türklerde ad verme geleneğinde yeni doğanın yaşamını sürdürebilmesi için yaşa-, tur-, tokta-, tir-/

ter- gibi eylemlerin türevlerinden yararlanıldığı bilinmektedir. Türkiye Türkçesinde yaşar, durmuş, dursun,

toktamış; Kazakçada toktamıs, toktasın; Tatarcada tiribay, tiribike, tirik, kaldı, kaldıbay vb6. Sağlık

koşullarının ve tıp biliminin yetersizliğinden dolayı eski çağlardan beri insanoğlunu en fazla kaygılandıran

olguların başında gelen bebek ve çocuk ölümlerini önleme çaresi olarak gelişen bu geleneğe bağlı olarak eski

Türkçe metinlerde tirig “canlı, diri” sözcüğünün özel ad kullanımına rastlamaktayız. Erdal’ın belirlediği

örneklere 3. Elegest Yazıtı (Ye 53), 3. satırda bäg tarkan ögä tirig bän (Kormuşin 2008: 145) ad/unvan

öbeğindeki geçen tirig de katılabilir.

4.2. oglı:tı (Ön II): Kormuşin dışındaki yazıt yayımcıları bu sözcüğü oglı (a)tı “oğlunun adı”

biçiminde okumuşlardır. Böylece bu imladan sonra gelen küç sözcüğü, bağımsız olarak veya urı sözcüğüyle

birlikte, yazıt sahibinin oğlunun adı sayılmıştır (Radloff 1895: 329; Orkun 1940: 133; Malov 1952: 48;

Batmanov-Subrakova 1970: 45; Tekin 2000: 233). Oysa wg1l1I:t

1I : kẅç wr

2I wg

1l1 n

1 : t

1wg

1[d

1I]

cümlesindeki ogl(a)n sözcüğü, küç ve urı sözcükleri tarafından nitelenerek, bunlarla bir söz öbeği

6 Türklerde ad verme geleneği hakkında bkz. Sakaoğlu 2001; Alkaya 2001; Rásony 2007.

oluşturmaktadır: küç urı oglan “güçlü, erkek evlatlar”. küç sözcüğünün “güçlü” anlamıyla da kullanımını I.

Altın Köl Yazıtı, Ön 1’de görebiliriz: (a)ts(a)r (a)lp : (ä)rt(i)ŋ(i)z tuts(a)r küç (ä)rt(i)ŋ(i)z ä (Tekin 2004c:

538).

Kormuşin, sözcüğü oglıtı okumuştur (2008: 18). wg1l1I:t

1I yazımı, oglıtı biçiminde okumaya olanak

tanır. Türk Runik yazıtlarında : işaretinin yalnızca sözcükleri değil, ekleri veya genel olarak heceleri de

ayırdığı malumdur. Bunun en bilinen örneği Suci Yazıtı 1. satırda uygur : yir(i)ntä : y(a)gl(a)k(a)r : k(a)n :

ta : k(ä)l[t(i)m] cümlesi içinde yer almaktadır (Ramstedt 1913-1918; Zuev 1958; Sertkaya 2001). Bu Uygur

yazıtı dışında bir çok Yenisey bölgesi yazıtında söz konusu imlayla karşılaşmaktayız.

ogul sözcüğünün Moğolca çokluk eki +(U)t ile genişlemiş biçimi oglıt, Moğolistan bölgesi kağanlık

yazıtları Kül Tigin ve Bilge Kağan’da da geçer: (a)nta kisrä : in(i)si k(a)g(a)n : bolm(ı)ş (ä)r(i)nç : oglıtı :

k(a)g(a)n : bolm(ı)ş (ä)r(i)nç : (KT D 4-5; BK D 5).

Kormuşin cümleyi oγlïtï küč urï oγlan toγ[dım] olarak onarmıştır (2008: 18); ancak bu okuma, hem

yazıt metninin üslubuna aykırıdır hem de özne-yüklem uyumunu bozmaktadır. Açurı, diğer Yenisey

yazıtlarının büyük çoğunluğunun aksine birinci kişinin ağzından yazılmadığı için yüklemleri oluşturan

eylemler ikinci kişi ekiyle çekimlenmiştir. oglıt-ı sözcüğü de üçüncü kişi iyelik ekiyle çekimlendiğinden,

yüklem eylemi tog-’ın, üçüncü kişi ekiyle (tog-dI ) çekime girmesi beklenmelidir: oglı:tı : küç urı ogl(a)n :

tog[dı] “Oğulları, güçlü erkek evlat(lar olarak) doğdular”. Dolayısıyla Açurı Ön II. satırda, mezar taşı sahibi

il ögesi bilge ınançunun güçlü ve erkek evlatlar olarak doğan çocukları dile getirilmektedir.

4.3. k(a)zg(a)nu:r <ö>z kuy (Ön IV): Atlas ve Malov’ta YUX zö:UNGZX biçiminde rekonstrüke

edilen bu ibare, Vasilyev’te YUX zR:uNGZX biçimindedir. Vasilyev, harfçevrimini qzγn1u:r

1zquy

1 olarak

yapar; Radloff, Orkun, Malov, Batmanov-Subrakova ve Tekin kazganu öz kuy olarak okumuştur (Radloff

1895: 329; Orkun 1940: 133; Malov 1952: 48; Batmanov- Subrakova 1970: 45; Vasilyev 1983: 24; Tekin

2000: 233). Kormuşin cümlenin bütününü [täŋri] iliŋiz üčün qazγanu ügiräri a-yïta äsiz okuyup “On

zavoyevıval i sobiral radi svoyego bogo [hranimogo] gosudarstva, a teper’ –o, gore, jal’” olarak

anlamlandırır (2008: 18).

Bitigci, kazganur sözcüğünün son ünsüzünü ό biçiminde kazımıştır. Bu harf ö’nün bir varyantı ve

r1in (R) de ayna yazımlı tabir edilen bir biçimidir. Bu yazım, aynı harfle iki sesin gösterildiği bir tasarruf

olabileceği gibi, bitigci öz sözcüğünün ünlü işaretini (ö) kazımayı unutmuş da olabilir.

Il2ŋz ẅçẅn

2 : qzg

1n

1w:r

1 z qwy

1 söz öbeğindeki il(i)ŋ(i)z üçün : k(a)zg(a)nur ibaresi, öz kuy

sözcüklerini nitelemektedir. Runik yazı sistemli yazıtlarda kazgan- eylemi, “(il, bodun, törü) kazanmak, elde

etmek” ve “kazanmak, kazanç elde etmek, ganimet sağlamak” anlamlarında kullanılır. öz “vadi” ve kuy

“barınak” sözcükleri, yazıt sahibinin kazganur (“kazanıyor olduğu, ele geçiriyor olduğu”) yerleridir. Burada

körür köz, bil(i)r bil(i)g yapılarında olduğu gibi eylem+Ur (geniş zaman partisibi) +ad kuruluşuyla sıfat

tamlaması yapılandırılmıştır. Bu nedenle kazganur öz kuy “kazanılan barınak (ve) vadi” olarak açıklanabilir.

Açurı Yazıtı, öz ve kuy sözcüklerinin çekimsiz kullanımıyla dikkati çeker. Yenisey yazıtlarında bu

iki sözcük kuy+tA (lokatif) + kunçuy+Im (iyelik) öz+tA (lokatif) + ogul+Im (iyelik) adrıl- kuruluşuyla

kuyda kunçuyum(+kA) özde oglım(+kA) adrıltım a “barınakta(ki) eşim(den), vadide(ki) oğlum(dan) ayrıldım

ah!” kalıp cümlesi içinde yer alır. İlk kez Açurı Yazıtı, kuy ve özün kazanıldığı/fethedildiği/ganimet olarak

ele geçirildiği bilgisini sunar.

4.4. y(a)s(ı)n (a)ta (Sol I): Yazıtı yayımlayan tüm bilim adamları bu sözcüğü yaşınta “yaşında”

okumuşlardır (Radloff 1895: 329; Orkun 1940: 134; Malov 1952: 49; Batmanov- Subrakova 1970: 46; Tekin

2000: 233; Kormuşin 2008: 18). Bu okuma olanaklı olsa da, cümle dizimi ve cümlenin mantığı açısından

çelişkiler içerir: On yedi yaşında ölmüş bir kişinin erkek çocukları, onyedi erdemi, buyruğu altında yüz beyi,

altmış yoldaşı, elli dostu, sayısız damgalı atı ve çok miktarda bakır parası olması bir paradoks teşkil ettiği

gibi, “ilin bilgesi, toplumun büyüğü, aksakalı” olduğu il ögesi söz öbeğiyle tanımlanan yazıt sahibinin onlu

yaşlarını sürdürürken vefat etmesi mantığa aykırıdır. Adına II. Bay Bulun Yazıtı (Ye 49) dikilen ınal öge

unvanlı beyin altmış iki yaşında; adına Kejeelig Hovu Yazıtı (Ye 45) dikilen k2ẅmẅl

2 ögä unvanlı beyin ise

altmışbir yaşında öldüğünü ilgili yazıtlar aracılığıyla bilmekteyiz. Buna ek olarak, Kejeelig Hovu’da k2ẅmẅl

2

ögänin otuz yaşında öge olduğu, üstelik bu unvanı alabilmek için çok emek harcadığı (katıglanıp otuz

yaşımga öge boltım “çabalayıp otuz yaşımda öge oldum.” Ye 45, 3) hesaba katılırsa, bu unvanı otuzlu

yaşlardan önce elde etmenin güçlüğü anlaşılabilir. Bize göre burada iki ayrı sözcük (yasın ata “yayıyla (ok)

atarak”) vardır.

y(e)ti : y(e)g(i)rmi : (ä)rd(ä)mi : y(a)s(ı)n (a)ta (ä)rd(ä)m : ölti olarak okuduğumuz sol I. satır

cümlesinde yeti yegirmi “onyedi” sayısı, ärdämi sözcüğüyle iyelik öbeği oluşturmakta ve yazıt sahibinin

yaşarken gösterdiği kahramanlık sayısını açıklamaktadır. Bir başka Yenisey yazıtı Abakan (Ye-48), 15.

satırda geçen (a)rtuk : (ä)rd(ä)mi b(a)r üç(ü)n “çok (sayıda) yiğitliği olduğu için” (Kormuşin 1997: 56;

Kormuşin 2008: 140) ibaresi, bu görüşü sağlam bir temele oturtabilir. artuk sözcüğünün karşıtı äksükün

ärdämle kurduğu gramatik ilişki 2. Kızıl Çıraa (Ye 44), 5. satırda dikkat çeker: (ä)r (ä)rdäm[in]de :

ägsük(i)m yok (Kormuşin 1997: 222; Kormuşin 2008: 133).

Elegest Yazıtı, 8. satırda da s(ä)k(i)z (ä)r (ä)r (ä)rd(ä)m(i)m “Sekiz kişi (öldürdüm). Erlik erdemim

(bu)” (Tekin 2004: 464-65) cümlesi, ärdäm (+ iyelik eki) sözcüğüyle öbek oluşturan sayı adının savaşta

öldürülen düşman olduğunu belgelemektedir. II. Bay Bulun Yazıtı (Ye 49) 3. satırda geçen (ä)r

(ä)rd(ä)m(i)m eki : elig t1wËm : y(a)g(ı)da : otuz : (ä)r(i)g : öl(ü)rd(ü)m cümlesi, mezar sahibi ınal öge

unvanlı beyin katıldığı (veya komuta ettiği) t1wË

7 (savaş?) sayısının kırkiki olduğunu belirtir. Bu rakamlar,

üst rütbeli beylerin yaşamları süresince katıldıkları savaş, öldürdükleri düşman ve üstesinden gelip yok

ettikleri yırtıcı hayvan sayısını karşılayabileceği gibi, il ve bodun için elde edilen mal varlığını da gösteriyor

olabilir. Begre Yazıtı (Ye 11), 3-4. satırda (ä)r (ä)rd(ä)m(i)m üç(ü)n (a)lpun < üç(ü)n > (a)lt(u)n küm(ü)ş(i)g

(e)gri t(ä)bä (e)ldä kişi k(a)zg(a)nd(ı)m a y(e)ti böri öl(ü)rd(ü)m ä b(a)rs(ı)g kökm(ä)k(i)g öl(ü)rm(ä)d(i)m ä

(Kormuşin 1997: 273; Kormuşin 2008: 104) cümleleri, er erdem kazanmak için yapılan eylemleri özetler

tarzdadır.

at- “atmak” fiili, “ok atmak, silah atmak” gibi hareketlerin de adı olduğu için (ED: 36ab), yasın ata

ibaresi “yayıyla ok atarak” olarak anlamlandırılabilir. Bu da yazıt sahibi bilge ınançu tirig unvanlı il ögesinin

savaşırken öldüğü tezini ileri sürmemizi sağlayabilir. at- fiili, Eski Türkçe belgelerde yaygın olarak ok at-,

okın at- biçiminde geçse de, Budist Uygur yazmalarda käyik atmış ok ya, yasın kurdı zrošč burhanag attı gibi

ya “yay” nesnesi ile at- eyleminin ilişkisini gösteren örneklere rastlayabiliriz (UW: 254).

Orkun ve Tekin tarafından önerilen yaşınta erdim biçimindeki okumaya bir başka engel de, yazıtın

mezar sahibi kişinin ağzından değil, bir başkasının ağzından yazılmış olması ve mezar sahibine sen hitabıyla

seslenilmesidir. Bir başka ifadeyle bu satırda yaş sözcüğü söz konusu olsaydı, yaşınta ärtiŋ/ ärtig/ ärtiŋiz

yazımını beklemeliydik.

Buna göre y(e)ti : y(e)g(i)rmi : (ä)rd(ä)mi : y(a)s(ı)n (a)ta (ä)rd(ä)m : ölti cümlesini “Onyedi

erdemi (kahramanlığı vardı), yayıyla (ok) atarak, yiğitçe (kahramanca) öldü.” olarak anlamlandırıyoruz. öl-

eyleminin zarfı olarak değerlendirdiğimiz ärdäm sözcüğünün bu cümlede sociative bir anlamı8 olabileceği

gibi, bu sözün “kahramanca, yiğitçe” anlamı taşıdığı göz ardı edilmemeli. Erdal, +dAm ekinin çok üretken bir

ek olmamakla birlikte sadece sıfat türündeki sözcükleri oluşturduğuna ve ärdämin yazıtlarda sıfat

kullanımının sürdüğüne dikkati çekmektedir (1991: 68).

4.5. b(a)kırı buŋs(ı)z (ä)rti (Sol III): İlk yayınlarda, bu ibarenin önündeki x (k1) harfi de ibareye

dahil edilmiş ve ilk sözcük qak-qı äti (Radloff 1895: 330) ve kabakı eti (Orkun 1940: 134) biçiminde

okunmuştur. Thomsen, Turcicada Radloff’un okuyuşunu eleştirmiş ve ibarenin baqırı buŋsız ärti “onun

bolca bakırı vardı” biçiminde okunabileceğini ortaya koymuştur (Thomsen 2002: 384). Bu okuma ve

anlamlandırma Malov, Batmanov- Subrakova ve Tekin tarafından da benimsenmiştir (Malov 1952: 49;

Batmanov- Subrakova 1970: 46; Tekin 2000: 233). Kormuşin ise, yazıt metni bağlamından hayli uzaklaşarak

bu ibarenin olduğu satırı barïra buŋsïz ärti qara lačïn tägürtim “hodili pohodami. Eto bılo bespeçal’noye

vremya. Ya privozil çernıh kreçetov!” biçiminde okumuştur (2008: 18). Yazıt fotoğrafında ilk sözcüğün

IũQB olarak yazıldığı net biçimde görülmektedir. Üçüncü harf, Yenisey yazıtlarında R (r1) harfinin

varyantlarından biri olduğu için, yazım b(a)k(ı)rı okumaya imkan tanır.

Eski çağ Türk toplumunda bakırın, “para” anlamıyla kullanıldığını belgeleyen bu cümleyle ilgili

olarak Thomsen, mezar sahibinin bir metal işçisi veya sanatçısı olabileceği, hatta metal toplamaya özel bir

ilgi duyduğu yorumunu yapmıştır (Thomsen 2002: 385). Kızlasov ise, bu yazıtta geçen bakır sözcüğünün,

Hakasların IX-X. yüzyıllarda para kullandıklarına, hatta ülkelerinde para dolaşımı olduğuna kanıt sunduğunu

ve Açurı Yazıtı’nın, eski Türk çağı toplumunun üst sınıf temsilcileri elinde büyük miktarda paralar

toplandığının belgesi olduğunu belirtir (2006: 55). Eski Türk toplumunda bakırın aynî veya nakdî tediye

7 Bu sözcük Malov’a göre tokum “pryajka (u poyasa); Batmanov’a göre at ık(?); Kormuşin’e göre tusu

“yarar, fayda”, Tekin’e göre tokış “savaş”tur (Malov 1952: 97, 110; Batmanov 1959: 171; Kormuşin 1997:

172; Tekin 2000: 235; Kormuşin 2008: 141). 8sociative anlamın çekimsiz adları cümle içinde zarf göreviyle işletmesi hakkında bkz. Erdal 2004: 361.

olarak tedavülde olduğunu, VIII-IX. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen Ye-79 numaralı Runik sikke üzerinde

kayıtlı bakır sözcüğü kanıtlamaktadır (Vasilyev 1983: 39).

bakır hakkında bkz. USp: 266; EUTS: 21; ED: 317b; DTS: 82; Sevortyan 1978: 58.

Cümlenin bir başka özelliği, Türk Runik yazıtlarında bir çok örneğini gördüğümüz teşbih

(benzetme) sanatıyla kurulmuş olmasıdır9. Kişinin yaşamında edindiği mal varlığının (bilhassa paranın ve

para karşılığında kullanılan darp edilmiş değerli metallerin) sayısının çokluğu, bu satırda saç tellerinin

sayısına yaklaştırılırken, bir başka Yenisey yazıtı Hemçik Çırgakı (Ye 41), 5. satırda çakıl taşlarına

benzetilmiştir: s(a)y t(ä)g : s(a)r(ı)g : (a)lt(u)n(u)m “çakıl taş(lar)ı gibi (sayısız, çok) sarı altınlarım” (Tekin

2004b: 579-580; Kormuşin 2008: 56).

4.6. t(ä)gmiş sü t(ä)ŋi (Sol IV): Üçüncü sözcüğü Orkun “kudret”, Radloff, Malov, Batmanov-

Subrakova ve Tekin “sayı” olarak açıklar. Kormuşin, ibareyi okumamıştır (Radloff 1895: 330; Orkun 1940:

134; Malov 1952: 49; Batmanov- Subrakova 1970: 46; Tekin 2000: 233: 254; Kormuşin 2008: 18).

Türk Runik yazıtlarında 1. “(yönelme durumuyla) “değmek; ulaşmak, erişmek” 2. (savaşta) hücum

etmek, saldırmak, saldırmak 3. (yaş sözüyle) “belli bir yaşa gelmek; yaşı kemale ermek, yaşlanmak” 4. (küni

sözüyle) “hasetlenmek, kıskanmak” anlamlarında kullanılan täg- eyleminin burada 2. anlamla kullanıldığı

açıktır. Bu nedenle, Radloff ve Malov bu ibareyi [y(a)g(ı)ka] t(ä)gmiş sü : t(ä)ŋi olarak “düşmana hücum

etmiş asker sayısı” olarak kurmuştur (Radloff 1895: 330; Malov 1952: 49).

Eski Türkçe täŋ “denk, eşit, muadil; karşılık” için bkz ED: 511ab. Etü. täŋ “eşit, denk, muadil;

bedel, karşılık”, XI. yüzyıldan sonra, täŋä biçimiyle ve “eşitlik, değer ölçüsü” anlamıyla Türk kültür hayatına

girmiş; Orta Asya Türklerince “bir malın veya mülkün bedeli”, yani “para” karşılığı olarak kullanılmıştır. Bu

sözcük, Türkçede “çeşitli malların değiş tokuşunda kullanılan her türlü değerli nesne ve metal parçası”na

denk gelen para birimi haline gelmiştir. Bu sözcükten türeyen teŋge, “değer, kıymet” anlamlarıyla birlikte

“alım veya satımda bir şeyin mal veya para karşılığındaki değeri, bir malın aynî veya nakdî karşılığı”, yani

dengi olarak, bugünkü Türk şivelerinin bir çoğunda kullanılmaktadır.

täŋ sözcüğünün “karşılık” anlamından “sayı” anlamına geçişi semantik açıdan olanaklıdır.

4.7. b(a)g(ı)r (Sağ III): Radlof, bu sözcüğün yer aldığı s2Iz b

1g

1Ir

1 : kẅzŋIn

2 ibaresini siz bagır

köziŋin “Mit schauendem Auge” (1895: 330); Orkun [säk]iz b

agır küz

eŋüsi “sekiz bakır aynası” olarak

okumuş ve anlamlandırmıştır (1940: 135). Malov, Orkun’un okuma ve anlamlandırmasını benimsemiştir

(1952: 50). Batmanov- Subrakova iz bagı(k)? közüŋüs okuyarak Malov ve Orkun gibi anlamlandırır (1970:

47). Tekin äsiz, bagır! okuyarak, bagırı “On a Misinterpreted Word” adlı makalesinde “What a pity!”, Orhon

Türkçesi Grameri’nin sözlük kısmında “Ne acı! Yazık!” olarak karşılar. Böylece ikinci sözcüğü de acınma

ünlemi sayar (2000: 233, 239; 2004a: 20). Kormuşin, sözcüğün yer aldığı satırın neredeyse tamamını farklı

biçimde okur: äsiz köz süsi on kara kökmüši är ärdiŋiz ïčγïntïm “O jal’, - lyubimoye voysko, Desyat’

(plemen) naroda Kökmiş, vı bıli mujami-voinami, - ya lişilsya (vas)!” (2008: 19).

Bize göre de, bagır Yenisey yazıtlarında yaygın olarak kullanılan äsiz/äsiz ä/äsizim/äsizim ä ve

yıta/yıtu/yata acınma ünlemlerinin yanı sıra kullanılmıştır. Yenisey yazıtlarında seyrek kullanılan ıg “Ah!

Vah!”; ıyu “Heyhat”; kı “Heyhat!” ünlemleri için bkz. Tekin 2000: 164. açıg a, ökünç-ä, buŋ-a vd. için bkz.

Erdal 2004: 352.

Clauson, bagır sözcüğünün Açurı Yazıtı’ndaki anlamını sorgulamaz; ancak duyguların ciğerden

kaynaklandığına dair inanışlar nedeniyle, sözcüğün metaforik anlamlar kazandığını belirtir (ED: 317ab). Bu

anlam ilişkisi öpke “ciğer; öfke” ve bagırsak “merhametli” sözcüklerinde de görülür. Manichaica II, 8/ 12’de

kayıtlı bagırsakım “Merhametlim!” ünlemi de, Türkçede iç organların adlarından ünlemleşmeler

olabileceğine örnek teşkil etmektedir (ED: 9a; 319b).

4.8. bökm(ä)d[(i)ŋ(i)z] (Sağ IV): Yayımcılar tarafından bütmädiŋiz okunup büt- “inanmak”

eylemiyle ilişkilendirilen bu sözcüğün üçüncü harfini t yerine % olması kuvvetle olasıdır. Yenisey

yazıtlarında sık sık geçen bök- “doymak, kanmak” eylemi, metin bağlamına da uygundur. Kormuşin de bu

eylemin bök- olduğunu saptamış; ancak yüklemi birinci kişi ekiyle (bökmädim) yapılandırmıştır (2008: 18).

Ancak aynı satırda ökinm(ä)d(i)ŋ(i)z ve körm(ä)d(i)ŋ(i)z sözcükleri göreceli netlikle okunabilir durumda

olduğundan, bökme- eyleminin görülen geçmiş zaman çekimi, 2. kişi ekini gerektirmektedir.

9 Bu konuda bkz. Aydın 2006.

4.9. (ä)siz(i)ŋ (Arka I): Radloff, Orkun, Malov ve Tekin tarafından siziŋ olarak okunan bu sözcük,

tekil ikinci kişi zamirinin iyelik çekimli biçimi sayılmıştır. Batmanov- Subrakova ve Kormuşin ise ibareyi

okumamıştır. (Radloff 1895: 330; Orkun 1940: 135; Malov 1952: 50; Batmanov- Subrakova 1970: 47; Tekin

2000: 233; Kormuşin 2008: 18).

Yenisey yazıtlarında mezar taşı sahibi hakkındaki bilgilerin tekil I. kişi ağzından anlatılması %95’i

aşkın bir oranda olduğu için, Açurı yazıtının III. kişi ağzından II. kişiye hitaben, yani tekil II. kişi anlatımıyla

yazılması önemlidir. %95’in üzerindeki I. kişi anlatım tarzı, Yenisey mezar taşları metinlerini, yazıt sahibinin

yaşam öyküsünü kendi ağzından anlattığı kısa otobiyografik belgeler olarak da tanımlamamıza olanak tanır;

ancak Abakan (Ye 48) ve 1. Altın Köl (Ye 28) gibi yazıtlar, yer yer II. ve III. kişilerin ağzından yazılmış

bölümler de içeren belgelerdir. Karışık anlatımla yazılmış yazıtlara 3. Uybat’ı (Ye 32) ve 6. Uybat’ı (Ye 98)

de katabiliriz.

Yazıt sahibinin yaşam öyküsünü kendi ağzından anlattığı metinlerinde geçen acınma ünlemi äsiz,

sık sık birinci tekil kişi iyelik ekiyle çekime girer: äsiz+Im (Ye 3; Ye 42; Ye 65; Ye 68; Ye 98; Ye 100; Ye

109); äsiz+Im ä (Ye 1; Ye 3; Ye 5; Ye 10; Ye 11; Ye 14; Ye 19; Ye 25; Ye 27; Ye 42; Ye 43; Ye 44; Ye 45;

Ye 46; Ye 49; Ye 50; Ye 51; Ye 55; Ye 59; Ye 61; Ye 68; Ye 92; Ye 147; Ye 149; Ye 152).

Eerbek I (Ye 147), 5. satırda geçen äsizlärim ä kaydı (Kormuşin 1997: 254; Kormuşin 2008: 164),

bu çekimin çoğul biçimle de genişletilebildiğinin örneğini vermektedir. Açurı Yazıtı, II. tekil kişi anlatımıyla,

yani % 95’i aşan dilimin dışına çıkmasıyla dikkati çeker. Dolayısıyla, s2Izŋ imlası (ä)siz(i)ŋ biçimindeki

okuyuş hem imla hem cümle bağlamı hem de Yenisey yazıtlarının genel üslubu bakımından elverişlidir.

Altın Köl I (Ye 28), Sol I’de satırda kayıtlı il(i)m : ök(ü)nç(ü)ŋä : k(a)l(ı)n : y(a)g(ı)ka : k(a)ym(a)t(ı)n :

t(ä)g(i)p(ä)n : (a)dr(ı)ld(ı)m a : y(ı)ta10

cümlesinin ikinci sözcüğü, yazıtı yayımlayan bilim adamlarınca

birinci sözcükle ad tamlaması oluşturduğu yönünde algılansa da, buradaki ök(ü)nç(ü)ŋä ögesinin acınma

ünlemi (ökünç-Uŋ ä! “Ne yazık ah!”) olması yüksek bir ihtimaldir. Altın Köl I Yazıtı’nın I. ve II. kişi

ağzından karışık anlatım tekniğiyle yazılması bu ihtimali güçlendirmektedir.

10

Bu cümle “Ah ilim! Ne yazık ah! Kalabalık (güçlü) düşmana geri çekilmeksizin hücum edip ayrıldım

(öldüm) ah!” biçiminde anlamlandırılabilir.

Fotoğraf ve Kopyalar: Vasilyev 1983: 64, 102.

KAYNAKLAR

ALKAYA, E. (2001), “Türklerde Ad Verme Geleneği ve Kişi Adları”, Türk Kültürü, Cilt XXXIX, Sayı

459, Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, 442-448.

AMANJOLOV, A. (2003), İstoriya i teoriya drevnetyurkskogo pis’ma, Almatı: Mektep.

AYDIN, E. (2006), “Eski Türk Yazıtlarında Benzetme İlgisiyle Kurulmuş Cümleler Üzerine”, Erciyes

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 21, Yıl 2006/2, 65-72.

BARUTCU ÖZÖNDER, F. Sema (1998), “Yenisey Kitabeleri ve Yer-Sular”, Journal of Turkish Studies

22, (TUBA/Türklük Bilgisi Araştırmaları), Hasibe Mazıoğlu Armağanı, Cambridge: Harvard UP,

171-184.

BATMANOV, İ. A. (1959), Yazık Yeniseyskih pamyatnikov drevnetyurkskoy pis’mennosti, Frunze.

(1971), Talasskie pamyatniki drevnetyurskoy pis’mennosti, Frunze.

BATMANOV, İ.A.-SUBRAKOVA, O.V. (1970), Drevniye pis’mena Hakasii. Vıp I. Abakan.

BATMANOV, İ.A.- KUNAA, A. Ç. (1963a), Pamyatniki drevnetyurkskoy pis’mennosti Tuvı. Vip I. Kızıl.

(1963b), Pamyatniki drevnetyurkskoy pis’mennosti Tuvı. Vip II. Kızıl.

BAZIN, L. (1993), “Quelques remarques d'Epigraphie Turque ancienne”, Türk Dilleri Araştırmaları 3,

Ankara: Simurg Yayınları, 33-41.

CAFEROĞLU, A. (1968), Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, İstanbul: İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Basımevi.

CLAUSON, Sir G. (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish, Oxford:

Clarendon Press (=ED).

Divanü Lûgat-it-Türk I-IV (1998-1999), (Çeviren: B. ATALAY), Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.

ERCİLASUN, A.B. (2004), Türk Dili Tarihi, Ankara: Akçağ Yayınları.

ERDAL, M. (1991), Old Turkic Word Formation, A Functional Approach to the Lexicon, Vol. I-II,

Wiesbaden: Harrassowitz.

(2002), “Anmerkungenzu den Jenissei-Inschriften”, Splitter aus der Gegend von Turfan, Festschrift für

Peter Zieme anlässlich seines 60. Geburtstags (eds. M. ÖLMEZ-S. C. RASCHMANN), İstanbul-

Berlin: Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi, 51-73.

(2004), A Grammar Of Old Turkic, Leiden: Brill Academic Publishers.

KIZLASOV, İ. L. (1994), Runiçeskie pis’mennosti yevraziyskih stepey, Moskva: İzdatel’skaya Firma

Vostoçnaya Literaturan RAN.

(2006), “Üzerinde Türkçe Yazıtlar Bulunan Yenisey Sikkeleri (Eski Hakas Devletinde Para Dolaşımı

Sorununa Dair”, Eski Türklerde Para (Göktürklerde, Uygurlarda, Türgişlerde), Hazırlayanlar:

Osman Fikri SERTKAYA-Rysbek ALİMOV, Ankara: Ötüken Yayınları, 31-61.

KONONOV, A. N. (1980), Grammatika yazıka tyurkskih runiçeskih pamyatnikov VII-IX vv, Leningrad.

KORMUŞİN, İ. V. (1997), Tyurskie yeniseyskie epitafii. Tekstı i issledovaniya, Moskva: Nauka.

(2008), Tyurkskie yeniseyskie epitafii. Grammatika. Tekstologiya, Moskva: Nauka.

MALOV, S. Ye. (1952), Yeniseyskaya pis’mennost tyurkov, textı i perevodi, Moskva- Leningrad: Akademiy

Nauk SSSR, 47-51.

NADELYAYEV, V. M.- NASİLOV, D. M. - TENİŞEV, E. R.–ŞÇERBAK, A. M. red. (1969),

Drevnetyurkskiy slovar, Leningrad: Izdatel’stvo Nauka (=DTS).

ORKUN, H. N. (1940), Eski Türk Yazıtları III. Yenisey Yazıtları, İstanbul: Alaeddin Kıral Basımevi, 133-

137.

ÖNER, M. (1993), “or~tor~çor” Sözleri Hakkında”, Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi VII,

İzmir: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 179-186.

RADLOFF, W. (1895), Die alttürkischen Inschriften der Mongolei, St.-Petersburg.

(1972), Uigurische Sprachdenkmäler, Biblio Verlag-Osnabrück (=USp)

RAMSTEDT, G. J. (1913-1918), “Zwei uigurische Runeninschriften in der Nord-Mongolei”, Journal de la

Société Finno-Ougrienne, Vol. 30/3, Helsinki: Suomalais-Ugrilainen Seura, 1-63.

RÁSONY, L.-BASKI, I. (2007), Onomasticon Turcicum: Turkic Personal Names, Bloomington, Indiana:

Indiana University Uralic and Altaic Series.

RÖHRBORN, K. (1977-1998), Uigurisches Wörterbuch, Sprachmaterial der vorislamischen türkischen

texte aus zentralasien, Lieferung I-6, Wiesbaden: Steiner (=UW).

SAKAOĞLU, S. (2001), Türk Ad Bilimi I, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.

SERTKAYA, O. F. (1995), “Yenisey Yazıtlarının Yayınlarındaki Bazı Okuma ve Anlamlandırmaların

Düzeltilmesi, Yeni Okuma ve Anlamlandırma Teklifleri”: Göktürk Tarihinin Meseleleri, Türk

Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 200-208.

(2001) “Suuci<Sugeci (Bel) Yazıtı Ne Zaman Yazıldı?”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 2000,

Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 313-346.

(2008), “Göktürk (Runik) Harfli Yazıtların Envanter, Alfabe ve Bibliyografya Problemleri Üzerine”, Dil

Araştırmaları, Sayı 2, Bahar 2008, 7-34.

SEVORTYAN, E. V. red. (1978), Etimologiçeskiy slovar tyurkskih yazıkov. Obşçetyurkskie i mejtyurkskie

osnovı na bukvı “B”, Moskva: İzdate’stvo “Nauka”.

TEKİN, T. (2000), Orhon Türkçesi Grameri, Ankara: Türk Dili Araştırmaları Dizisi: 9, 233.

(2004), “Elegest (Körtle Han) Yazıtı”, Makaleler II. Tarihi Türk Yazı Dilleri, Yayıma Hazırlayanlar: E.

YILMAZ-N. DEMİR, Ankara: Öncü Kitap, 463--478.

(2004a), “On a Misinterpreted Word”, Makaleler II. Tarihi Türk Yazı Dilleri, Yayıma Hazırlayanlar: E.

YILMAZ-N. DEMİR, Ankara: Öncü Kitap, 13-24.

(2004b), “Hemçik-Çırgakı Yazıtı”, Makaleler II. Tarihi Türk Yazı Dilleri, Yayıma Hazırlayanlar: E.

YILMAZ-N. DEMİR, Ankara: Öncü Kitap, 578-587.

(2004c), “The First Altınköl Inscription”, Makaleler II. Tarihi Türk Yazı Dilleri, Yayıma Hazırlayanlar:

E. YILMAZ-N. DEMİR, Ankara: Öncü Kitap, 537-554.

THOMSEN, V. (2002), “Turcica. Moğolistan ve Sibirya’daki Türk Yazıtlarının Yorumlanmasıyla İlgili

İncelemeler”: Orhon Yazıtları Araştırmaları (Çeviren ve Yayıma Hazırlayan: V. KÖKEN), Ankara:

Türk Dil Kurumu Yayınları, 315-453.

VASİLYEV, D. D. (1983), Korpus tyurkskih runiçeskih pamyatnikov basseyna Yeniseya, Leningrad.

ZUEV, Yu. A. (1958), “Kirgizskaya nadpis’ iz Sudji”, Sovetskoe Vostokovedenie, 1958/1, 133-135.