(2009). "Hakasya Bulgusu Eski Bir Türk Mezar Taşı: Açurı (Oçurı, Ye 26) ,Yazıtı”,...
Transcript of (2009). "Hakasya Bulgusu Eski Bir Türk Mezar Taşı: Açurı (Oçurı, Ye 26) ,Yazıtı”,...
User, Hatice Şirin (2009). “Hakasya Bulgusu Eski Bir Türk Mezar Taşı: Açurı (Oçurı, Ye 26)
Yazıtı”, Türkbilig Türkoloji Araştırmaları Dergisi 17, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Edebiyat
FakültesiYayınları, Bahar 2009, 158-174.
HAKASYA BULGUSU ESKİ BİR TÜRK MEZAR TAŞI:
AÇURI (OÇURI, Ye 26) YAZITI
Hatice Şirin User*
Özet: Hakas ve Tuva bölgesinde Yenisey ırmağı kıyılarında dağınık olarak bulunan Yenisey
yazıtlarının metinleri, eski Türk toplumunun sosyal yaşamına dair eşsiz bilgilerle donatılmış
durumdadır. Bu yazıya konu olan ve Yenisey ırmağı havzasında N. A. Kostrov tarafından 1857’de
bulunan mezar yazıtı Açurı (Ye 26), daha önce Radloff, Orkun, Malov, Batmanov-Subrakova,
Vasilyev, Tekin ve Kormuşin tarafından yayımlanmıştır. Bu makale, yazıt metninin yeniden okuma
ve anlamlandırma denemesidir.
Anahtar Sözcükler: Runik harfli Türk yazıtları, Yenisey yazıtları, Açurı (Oçurı) Yazıtı (Ye 26)
An Old Turkic Tombstone Found in Khakasia: Ačurı (Ochurı; E-26) Inscription
Abstract: Texts of the tombstone texts, known as Yenisei (Enisei) inscriptions, found in Khakasia and Tuva
regions, near the Yenisei river banks, contain unique information about the social life of the ancient Turkic society. The
tombstone Ačurı (E-26), which was found in 1857 by N. A. Kostrov near the Yenisei (Enisei) river basin, was
published by Radloff, Orkun, Malov, Batmanov-Subrakova, Vasilyev, Tekin and Kormushin previously. This paper is an
attempt for the re-reading and re-interpretation of this tombstone text.
Key Words: Runic Turkic inscriptions, Yenisei (Enisei) inscriptions, Ačurı (Očurı) Inscription (E-26)
1. Giriş: Eski Türk çağına ait Runik yazı sistemli bitigler sınıflandırmasında Yenisey bölgesi
bulguları olarak tanımlanan anıtların bir çoğu, ölen beylerin kısa yaşamöyküleri olarak tanımlanabilecek
mezar taşlarıdır. Yenisey mezar yazıtları stilistik açıdan, Moğolistan bölgesinin II. Türk Kağanlığı ve Ötüken
Uygur Kağanlığı tarih kroniklerinden farklanmalarıyla, filolojik bakımdansa dönemin diyalekt malzemesini
içermeleriyle dikkat çekmektedir. Yenisey bölgesi Türk yazıtlarının büyük kısmının yıpranmış ve harap
halde olması yüzünden, bunların paleografi ve epigrafi temelinde incelenmesi henüz mükemmelen
tamamlanmamıştır; ancak Moğolistan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan, Altay ve Avrasya bölgesi
yazıtlarına kıyasla Yenisey bölgesi yazıtlarının sayısal açıdan daha yüksek değer arz ettikleri saptanmış
durumdadır. Vasilyev tarafından hazırlanan Korpusta 145 olarak belirlenen sayı, 1983’ten sonra Yenisey
bölgesinde bulunan yeni yazıtlarla 184’e yükselmiştir (Sertkaya 2008: 14).
Yenisey yazıtları, toplu olarak Radloff, Orkun, Malov, Batmanov, Batmanov-Kunaa, Vasilyev,
Kormuşin, Amanjolov tarafından yayımlanmış olmakla birlikte, adı geçen bilim adamlarının çalışmalarında
herhangi bir yazıtın gerek Runik yazımının, gerek harfçevrimi ve yazıçevriminin, gerekse anlam ve
yorumların birbirinden çok farklı olabildiği, bu farklanmaların okuma ve anlamlandırma denemelerine bağlı
bir çoğalma gösterdiği dikkatlerden kaçmamaktadır. Yazıtların bulunduğu arazinin sert iklim koşulları ve
yüzyıllar boyunca korunmasız kalmaları harflerin aşınmasına neden olduğu için, okunaksız durumda olan
bazı yazıtların güvenilir yayımları, ortak söz varlığına sahip ve nispeten az zarar görmüş yazıtlardan yardım
alınarak yapılmaktadır.
Yenisey mezar taşları eski çağ Türk insanı için ülke (il), ülke ahalisi (bodun) ve ülke idarecisi (kan)
kavramları ile akraba (kadaş), eş (kunçuy), çoluk çocuk (ogul, kız), arkadaş (eş, adaş) olgularının taşıdığı
yüksek değeri kanıtlayan belgelerdir. Bu yazıtlarda “sahibinin önem ve statüsüne uygun olarak görülen
farklar dışında hemen hepsinde bir üslup bütünlüğünün varlığı dikkati çeker.” (Barutcu Özönder 1998: 174).
Bu üslup bütünlüğü, yaklaşık % 30-40 oranında korozyon gösteren bir metnin % 85-90’lara ulaşabilecek
güvenli onarımını olanaklı kılmayı sağlamaktadır.
Yenisey yazıtları, bize mezar sahiplerinin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatları hakkında türlü
bilgiler verir. Bu metinler eski çağ Türk insanın ortalama yaşam süresinden adına, unvanına, ailesine, mal
varlığına, erlik erdemine, kutlu saydığı coğrafya birimine ve töz hayvanına kadar çok zengin sosyolojik
veriler sunmasıyla, Moğolistan bölgesine ait anıt yazıtlardan biçemsel açıdan farklanmaktadır.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
Bu yazıya konu olan Açurı (Oçurı) yazıtı, bilge ınançu tirig adlı/unvanlı bir ögenin mezar taşıdır.
bilge ınançu tirig, il ögesidir. öge unvanı, Yenisey yazıtlarından Kejeelig Hovu (Ye 45), II. Bay Bulun (Ye
49) ve Ötüken Uygur Kağanlığı yazıtlarından Suci’de geçer: ogl(a)n (a)t(ı)m : çwb1wç : ın(a)l ….qA (a)t(ı)m
: k2ẅmẅl
2 ögä (Kejeelig Hovu 1); (ä)r (a)t(ı)m : qΩt
1ıŒ : ın(a)l ögä : b(ä)n (Bay Bulun 2); kutl(u)g : b(a)ga :
t(a)rk(a)n : ögä : buyrukı : m(ä)n (Suci 3).
Eski Türk çağına ait unvanlar, unvan niteleyicileri ve rütbe bildiren sözlerle ilgili geniş bir kaynak
birikimi oluşmasına rağmen, bu sözlerin karşıladığı görevler, rütbeler ve genel olarak anlamlar, halen
bilinmezliğini korumaktadır. Bununla birlikte eski Türk çağı unvanı ögenin, Türk-İslam döneminde vezire
denk bir görevi olduğu ve “counsellor=danışman” anlamına geldiği ileri sürülmüştür (ED: 101ab; Erdal
1991: 377). Kaşgarlı, sözcüğü cins ad olarak tanımlamakla (“çok akıllı, yaşlı kimse, ulusun büyüğü”) birlikte,
öge tigit “kağan çocuklarının küçüklerine ve orta düzey kimselerin büyüklerine verilen unvan” alt
maddesinde sözcüğün unvanlık kullanımına açıklık getirmektedir (DLT IV: 451). Yazıtta, Açurı (Oçurı)
mezar yazıtı sahibinin tiginliğine dair herhangi bir ipucu olmadığından, bu kişinin genç bir tigin değil, üst
düzey bir il yöneticisi ve yaşlı bir bilge savaşçı olması çok yüksek bir olasılıktır.
Yazıtta il ögesi bilge ınançu tirig unvanlı mezar sahibinin adı da kayıtlıdır: or beg. Or sözcüğü1,
yazılı bir belgede ilk kez geçmektedir; ancak ordu “kağan karargâhı” sözcüğünün kök biçimi olduğu
anlaşılan bu sözcüğün “yüksek” > “yüksek rütbeli bir unvan niteleyicisi” biçiminde bir anlam gelişmesi
yaşadığı izlenebilir. Sözcük orbeg şeklinde birleşik bir ad da olabilir. Yazıtın ilk satırı, il ögesi bilge ınançu
tirig unvanlı ve or beg adlı Türk beyinin yoğ töreninin gerçekleştirildiğini bildiririr. Cümlenin yüklemi
okunamayacak ölçüde yıpranmıştır. Açıkça okunabilen il ög(ä)si ın(a)nçu bilgä tirig öl(ü)gin ibaresindeki
ölüg sözcüğü, “cenaze, ölü beden” anlamıyla Kül Tigin Yazıtı’nda kayıtlıdır: öl(ü)gi : yurtda : yolta : y(a)tu
k(a)lt(a)çı : (ä)rt(i)g(i)z : “Ölü(ler)i(niz) (cesetleriniz), (cenaze) çadır(lar)ında ve yol(llar)da kalacak idi
(gömülmeden kalacaktı).” (KT K 9).
Cümle yüklemini oluşturduğunu varsaydığımız yoglat- eylemi, Türk Runik metinlerinde
belgelenebilen bir ögedir: k(a)tun : yok bolm(ı)ş (ä)rti : (a)nı yogl(a)t(a)yın : t(e)di : (T 31); […] k(a)g(a)n :
in(i)si : (e)l çor : tig(i)n : k(ä)l(i)p : ul(a)yu : tört tig(i)n : k(ä)l(i)p : ışb(a)ra : b(i)lgä : kül i(ç) çor(u)g :
yogl(at)tı : (KÇ 24).
yoglat-, geçişli bir eylem olduğu için birinci cümlede anı (katunug) ögesiyle, ikinci cümlede ışbara
bilge kül iç çorug söz öbeğiyle, yani yükleme durumundaki sözcüklerle nesne-eylem ilişkisindedir. Birinci
örnekteki sözcük zamir olduğu için +nI, ikinci söz öbeğindeki unvan grubu da iyelik eksiz olduğu için +(X)g
ekiyle çekimlenmiştir. Açurı Yazıtı’ndaki unvan grubunu (ınançu bilgä tirig) izleyen ölüg sözcüğünü +n
yükleme durumu ekinin izlemesi, cümle yüklemini yoglatdımız olarak kurmamızın gerekçesidir. Böylelikle
Açurı Yazıtı’nın il ögäsi bilge ınançu tirig ölügin [yoglatdımız] ile, yani mezar sahibi beyin cenazesi
töreninin düzenlendiği bildirimiyle başladığı varsayılabilir.
Yazıtın diğer bir çok Yenisey mezar taşından farklı biçimde, ölen kimsenin ağzından değil, yazıt
bitigcisi veya bitigciye metni yazdıran kişinin ağzından yazılması, belgeyi ilgi çekici kılan bir özelliktir.
Acınma ünlemi äsiz “vah, eyvah, yazık, heyhat”ın, Yenisey yazıtlarında tekil ve çoğul birinci kişi iyelik
ekiyle çekimlenmesinin yanı sıra, Açurı (Oçurı) bu ünlemin ikinci kişi iyelik ekiyle de çekimlendiği -
şimdilik- tek örneği taşımaktadır.
2. Yazıtın Konumu: Yazıt, Minusinsk bölgesi valisi N. A. Kostrov tarafından 1857 yılında Abakan
ve Yenisey ırmaklarının kanalları arasında kalan Koybal bozkırı ortasında Oçurı kentinin 20, Kala kentinin
25, Abakan kentinin 30 km. uzağında bulunmuştur. Şuşa kenti idarecileri tarafından Minusinsk Müzesi’ne
getirilmiştir. Halen bu müzede 32 numarayla kayıt ve koruma altındadır (Radloff 1895: 328; Orkun 1940:
133; Malov 1952: 47; Vasilyev 1983: 24).
2.1. Yazıtın Tanımı: Dikilitaş koyu kahverengi kumlu taştan yapılmıştır. 205x30x30 cm.
ölçülerinde, diktörtgen kesilmiş, kenarları mükemmel yontulmuş, yüzeyi işlenmiştir. Dört dikey yüzeyi
vardır. Üç yüzde 4 satır bulunmaktadır. Yazıt metni toplam 13 satırdır2. Büyük bir bölümü zarar görmüştür.
Satırların başları ve sonları aşınmıştır. Vasilyev, Radloff Atlası kopyasına dayanarak rekonstrüksiyonunu
yapmıştır. Kormuşin, Fin Atlası ve Radloff Atlası’nı karşılaştırarak önceki yayımcılardan hayli farklı bir
1 Bu konuda bkz. Öner 1993.
2 Kormuşin, yazıtta toplam 16 satır görmüşse de, yazıt fotoğrafları ve kopyalarına göre metin 13 satırdan
oluşmaktadır.
metin kurmuştur. Yazıt bustrofedon3 tarzında yazılmıştır (Radloff 1895: 328; Orkun 1940: 133; Malov 1952:
47; Vasilyev 1983: 24).
2. 2. Yazıt Hakkında Yapılan çalışmalar: Fallenberg, yazıtın bir kopyasını çıkararak Radloff’a
göndermiştir. Yazıtın fotoğrafları Inscriptions de l’Iénisséi. Récueillies et publiées par la Société Finlandaise
d’Archeologie, Helfingfors 1889, XIX.s. ve V.V. Raddloff, Atlas drevnostey Mongolii, Atlas der Altertümer
der Mongolei, Dritte Lieferung, St. Petersburg 1896, LXXXIX.s.’de yayımlanmıştır. Yazıtın okunması ve
anlamlandırılması yönünde aşağıdaki çalışmalar yapılmıştır:
I. W. Radloff (1895), Die alttürkischen Inschriften der Mongolei, St.-Petersburg, 328-330.
II. Orkun, H. N. (1940), Eski Türk Yazıtları III. Yenisey Yazıtları, İstanbul: Alaeddin Kıral
Basımevi, 133-137.
III. Malov, S. Ye. (1952), Yeniseyskaya pis’mennost tyurkov, textı i perevodi, Moskva- Leningrad:
Akademiy Nauk SSSR, 47-51.
IV. Batmanov, İ.A.-Subrakova, O.V. (1970), Drevniye pis’mena Hakasii. Vıp I. Abakan, 44-474.
V. Vasilyev, D. D. (1983), Korpus tyurskih runiçeskih pamyatnikov basseyna Yeniseya, Leningrad,
24, 64, 102. VI. Tekin, T. (2000), Orhon Türkçesi Grameri, Ankara: Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi: 9, 233.
VII. Kormuşin, İ. V. (2008), Tyurkskie yeniseyskie epitafii. Grammatika. Tekstologiya, Moskva:
Nauka, 9-205.
VIII. Yazıt, Abai Kazak National Pedagogical University, Institute of Information Technologies
bünyesinde Napil Bazılhan başkanlığında hazırlanan TÜRİK BİTİG Electronic Database Ethno-cultural and
Archeological Data adlı elektronik veri tabanında da yayımlanmıştır:
http://irq.kaznpu.kz/?mod=1&tid=2&oid=112&lang=e (erişim tarihi: 25.02.2009).
3. Yazıtın Harfçevrimi:
Ön I. Il2 ẅg
2s
2I : In
1nçw b
1Il
2g
2A : t
2Ir
2g
2 : ẅl
2g
2In
2….
II. wg1l1I:t
1I : kẅç wr
1I wg
1l1 n
1 : t
1wg
1……………..
III. r2n
2 …………………….………r
2 s
2Iz : t
1ŋz wr
1 b
2g
2 s
2Iz
IV. ….…A : Il2ŋz ẅçẅn
2 : qzg
1n
1w:r
1 z qwy
1 : y
1It
1A : s
2Iz
Sol I. y2t2I : y
2g
2r
2mI : r
2d
2mI : y
1s
2In
1t1A r
2d
2m : ẅl
2t2I
II. ………… y2r
2d
2kI : t
1mql
1g
1 y
1l1qI : b
1wŋs
2……
III. …………q1 b
1qIr
1I : b
1wŋs
2z : r
2t2I : qr
1A s
2çIn
1 t
2g
2
IV. . … t2g
2mIş s
2ẅ : t
2ŋI : y
2It
2I b
2Iŋ : wg
1l1n
1 r
2t2I
Sağ I. … ẅz r2 : y
2ẅzI : b
2g
2l2r
2 : b
2ŋzI : b
2g
2l2k
2 k
1ş…………
II. … mIs2 r
2 : d
1s
2ŋz : Il
2g
2 r
2 : d
2g
2ẅ s
2 ŋz : ẅzŋIn
2 l
2Iŋz : I……
III. s2Iz b
1g
1Ir
1 : kẅzŋIn
2 : wn
1 qr
1A kẅr
2mz Ir
2t2Iŋz : s
2çg
1….
IV. ….. : ẅkIn2md
2ŋz : y
1….. kẅr
2md
2ŋz : bẅkmd
2…………
Arka I. s2Izŋ r
2 t1
wr1l2ŋẅ..
3.1. Yazıtın Yazıçevrimi:
Ön I. il ög(ä)si : ın(a)nçu bilgä : tirig : öl(ü)gin [yogl(a)td(ı)m(ı)z]
II. oglı:tı : küç urı ogl(a)n : tog[dı]………………………..….
III. (ä)r(ä)n ………………r2 (ä)siz : (a)t(ı)ŋ(ı)z or b(ä)g : (ä)siz
IV. ……a : il(i)ŋ(i)z üçün : k(a)zg(a)nur <ö>z kuy : yıta : (ä)siz
Sol I. y(e)ti : y(e)g(i)rmi : (ä)rd(ä)mi : y(a)s(ı)n (a)ta (ä)rd(ä)m : ölti
II. ………….y(e)rd(ä)ki : t(a)mk(a)l(ı)g y(ı)lkı : buŋs[(ı)z (ä)rti]
III. ……………k1 b(a)kırı : buŋs(ı)z : (ä)rti : k(a)ra s(a)çın t(ä)g
IV. . ………[y(a)g(ı)ka] t(ä)gmiş sü : t(ä)ŋi : yiti bıŋ : ogl(a)n (ä)rti
3 Okuma yönü, çift süren öküzün yaptığı gibi yatay ve dönüşümlü olarak sağdan sola ve soldan sağa doğru
ilerleyen eski çağlara ait bir yazı biçimi (< Grek. bous “öküz” + strephein “dönmek”). 4 Bu yayını bize ulaştıran Kazan Devlet Üniversitesi Tatar Tili Kafedrası Başkanı Dr. Elfiye Yusupova’ya ve
kendisiyle iletişim kurarak yayını edinmeme aracı olan Prof. Dr. Mustafa Öner’e teşekkür ederim. 5 Bu eserin yayımını haber veren ve tesadüfen aynı günlerde tarafıma ulaştıran Prof. Dr. Osman Fikri
Sertkaya ve Yrd. Doç. Dr. Erhan Aydın’a teşekkür ederim.
Sağ I. [y]üz (ä)r : yüzi : b(ä)gl(ä)r : b(ä)ŋ(i)zi : b(ä)gl(i)k k(a)ş[ı b(ä)gl(i)k]
II. [(a)lt]mış (ä)r : (a)d(a)ş(ı)ŋ(ı)z : il(i)g (ä)r : (ä)dgü (ä)ş(i)ŋ(i)z : öz(ü)ŋin (e)liŋ(i)z : …I
III. (ä)siz b(a)gır : köz(ü)ŋin : wn1 k(a)ra körm(ä)z irtiŋ(i)z : s(a)ç(ı)g….
IV. ökinm(ä)d(i)ŋ(i)z : y[ıta] körm(ä)d(i)ŋ(i)z : bökm(ä)d[(i)ŋ(i)z]
Arka I. (ä)siz(i)ŋ (ä)r (a)t or (e)l(i)ŋ ẅ…
3.2. Yazıtın Çevirisi
Ön I. il ögesi ınançu bilge tirig(in) cenazesini [törenle gerçekleştirdik)].
II. Oğulları, güçlü erkek evlat(lar olarak) doğdular.
III. Erler……… Heyhat! Adınız Or Beg. Ne yazık!
IV. …. iliniz için ele geçirdiğiniz vadi(ler ve) barınak(lar)! Heyhat ! Ne yazık!
Sol I. Onyedi yiğitliği (kahramanlığı vardı), yayıyla (ok) atarak, kahramanca öldü.
II. Dünyadaki damgalı atları sayısız idi.
III. … Bakır (parası) sayısız idi, kara saç(lar)ı gibi.
IV. (Düşmana) hücum etmiş asker sayısı: Yedi bin evlat (er, asker) idi.
Sağ I. (Yüz) er (asker), yüz(ler)i (çehreleri) beyler, beniz(ler)i beylik, kaş(ları) beylik (beylere yakışır,
beylere özgü biçimde).
II. Altmış er yoldaşınız, elli er dostunuz, kendinizi ülkeniz ……
III. Ne yazık! Vah! Gözün(üz)le ….. görmediniz, saçı…..
IV. Pişmanlık duymadınız! Yazık ! Görmediniz! Doymadınız!
Arka I. Yazık! Erlik adı Or (Beg). Ülken …
4. Notlar
4.1. il ög(ä)si : ın(a)nçu bilgä : tirig (Ön I): Son sözcüğü Radloff ärig, Orkun, Malov, Tekin,
Batmanov-Subrakova ve Kormuşin irig olarak okur (Radloff 1895: 329; Orkun 1940: 133; Malov 1952: 48;
Batmanov 1970: 45; Tekin 2000: 233; Kormuşin 2008: 18).
Kurt Wulff, Yenisey yazıtlarına dair yayımlanmamış çalışmasında Radloff’un düzeltmelerini
“fantezi” olarak değerlendirse de (Erdal 2002: 58), Açurı Yazıtı yayımlarında Radloff kopyalarının önemi
yadsınamaz ölçüdedir. Radloff kopyasına göre, Il2 ẅg
2s
2I : In
1nçw b
1Il
2g
2A : Ir
2g
2 : ẅl
2g
2In
2 = il ög(ä)si :
ın(a)nçu bilgä : irig olarak harfçevrimi ve yazıçevrimi yapılabilen bu satırdaki son sözcük, K. Wulff’un
yayımlanmamış çalışmasına dayanan Erdal tarafından tirig okunmuştur. Erdal, bu tezini tirigin özel ad ögesi
olarak Ye 3, 3; Ye 51, 1; Ye 6, 1; Ye 44, 6’da geçtiğini belirleyerek güçlendirir (2002: 58). Buna karşılık
Bazin, Ye 3 ve Ye 6 zemininde tirigin kişi adı ögesi değil; “diri, canlı” anlamlı cins bir ad olduğunu ileri
sürer; dolayısıyla Wulff’taki düzeltmeye “ölmüş bir kişiye ‘canlı, diri’ demek paradoks olduğu için” karşı
çıkar ve Ye 3 ve Ye 6’daki sözcükleri tiräg (tirä- “yaslanmak, dayanmak” + (X)g) okur (Bazin 1993: 39).
Erdal, Sami dillerinde hayy “yaşamak” kökünden türeyen sözcüklerin özel adlar oluşturabildiklerini,
dolayısıyla Türkçede de bu tür bir ilişkilendirmenin söz konusu olduğunu belirterek Bazin’e karşı çıkar
(2002: 58).
Türklerde ad verme geleneğinde yeni doğanın yaşamını sürdürebilmesi için yaşa-, tur-, tokta-, tir-/
ter- gibi eylemlerin türevlerinden yararlanıldığı bilinmektedir. Türkiye Türkçesinde yaşar, durmuş, dursun,
toktamış; Kazakçada toktamıs, toktasın; Tatarcada tiribay, tiribike, tirik, kaldı, kaldıbay vb6. Sağlık
koşullarının ve tıp biliminin yetersizliğinden dolayı eski çağlardan beri insanoğlunu en fazla kaygılandıran
olguların başında gelen bebek ve çocuk ölümlerini önleme çaresi olarak gelişen bu geleneğe bağlı olarak eski
Türkçe metinlerde tirig “canlı, diri” sözcüğünün özel ad kullanımına rastlamaktayız. Erdal’ın belirlediği
örneklere 3. Elegest Yazıtı (Ye 53), 3. satırda bäg tarkan ögä tirig bän (Kormuşin 2008: 145) ad/unvan
öbeğindeki geçen tirig de katılabilir.
4.2. oglı:tı (Ön II): Kormuşin dışındaki yazıt yayımcıları bu sözcüğü oglı (a)tı “oğlunun adı”
biçiminde okumuşlardır. Böylece bu imladan sonra gelen küç sözcüğü, bağımsız olarak veya urı sözcüğüyle
birlikte, yazıt sahibinin oğlunun adı sayılmıştır (Radloff 1895: 329; Orkun 1940: 133; Malov 1952: 48;
Batmanov-Subrakova 1970: 45; Tekin 2000: 233). Oysa wg1l1I:t
1I : kẅç wr
2I wg
1l1 n
1 : t
1wg
1[d
1I]
cümlesindeki ogl(a)n sözcüğü, küç ve urı sözcükleri tarafından nitelenerek, bunlarla bir söz öbeği
6 Türklerde ad verme geleneği hakkında bkz. Sakaoğlu 2001; Alkaya 2001; Rásony 2007.
oluşturmaktadır: küç urı oglan “güçlü, erkek evlatlar”. küç sözcüğünün “güçlü” anlamıyla da kullanımını I.
Altın Köl Yazıtı, Ön 1’de görebiliriz: (a)ts(a)r (a)lp : (ä)rt(i)ŋ(i)z tuts(a)r küç (ä)rt(i)ŋ(i)z ä (Tekin 2004c:
538).
Kormuşin, sözcüğü oglıtı okumuştur (2008: 18). wg1l1I:t
1I yazımı, oglıtı biçiminde okumaya olanak
tanır. Türk Runik yazıtlarında : işaretinin yalnızca sözcükleri değil, ekleri veya genel olarak heceleri de
ayırdığı malumdur. Bunun en bilinen örneği Suci Yazıtı 1. satırda uygur : yir(i)ntä : y(a)gl(a)k(a)r : k(a)n :
ta : k(ä)l[t(i)m] cümlesi içinde yer almaktadır (Ramstedt 1913-1918; Zuev 1958; Sertkaya 2001). Bu Uygur
yazıtı dışında bir çok Yenisey bölgesi yazıtında söz konusu imlayla karşılaşmaktayız.
ogul sözcüğünün Moğolca çokluk eki +(U)t ile genişlemiş biçimi oglıt, Moğolistan bölgesi kağanlık
yazıtları Kül Tigin ve Bilge Kağan’da da geçer: (a)nta kisrä : in(i)si k(a)g(a)n : bolm(ı)ş (ä)r(i)nç : oglıtı :
k(a)g(a)n : bolm(ı)ş (ä)r(i)nç : (KT D 4-5; BK D 5).
Kormuşin cümleyi oγlïtï küč urï oγlan toγ[dım] olarak onarmıştır (2008: 18); ancak bu okuma, hem
yazıt metninin üslubuna aykırıdır hem de özne-yüklem uyumunu bozmaktadır. Açurı, diğer Yenisey
yazıtlarının büyük çoğunluğunun aksine birinci kişinin ağzından yazılmadığı için yüklemleri oluşturan
eylemler ikinci kişi ekiyle çekimlenmiştir. oglıt-ı sözcüğü de üçüncü kişi iyelik ekiyle çekimlendiğinden,
yüklem eylemi tog-’ın, üçüncü kişi ekiyle (tog-dI ) çekime girmesi beklenmelidir: oglı:tı : küç urı ogl(a)n :
tog[dı] “Oğulları, güçlü erkek evlat(lar olarak) doğdular”. Dolayısıyla Açurı Ön II. satırda, mezar taşı sahibi
il ögesi bilge ınançunun güçlü ve erkek evlatlar olarak doğan çocukları dile getirilmektedir.
4.3. k(a)zg(a)nu:r <ö>z kuy (Ön IV): Atlas ve Malov’ta YUX zö:UNGZX biçiminde rekonstrüke
edilen bu ibare, Vasilyev’te YUX zR:uNGZX biçimindedir. Vasilyev, harfçevrimini qzγn1u:r
1zquy
1 olarak
yapar; Radloff, Orkun, Malov, Batmanov-Subrakova ve Tekin kazganu öz kuy olarak okumuştur (Radloff
1895: 329; Orkun 1940: 133; Malov 1952: 48; Batmanov- Subrakova 1970: 45; Vasilyev 1983: 24; Tekin
2000: 233). Kormuşin cümlenin bütününü [täŋri] iliŋiz üčün qazγanu ügiräri a-yïta äsiz okuyup “On
zavoyevıval i sobiral radi svoyego bogo [hranimogo] gosudarstva, a teper’ –o, gore, jal’” olarak
anlamlandırır (2008: 18).
Bitigci, kazganur sözcüğünün son ünsüzünü ό biçiminde kazımıştır. Bu harf ö’nün bir varyantı ve
r1in (R) de ayna yazımlı tabir edilen bir biçimidir. Bu yazım, aynı harfle iki sesin gösterildiği bir tasarruf
olabileceği gibi, bitigci öz sözcüğünün ünlü işaretini (ö) kazımayı unutmuş da olabilir.
Il2ŋz ẅçẅn
2 : qzg
1n
1w:r
1 z qwy
1 söz öbeğindeki il(i)ŋ(i)z üçün : k(a)zg(a)nur ibaresi, öz kuy
sözcüklerini nitelemektedir. Runik yazı sistemli yazıtlarda kazgan- eylemi, “(il, bodun, törü) kazanmak, elde
etmek” ve “kazanmak, kazanç elde etmek, ganimet sağlamak” anlamlarında kullanılır. öz “vadi” ve kuy
“barınak” sözcükleri, yazıt sahibinin kazganur (“kazanıyor olduğu, ele geçiriyor olduğu”) yerleridir. Burada
körür köz, bil(i)r bil(i)g yapılarında olduğu gibi eylem+Ur (geniş zaman partisibi) +ad kuruluşuyla sıfat
tamlaması yapılandırılmıştır. Bu nedenle kazganur öz kuy “kazanılan barınak (ve) vadi” olarak açıklanabilir.
Açurı Yazıtı, öz ve kuy sözcüklerinin çekimsiz kullanımıyla dikkati çeker. Yenisey yazıtlarında bu
iki sözcük kuy+tA (lokatif) + kunçuy+Im (iyelik) öz+tA (lokatif) + ogul+Im (iyelik) adrıl- kuruluşuyla
kuyda kunçuyum(+kA) özde oglım(+kA) adrıltım a “barınakta(ki) eşim(den), vadide(ki) oğlum(dan) ayrıldım
ah!” kalıp cümlesi içinde yer alır. İlk kez Açurı Yazıtı, kuy ve özün kazanıldığı/fethedildiği/ganimet olarak
ele geçirildiği bilgisini sunar.
4.4. y(a)s(ı)n (a)ta (Sol I): Yazıtı yayımlayan tüm bilim adamları bu sözcüğü yaşınta “yaşında”
okumuşlardır (Radloff 1895: 329; Orkun 1940: 134; Malov 1952: 49; Batmanov- Subrakova 1970: 46; Tekin
2000: 233; Kormuşin 2008: 18). Bu okuma olanaklı olsa da, cümle dizimi ve cümlenin mantığı açısından
çelişkiler içerir: On yedi yaşında ölmüş bir kişinin erkek çocukları, onyedi erdemi, buyruğu altında yüz beyi,
altmış yoldaşı, elli dostu, sayısız damgalı atı ve çok miktarda bakır parası olması bir paradoks teşkil ettiği
gibi, “ilin bilgesi, toplumun büyüğü, aksakalı” olduğu il ögesi söz öbeğiyle tanımlanan yazıt sahibinin onlu
yaşlarını sürdürürken vefat etmesi mantığa aykırıdır. Adına II. Bay Bulun Yazıtı (Ye 49) dikilen ınal öge
unvanlı beyin altmış iki yaşında; adına Kejeelig Hovu Yazıtı (Ye 45) dikilen k2ẅmẅl
2 ögä unvanlı beyin ise
altmışbir yaşında öldüğünü ilgili yazıtlar aracılığıyla bilmekteyiz. Buna ek olarak, Kejeelig Hovu’da k2ẅmẅl
2
ögänin otuz yaşında öge olduğu, üstelik bu unvanı alabilmek için çok emek harcadığı (katıglanıp otuz
yaşımga öge boltım “çabalayıp otuz yaşımda öge oldum.” Ye 45, 3) hesaba katılırsa, bu unvanı otuzlu
yaşlardan önce elde etmenin güçlüğü anlaşılabilir. Bize göre burada iki ayrı sözcük (yasın ata “yayıyla (ok)
atarak”) vardır.
y(e)ti : y(e)g(i)rmi : (ä)rd(ä)mi : y(a)s(ı)n (a)ta (ä)rd(ä)m : ölti olarak okuduğumuz sol I. satır
cümlesinde yeti yegirmi “onyedi” sayısı, ärdämi sözcüğüyle iyelik öbeği oluşturmakta ve yazıt sahibinin
yaşarken gösterdiği kahramanlık sayısını açıklamaktadır. Bir başka Yenisey yazıtı Abakan (Ye-48), 15.
satırda geçen (a)rtuk : (ä)rd(ä)mi b(a)r üç(ü)n “çok (sayıda) yiğitliği olduğu için” (Kormuşin 1997: 56;
Kormuşin 2008: 140) ibaresi, bu görüşü sağlam bir temele oturtabilir. artuk sözcüğünün karşıtı äksükün
ärdämle kurduğu gramatik ilişki 2. Kızıl Çıraa (Ye 44), 5. satırda dikkat çeker: (ä)r (ä)rdäm[in]de :
ägsük(i)m yok (Kormuşin 1997: 222; Kormuşin 2008: 133).
Elegest Yazıtı, 8. satırda da s(ä)k(i)z (ä)r (ä)r (ä)rd(ä)m(i)m “Sekiz kişi (öldürdüm). Erlik erdemim
(bu)” (Tekin 2004: 464-65) cümlesi, ärdäm (+ iyelik eki) sözcüğüyle öbek oluşturan sayı adının savaşta
öldürülen düşman olduğunu belgelemektedir. II. Bay Bulun Yazıtı (Ye 49) 3. satırda geçen (ä)r
(ä)rd(ä)m(i)m eki : elig t1wËm : y(a)g(ı)da : otuz : (ä)r(i)g : öl(ü)rd(ü)m cümlesi, mezar sahibi ınal öge
unvanlı beyin katıldığı (veya komuta ettiği) t1wË
7 (savaş?) sayısının kırkiki olduğunu belirtir. Bu rakamlar,
üst rütbeli beylerin yaşamları süresince katıldıkları savaş, öldürdükleri düşman ve üstesinden gelip yok
ettikleri yırtıcı hayvan sayısını karşılayabileceği gibi, il ve bodun için elde edilen mal varlığını da gösteriyor
olabilir. Begre Yazıtı (Ye 11), 3-4. satırda (ä)r (ä)rd(ä)m(i)m üç(ü)n (a)lpun < üç(ü)n > (a)lt(u)n küm(ü)ş(i)g
(e)gri t(ä)bä (e)ldä kişi k(a)zg(a)nd(ı)m a y(e)ti böri öl(ü)rd(ü)m ä b(a)rs(ı)g kökm(ä)k(i)g öl(ü)rm(ä)d(i)m ä
(Kormuşin 1997: 273; Kormuşin 2008: 104) cümleleri, er erdem kazanmak için yapılan eylemleri özetler
tarzdadır.
at- “atmak” fiili, “ok atmak, silah atmak” gibi hareketlerin de adı olduğu için (ED: 36ab), yasın ata
ibaresi “yayıyla ok atarak” olarak anlamlandırılabilir. Bu da yazıt sahibi bilge ınançu tirig unvanlı il ögesinin
savaşırken öldüğü tezini ileri sürmemizi sağlayabilir. at- fiili, Eski Türkçe belgelerde yaygın olarak ok at-,
okın at- biçiminde geçse de, Budist Uygur yazmalarda käyik atmış ok ya, yasın kurdı zrošč burhanag attı gibi
ya “yay” nesnesi ile at- eyleminin ilişkisini gösteren örneklere rastlayabiliriz (UW: 254).
Orkun ve Tekin tarafından önerilen yaşınta erdim biçimindeki okumaya bir başka engel de, yazıtın
mezar sahibi kişinin ağzından değil, bir başkasının ağzından yazılmış olması ve mezar sahibine sen hitabıyla
seslenilmesidir. Bir başka ifadeyle bu satırda yaş sözcüğü söz konusu olsaydı, yaşınta ärtiŋ/ ärtig/ ärtiŋiz
yazımını beklemeliydik.
Buna göre y(e)ti : y(e)g(i)rmi : (ä)rd(ä)mi : y(a)s(ı)n (a)ta (ä)rd(ä)m : ölti cümlesini “Onyedi
erdemi (kahramanlığı vardı), yayıyla (ok) atarak, yiğitçe (kahramanca) öldü.” olarak anlamlandırıyoruz. öl-
eyleminin zarfı olarak değerlendirdiğimiz ärdäm sözcüğünün bu cümlede sociative bir anlamı8 olabileceği
gibi, bu sözün “kahramanca, yiğitçe” anlamı taşıdığı göz ardı edilmemeli. Erdal, +dAm ekinin çok üretken bir
ek olmamakla birlikte sadece sıfat türündeki sözcükleri oluşturduğuna ve ärdämin yazıtlarda sıfat
kullanımının sürdüğüne dikkati çekmektedir (1991: 68).
4.5. b(a)kırı buŋs(ı)z (ä)rti (Sol III): İlk yayınlarda, bu ibarenin önündeki x (k1) harfi de ibareye
dahil edilmiş ve ilk sözcük qak-qı äti (Radloff 1895: 330) ve kabakı eti (Orkun 1940: 134) biçiminde
okunmuştur. Thomsen, Turcicada Radloff’un okuyuşunu eleştirmiş ve ibarenin baqırı buŋsız ärti “onun
bolca bakırı vardı” biçiminde okunabileceğini ortaya koymuştur (Thomsen 2002: 384). Bu okuma ve
anlamlandırma Malov, Batmanov- Subrakova ve Tekin tarafından da benimsenmiştir (Malov 1952: 49;
Batmanov- Subrakova 1970: 46; Tekin 2000: 233). Kormuşin ise, yazıt metni bağlamından hayli uzaklaşarak
bu ibarenin olduğu satırı barïra buŋsïz ärti qara lačïn tägürtim “hodili pohodami. Eto bılo bespeçal’noye
vremya. Ya privozil çernıh kreçetov!” biçiminde okumuştur (2008: 18). Yazıt fotoğrafında ilk sözcüğün
IũQB olarak yazıldığı net biçimde görülmektedir. Üçüncü harf, Yenisey yazıtlarında R (r1) harfinin
varyantlarından biri olduğu için, yazım b(a)k(ı)rı okumaya imkan tanır.
Eski çağ Türk toplumunda bakırın, “para” anlamıyla kullanıldığını belgeleyen bu cümleyle ilgili
olarak Thomsen, mezar sahibinin bir metal işçisi veya sanatçısı olabileceği, hatta metal toplamaya özel bir
ilgi duyduğu yorumunu yapmıştır (Thomsen 2002: 385). Kızlasov ise, bu yazıtta geçen bakır sözcüğünün,
Hakasların IX-X. yüzyıllarda para kullandıklarına, hatta ülkelerinde para dolaşımı olduğuna kanıt sunduğunu
ve Açurı Yazıtı’nın, eski Türk çağı toplumunun üst sınıf temsilcileri elinde büyük miktarda paralar
toplandığının belgesi olduğunu belirtir (2006: 55). Eski Türk toplumunda bakırın aynî veya nakdî tediye
7 Bu sözcük Malov’a göre tokum “pryajka (u poyasa); Batmanov’a göre at ık(?); Kormuşin’e göre tusu
“yarar, fayda”, Tekin’e göre tokış “savaş”tur (Malov 1952: 97, 110; Batmanov 1959: 171; Kormuşin 1997:
172; Tekin 2000: 235; Kormuşin 2008: 141). 8sociative anlamın çekimsiz adları cümle içinde zarf göreviyle işletmesi hakkında bkz. Erdal 2004: 361.
olarak tedavülde olduğunu, VIII-IX. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen Ye-79 numaralı Runik sikke üzerinde
kayıtlı bakır sözcüğü kanıtlamaktadır (Vasilyev 1983: 39).
bakır hakkında bkz. USp: 266; EUTS: 21; ED: 317b; DTS: 82; Sevortyan 1978: 58.
Cümlenin bir başka özelliği, Türk Runik yazıtlarında bir çok örneğini gördüğümüz teşbih
(benzetme) sanatıyla kurulmuş olmasıdır9. Kişinin yaşamında edindiği mal varlığının (bilhassa paranın ve
para karşılığında kullanılan darp edilmiş değerli metallerin) sayısının çokluğu, bu satırda saç tellerinin
sayısına yaklaştırılırken, bir başka Yenisey yazıtı Hemçik Çırgakı (Ye 41), 5. satırda çakıl taşlarına
benzetilmiştir: s(a)y t(ä)g : s(a)r(ı)g : (a)lt(u)n(u)m “çakıl taş(lar)ı gibi (sayısız, çok) sarı altınlarım” (Tekin
2004b: 579-580; Kormuşin 2008: 56).
4.6. t(ä)gmiş sü t(ä)ŋi (Sol IV): Üçüncü sözcüğü Orkun “kudret”, Radloff, Malov, Batmanov-
Subrakova ve Tekin “sayı” olarak açıklar. Kormuşin, ibareyi okumamıştır (Radloff 1895: 330; Orkun 1940:
134; Malov 1952: 49; Batmanov- Subrakova 1970: 46; Tekin 2000: 233: 254; Kormuşin 2008: 18).
Türk Runik yazıtlarında 1. “(yönelme durumuyla) “değmek; ulaşmak, erişmek” 2. (savaşta) hücum
etmek, saldırmak, saldırmak 3. (yaş sözüyle) “belli bir yaşa gelmek; yaşı kemale ermek, yaşlanmak” 4. (küni
sözüyle) “hasetlenmek, kıskanmak” anlamlarında kullanılan täg- eyleminin burada 2. anlamla kullanıldığı
açıktır. Bu nedenle, Radloff ve Malov bu ibareyi [y(a)g(ı)ka] t(ä)gmiş sü : t(ä)ŋi olarak “düşmana hücum
etmiş asker sayısı” olarak kurmuştur (Radloff 1895: 330; Malov 1952: 49).
Eski Türkçe täŋ “denk, eşit, muadil; karşılık” için bkz ED: 511ab. Etü. täŋ “eşit, denk, muadil;
bedel, karşılık”, XI. yüzyıldan sonra, täŋä biçimiyle ve “eşitlik, değer ölçüsü” anlamıyla Türk kültür hayatına
girmiş; Orta Asya Türklerince “bir malın veya mülkün bedeli”, yani “para” karşılığı olarak kullanılmıştır. Bu
sözcük, Türkçede “çeşitli malların değiş tokuşunda kullanılan her türlü değerli nesne ve metal parçası”na
denk gelen para birimi haline gelmiştir. Bu sözcükten türeyen teŋge, “değer, kıymet” anlamlarıyla birlikte
“alım veya satımda bir şeyin mal veya para karşılığındaki değeri, bir malın aynî veya nakdî karşılığı”, yani
dengi olarak, bugünkü Türk şivelerinin bir çoğunda kullanılmaktadır.
täŋ sözcüğünün “karşılık” anlamından “sayı” anlamına geçişi semantik açıdan olanaklıdır.
4.7. b(a)g(ı)r (Sağ III): Radlof, bu sözcüğün yer aldığı s2Iz b
1g
1Ir
1 : kẅzŋIn
2 ibaresini siz bagır
köziŋin “Mit schauendem Auge” (1895: 330); Orkun [säk]iz b
agır küz
eŋüsi “sekiz bakır aynası” olarak
okumuş ve anlamlandırmıştır (1940: 135). Malov, Orkun’un okuma ve anlamlandırmasını benimsemiştir
(1952: 50). Batmanov- Subrakova iz bagı(k)? közüŋüs okuyarak Malov ve Orkun gibi anlamlandırır (1970:
47). Tekin äsiz, bagır! okuyarak, bagırı “On a Misinterpreted Word” adlı makalesinde “What a pity!”, Orhon
Türkçesi Grameri’nin sözlük kısmında “Ne acı! Yazık!” olarak karşılar. Böylece ikinci sözcüğü de acınma
ünlemi sayar (2000: 233, 239; 2004a: 20). Kormuşin, sözcüğün yer aldığı satırın neredeyse tamamını farklı
biçimde okur: äsiz köz süsi on kara kökmüši är ärdiŋiz ïčγïntïm “O jal’, - lyubimoye voysko, Desyat’
(plemen) naroda Kökmiş, vı bıli mujami-voinami, - ya lişilsya (vas)!” (2008: 19).
Bize göre de, bagır Yenisey yazıtlarında yaygın olarak kullanılan äsiz/äsiz ä/äsizim/äsizim ä ve
yıta/yıtu/yata acınma ünlemlerinin yanı sıra kullanılmıştır. Yenisey yazıtlarında seyrek kullanılan ıg “Ah!
Vah!”; ıyu “Heyhat”; kı “Heyhat!” ünlemleri için bkz. Tekin 2000: 164. açıg a, ökünç-ä, buŋ-a vd. için bkz.
Erdal 2004: 352.
Clauson, bagır sözcüğünün Açurı Yazıtı’ndaki anlamını sorgulamaz; ancak duyguların ciğerden
kaynaklandığına dair inanışlar nedeniyle, sözcüğün metaforik anlamlar kazandığını belirtir (ED: 317ab). Bu
anlam ilişkisi öpke “ciğer; öfke” ve bagırsak “merhametli” sözcüklerinde de görülür. Manichaica II, 8/ 12’de
kayıtlı bagırsakım “Merhametlim!” ünlemi de, Türkçede iç organların adlarından ünlemleşmeler
olabileceğine örnek teşkil etmektedir (ED: 9a; 319b).
4.8. bökm(ä)d[(i)ŋ(i)z] (Sağ IV): Yayımcılar tarafından bütmädiŋiz okunup büt- “inanmak”
eylemiyle ilişkilendirilen bu sözcüğün üçüncü harfini t yerine % olması kuvvetle olasıdır. Yenisey
yazıtlarında sık sık geçen bök- “doymak, kanmak” eylemi, metin bağlamına da uygundur. Kormuşin de bu
eylemin bök- olduğunu saptamış; ancak yüklemi birinci kişi ekiyle (bökmädim) yapılandırmıştır (2008: 18).
Ancak aynı satırda ökinm(ä)d(i)ŋ(i)z ve körm(ä)d(i)ŋ(i)z sözcükleri göreceli netlikle okunabilir durumda
olduğundan, bökme- eyleminin görülen geçmiş zaman çekimi, 2. kişi ekini gerektirmektedir.
9 Bu konuda bkz. Aydın 2006.
4.9. (ä)siz(i)ŋ (Arka I): Radloff, Orkun, Malov ve Tekin tarafından siziŋ olarak okunan bu sözcük,
tekil ikinci kişi zamirinin iyelik çekimli biçimi sayılmıştır. Batmanov- Subrakova ve Kormuşin ise ibareyi
okumamıştır. (Radloff 1895: 330; Orkun 1940: 135; Malov 1952: 50; Batmanov- Subrakova 1970: 47; Tekin
2000: 233; Kormuşin 2008: 18).
Yenisey yazıtlarında mezar taşı sahibi hakkındaki bilgilerin tekil I. kişi ağzından anlatılması %95’i
aşkın bir oranda olduğu için, Açurı yazıtının III. kişi ağzından II. kişiye hitaben, yani tekil II. kişi anlatımıyla
yazılması önemlidir. %95’in üzerindeki I. kişi anlatım tarzı, Yenisey mezar taşları metinlerini, yazıt sahibinin
yaşam öyküsünü kendi ağzından anlattığı kısa otobiyografik belgeler olarak da tanımlamamıza olanak tanır;
ancak Abakan (Ye 48) ve 1. Altın Köl (Ye 28) gibi yazıtlar, yer yer II. ve III. kişilerin ağzından yazılmış
bölümler de içeren belgelerdir. Karışık anlatımla yazılmış yazıtlara 3. Uybat’ı (Ye 32) ve 6. Uybat’ı (Ye 98)
de katabiliriz.
Yazıt sahibinin yaşam öyküsünü kendi ağzından anlattığı metinlerinde geçen acınma ünlemi äsiz,
sık sık birinci tekil kişi iyelik ekiyle çekime girer: äsiz+Im (Ye 3; Ye 42; Ye 65; Ye 68; Ye 98; Ye 100; Ye
109); äsiz+Im ä (Ye 1; Ye 3; Ye 5; Ye 10; Ye 11; Ye 14; Ye 19; Ye 25; Ye 27; Ye 42; Ye 43; Ye 44; Ye 45;
Ye 46; Ye 49; Ye 50; Ye 51; Ye 55; Ye 59; Ye 61; Ye 68; Ye 92; Ye 147; Ye 149; Ye 152).
Eerbek I (Ye 147), 5. satırda geçen äsizlärim ä kaydı (Kormuşin 1997: 254; Kormuşin 2008: 164),
bu çekimin çoğul biçimle de genişletilebildiğinin örneğini vermektedir. Açurı Yazıtı, II. tekil kişi anlatımıyla,
yani % 95’i aşan dilimin dışına çıkmasıyla dikkati çeker. Dolayısıyla, s2Izŋ imlası (ä)siz(i)ŋ biçimindeki
okuyuş hem imla hem cümle bağlamı hem de Yenisey yazıtlarının genel üslubu bakımından elverişlidir.
Altın Köl I (Ye 28), Sol I’de satırda kayıtlı il(i)m : ök(ü)nç(ü)ŋä : k(a)l(ı)n : y(a)g(ı)ka : k(a)ym(a)t(ı)n :
t(ä)g(i)p(ä)n : (a)dr(ı)ld(ı)m a : y(ı)ta10
cümlesinin ikinci sözcüğü, yazıtı yayımlayan bilim adamlarınca
birinci sözcükle ad tamlaması oluşturduğu yönünde algılansa da, buradaki ök(ü)nç(ü)ŋä ögesinin acınma
ünlemi (ökünç-Uŋ ä! “Ne yazık ah!”) olması yüksek bir ihtimaldir. Altın Köl I Yazıtı’nın I. ve II. kişi
ağzından karışık anlatım tekniğiyle yazılması bu ihtimali güçlendirmektedir.
10
Bu cümle “Ah ilim! Ne yazık ah! Kalabalık (güçlü) düşmana geri çekilmeksizin hücum edip ayrıldım
(öldüm) ah!” biçiminde anlamlandırılabilir.
KAYNAKLAR
ALKAYA, E. (2001), “Türklerde Ad Verme Geleneği ve Kişi Adları”, Türk Kültürü, Cilt XXXIX, Sayı
459, Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, 442-448.
AMANJOLOV, A. (2003), İstoriya i teoriya drevnetyurkskogo pis’ma, Almatı: Mektep.
AYDIN, E. (2006), “Eski Türk Yazıtlarında Benzetme İlgisiyle Kurulmuş Cümleler Üzerine”, Erciyes
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 21, Yıl 2006/2, 65-72.
BARUTCU ÖZÖNDER, F. Sema (1998), “Yenisey Kitabeleri ve Yer-Sular”, Journal of Turkish Studies
22, (TUBA/Türklük Bilgisi Araştırmaları), Hasibe Mazıoğlu Armağanı, Cambridge: Harvard UP,
171-184.
BATMANOV, İ. A. (1959), Yazık Yeniseyskih pamyatnikov drevnetyurkskoy pis’mennosti, Frunze.
(1971), Talasskie pamyatniki drevnetyurskoy pis’mennosti, Frunze.
BATMANOV, İ.A.-SUBRAKOVA, O.V. (1970), Drevniye pis’mena Hakasii. Vıp I. Abakan.
BATMANOV, İ.A.- KUNAA, A. Ç. (1963a), Pamyatniki drevnetyurkskoy pis’mennosti Tuvı. Vip I. Kızıl.
(1963b), Pamyatniki drevnetyurkskoy pis’mennosti Tuvı. Vip II. Kızıl.
BAZIN, L. (1993), “Quelques remarques d'Epigraphie Turque ancienne”, Türk Dilleri Araştırmaları 3,
Ankara: Simurg Yayınları, 33-41.
CAFEROĞLU, A. (1968), Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, İstanbul: İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Basımevi.
CLAUSON, Sir G. (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish, Oxford:
Clarendon Press (=ED).
Divanü Lûgat-it-Türk I-IV (1998-1999), (Çeviren: B. ATALAY), Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
ERCİLASUN, A.B. (2004), Türk Dili Tarihi, Ankara: Akçağ Yayınları.
ERDAL, M. (1991), Old Turkic Word Formation, A Functional Approach to the Lexicon, Vol. I-II,
Wiesbaden: Harrassowitz.
(2002), “Anmerkungenzu den Jenissei-Inschriften”, Splitter aus der Gegend von Turfan, Festschrift für
Peter Zieme anlässlich seines 60. Geburtstags (eds. M. ÖLMEZ-S. C. RASCHMANN), İstanbul-
Berlin: Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi, 51-73.
(2004), A Grammar Of Old Turkic, Leiden: Brill Academic Publishers.
KIZLASOV, İ. L. (1994), Runiçeskie pis’mennosti yevraziyskih stepey, Moskva: İzdatel’skaya Firma
Vostoçnaya Literaturan RAN.
(2006), “Üzerinde Türkçe Yazıtlar Bulunan Yenisey Sikkeleri (Eski Hakas Devletinde Para Dolaşımı
Sorununa Dair”, Eski Türklerde Para (Göktürklerde, Uygurlarda, Türgişlerde), Hazırlayanlar:
Osman Fikri SERTKAYA-Rysbek ALİMOV, Ankara: Ötüken Yayınları, 31-61.
KONONOV, A. N. (1980), Grammatika yazıka tyurkskih runiçeskih pamyatnikov VII-IX vv, Leningrad.
KORMUŞİN, İ. V. (1997), Tyurskie yeniseyskie epitafii. Tekstı i issledovaniya, Moskva: Nauka.
(2008), Tyurkskie yeniseyskie epitafii. Grammatika. Tekstologiya, Moskva: Nauka.
MALOV, S. Ye. (1952), Yeniseyskaya pis’mennost tyurkov, textı i perevodi, Moskva- Leningrad: Akademiy
Nauk SSSR, 47-51.
NADELYAYEV, V. M.- NASİLOV, D. M. - TENİŞEV, E. R.–ŞÇERBAK, A. M. red. (1969),
Drevnetyurkskiy slovar, Leningrad: Izdatel’stvo Nauka (=DTS).
ORKUN, H. N. (1940), Eski Türk Yazıtları III. Yenisey Yazıtları, İstanbul: Alaeddin Kıral Basımevi, 133-
137.
ÖNER, M. (1993), “or~tor~çor” Sözleri Hakkında”, Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi VII,
İzmir: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 179-186.
RADLOFF, W. (1895), Die alttürkischen Inschriften der Mongolei, St.-Petersburg.
(1972), Uigurische Sprachdenkmäler, Biblio Verlag-Osnabrück (=USp)
RAMSTEDT, G. J. (1913-1918), “Zwei uigurische Runeninschriften in der Nord-Mongolei”, Journal de la
Société Finno-Ougrienne, Vol. 30/3, Helsinki: Suomalais-Ugrilainen Seura, 1-63.
RÁSONY, L.-BASKI, I. (2007), Onomasticon Turcicum: Turkic Personal Names, Bloomington, Indiana:
Indiana University Uralic and Altaic Series.
RÖHRBORN, K. (1977-1998), Uigurisches Wörterbuch, Sprachmaterial der vorislamischen türkischen
texte aus zentralasien, Lieferung I-6, Wiesbaden: Steiner (=UW).
SAKAOĞLU, S. (2001), Türk Ad Bilimi I, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
SERTKAYA, O. F. (1995), “Yenisey Yazıtlarının Yayınlarındaki Bazı Okuma ve Anlamlandırmaların
Düzeltilmesi, Yeni Okuma ve Anlamlandırma Teklifleri”: Göktürk Tarihinin Meseleleri, Türk
Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 200-208.
(2001) “Suuci<Sugeci (Bel) Yazıtı Ne Zaman Yazıldı?”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 2000,
Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 313-346.
(2008), “Göktürk (Runik) Harfli Yazıtların Envanter, Alfabe ve Bibliyografya Problemleri Üzerine”, Dil
Araştırmaları, Sayı 2, Bahar 2008, 7-34.
SEVORTYAN, E. V. red. (1978), Etimologiçeskiy slovar tyurkskih yazıkov. Obşçetyurkskie i mejtyurkskie
osnovı na bukvı “B”, Moskva: İzdate’stvo “Nauka”.
TEKİN, T. (2000), Orhon Türkçesi Grameri, Ankara: Türk Dili Araştırmaları Dizisi: 9, 233.
(2004), “Elegest (Körtle Han) Yazıtı”, Makaleler II. Tarihi Türk Yazı Dilleri, Yayıma Hazırlayanlar: E.
YILMAZ-N. DEMİR, Ankara: Öncü Kitap, 463--478.
(2004a), “On a Misinterpreted Word”, Makaleler II. Tarihi Türk Yazı Dilleri, Yayıma Hazırlayanlar: E.
YILMAZ-N. DEMİR, Ankara: Öncü Kitap, 13-24.
(2004b), “Hemçik-Çırgakı Yazıtı”, Makaleler II. Tarihi Türk Yazı Dilleri, Yayıma Hazırlayanlar: E.
YILMAZ-N. DEMİR, Ankara: Öncü Kitap, 578-587.
(2004c), “The First Altınköl Inscription”, Makaleler II. Tarihi Türk Yazı Dilleri, Yayıma Hazırlayanlar:
E. YILMAZ-N. DEMİR, Ankara: Öncü Kitap, 537-554.
THOMSEN, V. (2002), “Turcica. Moğolistan ve Sibirya’daki Türk Yazıtlarının Yorumlanmasıyla İlgili
İncelemeler”: Orhon Yazıtları Araştırmaları (Çeviren ve Yayıma Hazırlayan: V. KÖKEN), Ankara:
Türk Dil Kurumu Yayınları, 315-453.
VASİLYEV, D. D. (1983), Korpus tyurkskih runiçeskih pamyatnikov basseyna Yeniseya, Leningrad.
ZUEV, Yu. A. (1958), “Kirgizskaya nadpis’ iz Sudji”, Sovetskoe Vostokovedenie, 1958/1, 133-135.