" FDR, The Great Depression, "New Deal" "

11
Efe Doğruoğlu Özel Ege Lisesi FDR, The Great Depression, “New Deal” ” Efe Doğruoğlu [email protected] Franklin Delano Roosevelt; Amerika’nın 32’inci başkanı olarak seçildiği 1933 senesinde Amerika ve bütün dünya, sanayileşmiş batı dünyasının tarihte gördüğü en derin ve en uzun süreli ekonomik krizlerden birinin etkisi altındaydı. Roosevelt göreve başladığında; kriz, en çaresiz seviyelerine ulaşmış ve işssizlik 13 milyonu aşmıştı. Roosevelt göreve geldiğindeki ilk konuşmasında “Bu büyük millet herşeyin üstesinden geldiği gibi bunun da altından kalkacak ve daha sonra yeniden dirilerek başarılı olacaktır. Korkmamız gereken tek şey korkunun kendisidir.” diyerek başkanlığına ilk adımını attı. Birinci Dünya Savaşı sonrası yıllar Amerika’nın üstünlüğünü tüm dünyaya kabul ettirdiği yıllardı. Amerika Birleşik Devletleri’nin sonsuz refah ve zenginliğe ulaşan ilk ülke olduğuna inanılıyordu. 1920’lerde dünya sanayi üretiminin neredeyse %45’ini gerçekleştiren ABD, kapitalist dünyanın yeni patronu olduğunu dünyanın kreditörlüğünü üstlenerek kanıtlıyordu. 1

Transcript of " FDR, The Great Depression, "New Deal" "

Efe Doğruoğlu

Özel Ege Lisesi“ FDR, The Great Depression, “New Deal” ”

Efe Doğruoğ[email protected]

Franklin Delano Roosevelt; Amerika’nın 32’inci başkanı

olarak seçildiği 1933 senesinde Amerika ve bütün dünya,

sanayileşmiş batı dünyasının tarihte gördüğü en derin ve en

uzun süreli ekonomik krizlerden birinin etkisi altındaydı.

Roosevelt göreve başladığında; kriz, en çaresiz seviyelerine

ulaşmış ve işssizlik 13 milyonu aşmıştı. Roosevelt göreve

geldiğindeki ilk konuşmasında “Bu büyük millet herşeyin

üstesinden geldiği gibi bunun da altından kalkacak ve daha

sonra yeniden dirilerek başarılı olacaktır. Korkmamız gereken

tek şey korkunun kendisidir.” diyerek başkanlığına ilk adımını

attı.

Birinci Dünya Savaşı sonrası yıllar Amerika’nın

üstünlüğünü tüm dünyaya kabul ettirdiği yıllardı. Amerika

Birleşik Devletleri’nin sonsuz refah ve zenginliğe ulaşan ilk

ülke olduğuna inanılıyordu. 1920’lerde dünya sanayi üretiminin

neredeyse %45’ini gerçekleştiren ABD, kapitalist dünyanın yeni

patronu olduğunu dünyanın kreditörlüğünü üstlenerek

kanıtlıyordu.

1

Efe Doğruoğlu

Amerikan sanayisinin on yıl süren hızlı gelişmesine

paranın hazır bulunabilirliği ve bir ölçüde Merkez Bankası’nın

politikaları ile destek sağlanmıştı. 1926 yılında

gayrimenkullerde, 1929 yılı başında ise otomobil sektöründe

başlayan durgunluk ekonomik büyümeyi sekteye uğratmıştı.

1928’de ABD Merkez Bankası faiz oranlarını yükselterek

piyasalara yeniden istikrar getirmek istediğinde ise büyük

meblağda sermaye diğer ülkelerden çıkarak yerel holdingleri

şişirmek üzere hızla Amerikan piyasasına geri döndü. Hisse

senetlerinden başka finansal araç olmadığı için bu para Wall

Street’e akmış, talep artışları beraberinde fiyat artışını

tetiklemişti. “Borsada beklentiler satın alınır, gerçekler

satılır” deyimini uygulayan yatırımcılar beklentileri satın

almıştı. Değer endeksleri 1929 yılı öncesindeki dört yılda

dört kart artmış yalnızca 1929 yılında iki kat yükselmişti.

Oysa gelirlerdeki bu yükseliş halk tabanına yansımıyordu.

1925-1929 yılları arasında borsadaki bu büyük yükseliş bir

avuç Amerikalı için kağıt üzerinde bir zenginlik sağlamıştı.

Diğer yandan tarım ürünlerinin fiyatları azalmış ve

çiftçilerin ve işçilerin eline bu yapay refah döneminden hiç

bir şey geçmemişti. Öyle ki 1929 yılında Amerika’da nüfusun

2

Efe Doğruoğlu

%5’lik dilimi toplam gelirin %33’ünü elde ediyordu. Borsadaki

bu yükseliş aslında gelir dağılımındaki adaleti daha da

kötüleştiriyordu.

Hisse senetlerinin sürekli yükseleceği beklentisi

piyasaya egemen olduğundan; borsa simsarları, bankalar,

işyerleri ve binlerce kişi borçlanıp borsaya yatırım yapmıştı.

Kredi ile alınan hisse senedi miktarı öylesine artmıştı ki,

1928 yılında 5 milyon dolar olan bu miktar 1929 ekonomik

krizinin başladığı Ekim ayında yüzlerce kat artarak 850 milyon

dolara ulaşmıştı. Bu yoğun talep sebebiyle Wall Street adeta

patlamaya hazır bir balon gibiydi. Ekonomik büyümenin sürmesi

ve diğer ülkelerden ABD’ye dönen paranın yarattığı spekülasyon

aslında ekonomik durumun bu denli sarsılmasını

engelleyebilirdi. Ne var ki 1929 Temmuz’unda üretimin tepe

noktasına ulaşması ve mal arzının tüketici taleplerini

aşmasıyla büyümenin kesintisiz ve sürekli olacağı

beklentisinin bir hayal ürünü olduğu ortaya çıktı. Durgunluk,

borsa yatırımcısının güven kaybıyla birleşince 1929 Ekonomik

Bunalımı kaçınılmaz oldu. Kredi verenlerin borsaya duyulan

güven kaybının yaşanmasıyla borç verdikleri kişilerden ödeme

talebinde bulunması bir oldu. Borçluların ödeme yapabilmek

3

Efe Doğruoğlu

için ellerindeki hisse senetlerini satması ve Bank of

England’ın iskonto oranlarını yükseltmesiyle arz-talep sarmalı

bir anda patlayıverdi. Tarihe Kara Perşembe olarak geçen 24

Ekim 1929 da tam 13 milyon hisse senedi satıldı. Wall Street

bu kadar yükü kaldıramayıp artık mutlak sona gelmişti, yani

balon artık patlamıştı. Yalnızca 22 gün içinde sanayi

endeksindeki düşüş %40’ı buldu. Yatırımcıların bir hafta

içinde yitirdikleri para miktarı, bugünün değerlerine göre

neredeyse 300 milyar dolara yakındı.

Yaklaşık 55 yıllık uzun bir gelişme periyodunu 10 yıl

süreyle gerilemeye ve duraklamaya dönüştüren, etkisi İkinci

Dünya Savaşı’na kadar hissedilecek olan bu ekonomik krizin bu

denli derin ve büyük olmasının en temel nedenlerinden biri

şüphesiz ki 1900’lü yılların temel ekonomik anlayışı olan her

şeyin kendi kendine düzeleceği düşüncesiydi. Görünmez bir elin

piyasayı düzelteceği düşüncesi geçerliliğini koruduğundan,

devletin ekonomi üzerindeki etkisinin olabildiğince az

olmasına çalışılıyordu, O dönemin başkanı Herbert Hoover ve

kendinden önceki başkanlar Harding ve Coolidge yönetimleri ne

piyasaya müdahale etmeye ne de denetim mekanizması oluşturmaya

cesaret edememişlerdi.

4

Efe Doğruoğlu

Franklin Delano Roosevelt bu denli derin sorunlar

barındıran Amerikan ekonomik sisteminin üzerine üzerinde büyük

sorumluluklarla 1933 yılında başkan seçildiğinde “New Deal”

adlı bir dizi yeniden kalkınma maddelerini kapsayan bir

çalışmayı yürürlülüğe sokmayı hedeflemişti. Roosevelt’in “New

Deal”i rahatlama, iyileşme ve reform olmak üzere üç temel

üzerine kuruluydu. Bu kapsamda Amerikan ekonomisi tarihinde

ilk kez devlet müdahalesine maruz kalacaktı.

Roosevelt başkanlığına işe bankaları Kongre’nin reform

niteliğindeki yasaları geçirmesine kadar kapatmakla

başlamıştır. Ayrıca Roosevelt’in New Deal’inin bir parçası

olarak çok önemli ve noktasal programlar ve enstitülerin

ortaya çıkarılması ülkeye yeni bir soluk kazandırmak adına

Roosevelt’in aldığı ilk önlemlerdi. Bu programlar ile işçiler

ve çiftçiler için ekonomik bir rahatlama öngörüldü ve

işsizlere iş sağlayabilmenin ilk adımları atıldı. Ayrıca

yatırımcı hesaplarını korumayı amaçlayan kurumları yürürlülüğe

sokmuş ve Securities and Exchange Commission’ı (SEC)

düzenleyerek bir daha borsada böyle çöküşlerin yaşanmamasını

amaçlamıştı, bunlar ve ayrıca finans sistemi üzerine köklü

5

Efe Doğruoğlu

reformlar Roosevelt’in başkanlığa geldiğinde doğrudan aldığı

önlemlerden bazılarıdır.

1935’te ekonominin iyilişme işaretleri göstermeye

başlamasıyla Roosevelt Kongreye yeni bir reform paketini

geçirmek üzere çağrıda bulundu. Bu pakette bulunan ve kritik

bir öneme sahip olan Social Security Act ile sosyal güvenlik

alanında belki de Amerika tarihinin en büyük reformları

gerçekleşti. Kongre ayrıca büyük ve zengin şirketlere daha

yüksek vergi yükümlülükleri gerektiren yasalar geçirdi.

1936’da Roosevelt büyük bir farkla yeniden başkan

seçildi. Tekrar başkan seçilmesinin ardından New Deal

programına karşı Supreme Court (Yüksek Mahkeme) tarafından,

yürürlüğe soktuğu programlar üzerine bir takım yasal

engellemelerle karşılaştı. Bunun üzerine Kongre’ye Yüksek

Mahkemedeki 70 yaş ve üstü her yargıç için bir yeni yargıç

atanmasını öngören yasa önerisini sundu. Tartışmalı geçen

Kongre oturumları sonrasında yargı düzenlemesini ön gören

paketi Kongre’den geçmedi ve belki de bu onun kariyerindeki en

büyük başarısızlığıydı. 1937 yılında yaşanan işçi sınıfının

huzursuzluğu ve ekonomik krizin tekrar baş göstermeye

başlaması Roosevelt’in onaylanabilirliğini sarstı.

6

Efe Doğruoğlu

Cumhuriyetçilerin orta vadede kendilerine uygun zemin

hazırlaması ve muhafazakar demokratlarla işbirliği yapması

sebebiyle 1938’lerin sonuna doğru New Deal’in ve takiben

gerçekleşen reform hareketlerinin sonuna gelindi. İlerleyen

yıllarda Roosevelt uluslararası alanda baş gösteren daha büyük

bir sorunla İkinci Dünya Savaşıyla karşı karşıya kalacaktı.

Franklin Delano Roosevelt tarihin belki de gelmiş geçmiş

en büyük ekonomik krizi olan 1929 ekonomik kriziyle karşı

karşıya kalmıştır. Bu süreç içerisindeki ana problem,

ekonominin kontrol altına alınması adına düzenlemelerin hiç

bir zaman yapılmamış olması ve bunun getirdiği büyük ekonomik

dengesizliktir. Bu sorunu çözerken Roosevelt’in en büyük şansı

John Maynard Keynes gibi bir iktisat dahisiyle aynı dönemde

yaşamış olmasıdır. Keynes sayesinde neo-klasik bir yaklaşımın

aksine tutum alıp, liberal ekonomi düzeninde o zamanlarda

yaşanması beklenmeyen ölçüde değişiklikleri cesurca uygulaması

Roosevelt’in bu krizin üzerinden gelmesinde son derece

önemlidir. Ayrıca Roosevelt’in oluşturduğu bu Keynesçi

ekonomik kuramı kendisinden sonra gelen başkanlarca da

kullanılmaya devam edilmiştir.

7

Efe Doğruoğlu

Bu sorunu çözerken Roosevelt Amerikan halkının tam

desteğini almış; Amerikan halkının sevgisini ve güvenini

kazanmıştır ve Amerikan halkıyla mümkün olduğu kadar iç içe

olmaya çalışmış, bu doğrultuda sıkça radyo programlarına

katılmıştır. Zaten ABD seçmeni de onu dört kere başkan seçerek

bir bakıma ödüllendirmişlerdir. Bu sorunun üstesinden

gelmesinde Amerikan halkının ona güvenmesi son derece

önemlidir.

Roosevelt’in bu süreç içerisinde kendi çıkarlarına ters

düşebilecek yasalar çıkarılmasından endişelenen muhafazakarlar

ve hükümetin bazı kararlarını geçersiz sayan Yüksek Mahkeme

olmak üzere kendisinin kontrolü dışında kendisine karşı olan

kişiler ve kurumlar da bulunmaktaydı. Fakat Roosevelt halkın

tabanından aldığı büyük destekle kendisine karşı olan kişiler

ve kurumlara siyasi olarak hiç bir zaman yenilmedi.

Roosevelt’in New Deal’i ile Amerikan liberal ekonomi

sistemi neredeyse tamamıyla değiştiren 400’e yakın yenilik

uygulamaya konuldu. New Deal Amerikan ekonomisinin ilerki

yıllarda stabilizasyonuna yardımcı olmuş ve günümüze yakın

sayılabilecek sosyal güvenlik reformları sayesinde ilk defa

yatırımcıyı ve halkı koruyan yasalar çıkartılmıştır.

8

Efe Doğruoğlu

Roosevelt’in bu süreç içerisinde gayet etkili

sayılabilecek bir karizmatik liderlik yaklaşımı sergilemiştir.

Gerçekleri absorbe ederek aktarabilme yeteneğiyle Amerikan

halkına kriz süresince umut kaynağı olmuştur. Engelli olmasına

rağmen Amerikan halkınca sevilen bir karizması ve konuşma

yeteneğiyle insanları etkilemesini sağlayan gür bir sese sahip

olması onun süreç içerisinde halk tarafından sevilmesini

sağlayan diğer faktörlerdendir. Sahip olduğu kendine güven

sayesinde kimi zaman büyük kararlar verirken danışmanlarının

aksine tutum alabilmişti. Amerikan halkından aldığı güven ve

karizması sayesinde kriz yönetimini oldukça etkili bir yolla

gerçekleştirme olanağı bulmuştur. Vatanseverliği ve kendini

tamamiyle ülkesine adamış bir adam olması; bütün hayatı

boyunca gerek senatörlük yıllarında gerek valilik yaptığı

yıllarda gerekse dört dönem yaptığı başkanlığıyla kendisini

Amerikan halkına adayan bir başkandı. Hastalığının iyice

artmasına rağmen başkanlığıa dördüncü kere aday olup,

tekrardan kazanmasının onu ölüme götüren yolda etkisi oldukça

fazladır.

Roosevelt Amerikan kültürünü geliştirmek ve sosyal

güvenlik sorununu azaltma amacıyla bir çok devrime imza

9

Efe Doğruoğlu

atarak, çok önemli sosyal güvenlik yasalarını yürürlüğe soktu.

Politik yetenekleri ona gerekli vizyonu verdi, başkan

seçildiği anda bu soruna nasıl yaklaşacağını biliyordu ve

başkan olarak işe başladığı ilk günde harekete geçip,

uygulamalarını başlattı.

Aşırı güveni sebebiyle çözüm sürecini sekteye uğratacak

bir takım engellerle karşı karşıya kaldı. Bu engellerden en

önemlisi 1937’de geçirmeyi denediği paket sebebiyle Yüksek

Mahkeme tarafından engellenmesi ve bunun New Deal’in

etkilerini sonlandırmasıydı, bu belki de onun en büyük

başarısızlığıydı. Ayrıca bazı tarihçiler ve ekonomistler

Roosevelt’in ekonomik politikalarının aslında krizi daha da

kötüleştirdiğini ve yaptığı reformlarda Cumhuriyetçilerin

önünün kesilmesinin amaçlandığı, Demokratların kalıcı hükümet

çoğunluğu olarak kaldırılmaya çalışıldığı fikrini savunmakta;

fakat Roosevelt bu denli büyük bir ekonomik krizle başa çıkıp,

iktidarda kaldığı 12 sene içerisinde işsizliği %24’ten %1.9

seviyelerine düşürebilmiştir. Her ne kadar bunda İkinci Dünya

Savaşının etkisi de azımsanmayacak kadar fazla olsa da

Roosevelt bu ekonomik krize olağının aksine bir tepki

10

Efe Doğruoğlu

göstererek krizin olumlu bir şekilde sonuçlanmasını

sağlamıştır.

Sözcük Sayısı: 1.478

Kaynakça:http://www.serenti.org/kara-persembe-1929-dunya-ekonomik-bunalimi-nasil-basladi/http://www.tarihbilinci.com/forum/showthread.php?t=20803http://www.history.com/topics/us-presidents/franklin-d-roosevelthttp://www.history.com/topics/great-depressionhttp://www.history.com/topics/new-dealhttp://blogs.wsj.com/speakeasy/2013/07/04/five-lessons-on-leadership-from-fdr/http://hauensteincenter.org/fdrleader/

11