KUR'AN'DA NESH KAVRAMI

27
TC. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI KUR’AN’DA NESH KAVRAMI (SEMİNER ÇALIŞMASI) Danışman Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK

Transcript of KUR'AN'DA NESH KAVRAMI

TC.ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİİLAHİYAT FAKÜLTESİ

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

KUR’AN’DA NESH KAVRAMI(SEMİNER ÇALIŞMASI)

DanışmanProf. Dr. Mustafa ÖZTÜRK

HazırlayanEsra Zeynep DURĞUT

ADANA 2015

İçindekilerÖNSÖZ........................................................3GİRİŞ........................................................4

I. BÖLÜM

NESH KAVRAMININ TANIMI VE MAHİYETİ

1.1. Nesih Kavramı..........................................51.2. Neshin Türleri.........................................61.2.1................................Kur’an’ın Kur’an’la Neshi

61.2.2.................................Sünnetin Sünnet’le Neshi

71.2.3................................Kur’an’ın Sünnet’le Neshi

71.2.4................................Sünnet’in Kur’an’la Neshi

71.2.5..................................Kur’an’ın Rey İle Neshi

81.3. Kur’an’da Neshin Kısımları.............................91.3.1.........................Hem nazmı hem hükmü neshedilenler

91.3.2....................Nazmı neshedilip hükmü baki kalanlar

10

2

1.3.3....................Hükmü Neshedilip Nazmı Baki Kalanlar10

II. BÖLÜMNESH HAKKINDAKİ GÖRÜŞLER

1. Neshi Kabul Edenlerin Görüşleri.........................112. Neshi kabul etmeyenlerin Görüşleri......................12

III. BÖLÜM

NESHİN DEĞELENDİRİLMESİ

HZ. PEYGAMBER, SAHABE VE TABİÛNNUN NESHE KONU OLAN AYETEREYAKLAŞIMI...................................................14SONUÇ.......................................................17KAYNAKÇA....................................................20

3

ÖNSÖZ

Kur’an’da nesh konusu Kur’an ilimleri (ulûm’ûl-Kur’ân)

arasında en çok ihtilafa sebep olmuş konulardan biridir. Hemen

hemen bütün usul kitaplarında neshe ayrı bir bölüm tahsis

edilmiş, konu enine boyuna tartışılmış ve hakkında en çok eser

yazılan konuların başında gelmiştir. Nesh meselesi varlığı ve

yokluğu üzerine yapılan tartışmaların (seminerin içerisinde de

bahsedileceği gibi) bu hususta kesin, net delillerin

bulunmaması ve üzerinde tam olarak ittifak edilmiş mensuh

ayetlerin olmamasından kaynaklanmaktadır.

Nesh konusu geçmişten günümüze pek çok çalışmaya konu

olmuştur. Bu açıda bizim çalışmamız bir derleme niteliğindedir.

Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, nesh kavramı,

tanımı ve çeşitleri; ikinci bölümde nesh hakkındaki görüşler,

son bölümdeyse mensûh olduğu iddia edilen ayetlerin Hz.

Peygamber tarafından neshine bazı örnekler ele alınmıştır.

Bu çalışmamda başta danışman hocam Prof. Dr. Mustafa

ÖZTÜRK’e teşekkürü bir borç bilirim. Seminer çalışmamı baştan

sona okuyup, öneri ve tavsiyeleriyle beni yönlendiren hocam Ar.

Gör. Elif YAZICI’ya ve son olarak her halükarda maddi manevi

desteklerini üzerimden esirgemeyen sevgili aileme şükranlarımı

arz ederim.

Esra Zeynep DURĞUT

ADANA 2015

4

5

GİRİŞ

Nesh kavramı ulum’ul-Kur’an literatüründe ayrı bir yere

sahiptir. Bu bağlamda nâsih ve mensûhu bilmek, din hakkında söz

sahibi olmanın ehliyeti olarak görülmüştür. Kur’an’ı anlamak ve

manasına tam bir vukufiyet onu bütüncül bir yaklaşımla okumakla

sağlanır. Nitekim bağlamından ayrı tek olarak ele alındığında

birbiriyle çeliştiği görünen ayetler kendi bağlam ve konumunda

incelendiğinde söylemek istediği hakiki manası görülebiliyor.

Kur’an’ı bütününden kopuk mikro boyutta ele almakla meydana

gelen anlaşılamazlık sorunu çözümlenmeye çalışılırken nesh

kavramına çokça başvurulmuş ve kanaatimizce bu çalışmalar

sonucunda nesh kavramı anlam genişlemesine uğramıştır.

Bu çalışmamızda öncelikle neshi kavram çerçevesinde ele

alıp, neshten anlaşılanlar ve âlimlerin neshe bakışı üzerinde

duracağız. Devamında nesh üzerindeki tartışmaları, neshi kabul

edenlerin ve etmeyenlerin görüşlerini argümanlarıyla

belirteceğiz. Akabinde Hz. Peygamberin, sahabenin ve tabiûnun

nesh edildiği kabul edilen ayetleri nasıl yorumladığı ve neshe

konu ayetlerin mahiyetinden bahsedeceğiz.

6

I.BÖLÜM

1.NESH KAVRAMININ TANIMI VE MAHİYETİ

1.1. Nesih Kavramı

Sözlükte kaldırmak, iptal (ilga) etmek, izale etmek ve

nakletmek manalarına gelen nesh’in terim anlamı ise, Şer’î bir

hükmün daha sonra gelen şer’î bir delille kaldırılmasıdır.1

Kaldırılan önceki hükme mensûh, onu kaldıran sonraki hükme de

nâsih denir.

Neshin bu lugat anlamı sonraki dönemlere ait olup, sahabe ve

tabiûn’un ise neshi bu ıstılahî manada değil, daha çok lugavî

manasında kullandıkları anlaşılmaktadır. Onlara göre nesh, bir

âyetin başka bir ayetteki bazı vasıfları izale etmesidir.

Mesela bir ayetle amel etme müddetinin bitmesi, umumiliğin

tahsisi, istisna, cahiliye adetlerinin kaldırılması veya ehl-i

kitaba ait hükümlerin kaldırılması böyle değerlendirilmiştir.2

Neshle ilgili ifadelerde rastlanan nusiha minhâ (ondan -ayetten-

neshedildi) ibaresi de bu anlayışın tezahürü olarak

görülebilir.3

Nesh konusunda yapılan çalışmalardan ve telif edilen

eserlerden, başta sahabe tabiin olmak üzere ilk dönemdeki

1 Abdurrahman Çetin,”Nesh”, DİA, İstanbul 2006, XXXIII. 5792 Veysel Güllüce, “Kur’an’da Neshedilmiş Ayet Var Mıdır?”, Ekev Akademi Dergisi, Sayı: 26, (2006) s. 52.3 Güllüce, “Kur’an’da Neshedilmiş ayet var mıdır?”, s. 52.

7

müfessirlerin neshin teorisine girmeksizin ve onun açık bir

tarifini yapmaksızın kelimenin lugavî anlamından hareket

ettikleri görülmektedir. Onlar neshi, zaman olarak daha sonraki

ilahi bir hükmün daha öncekinin yerine geçmesi şeklinde

anladıkları gibi; mutlakın takyidini, umumun tahsisini,

mücmelin tebyinini istisnayı da nesh kavramı içerisinde

değerlendirmişlerdir. 4

Nesh konusu tefsir tarihinin ilk dönemlerinden beri önemli

bir tefsir problemi olarak Müslüman ilim adamlarının gündeminde

yer almış, üzerinde birçok tartışmalar yapılıp eserler telif

edilmiştir. Her ne kadar Kur’an’da ve sahih sünnette bir âyetin

diğer bir âyeti, bir kitabin da diğer kitapları ve şeriatları

neshettiğine dair sarih bir ifade yoksa da ayetlerin neshine,

unutturulmasına, tebdil edilmesine, her bir ecel için bir

kitabın varlığına atıfta ayetlerin yanında, neshin var olduğu

hakkındaki kanaatleri besleyen bir takım rivayetlerin

mevcudiyeti nesh probleminin oluşumuna kaynaklık etmiştir.5

1.2. Neshin Türleri

Nâsih ve mensûhu Kur’an ve sünnet çerçevesinden ele

aldığımız zaman 4 türlü nesh vardır.

1.2.1. Kur’an’ın Kur’an’la Neshi

4 Talip Özdeş, Kur’an ve Nesh Problemi, Ankara 2005 s. 17.5 Özdeş, Kur’an ve Nesh Problemi, s. 157.

8

Neshi kabul edenler Kur’an’ın Kur’an’la neshi hususunda

icma’ etmişledir. Çünkü Kur’an ayetleri ilim ifade etme

yönünden birbirine eşittir. Vürûdu kat’î olan Kur’an naslarının

misilleriyle neshedilmesi caizdir.6

Bu konuya Rasûlullah ile gizli görüşmeden önce sadaka

verilmesini emreden “Ey iman edenler! Peygamber ile gizli bir şey

konuşacağınız zaman bu konuşmanızdan önce bir sadaka veriniz. Bu sizin için daha

hayırlı ve daha temizdir. Bir şey bulamazsanız, bilin ki Allah bağışlayandır,

esirgeyendir.”7 ayeti bir sonraki “Gizli bir şey konuşmanızdan önce

sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapamadığınıza ve Allah da sizi affettiğine

göre artık namazı kılın, zekatı verin. Allah’a ve Rasulüne itaat edin. Allah

yapıklarınızdan haberdardır.”8 Âyetiyle neshedilmiştir. Yine bir

müslümanın on kafir karşısında sabredip kaçmamasını emreden “Ey

peygamber! Müminleri savaşa teşvik et. Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki

yüze(kâfire) galip gelirler. Eğer sizden yüz kişi olursa, kâfir olanlarda bin kişiye galip

gelirler...” 9 ayeti yine bir sonraki “Şimdi Allah, yükünüzü hafifletti; sizde

zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, (onlardan) ikiyüz

kişiye galip gelir. Ve eğer sizden bin kişi olursa, Allah’ın izniyle (onlardan) iki bin

kişiye galip gelirler…” ayetiyle neshi örnek olarak zikredilmektedir.

1.2.2. Sünnetin Sünnet’le Neshi

Mütavâtir sünnetin mütevâtir sünnetle; âhâd haberin âhâd

haberle; âhâd haberin mütevâtir haberle neshinin cevazı

6 Yakup Aydoğdu, Kur’an’da Nesh Çalışması, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya 2002 s. 47.7 Mücadile, 58/128 Mücadile, 58/139 Enfal, 8/65

9

hususunda ulema ittifak halindedir. Mütevâtir haberin âhâd

haberle neshinin cevazı hususunda ihtilaf vardır.10 Zahiriyye

mezhebi bunu caiz görse de cumhur, kat’î delilin zannî delille

iptali caiz olmayacağından bunu caiz görmemektedir.11

1.2.3. Kur’an’ın Sünnet’le Neshi

Eş’ari, Mu’tezili kelamcıları ile fukahadan oluşan cumhur,

Kur’an’ın sünnetle neshini caiz görürken, İmam

Şâfiî(ö:204/820)bunun caiz olmadığı görüşündedir.

Serahsî(ö:1090), “Bize göre Kerhî(ö:?)’nin Ebu Yusuf(ö:798)’tan

naklettiği, mestler üzerine meshetme haberinin kitabı

neshetmesi örneğinde olduğu gibi, mütevâtir ya da meşhur

sünnetin kitabı neshetmesi caizdir.” demektedir.12

“Kur’an nassı, mütevâtir sünnet ile neshedilebilir. Çünkü

bu aynı kuvvettedir. Hanefilere göre meşhur sünnet ile de

neshedilebilir. Zira bu da yaklaşık olarak aynı kuvvettedir.

Âhad sünnet ise bilginlerin tercihe şayan görüşüne göre hiçbir

Kur’an nassını neshedemez. Bazı imamlar, Kur’an’ın mütevâtir

veya meşhur bile olsa sünnet tarafından neshi fikrine karşı

çıkmıştır. Fakat isabetli olan birinci görüştür.13

10 Konumuz kuran’ın neshi çerçevesinde olduğu için bu çeşit sünnete örnek verilmedi11 Aydoğdu, “Kur’an’da Nesh Çalışması”, s. 48.12 Aydoğdu, “Kur’an’da Nesh Çalışması”, s. 48.13 Aydoğdu, “Kur’an’da Nesh Çalışması”, s. 48.

10

1.2.4. Sünnet’in Kur’an’la Neshi

Cumhur sünnetin Kur’an’la neshini caiz görmekte, İmam

Şafiî ise caiz görmemektedir. Caiz görenler bir önceki maddeye

paralel olarak Kur’an’ın “Vahyi Metlüv” sünnetin de “Vahyi

gayri metlüv” olmak üzere her ikisinin de Allah’ın vahyi

olduğunu ve buna binaen de birinin diğeriyle neshinin caiz

olduğunu ifade etmektedirler.14

Bu konuya; sünnette sabit olan namazda Beytü’l-Makdis’e

doğru yönelmenin “Nereden yola çıkarsan çık (namazda) yüzünü mescidi haram

tarafına çevir...”15 âyetiyle neshi ve ramazan gecelerinde yeme içme

ve cinsel ilişkinin haramlığının “Oruç gecesinde kadınlarınıza

yaklaşmak size helal kılınmıştır…“16 âyetiyle neshi örnek olarak

verilmektedir.

1.2.5. Kur’an’ın Rey İle Neshi

Yukarıda nesh hakkında yaygın olan sınıflamayı ele aldık.

İlk ikisi yaygın kabul görürken son iki madde ihtilaflıdır.

Bunların yanı sıra içtihad ile neshi kabul eden alimlerimiz de

vardır. Kur’an’ın kıyas ve icma’ ile neshi tartışılmıştır. Bunu

kabul edenlerin sayıları azdır. İmam Maturidî de ictihat ile

nesh meselesini Tevilat’ında ele almıştır.

14 Aydoğdu, ”Kur’an’da Nesh Çalışması”, s. 50. 15 Bakara, 2/14916 Bakara, 2/187

11

1.2.5.1. Kur’an’ın Kıyas İle Neshi

Fıkıh usulcülerinin çoğuna göre kıyas ile neshin vuku

bulabileceği kabul edilmemektedir. Bunu kabul edenlerin sayısı

azdır. Bu grup ise şöyle demektedir: Kendisiyle tahsis vaki

olan her şey ile nesih olabilir.17

1.2.5.2. Kur’an’ın icma’ İle Neshi

İcma ile nesih konusunda da âlimlerin çoğunluğu olumsuz

düşünmektedir ancak icma’ ile neshe ılımlı bakan ve bu görüşte

olan alimler de vardır.

1.2.5.3. Kur’an’ın İctihat İle Neshi

Bu nesh türünü Maturidî’nin (ö:944), tefsir kitabı Tevilâtu

Ehli’s-Sünne’de ele alındığından bahsetmiştik. Maturidî, Kur’an’da

zekâtın verileceği yerlerle ilgili ayeti tefsir ederken, Hz.

Ömer’in, müellefe-i kulûba zekât vermemesini anlatarak şöyle

demektedir: “Bu ayette, ondaki mananın kalkması sebebiyle, neshin birçok

şekilde olabileceğinin bilinmesi için ictihad ile neshin cevazına delil vardır .”

Kur’an’da ilgili hüküm varken, Hz. Ömer’in artık size ihtiyaç

yoktur diye müellefe-i kuluba zekât vermemesi tevil ile

kapanmaz; bu, İmam Maturidî’nin belirttiği gibi ictihad ile

17 Yüksel Macit, “İmam Matürîdî’ye Göre Kur’an’dan Bir Hükmün İçtihat İle Neshi”, Hikmet Yurdu, yıl:2, sayı. 4, s. 2.

12

nesihtir. Adına ne denirse densin burada Kur’an’dan bir hükmün

uygulanmaması söz konusudur.

1.3. Kur’an’da Neshin Kısımları

Klasik kaynaklara göre nesh 3 kısma ayrılır.

1.3.1. Hem nazmı hem hükmü neshedilenler

Seleften nakledilen rivayetlerde bazı ayetlerin veya

surelerin daha sonra kaldırıldığı ya da unutturulduğu ileri

sürülmüştür. Hz. Aişeden gelen bir rivayete göre

sütkardeşliğine ve evlenme engeli oluşmasına sebep olan on

emzirme hakkındaki ayet daha sonra beş emzirme hükmü ile

neshedilmiştir.18 Mushaf’ta on emzirmeye dair ayeti nazmı

bulunmadığı gibi hükmü de yürürlükten kalkmıştır.19

1.3.2. Nazmı neshedilip hükmü baki kalanlar

Bazı âlimler bu tür neshi kabul etmemişler, gerekçe olarak

da konuyla ilgili rivayetlerin haber-i vâhid türünde olmasını

ve Kur’an’da nesh gibi önemli bir konunun bu yolla sabit

olmayacağını öne sürmüşlerdir. Nazmı neshedildiği halde

hükmünün baki kalabileceğini savunanlar ise nazmı ayrı, ondan18 Müslim, “Rada” 2419 Çetin, “Nesh”, DİA, XXXIII. 580.

13

elde edileni ise ayrı bir hüküm telakki etmişlerdir. Neshin bu

türüne “recm ayeti” diye meşhur olan, “Yaşlı erkek ve kadın

zina ettiği zaman onları recmedin…” anlamındaki rivayet örnek

gösterilir.20

1.3.3. Hükmü Neshedilip Nazmı Baki Kalanlar

Kur’an’da neshi kabul eden âlimler tarafından benimsenen

neshin bu türü ilgili eserlerin esas konusunu teşkil etmiştir.

Seleften gelen rivayetlerde ve buna bağlı olarak ilk dönemlerde

yazılan eserlerde lafzı kalıp hükmü neshedilen ayetlerin sayısı

300 civarında gösterilmektedir. Bunda, ilk dönem âlimlerinin

nesih kelimesine daha sonraki dönem usulcülerinin

yüklediklerinden daha geniş bir anlam yüklemelerinin yanı sıra

bazı âlimlerin nesihte ifrata düşmelerinin etkisi olduğu

anlaşılmaktadır. Bu konuda dikkat çekici bir örnek olarak Mekkî

sureler içinde yer alan müşriklerin eziyetlerine sabretmeyi,

onlara aldırmamayı ve ilişmemeyi emreden ayetlerin müşriklerle

savaşmamayı emreden “Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde

öldürün…”21 ayetiyle neshedilmiş sayılması gösterilebilir. Ancak

usul ve tefsir âlimleri, genelde bu âyet ve onunla mensuh

sayılan âyetlerin farklı durumlarla ilgili olduğu

görüşündedir.22

20 Çetin, “Nesh”, DİA, XXXIII. 580.21 Bakara, 2/522 Çetin, “Nesh”, DİA, XXXIII. 580

14

II. BÖLÜM

NESH HAKKINDAKİ GÖRÜŞLER

1. Neshi Kabul Edenlerin Görüşleri

Neshi kabul edenlere göre; neshi kabul etmenin Kur'an'da

tutarsızlık bulunduğunu kabule götürdüğü 'iddiası temelsizdir.

Çünkü mensûh ve nâsih ayetler aynı anda gelmemişlerdir ve nâsih

geldikten sonra mensûhun hükmü de geçerli değildir ki

aralarında çelişkiden söz edilebilsin. Mensûh olan hükümle bir

süre amel edildikten sonra bir başka ayet tarafından o hüküm

kaldırılmaktadır. Bu böyle bilindiğinde Kur'an'da ne çelişkiden

söz edilebilir ne de Kur'an'ın Allah katından gelmediği

sonucuna götürür. Nitekim İslam alimleri nesihte tenakuzun söz

konusu olmadığını açıklamışlardır. Nesih vahiyle vuku bulan bir

husustur ve nüzulün tamamlanmasıyla son bulmuştur.23

Kur'an'da neshi kabul edenlerce bazı ayetler delil olarak

getirilir.

a) "Bir âyetin yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman -ki Allah neyi indireceğini

çok iyi bilir- "Sen ancak bir iftiracısın" derler."24

23 Mustafa Altundağ, “Kur’an’da Neshi Kabul Etmeyenlerin Gerekçelerine Tahlili Bir Yaklaşım, Kur’an ve Tefsir Araştırmaları”, İstanbul 2000 s. 5.24 Nahl, 16/101

15

Bu ayet, Kur'an'da neshi kabul eden alimierin görüşlerini

desteklemek üzere getirdikleri en önemli delillerden biridir.

Onlara göre ayette, bir Kur'an ayetinin hükmü, bir başka Kur'an

ayeti ile değiştirildiğinde inkarcıların Hz. Peygamber'i

Allah'a iftira atmakla suçladıkları, inkarcıların çoğunun

gerçeği bilmedikleri belirtilmektedir.25

b) "Biz bir ayeti nesheder veya unutturursak ondan daha hayırlısını veya onun

gibisini getiririz. Bilmedin mi ki Allah her şeye kemaliyle kadirdir."26

Kuran'da neshl kabul edenlerin yorumuna göre bu ayette

Cenab-ı Hak, bir Kur'an ayetini nesheder veya onu unutturursa

(bir kıraate göre tehir ederse") yerine, insanlara fayda

açısından daha hayırlısını ya da onun benzerini getireceğini

ifade etmektedir.27

c) "Allah dilediğini siler, dilediğini de sabit bırakır. Ana kitap O'nun yanındadır."28

Âyetin siyak ve sibakına bakıldığında "silme/yok etme" ile

yalnızca Kur'an ayetleri arasındaki nesih konusunun

kastedildiğini söylemek gerçekten zordur. "Silme" ile

günahların silinmesi, bazı kavimlerin yok edilmesi, tabiat

olaylarındaki değişiklikler ve benzeri şeyler kastedilmiş

olabilir. Ancak ayetteki ifadenin genel olmasından hareketle

Kur'an'daki neshi de içermiş olmasına mani bir şey yoktur.

25 Altundağ, “Kur’an’da Neshi Kabul Etmeyenlerin Gerekçelerine tahlili Bir Yaklaşım, s. 6.26 Bakara, 2/10627 Altundağ, “Kur’an’da Neshi Kabul Etmeyenlerin gerekçelerine tahlili bir yaklaşım, s. 9.28 Rad, 13/39

16

Nitekim İbn Abbas, Said b. Cübeyr, Katade, İbn Cüreyc, Muhammed

b. Ka'b el-Kurazi ve İbn Zeyd gibi ilk dönem müfessirler, ayeti

nesih çerçevesinde de yorumlamışlardır.29

2. NESHİ KABUL ETMEYENLERİN GÖRÜŞLERİ

Kur’an’da neshi kabul etmeyenler, bu görüşlerine gerekçe

olarak Kur’an’ı hiçbir şeyin hükümsüz kılamayacağını, onda

tearuz ve tenakuzun bulunamayacağını ifade eden bazı ayet ve

hadisleri delil getirirler.

“Ona ne önünden ne ardından batıl gelmez”30

“Kur’an’ı düşünüyorlar mı? Şayet Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş)

olsaydı, onda birbirini tutmayan çok şey bulurlardı”31

Kur’an’da nâsih ve mensûh ayetin aynı zamanda gelmemiş

olması ve biri gelip diğerinin hükmünü kaldırdığında Kur’an’da

ayetlerin birbirleriyle çelişmeyeceği fikri buna cevaben

söylenebilir lakin mesele yalnız bundan ibaret değildir.

Ebu Müslim Muhammed b. Bahr el-Isfahânî,(ö:322/934)

Kur’an’da mensuh ayet olmadığını söyler ve neshi kabul

edenlerin söyledikleri nesihleri tahsîs ya da te’vil çeşidinden

şeyler olarak yorumlar.32

29 Altundağ, A.g.e. s. 13.30 Fussilet, 41/4231 Nisa, 4/8232 Cemâlettin el-Kâsimî, Kur’ân’ı Anlamak Tefsir İlminin Temel Meseleleri, çev: Sezai Özel, İstanbul 1990, s. 29.

17

İmam Şemsettin İbn Kayyım(ö:1292/1350) şöyle der: Selef

ulemâsı nâsih ve mensûhla, bazen hükmün tamamının

kaldırılmasını, bazen da tahsisi, mutlakı takyid ve onu

mukayyede hamletmeyi, tefsir ve açıklamak suretiyle âmm,

mutlak, zâhir vb. şeylerin delaletini kaldırmayı kastederler.

Hatta onlar, istisnâ, şart, sıfat gibi şeylere zâhiri delâleti

kaldırdığı ve murat olunanı açıkladığı için nesh derler. Şu

halde, onlara göre nesh, murat olunan manayı o lafızdan başka,

onun dışında bir şeyle açıklamaktır.33 Buradan anlaşılıyor ki,

ilk dönem alimleri nesh meselesini bugünkü anlam çerçevesinde

değil, bir çeşit tevil mahiyetinde anlamışlardır. Kur’an’da

neshin varlığı ve nesh kavramı ya yeniden tanımlanmalı ya da

kavramın kapsadığı çerçeve ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Burada dikkat çeken husus nesh kavramının anlam çerçevesi

zamanla daralmaya uğramış ve tek bir mefhuma hasredilmiştir.

33 Kâsimî, Kur’ân’ı Anlamak Tefsir İlminin Temel Meseleleri, s. 30.18

III.BÖLÜM

NESHİN DEĞERLENDİRİLMESİ

1.HZ. PEYGAMBER, SAHABE VE TABİÛNNUN NESHE KONU

OLAN AYETERE YAKLAŞIMI

Bakara suresindeki “Doğu da Batı da Allah'ındır. Şu halde hangi tarafa

döner yönelirseniz, Allah'ın Kıblesi orasıdır”34 ayeti ile ilgili olarak Hz.

Ömer Peygamberimizin bineği üzerinde giderken nafile namaz

kıldığını söylemektedir. Bu ayet yine Bakara 2/144, 149 ve 150.

ayetlerinde geçen "Yüzünü Mescid-i Haram'a çevir." ibaresi ile

mensûh olduğu görüşü geniş kabul görmüştür. Hz. Peygamber' e

dayanmayan bu görüş, hem sağlam bir temele dayanmamaktadır hem

de mensûh olduğu söylenen ayet, Kabe'ye yönelmeyi emreden

ayetten sonra inmiştir. Dolayısıyla, daha önce nazil olmuş bir

ayetin, daha sonra nazil olacak bir ayeti neshetmesi

düşünülemez. Ayrıca "Kabe'ye yönelmeyi emreden ayet, söz konusu

ayeti nesh etmiş olsaydı, daha önce Müslümanların belli bir

yöne değil, dört bir yana yönelerek namaz kılmaları caiz

olmalıydı. Çünkü mensûh olduğu söylenen ayette "nereye

dönerseniz" buyrulmaktadır. Halbuki Müslümanların namazlarında

daha önce Kudüs'e yöneldikleri bilinmektedir.35

34 Bakara 2/11535 Ali Galip Gezgin, “Nesh Problemi Bağlamında Bazı Ayetlerin Hz. Peygamber Tarafından Tefsiri”, IV. Kutlu Doğum Sempozyumu, Isparta 2001 s. 7.

19

Çoğunluk tarafından nesh edildiği kabul edilen ayetlerden

birisi de: "Oruca dayanamayanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir.”36

ayetidir. Fakat bu ayetle ilgili olarak Hz. Peygamber'in

"mensûhtur" dediğini göremiyoruz. Ancak "Tercümânu'l-Kur'an" diye

bilinen İbn Abbas'ın, söz konusu ayeti okuduktan sonra, "Bu ayet,

oruç tutmaya tahammül edemeyen yaşlı erkek ve yaşlı kadın hakkında mensûh

değildir. Onlar da, her bir günün orucu yerine, bir fakir doyururlar"37 dediğine

dair rivayetleri görüyoruz. İbn Abbas(ö:'ın bu ayetin mensûh

olmadığını söylemesine rağmen, bu ayetin mensûh olduğu

kanaatinde olanlar da vardır.38

Bakara 2/240. Ayeti de, büyük bir çoğunluk tarafından

mensûh olduğu kabul edilen ayetlerdendir. Bu ayet hakkında da

Hz. Peygamber'e ait herhangi bir tefsire rastlayamıyoruz. Bu

ayetle ilgili olarak hadis mecmualarında şu rivayet yer

almaktadır.: “Abdullah b. Zübeyr, Hz. Osman’a, Bakara suresinde

geçen “Sizden ölüp de (dul) eşler bırakan kimseler, zevcelerinin, evlerinden

çıkarılmadan, bir yıla kadar bıraktıkları mallardan faydalanmaları hususunda

(sağlıklarında) vasiyet etsinler…” ayeti “Sizden ölenlerin, geri bıraktıkları eşleri,

kendi başlarına 4 ay 10 gün beklerler. Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendi

hakkında yaptıkları meşru işlerde size bir günah yoktur…” ayetiyle

neshedildiği halde niçin bu mensûh ayeti de Kur’an’a

yazıyorsun? “ diye sorunca, Ona şu cevabı veriyor: “Ey

kardeşimin oğlu, bu ayeti terk mi edelim? Hayır, ben hiçbir

şeyi yerinden oynatamam”39. Görülüyor ki, bu ayetin mensuh

olduğuna dair Hz. Peygamber’den herhangi bir hadis rivayet

36 Bakara, 2/18437 Buhârî, “Tefsîr”, 25; Nesâî, “Sıyâm”, 63 38 Gezgin, “Nesh Problemi Bağlamında Bazı Ayetlerin Hz. Peygamber Tarafından Tefsiri”, s. 7.39 Buharl, Tefsir, 45

20

edilmemiştir. Şayet bu mensûh olmuş olsaydı, mutlaka Hz.

Peygamber’in buna dair bir açıklaması olurdu.40

Nur 24/2. ayeti ile mensûh olduğu iddia edilen

"Kadınlarınızdan fuhşu irtikâb edenlere karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer

şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye yahut Allah onlara bir yol

açıncaya kadar evlerde hapsedin."41 ayetinde geçen "Allah onlara bir yol

açıncaya..."ibaresini Hz. Peygamber'in şu şekilde tefsir

ettiğini Ubade b. Sâmit'in rivayetinden anlıyoruz: "Hz.

Peygamber'e bir vahiy geldiği zaman, vahiy sebebiyle O'nu bir

gam ve keder alır, yüzünün rengi uçardı. Bir gün Allah yine

vahiy indirmişti ki aynı hal O'nu sardı. Keder hali açılınca:

"Benden alın, benden alın. Allah onlar hakkında yol kıldı:

Bekâr bekârla zina etmişse cezası yüz sopa ve bir yıl

sürgündür. Dul, dul ile zina ederse yüz sopa ve recmdir"42 Bu

rivayette de açıkça görüldüğü gibi, Hz. Peygamber, bu ayette

kapalı olan ''yol"u, yani Allah'ın zina yapanlar için tespit

edeceği ceza şeklini açıklamakta, ayetin mensuh olduğuna dair

herhangi bir açıklamada bulunmamaktadır. Böyle bir açıklamada

bulunmadığı için, ayetin delaleti konusunda ihtilaf edilmiştir.

Bazıları "ayet için muhkemdir, bu hadis onu tefsir etmektedir"

derken, bazıları da "Nur suresinin başında yer alan: "Zina eden

kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun"43 âyetiyle

mensûhtur."demektedirler. Bu âyetin mensûh olmadığı üzerinde

ayrıntılı bir şekilde duran Süleyman. Ateş: ''Nesh iddiası, Hz.

Peygamber'in sarih bir sözüne değil, müfessir ve fakihlerin

40 Gezgin, “Nesh Problemi Bağlamında Bazı Ayetlerin Hz. Peygamber Tarafından Tefsiri”, s. 8.41 Nisa, 4/1542 Müslim, “Hudud”,1243 Nur, 24/2

21

birbirinden aktarma sözlerine dayanmaktadır. Zaten bu konuda

Hz. Peygamber'den sağlam bir söz gelseydi, nâsih ve mensûh

âyetlerin sayısında kişilere göre bu kadar fark görülmez,

kiminin mensûh saydığını öteki muhkem saymazdı. Mensûh sayılan

kimi ayetlerin, kendilerini neshettiği ileri sürülen ayetlerden

sonra indiği tespit edilmiştir. İnsanların, kendi görüşlerine

dayanarak herhangi bir ayeti neshetmeye ne hakları ve ne de

hadleri vardır."44

“Ey iman edenler! Allah’tan hakkıyla sakının ve ancak Müslüman olarak

ölünüz.”45 Ayetindeki “hakka Tükâtihi” lafzının, Said b. Cübeyr,

Ebu’l-‘Âliye, Rebî b. Enes, Katade, Mukatil b. Hayyan, Zeyd b.

Eslem ve Süddî gibi müfessirler, Bu ayetin uygulanmasının

müminlere zor gelmesi üzerine, Allah Teâlâ: “O halde gücünüz

yettiğince Allah’a isyandan kaçının…”46 ayeti ile hafifletti” demek

suretiyle ayetin mensûh olduğunu kaydetmelerine rağmen, Ali b.

Ebî Talha’nın İbn Abbas’tan naklettiğine göre, bu ayetin nesh

olunmadığını, Allah yolunda kınayanların kınamalarına aldırış

etmemeleri, kendi nefisleri, babaları çocukları ile ilgili de

olsa adaleti tatbik ederek ayakta tutmalarının müminlere

emredildiğini bildirmiştir.47

Bütün bu misallerde de açıkça görüldüğü gibi, Hz.

Peygamber, neshedildiği iddia edilen ayetlerden bazılarını

tefsir ettiği halde, bu ayetler hakkında, “şu ayet mensûhtur”

şeklinde bir rivayet nakledilmemiştir. Bir ayetin hükmünün

ilgası gibi önemli bir meselede, Rasûlullah’ın, bize kadar

44 Süleyman Ateş, Kur’an’da Nesh Meselesi, s:66 İstanbul 1996 s. 5-11.45 Âl-i İmrân 3/10246 Teğâbün, 64/1647 Gezgin, “Nesh Problemi Bağlamında Bazı Ayetlerin Hz. Peygamber Tarafından Tefsiri,” s. 8.

22

ulaşan bir hadisinin olmaması oldukça dikkat çekicidir. Zira

bir ayetin metni Kur’an’ı tebliğ ve teybinle görevlendirilmiş

ve Kur’an Tefsirinin esası olan Peygamberimizin, her hangi bir

ikazının olmayışı da, Kur’an’da mensûh ayet olmadığı görüşünü

desteklemektedir ve doğrulamaktadır.48

SONUÇ

Nesh, özellikle de Kur’an’da nesh konusu İslam ilimlerinin

aralarında en çok ihtilafa sebep olmuş konularındandır. Hemen

bütün usul kitaplarında neshe ayrı bir bölüm tahsis edilmiş ve

mesele orada enine boyuna tartışılmış olması yanında, Kur’an

ilimlerinden hakkında en çok müstakil eser yazılmış olan konu

da yine nesh konusudur.49 Nesh hakkında sorulması gereken soru:

nesh, şer’î bir hükmün şer’î bir delil ile ortadan tamamen

kalkması mıdır, yoksa şer’î bir hükmün müddetinin sona

erdiğinin açıklanması mıdır? Ayrıca neshi yok kabul edersek

neshin kendisinde vuku bulduğu düşünülen ayetleri mesela içki

âyeti gibi âyetleri nereye koyacağız? Üstelik nesh teorisini

kabul etmek Kur’an’ın her zaman ve zemine hitap eden bir anlam

telakkisiyle, duruma göre iptal olan, hükmü kalkan ayet

anlayışı çelişmektedir. Ayrıca, neshe konu olan ayetleri Hz.

Peygamber tarafında nasıl tefsir edildiği sorusu sorulmalıdır.

48 Gezgin, “Nesh Problemi Bağlamında Bazı Ayetlerin Hz. Peygamber Tarafından Tefsiri”, s. 246. 49 Bedrettin Çetiner, “Kur’an’da Nesh Konusuna Değişik Bir Yaklaşım”, Kur’an ve Tefsir Araştırmaları-III, Tartışmalı İlmi Toplantı, s. 385.

23

Kur’an’ın diğer kitapları nesh etmesi mevzusunda

söylenecek söz Allah Kur’an’ın pek çok ayetinde Kur’an’ın diğer

kitapları tasdik edecek bir kitap olarak gönderdiğini

vurgulamaktadır. Dolayısıyla Kur’an kendinde önceki kitapları

da nesh etmemiştir. Bakara suresindeki “Elinizdeki kitabı tasdik edici

olarak indirdiğime iman edin…”50 ve Mâide suresindeki “Sana da, daha

önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitabı gönderdik”51

ayetleri bunu açıkça göstermektedir.

Kur’an’ı Kerim’de ve Peygamberin hadislerinde “şu ayetler

neshedilmiştir” şeklinde bir açıklama yapılmamasına rağmen,

Kur’an’da nesh edilmiş, hükmü kaldırılmış ayetler bulunduğuna

dair genel bir kanaat vardır. Ancak, bu ayetlerin hangileri

olduğu hususunda bir ittifak söz konusu değildir.52 Nesh ile

ilgili tartışmalar Kur’an’da farklı adlandırmalardan

kaynaklanıyor nasih ve mensuh sayılan ayetler arasında da bir

mutabakata varılamamıştır. Kimi âlimin mensuh saydığı bazı

ayetler kimilerince geçerli saymıştır.

Süleyman Ateş, ayetlerdeki nesheden maksadın eski

kitapların neshi olduğu görüşünü uzak bir tevil olarak

niteleyerek sebebini şöyle açıklar: “Çünkü Kur’an, kendisini,

eski kitapları nâsih olarak değil, musaddık olarak nitelemekte,

onları doğruladığını, kendisinin onlara uygunluğunu her

vesileyle vurgulamaktadır. İki kitap arasında uygunluk varsa,

arada nesh de söz konusu olamaz. Kaldı ki ayetlerde kitaplardan

değil, sadece bireysel ayetlerin neshinden söz edilmektedir.

50 Bakara 2/4451 Maide, 5/4852 Veysel Güllüce, “Kur’an’da neshedilmiş ayet var mıdır?” S. 52.

24

Bir ayetin neshini, bir kitabın hatta kitapların neshi olarak

yorumlamak doğru olmaz.

Nesh konusu etrafında serdedilen görüş ve iddialar genel

bir değerlendirmeye tabi tutulduğunda, Kur’an’da neshin

varlığını caiz görenler arasında özellikle neshin çeşitleri,

neshedilen ayetlerin sayısı, neshin şartları, ayetlerin sünneti

veya sünnetin ayetleri neshedip edemeyeceği konularında tam bir

ittifakın olmadığı, önemli görüş ayrılıklarının bulunduğu

ortaya çıkmaktadır. Bazılarının nesh bağlamı içerisinde ele

alıp değerlendirdiği ayetler, diğer bazıları tarafından nesh

bağlamında değerlendirilmemiştir. Ayrıca, klasik nesh teorisi

çerçevesinde açıklanan her bir ayet için neshi hiç nazara

itibara almayan, onların hükümlerinin muhkem ve geçerli

olduğunu iddia eden açıklama ve yorumlamaları da bulmak

mümkündür.

Problem etrafında ortaya çıkan, Hz. Peygamber’e ve

sahabeye atfedilen rivayetlerin âhad haber cinsinden oldukları,

bir kısmının muteber haber kaynaklarında yer almadığı, senet ve

metinlerinde cerh ve tadile konu olan birçok durumun varlığı

nazar-ı itibara alındığında, klasik nesh teorisinin doğrudan

vahyî delillere dayanmak yerine, bir takım subjektif

değerlendirmelere ve ictihadî görüşlere dayandığını anlamak zor

değildir.53

Zamana ve zemine göre değişebilen hükümlerin Kur’an’ın

evrenselliği hükmünü kabul edenlerin fikir yapılarıyla

çelişmektedir. Ben şahıs olarak nesh meselesini duyduğumda

53 Özdeş, Kur’an ve Nesh Problemi, s. 159.25

dehşete düşmüştüm Kur’an nasıl değişir diye çünkü değişebilen

bir ezeli kelamın o günkü zihin dünyamda bir yeri yoktu. Bu

çalışmada bu konuyu seçmemin sebeplerinden biri de bu hususta

neler söylendiğini merak etmemden kaynaklanmaktadır. Nesh

meselesi en çok ele alınan koulardan olması ve pek çok çalışma

çalışmaya konu olması hasebiyle hemen hemen hakkında söylenecek

çok söz kalmamıştır. Bizim bu çalışmada anlattıklarımız da bir

derleme niteliğindedir.

KAYNAKÇA

Altundağ, Mustafa, “Kur’an’da Neshi Kabul EtmeyenlerinGerekçelerine Tahlili Bir Yaklaşım”, KUR' AN ve TEFSIR ARAŞTIRMALARI –III Tartışmalı İlmi Toplantı, 14-15 Ekim 2000 İstanbul.

Ateş, Süleyman, Kur’an’da Nesh Meselesi, İstanbul 1996.

Aydoğdu, Yakup, Kur’an’da Nesh Çalışması, Yayınlanmamış YüksekLisans Tezi, Konya 2002.

Muhammed b. İsmail, Sahih-i Buhari, Dımeşk 1993.

Çetiner, Bedrettin, “Kur'an’da Nesh Konusuna Değişik Bir Yaklaşım”, KUR'AN ve TEFSIRARAŞTIRMALARI –III, Tartışmalı İlmi Toplantı, İstanbul2002.

Gezgin, Ali Galip, “Nesh Problemi Bağlamında Mensûh Olduğuİddia Edilen Bazı Ayetlerin Hz. Peygamber Tarafından Tefsiri”,IV. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU, Isparta, 2001.

Güllüce, Veysel “Kur’an’da Neshedilmiş Ayet Var Mıdır?”, EKEVAKADEMİ DERCİSİ Yıl: 10 Sayı: 26 (Kış 2006).

Kâsimî, Cemâlettin el-Kâsimî, Kur’ân’ı Anlamak Tefsir İlminin Temel Meseleleri, çev: Sezai Özel, İstanbul 1990.

Müslim B. Haccac, Sahih-i Müslim, İstanbul 1973.

26

Okur, Kaşif Hamdi, “Maturidi’ye Nispet Edilen ‘içtihai Nesh’ KavramınaHanefi Geleneği Perspektifinden Bir Bakış”, Uluslarası İmam MaturidîSempozyumu, Eskişehir 2014.

Özdeş, Talip, “Kuran ve Nesh Problemi”, Fecr yay. Ankara, 2005.

Şimşek, Sait, “Kur’an’da Nesh Problemi”, I. KUR'AN HAFTASI,Kur'an Sempozyumu, Ankara, 1995.

Yüksel, Macit, İmam “Matürîdî’ye Göre Kur’an’dan Bir Hükmün İçtihat İleNeshi” Hikmet Yurdu, İmam Matüridî ve Matürîdîlik Özel Sayısı, Yıl: 2, S.4(Temmuz-Aralık 2009).

http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c38/c380142.pdf

http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c28/c280085.pdf

27