Altın Şehir:Prag

19
“Altın Şehir:Prag”, Megaron, Temmuz, 2012, ss.36-42. “ALTIN ŞEHİR” PRAG Berrin AKGÜN YÜKSEKLİ (Yrd. Doç. Dr.) BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK BÖLÜMÜ Uluslararası “Space&Place:Exploring Critical Issues” (Mekan ve Yer: Eleştirel Keşfetmek) adlı konferansa bir bildiri sunmak amacıyla gittiği Prag’da Altın Şehrin büyüsüne kapılan bir akademisyenin gezi notları şöyledir: Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag birbuçuk milyona yaklaşan nüfusuyla Vltava Nehri’nin iki yakasına kurulmuş bir şehir.(1) Nehrin batı yakasındaki tarihi kale 880 yılında inşa edilmiş. 14. Yy.da İmparator 4. Karl’ın başlattığı büyük çaplı imar faaliyeti kente kimliğini kazandıran önemli yapıların inşa edildiği dönemlerden biri.(2) Romanesk, gotik, barok ve art-nouveau yapıların yanısıra çağdaş örneklerin de oluşturduğu doku nehir ve köprülerle birlikte kente eşsiz bir görünüm kazandırıyor. Bu nedenle de Prag’ın tarihi merkezi 1992 yılında UNESCO tarafından “Dünya Mirası” listesine alınmış.(3)

Transcript of Altın Şehir:Prag

“Altın Şehir:Prag”, Megaron, Temmuz, 2012, ss.36-42.

“ALTIN ŞEHİR” PRAG

Berrin AKGÜN YÜKSEKLİ (Yrd. Doç. Dr.)

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK BÖLÜMÜ

Uluslararası “Space&Place:Exploring Critical Issues” (Mekan ve Yer:Eleştirel Keşfetmek) adlı konferansa bir bildiri sunmak amacıylagittiği Prag’da Altın Şehrin büyüsüne kapılan bir akademisyenin gezinotları şöyledir:

Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag birbuçuk milyona yaklaşannüfusuyla Vltava Nehri’nin iki yakasına kurulmuş bir şehir.(1)Nehrin batı yakasındaki tarihi kale 880 yılında inşa edilmiş. 14.Yy.da İmparator 4. Karl’ın başlattığı büyük çaplı imar faaliyetikente kimliğini kazandıran önemli yapıların inşa edildiğidönemlerden biri.(2) Romanesk, gotik, barok ve art-nouveau yapılarınyanısıra çağdaş örneklerin de oluşturduğu doku nehir ve köprülerlebirlikte kente eşsiz bir görünüm kazandırıyor. Bu nedenle de Prag’ıntarihi merkezi 1992 yılında UNESCO tarafından “Dünya Mirası”listesine alınmış.(3)

Vltava nehri ve doğu yakasında sağda Ulusal Tiyatro

Prag aynı zamanda Bohemya’nın entelektüel merkezi. Kentte her akşamen az bir klasik müzik konseri dinleme şansına sahipsiniz. Eski KentMeydanı ve civarındaki yapılarda hatta yapılar arasındaki avlulardaçok sayıda sergiyi gezme imkanımız oldu. Prag’da Komünizm Müzesi,Yahudi Müzesi, Havacılık Müzesi, Kepler Astronomi Müzesi, AntoninDvorak Müzesi gibi pek çok müze de var. Karlov Köprüsü ile PragKalesi arasında yer alan Franz Kafka’ya ait ev de müze olarakkullanılıyor bugün. Prag’da gökyüzünün sürekli gri renkli olmasıKafka’nın düşüncelerinin bu kentte yeşermiş olmasının tesadüfolmadığını düşündürtüyor. Aynı biçimde tarihi dokunun bu denli büyükbir alan kaplaması ve Avrupa’nın belli başlı tüm mimari üsluplarınıntamamının birarada gözlenebiliyor olması da buranın Avrupa tarihineözgü bir metropol olduğunu ve kalabalık bir burjuva sınıfının buradayaşamış olduğunu kanıtlıyor neredeyse. Prag her sokağında vecaddesinde birbirinden hayranlık verici yapıların bulunduğu birmimarlık müzesine benziyor.

130X570 metre boyutuyla dünyanın en büyük kalelerinden biri olanPrag Kalesi 870 yılından bu yana inşa edilmiş yapıları barındırıyor.Bu yapılardan St. Vitus Katedrali, Romanesk üsluplu GeorgiosKilisesi, 14. Yy.da inşa edilmiş gotik üsluplu salonlarıyla EskiKraliyet Sarayı, I. Ferdinand tarafından yaptırılan yazlık sarayBelvedere, Yeni Kraliyet Sarayı, Vladislav Galerisi, KraliyetBahçeleri en önemli olanları. (3)

Prag Kalesi Giriş Kapısı

Prag Kalesi Yeni saray

Prag Kalesi’nin yanında Başpiskoposluk Binası

Prag Kalesi’ndeki St. Vitus Katedrali, Çek Cumhuriyeti’ndeki enbüyük Katolik kilisesi. Bugünkü katedralin yerinde daha önce AzizVitus’un bedeninin bir bölümünü saklamak amacıyla inşa edilmiş 10.yy.dan kalma bir rotunda bulunuyormuş. Kutsal kalıntıları barındıranbu yapının doğal olarak Katolik liturjisinin işlevlerinigerçekleştirememesi nedeniyle 11. yy.da bu yere romanesk birbazilika inşa edilmiş. Bugünkü katedral binasının ise yapımına 1344yılında başlanmış ve diğer pek çok Gotik katedralde adet olduğu gibi1929 yılına kadar inşaatı devam etmiş. Avignon’dan davet edilenMatthias adlı yapı ustasının öngördüğü biçimde yapımına başlanankatedral tam da bu yüzden gotik mimarinin klasik özelliklerini en

iyi yansıtan ekol olan Fransız ekolüne göre inşa edilmiş.Matthias’ın ölümü üzerine katedralin yapımını üstlenen usta ise 14.yy.ın en ünlü mimarlarından biri Peter Parler olduğundan katedralgerçekten de göz kamaştırıcı bir gotik örnek haline gelmiş.(2)

Katedralin güney cephesi

Doğu cephesi

Katedralin çifte kuleli batı cephesi kadar önündeki diğercephelerdeki sokaklara nazaran daha geniş bir algılama olanağısağlayan irice meydan nedeniyle yapının daha fotojenik göründüğügüney cephesi de, Barok üslupta tamamlanmış ana kulesi ve Altınkapısıyla oldukça etkileyici. Doğu ucundaki ana absidle payeleribağlayan görkemli uçan payandalar ve uçlarındaki pinakolokulecikleri yapıyı yukarı doğru apsidioller ise doğuya doğru daha dabir genleştiriyorlar. Bohemya krallarının bazılarının gömülü olduğukatedralin iç mekanı da doğu batı doğrultusundaki mekan akışı vegökyüzüne doğru çekilme hissi, çapraz tonozlarındaki kaburga sayısıkadar profille zeminle buluşan demet payeleriyle size klasik birgotik katedralde olduğunuzu söylüyor.

13. yüzyılda Kral 4. Charles döneminde Peter Parler tarafındanyapılan Karlov köprüsü, Vltava Nehri'ni birbirine bağlayan köprüleriçerisinde en muhteşem olanı. 1357-1400 yılları arasında 4. Karlzamanında St. Vitus katedralinin de mimarı olan Peter Parlertarafından yapılan 516 m. uzunluğundaki köprü 16 kemer tarafındantaşınıyor. Her iki ucunda birer gotik üsluplu kule bulunuyor. Köprüüzerine 1683-1700 yıllarında eklenen 30 kadar barok heykelden AzizJohn Nepomuk heykeli en ünlü olanı.(4) Elbette bizim en çok ilgimizi

çeken bir Osmanlı sipahisini zindan bekçisi olarak tasvir etmiş olanheykel. Her heykelin başına toplanmış tur grupları, ressamlar,seyyar satıcılar, müzisyenler ve kukla oynatıcıları ile köprüPrag’ın tarihsel dekorunun en önemli turistik öğelerinden birihaline geliyor.

Karlov Köprüsünün doğu ucundaki kulesi Aziz JohnNepomuk Heykeli

Prag’ın tarihi kent meydanındaki “Astronomik Saat”in geçmişi 1410yılına kadar dayandırılmakla birlikte cephesindeki heykellerin yapımtarihi 1490 imiş.(5) Bu saat kulesi ay güneş ve gezegenlerin dünyayagöre konumlarını göstermekle kalmıyor aynı zamanda her saat başındaturistlerin başına üşüşmesine neden olan bir maharete de sahip.Saatin etrafında izleyenlere neleri yapmamaları gerektiğini anlatan4 heykel bulunuyor. Sol tarafta elindeki aynayla kendisine bakan ve“kendini beğenmişliği” sembolize eden heykel ile yanında elinde biraltın kesesi ile “cimriliği” sembolize eden bir Yahudi heykeli var.Diğer yanda ise “yaşama karşı isteksizliği” anlatan bir iskelet veonun yanında ise elinde bir müzik aleti ile “sefahati” anlatan birOsmanlı heykeli bulunuyor. Saatin altında ise Praglılar’a bilime,adalete, astronomiye ve eğitime önem vermelerini öğütleyen dörtheykel yer alıyor. Saat kulesinin ön cephesindeki heykeller her saatbaşında hareketleniyor. Önce iskelet elindeki ipi çekiyor vekafasını evet öleceksiniz anlamında aşağı yukarı sallıyor. Diğer üçheykel ise hayır diyerek kafalarını sağa sola sallıyor vearalarındaki pencere açılıyor, 12 havari izleyenlere selam vererekresmigeçit yapıyorlar. Gösteri horozun ötmesiyle sona eriyor. Saatinbu gösterisini izlemek kadar çevresine toplanan kalabalığın meraklabekleyişine dahil olmak da eğlenceli bir deneyimdi.

Aynı meydanda gotik kuleleriyle dikkat çeken romanesk üsluplu vetıpkı St. Vito katedralinde olduğu gibi önce Arras’lı Mattheas vesonra da Peter Parler’in inşaasında çalıştığı Tyn Kilisesi ve baroküsluplu Aziz Nicholas Kilisesi de bulunuyor. Meydanın ortasındainançları uğruna yakılarak idam edilmiş olan Çek asıllı dinselreformist felsefeci Jan Hus (1369-1415)’un heykeli var. Meydandaderme çatma yiyecek içecek birimlerinden oluşan bir pazaryerikurulmuş. Burası Sultanahmet Meydanı’nın Ramazan aylarında birpanayır yeri haline getirilişini anımsatıyor.

Astronomik Saat Kulesi ve arkada Tyn Kilisesi

Üstte Aziz Nicholas Kilisesi Altta Jan Hus Heykeli

Prag Baharı’nın sahnesi Wenceslas Meydanı aslında 4. Karl zamanındaat pazarı olarak kullanılıyormuş. Meydandan çok iri bir bulvarıandırıyor. Bir ucunda 1885-1891 yılları arasında yapılmış olan neo-rönesans üsluplu Ulusal Müze Binası ve bir de St.Wenceslas’ın atlıheykeli ile bugün ticari birimlerin alışveriş sokağı kimliğikazandırdığı 60 metre genişliğinde, 750 metre uzunluğunda ve buyüzden de Ankara Atatürk Bulvarı’na benzediğini düşündüğüm, diğerucu tarihi kent merkezine bağlanan meydan, pek çok tarihsel olayatanıklık etmiş. Örneğin 1918 yılında Çekoslovakya’nın bağımsızlığıbu meydanda heykelin önünde ilan edilmiş.1969 yılında üniversiteöğrencisi Jan Palack ülkesindeki liberalleşme hareketini sonlandıranSovyet işgalini protesto etmek için kendisini yakmış. 1989 yılındakiKadife Devrim sırasında bu meydanda pek çok gösteri düzenlenmiş.(6)

Wenceslas Meydanı’ndan görünümler

Prag Ulusal Müzesi

Prag’da kamusal yapıların da hepsi bir mimarı büyüleyecekniteliklere sahip. Örneğin, Francesco Carrati, bugün Dış İşleriBakanlığı olarak kullanılan ve barok mimarinin önemli örneklerindenbiri olarak mimarlık tarihinde yer tutan Czernin Sarayı’nıninşaasına 1668 yılında başlamış ve ölümüne kadar da (1677) Prag’dakalmış. Namesti Republiky yani Cumhuriyet Meydanı’ndaki BelediyeBinası (1905-1912) Art Nouvau stilin göz kamaştırıcı örneklerindenbiri. 1868-1881 yılları arasında inşa edilmiş olan Neo-Rönesansüsluptaki Ulusal Tiyatro Binası’nı (6) görünce 19. Yüzyılınrevivalist (tarihsel canlandırmacı) akımlarının modernist mimarlarcatarihi taklit etmelerinden dolayı günahkar ilan edilmelerine çok dahak veremiyorum.

Prag Belediye Binası

Prag’da yeni yapıların tarihi doku ile uyum sorunu yokmuş gibigörünüyor. Kent zaten farklı dönemlerde ve farklı üsluplardayapılmış yapıların uyumlu biraradalığını o kadar içselleştirmiş kiyeni yapıları da o doku içerisinde eritip kendisine ait halegetiriyor. Hatta nehrin diğer yakasından baktığınızda FrankGehry’nin Dans Eden Binasının da genel siluet içerisinde erimiş vePrag’la kaynaşmış olduğunu düşünüyorsunuz.

Dans Eden Bina Prag’ın iki numaralı bölgesinde yer alıyor.Hollanda’lı bir sigorta şirketine ait olan yapının programı zeminkatta bir bar ve çatı katında bir restaurant ile büro katlarınıiçeriyor. Bu köşede bulunan 19. Yy sonundan kalma apartman binası1945 yılında bir Amerikan bombardımanı sırasında yıkılmış. 1989yılında buraya yeni bir yapının inşa edilmesi gündeme geldiğindeproje önerisi alınan üç mimardan Jan Linek, dekonstrüktivist biryaklaşım ile Prag’ın tarihsel dokusunun uyumu arasında nasıl birbütünlük sağlanabileceği sorunu üzerine bir öneri geliştirmiş. VitMaslo, Prag’ın iki savaş arasındaki mimarlığından esinlenen yeni-fonksiyonalist, bir örnek sunmuş. Vlado Milunic ise "Kadife Devrim"olarak tanımlanan olgunun karnaval karakterine daha uygun düşenyorumlarını dile getirmiş.(7) Arsanın Hollanda’lı bir firmatarafından satın alınmasından sonra ise yapının tasarımı içinMilunic ile birlikte Frank Gehry’nin adı geçmeye başlamış. Yapınıntasarımı sırasında Prag’da köşe arsaların silindirik kulelerle vekubbeler ile değerlendirilmesi geleneği büyük önem taşımış. FrankGehry tek bir silindirik kulenin ağır ve maskülen bir etkisi

olacağını belirterek yapıya bir de kadın figürünün eklenerek köşeninbu biçimde değerlendirilmesi önerisini getirmiş. Böylece FredAstaire ve Ginger Rogers’ın “Smoke Gets in Your Eyes” filmindekidanslarından ilham alan yapının mimari projesi 1993 yılındaPrag’lılara sunulmuş.

Yapı, kimi eleştirmenlerce Prag’a yabancı Amerikalı kitsch zevkinküreselleşmesi hatta Disney’leşmenin bir işareti olarakeleştiriliyor. Bazılarına göre bu yapı Prag’ın Amerikanbombardımanıyla harab edilişini yeniden canlandırıyor. Bazıeleştirmenler ise yapının tasarımcılarından biri olan VladoMilunic’in yorumuna katılarak Çek Cumhuriyeti’ndeki “KadifeDevrim”in ardından liberalleşmenin ve demokratikleşmenin simgesiolarak görüyorlar. (8)

Yapı bulunduğu arsa ve fonksiyonu nedeniyle zemin düzleminde kentleilişki kurmaya çalışmadığından çevresinde zaman geçirmek zor. AncakFrank Gehry kentteki pek çok noktadan ve nehrin karşı kıyısındanuzun uzun izlenesi bir heykel tasarlamış. Üst katlara doğruyükseldikçe hafif geriye çekilerek sırtını dikleştiren ve bu sayedeheybetlenen, masif ve dengeli doluluk boşluk oranlarıyla egemen vegüçlü Fred figürü ve neredeyse ona yaslanıyormuş ve etekleriuçuşuyormuş etkisini veren Ginger ile “Dans Eden Bina” oluşturmakistediği görsel etki konusunda hayli başarılı gibi görünüyor.Prag’da Amerikalı bir çiftin ne işi var sorusunu soruyor olmaklabirlikte yapının Prag’a özgü mimari doku ile ilişkisini özgün biryorum olarak değerlendiriyorum. Tarihi dokuda hem Prag’a özgüreferanslar taşıyor hem de kendine ait bir duruş da sergiliyor.

Prag 19. Yüzyılda Habsburg hanedanı tarafından desteklenen Viyana veBudapeşte gibi önemli yönetim ve endüstri kentlerinden biri imiş.Komünist Çekoslovak rejimi 20. Yüzyılda da işçi sınıfının kentteikamet etmesinin partiyi ve rejimi güçlendireceği düşüncesiyle

kentin endüstrileşmesini desteklemiş. Bu nedenle de 1989 yılınakadar komünist rejim dolayısıyla Prag’ın hayranlık uyandıran kentseldokusu turistik tüketime açılmamış bir kent. O tarihten itibarenPrag’da “turist devrimi” olarak adlandırılabilecek biçimde servissektöründe çalışanların, konaklama birimlerinin ve tabii kente gelenturistlerin sayısında büyük bir artış gözlenmiş.(9) Yani Prag’ın birzamanlar sanayi devrimi sonrası toplayıp barındırdığı üretken işçisınıfının yerini bugün “bacasız sanayi” turizmin tüketimci turisttoplulukları almış.

Prag’da turistik bölgelerin hızla çehre değiştirerek turistiktüketime açık işlevleri barındırmaya başlaması kentlileri Prag’ayabancılaştıran en önemli etkenlerden biri olarak görülüyor.Gerçekten de bizim Prag’da olduğumuz dönem Kurban Bayramı tatili ileçakıştığı için kentte gezdiğimiz her yerde Türk turistler ya da Türkturistler için düzenlenen turlar (Karlov köprüsü’nde Osmanlısipahisinin olduğu heykele ve Astronomik saatteki kuklalararasındaki Osmanlı’yı sembolize eden-heykele uğranan turlar) ilekarşılaştık. Kent turist grubun kimliğine göre tavır alıyor vekendisini yeniden sunuyordu sanki. Hatta Türk turistlere özel domuzeti kullanılmadan oluşturulmuş menüleri ile Ortaçağ Gecesi sahte bir“otantiklik fanusu” içine kapatıldığımız teatral bir sahne gibiydi.Mc Cannell’ın (1999) terminolojisiyle “Sahnelenen otantiklik” (10)deneyiminin bir yalandan ibaret olduğunun farkında olan bir “post-turist” (11) olarak o andan haz almak güzeldi.

KAYNAKÇA

1. http://tr.wikipedia.org/wiki/Prag

2. http://www.hrad.cz/en/prague-castle/prague-castle-tourist- information/visit-of-prague-castle.shtml

3. http://whc.unesco.org/en/list/616

4. http://tr.wikipedia.org/wiki/Karl_K%C3%B6pr%C3%BCs%C3%BC

5. http://en.wikipedia.org/wiki/Astronomical_clock

6. http://www.czechtourism.com/what-to-see/towns-cities/ Prague.aspx

7. Hasol, D. (1998) “Prag ve Dans Eden Bina”, Yapı Dergisi, 203.Son Erişim Tarihi:06/01/2012

http://www.doganhasol.net/Articles/prag-ve-dans-eden-bina_10446.html

8. Pesch J.(1997) “Frank Gehry's "Ginger and Fred" in Prague:Playfully Postmodern or Seriously Post-Apocalyptic?” ”Kunst&Kultur 4.5, p. 14-17. Son Erişim tarihi:06/01/2012

http://lava.ds.arch.tue.nl/gallery/praha/tgehryen.html

9. Lily M. Hoffman and Jiri Musil “Prague, Tourism and the Post-industrial City”, Great Cities Institute, College of UrbanPlanning and Public Affairs University of Illinois Chicago.

10. Mccannell D. (1999) The Tourist: A New Theory of theLeisure Class, University of California Press.

11. Urry, J. (1990) The Consumption of Tourism, Sociology,Vol 24 No 1, pp.23-35